Blog
-
Adabıyla güvercin besleyen kaldımı
Kangal’da doğup büyüyen, evlendikten sonrasında da İstanbul’un yolunu tutan, Bomonti Mıhitaryan Okulu’nun 26 senelik müstahdemi Kemal Karapınar, Sivas’tan yola çıkarken eşiyle birlikte başka bir sevdasını daha yanına almış. Kendisi 40 senenin kuş severi…
“Çocuktuk heveslendik. Rahmetli büyük dayım bana bir çift kuş vermişti. Yerlerimiz ortaktı, aynı bahçeye bakardık, senin de olsun diyerek bana güvercinleri verdi. Askere gidip gelene kadar besledim. Niye? Şu sebeple bunun insana hiçbir kötülüğü yok. Kahve hayatım yok, gece gideyim bir yerde oyun oynayayım, öyleki bir şey yok. Boş vaktim olursa esasen kuşlara… Evlenene kadar öyleydi, evlendikten sonrasında da buraya geldim. Burada yer yoktu bırakmak zorunda kaldım” diyen Kemal Ağabey, okulun müstahdemliğine başlayınca, bahçede uygun bir yer var, oraya iki çift kuş koyalım diye düşünmüş, sonrasında da “Koyduk, koyuş o koyuş, 26 yıl oldu” diye konu alıyor.
Karapınar’ın güvercinlerini kapmışlar
Tatlı bir muhabbetimiz olan Kemal Ağabey’le bir ay kadar evvel fotoğrafçı dostum Berge Arabian’la gezinirken karşılaştık. Sinirli sinirli yürüyordu; neyin var diye sorduğumuzda bizlere “Edebiyle kuş besleyen kalmadı” diye söylendi. Okul binasının çatısında iki yavruyu uçururken, karşı taraftaki kümesten bir alavereyle güvercinlerini kapmışlar.
“Bomonti’den Kurtuluş Caddesi’ne dönmeden köşede bir market var, onun üstündeki binada da kuş besleyen birisi var” diyor Kemal Ağabey, güvercinler daha yavru olduğundan tetikteymiş… “Uçururken o karşı kümese de bakıyorum, durumun farkındayım şu demek oluyor ki, bizim güvercinler oraya doğru yönelince bir kuş gösterdiler, bizimkiler de o kuşun peşine öteki kümese indi” diye de ekliyor. Meğer bu yüzden bu kadar sinirliymiş.
Kemal Karapınar’la konuştukça anladık ki, kuş severlik apayrı bir dünya, edebinle kuş beslemekse özümsenmesi ihtiyaç duyulan bir kültürmüş. Ikimiz de kuş severlerin peşinden gittik, hala edebiyle kuş besleyen kaldı mı bulalım diye… Ilkin Kemal Ağabey’e kulak verdik, sonrasında da Samatya ve Kocamustafapaşa’daki kümesleri gezdik, açık artırmaları yerinde gördük ve güvercin severler derneğinde mezat sahibi Arman Oruz ve kardeşi Jan’ın hikâyesini dinledik.
‘İnsandan iyi vallahi’
Güvercinin güzelini ayırt etmek, her kuş besleyenin harcı değil, fakat her insanın beğenisi de değişik. Kimisi gözleri değişik olsun, der; kimisi kanadının yapısına, tüyünün yumuşaklığına bakar. Kırk senelik kuşbaz Kemal Karapınar bu şekilde konu alıyor: “Şimdi ben elime alır bakarım. Güvercinin kanat araları açık olmayacak. Tarağın kalınca dişlisini bir de ince dişlisini düşünün. Paçalar tırnakların ucunu kapatmayacak. Kanatlar esnek olacak, bakışımlı olmasına da bakarım, bundan dolayı olmayabilir de…”
Kemal Ağabey’in kuşları da kendi şeklinde Sivaslı, eşiyle beraber yirmili yaşların başlangıcında İstanbul’a gelmişler, şimdi kendisi altmış bir yaşlarında, iki oğlu, dört de torunu var. Bomonti Mıhitaryan Okulu’nun müstahdemliğini yapıyor. Bahçenin girişinde derhal sağda bir merdiven altına ona yer ayırmışlar, kümesini yapmış, 26 senedir güvercinleriyle, kuşlarını uçurduğu çatı da Fransız Mezarlığı’na bakıyor. Kemal Ağabey’in eşi de beyaz güvercinlerden hoşlanıyormuş, “İnsandan iyi vallahi, ben de kızıyordum baştan fakat seviyorum şimdi” diyor. Kemal Ağabey, Paskalya’da Sivas’tayken ya da izindeyken kümesle hep eşi ilgilenmiş. “Arada bir alışverişe çıkarım tamam, sonrasında asla çıkmam buradan, fazlaca rahat” diyor Öjen Hanım.
İstanbul’a geldiklerinde ilkin bir hastanede çalışmışlar. Kemal Ağabey kuşçuluğu bırakmak zorunda kalmış bir süre, fakat “Ne kadar bırakırsan bırak” diyor, “Benim bildiğim bir şey var, bu insanoğlunun kanına işler, bırakamazsın. On beş-on altı yaşından beri bu işle uğraşıyorum, sırtımda elli kilo yük olsa, tepede bir güvercin sesi, şakşak kanatları duydum mu, kafayı kaldırıp bakarım, bakmadan yapamam…” diyerek uzaklaşıyor, biz eşiyle konuşmaya devam ederken bir süre yanımızdan ayrılıyor.
şte Padişah
Gündüzleri de arada Öjen Hanım bakıyormış kümese, “Oğlanlar pek sevmez fakat onlar da bakar şu demek oluyor ki” diyor. Torunlardan biri meraklıymış, “Bıraksalar her gün gelecek fakat bırakmıyor ailesi. Bu kuşlar da çocuğun şeklinde, şimdi ben mahsus kızıyorum fakat seviyorum aslına bakarsak” diye konu alıyor heyecanla. Oradan Kemal Ağabey, “İşte Padişah” diye sesleniyor. Elinde güzel bir güvercin…
Kemal Ağabey’in tanıdıkları Padişah’ı daha yavruluk döneminde Sivas’tan getirmiş, İstanbul’da uçurmaya başlamışlar. Günlerden bigün martı saldırıp bir kolunu sakatlamış, burada esasen güvercinlerin en büyük düşmanı martılarmış. Kemal Ağabey görmüş Padişah’ı, “Tek geçerim bunu” demiş, almış tedavi etmiş, kanadını düzeltmiş. Bugün kümestekiler de Padişah’ın yavruları, daha yeni bir torunu daha olmuş, “Tanrı kısmet ederse bu yaz da onun peşini kovalayacağız”, torunları da o denli marifetliymiş.
Padişah; oyunlu, güzel bir güvercin, gözleri sarı, bu da Sivas’a özgü bir özellikmiş. Meğer her yörenin kendine özgü bir damarı varmış. Kemal Ağabey, “Padişah’ın tam kırk senelik damarı var. Soyunu biliyoruz. Şimdi bir güvercin var, uçar fakat boş, gelir pat düşer. Fakat Padişah’ı bir uçurursun vazifesini noksansız yapar. Şu masanın boyuna kadar gelir, orada atmaca şeklinde sırtını kasar, bir takla vurur fakat inmez, sonrasında bir sürat çıkmaya adım atar, her bir takla arası beş-altı metre, kırk-elli metre yukarı ip şeklinde gider. Şimdi dokuz yaşlarında, Padişah’ın buradan sadece ölüsü çıkar, hiçbir şeye değişmem” diyor.
Sivas damarı
Kemal Ağabey’e bu Sivas damarı iyi mi oluyor diye soruyorum, her yörenin farklıdır diyor, son on-on beş seneye kadar iyiymiş fakat şimdi bırak Sivas’ı Türkiye’nin hiçbir yerinde kendi öz damarı kalmamış kuşların, insanoğlu hep daha iyisini aramaya başlamış. “Şimdi Sivas’ta o yörenin kuşunu besleyen şahıs, kuşunu dışarı çıkarıp uçurmuyor bile, niye? Uçurur da birisi görürse bu sefer gelip yakasına yapışıyor. Onu da bırak, adam sokakta kuşu seyrediyor, hoşuna gitti, para sahipleri var, para babaları var, al parayı ver kuşunu diyor. Vermezsen o adam gece gelir tüm kümesi kaldırır. Şimdi millet korkusundan kuş bile uçuramıyor” diye konu alıyor.
İnsanlar hep daha iyisini arıyormuş, kendi elindeki altı takla yapıyorsa, acaba sekiz atanı bulabilir miyim diye bakıyormuş. Kemal Ağabey’ nazaran parası olan bozmuş bu uğraşı. Zenginlerin kuş çiftliği, kuşlara bakan sigortalı seyisleri olurmuş, o varlıklı adamsa o çiftliğe ayda bir bilemedin iki kez anca gidermiş.
Kemal Ağabey, bu işin artık çocuğa düştüğünü söylüyor, bilhassa de İstanbul’da, “Oldukca gençler… Çocuk haftalığını getiriyor bırakıyor mezatta, anlamıyor da, bilmiyor da… Benim iki oğlum var, ilgilenmiyorlar fakat ben istemiyorum esasen, işlerine baksın” diyor. Sivas’ta on beş yaşlarında çocuğa nadiren kuş verirlermiş, güvercine merak salanın ilkin kendine çekidüzen vermesi gerekirmiş, bundan dolayı yaşamını oturtmuş insanoğlunun beslemesi lazım gelirmiş kuşu. Kemal Ağabey’e nazaran en uygunu otuzu geçip evini barkını dizmiş birisinin boş vakti kalırsa kuş beslemesi. O şahıs kümesini kuracak, kuşlarını uçurup zevkini meydana getirecek, sonrasında akşam başka yerde gidip oyun oynayacağına, kuşçu kahvesine gidip kuşlarının marifetlerini anlatacak, örnek olarak, “Biz şunun kuşunu izledik sekiz taklayla gidiyor, ötekininki yarım metre geliyor, tabanı da var üstü de…” diyecek. “Kuşçu kahvesinde kendi aralarında yarış düzenlerler. Diyelim ki yedi-sekiz şahıs kurul oluşturduk, her gün bir arkadaşımızın kuşunu izlemeye gidip jürilik yaparız.”
‘Kuş mu, ben mi?’
Peki diyorum, Kemal Ağabey’e, kuşçuların eşleriyle fazlaca mesele yaşamış olduğu söylenir, doğru mu? Öjen Hanım da Kemal Ağabey de gülüyor. “Yok” diyor Kemal Ağabey, “Kuş için öyleki bir şey yaşamadık.” Fakat kimi zaman olurmuş, bir yerden sonrasında kuşçunun eşi, kuş mu ben mi diye sorarmış, “Kuş” diyen fazlaca olur diyor Kemal Ağabey. Öjen Hanım araya giriyor, “Bizim komşunun kızını istediler, isteyen kuşçuymuş, onlara demişler ki kuş bakan evine bakmaz, sakın verme, hanım da gelip bana sordu.” Kuşuna âşık olan, sevdalanan da fazlaca olurmuş. Kemal Ağabey, Kasımpaşalı Altındiş Hasan’dan bahsetti, kendisi yetmiş yaşlarında fazlaca sevilmiş olduğu güvercini Prenses’i yitirmiş, ondan sonrasında Altındiş’i uyku tutmamış. Kemal Ağabey de Padişah’ın torunlarından birini uçururken mezarlıktaki kargalara kaptırmış, arkasından o gece zona çıkarmış.
Padişah’ın kanatları kırpılmış, olur da kaçırırlar diye, uçamaması için Kemal Ağabey en sevilmiş olduğu güvercininin kanatlarını kesmek zorunda kalmış.
Recep efsanesi
Arayışımıza devam ediyoruz. Kulağımıza Recep adı çalınıyor, kendisi Samatya ve Kocamustafapaşa’da fazlaca meşhurmuş, gidin o kuşu mesele dediler…
Recep bir posta güvercini… Recep’in tüyleri düz mavi olan annesiyle, dört renkli babasının karışımı; ikisinin de ayaklarında Belçika markası varmış. Okyanus’ta ve Akdeniz’de ülke ülke gezen bir gezi gemisinin direğine kaçak olarak konmuşlar. Vapur denize açılınca da göze alıp uçamamışlar. Orada geminin mürettebatı ikisiyle ilgilenip yiyecek vermiş. Çalışanlardan birinin İstanbul’daki ahbaplığı yardımıyla bizim kaçak Belçikalılar, kendilerine İstanbul’da güzel bir yuva bulmuş. Recep’in anası bir yıl süresince yumurtlamamış, iki güvercinin İstanbul’daki kümes hayatına alışması süre almış, hele anne ölüm orucunda gibiymiş, hususi vitaminlerle ayakta kalmış. İlk yavrularıysa Recep’le kız kardeşi olmuş, 1997’de dünyaya gelmişler.
Mahallede Recep, evde Agop
Biz Kocamustafapaşa’ya gittiğimizde Recep’i göremedik, birkaç yıl ilkin maalesef yaşamını yitirmiş. Recep’in bakıcısı Jan Oruz kolunu sıyırıp bir dövme gösteriyor, “İşte Recep” diyor, bugün Recep yok fakat torunları, hatta torunlarının torunları Samatya’da uçuşuyor. Recep’in yavrularını Antakya’ya, Adana’ya, Urfa’ya yollamışlar. “Akıllı kuştu doğal gören, duyan, bizlerden yavrusunu istiyordu, ek olarak tam bir babaydı yavrularını fazlaca iyi eğitirdi. Ikimiz de ona güvercin gözüyle bakmıyorduk, evlat gibiydi” diyor Jan, kendisi otuz iki yaşlarında, on sekiz senesini Recep’le geçirmiş. Recep’inki tam bir hayatta kalma hikâyesi, kardeşiyle Recep kıvama geldiklerinde yavaş yavaş bu tarz şeyleri uçurmaya başlamışlar. “Bigün biz bu tarz şeyleri Tekirdağ’a götürdük” diyor Jan, ağabeyiyle beraber Tekirdağ’a denize giderlermiş, Pazar sabahıymış, Recep’le kız kardeşini bırakmışlar, bakalım kümese dönecekler mi diye… “Pazar geçti, Pazartesi akşama doğru artık biz bekliyoruz ki Recep gelecek. Sonrasında baktık sahilden bir kuş geliyor fakat artık bitmiş bitkinlikten. Kilisenin üstünden bıraktı kendini artık. Sonrasında onun gelmesiyle ona eş bulduk ve çoğaltmaya başladık” diye konu alıyor Jan. Kız kardeş ne yazık ki geri dönememiş. Recep’in bir de aile içinde, tanıdıklar içinde kullandıkları bir adı daha var: Agop. Jan, “Recep daha kolay anlaşılsın diye, Agop daha değişik, Müslüman bir ortamdayız sonuçta, Recep daha sempatik” diyor.
Kızlar umurumda değildi’
Jan’ın ağabeyi Arman, Samatya ve Kocamustafapaşa Kuşseverler Derneği’nin başlangıcında, mezatı da o yönetiyor. Jan evli değil, fakat birkaç aydır biriyle görüşüyor, “Ben hayatımda kuşlardan bu kadar uzaklaştığımı hatırlamıyorum, niçin bilmiyorum. Artık havadan mı ondan mı bilmiyorum. Ben bunların acısını askerden ilkin çektim, fazlaca bağlıydım, sürekli damdaydım, kimselerle konuşmuyordum. Kızlar umurumda bile değildi. İlgileniyorum, uçuruyorum. Yeni güvecinler yakalıyordum, bizlerden kaçanlar da oluyordu doğal. Sonrasında askerden geldim birazcık soğudum. Bigün ağabeyim, biz mangala gideceğiz sen damda dur dedi. Üç tane bira aldım ben de, keyif yapayım dedim. Bir tane güvercin vardı sevdiğim, fazlaca marifetli bir hayvandı. Gece vakti pat diye ses geldi, baktım o kuş düşmüş. Yakaladım onu ve tekrardan başladım güvercinlere” diye konu alıyor, “Fakat kendi yavrun daima daha iyidir. Biz bundan dolayı üretmeyi daha fazlaca seviyoruz. Kendimiz üretelim istiyoruz. Bizim kuşlarımız hep sülaledir. İnsanların bazıları parayla alır, üretmeyi sevmez” diye de ekliyor.
Jan’ın ağabeyi Arman her Cumartesi mezat açıyor. Fiyatı kuşun sahibi belirliyor, açık artırma usulü, sayı ne kadara çıkarsa. Sekiz yüz liraları görmüşler, Jan, “Bizim güvercinlerimizi getirsek, örnek olarak kıymetini veremezler burada. Hepimiz kimin ne beslediğini biliyor. Yüksek fiyat olduğundan elden satmak gerekiyor. Sora sora buluyorsunuz. Ağabeyim fazlaca sattı, fazlaca aradılar şu demek oluyor ki bin-bin beş yüz liraya kadar sattık” diyor.
Mezat günü sabahı Arman’ın terasında buluşuyoruz. Arkadaşları öteki kuşbazlarla birlikte bizi karşılıyorlar. Onlarla söyleşi edip gece de derneğe gideceğiz.
Bu yıl İstanbul’da fazlaca yırtıcı varmış, atmaca, şahin, kuş deyip de geçmemek gerekiyormuş, en azından elli-yüz liraymış tanesi, yemin de kilosu iki buçuk lira. Arman’ın meşhur bir ilaç reyonu var, gösteriyorlar, en azından bin liraymış… Güvercinlerden bir tanesini atmaca yaralamış, biz gittiğimizde yeni yeni antrenman veriyorlardı. Arman kuşları uçuruyor, “Şu maviyi izle, birazdan başlamış olacak sanatına” diye dürtüyor, arkadaşı Ata Kaan da oradan, “Bölgelere basarken dikkat et, kuş bokuna basan tekrar bırakamaz bunu” diye sesleniyor. Güvercinlerin sanatını takip ederken de dikkatli olmak lazımmış, Ohannes Ağabey’in babası kuş izlerken damdan düşmüş.
‘En güzel kuş havadan gelir’
Çinli bir iş adamından bahsediyorlar, bu işe milyon dolarlar harcıyormuş. Türkiye’de de büyük paralar harcayanlar varmış. Posta kuşuna yaşamını adayanlar var diye anlatıyorlar, Türkiye birincisi Sivas’tan Zeytinburnu’na gelmiş, her şey kayıtlı. Devlet geliyor alıyor kuşu, belirlenen yerden atıyor, bu kuşların tanesi nereden baksan bin beş yüz Euro, diyorlar. Eğitimleri de kademeli, ilkin köprü başından atılıyor, sonrasında Gebze, Kocaeli derken öyleki gidiyor. Uçanlardan birini gösteriyorlar, Ata Kaan, “Kuş şu an Fındıkzade’de falan uçuyor, ben de bu şekilde temenni ediyorum, fakat hüzünlü de bitebilir bu işin sonu, finale bakarım. Beklersin dönmez, kafanı bir çevirirsin dönmeye adım atar, sabır işi bu iş, keyif işi bir de” diyor.
Yörede kuş kaçıran da çokmuş, “En güzel kuş havadan gelir” diyorlar. Arman konu alıyor, “Kırktan fazla kuşçu var, her insanın kuşu ayrıdır. Muhabbetin var ise, gel, kuşun bende al dersin, tanımıyorsan da kuşun bende fiyatı da bu dersin. İnsan insanı öldürüyor kuş için, kuş hırsızlığının kilidi yoktur. Adı ‘kaçak’, yere indi mi ırkına bakacaksın, çevredeki kuşları hep tanıyorsun, kuş yerdeyken senin fakat havaya çıkmış oldu mu her insanın. Her yerden gelebilir, okyanus geçen kuş var, 1150 km yapmış, Barcelona’dan gemiden atmışlar, yüz elli bin dolara satıldı.”
‘Oynarcılık bitti’
Terastan ayrılıp derneğe gitmek suretiyle yola çıkıyoruz, Arman, “Bizim mezat fazlaca kalabalıktır, fakat dernekte haftaiçi toplasan on şahıs olur, yirmi beş senedir arkadaşız, muhabbetimiz hep güvercin, din, mezhep, ırk asla fark etmez, milyoner olursun, affedersin lağıma gir kuş var derler, girersin” diyor. Yolda da bu işin üstadı dedikleri Manuk Ağabeyi görüyoruz, “Oynarcılık bitti” diyor. Bursa kuşundan bahsediyor, Samatya-Kocamustafapaşa’da esas Bursa kuşu beslenirmiş, fakat o nesil kuş kalmamış. Güzel kuşun kaçıranı fazlaca oluyormuş, çalıp küçük paralara satıyorlarmış. En iyisi bende olsun, diyenler bu işi bozmuş. Gençler bir yerlerden duyuyormuş yüksek fiyata güvercin satıldığını, ben de satarım diye heveslenip işe girişiyormuş, hep bu amatörlüklerden bozulmuş kuşçuluk…
‘Onlar benim dilsiz kullarım’
Arman her Cumartesi akşam altı şeklinde hazırlıklara başlıyor, ocağı yakıyor, masa kaldırıp iskemle diziyor, sonrasında telefonlar gelmeye başlıyor, “Kuş getireceğim, benimkini ön sıraya koy…” Bir de çekiliş var mezat akşamları, kazanana bir çuval yem ya da kuş ya da başka ihtiyacı her neyse… Yedi gün yüz, öteki hafta yüz elli şahıs olurmuş. Çekilişten gelen para da derneğe katkı oluyor, çay, kahve, elektrik ve öteki faturalar ödeniyor. Maksat kuşçulara hizmet…
Saat akşam 10’a yaklaştıkça gelenler artıyor. “Bu işin yaşı yok” diyorlar. Hakikaten de aralarında fazlaca minik olanlar var. Arman, “Gelen genç evlatları görüyorsun, ben derim oğlum bak ailen görür, kimi zaman de kızıyorum kendinize harcayın bırakın kuşu. Onlar da diyor ağabey bu merakımız, bizlere kuşu ver…” Hepsi de birbirinden fazlaca değişik insanoğlu. Derneğin üstadı Cenk Ağabey, “Bunlar kuşçulukla kurulmuş dostluklardır, yoksa sokakta görsen dönerek bakmazsın” diyor, Agop Ağabey’se “Fakat her türlüsü de var, yavşağı da var affedersin, yok yok” diye ekliyor. Kuş çoksa, ihale gece yarısına kadar sürüyor, Samatya’da haftada bir, fakat daha fazlaca kazanmak için haftada üç kere meydana getiren mezatçılar da varmış. Arman, “Para kazanmaktan ziyade burayı geçindiriyorum. Bana bir çorba parası kalıyor buradan. Haftasonu yeri geliyor yüz, yeri geliyor yüz elli lira… Fakat bazı kişiler işi ticarete döktükleri için yüksek paralar kazanıyorlar. Adam kazancına bakıyor, ölmüş kalmış yavrusu var mı bakmıyor” diyor ve ekliyor, “Bu işe gönül verdin mi cebinden para çıkmış çıkmamış, o sana salak demiş, umurunda olmaz. Tanrı için verilen para şeklinde bir şey. Tanrı ne demiş, onlar benim dilsiz kullarım, şimdi zulme susuyorlar fakat hesap günü konuşacaklar.”
-
ŞebapMiski Kriterleri ve Puanlanması
ŞEBAP GÜVERCİNLERİN DEĞERLENDİRME KRİTERLERİ
M İ S K İ
1. GENEL FİZİKİ YAPI VE ORANTI : 25 PUAN
2. KAFA RENGİ : 10 PUAN
3. AYAK YAPISI : 15 PUAN ( 5 + 5 + 5 )
4. PUL : 20 PUAN
5. GÖĞÜS RENGİ : 20 PUAN
6. KUYRUK : 10 PUAN
7. GAGA : 10 PUAN
8. GÖZ : 15 PUAN
9. KAFA VE BOYUN ŞEKLİ : 15 PUAN
10.KUYRUK TOKASI : 5 PUAN
11.BEL TEMİZLİĞİ-KUYRUK ALTI : 5 PUAN
TOPLAM : 150 PUAN
1. GENEL FİZİKİ YAPI ve ORANTI : (25 Puan)
Bu başlık altında kuşun iriliği ve fiziğinin orantısı değerlendirilir. 25 puan dağıtılırken, kuşun makul ve olması ihtiyaç duyulan iriliği yanında kuşun dış görünümünün -fiziğinin kafa-boyun yapısı, ayak yapısı bel yapısı ile orantısı değerlendirilir. Bu oran ve uyum yanında kuşun Şebap’ta olması ihtiyaç duyulan denge, duruş ve zarafete haiz olmasına bakılır.
Mesela Kuş fazlaca iri fakat orantısız gözüküyor ise iriliğe 10 puan verilip orantıya fazlaca azca puan ya da sıfır puan verilebilir.
Dikkat, kafa-boyun ve ayak yapısı öteki başlıklar altında değerlendirildiği için bu başlık altında değerlendirilmez. Fakat kuşun orantısı değerlendirilirken bu özelliklerinde orantısı göz önünde bulundurulur.
2. KAFA RENGİ : (10 Puan)
Kuşun kafa rengi vücudu ile aynı renk olmalı, parlak krem rengi olmalıdır koyu olmamalı ve üstünde koyu çizgiler olmamalıdır.
3. AYAK YAPISI : (15 Puan)
Ayak değerlendirilirken üç bölümde değerlendirilir.
a- Parmaklarının üstünden başlayıp dirseğe kadar olan kısım (5 puan).
b- Dirsek ve yukarısı (5 puan).
c- Şalvarı ve ayağın paçanın genel görünüşü (5 puan).
Bu üç özellik beşer puandan değerlendirilir.
4. PUL : (20 Puan)
Puanlama yapılırken kuşun pulunun rengi (koyu canlı kahve), pulların şekli (mümkün olduğunca iri olması), netliği ve sıklığı (ne seyrek taneli nede poslu olması) değerlendirilir.
5. GÖĞÜS RENGİ VE KESMESİ : (20 Puan)
Kuşun göğüs rengi kırmızımsı canlı portakal renginde olmalı, erkeklerde göğüs sarılığı ayaklarına doğru uzamalıdır. Dişilerde ise daha yukarda kalabilir. Göğüs sarılığının üst kısmı net bir halde bitmeli tam bir kesme yapmalıdır.
-
Şebap Abalı Çakmaklı Kriterleri ve Puanlaması
ŞEBAP GÜVERCİNLERİN DEĞERLENDİRME KRİTERLERİ
ABALI ÇAKMAKLI
1. GENEL FİZİKİ YAPI VE ORANTI : 25 PUAN
2. KAFA RENGİ : 10 PUAN
3. AYAK YAPISI : 15 PUAN ( 5 + 5 + 5 )
4. PUL : 20 PUAN
5. GÖĞÜS RENGİ : 20 PUAN
6. KUYRUK : 10 PUAN
7. GAGA : 10 PUAN
8. GÖZ : 15 PUAN
9. KAFA VE BOYUN ŞEKLİ : 15 PUAN
10.KUYRUK TOKASI : 5 PUAN
11.BEL TEMİZLİĞİ-KUYRUK ALTI : 5 PUAN
TOPLAM : 150 PUAN
1. GENEL FİZİKİ YAPI ve ORANTI : (25 puan)
Bu başlık altında kuşun iriliği ve fiziğinin orantısı değerlendirilir. 25 puan değerlendirilirken kuşun iriliği ile beraber kuşun fiziğinin kafa-boyun yapısı, ayak yapısı bel yapısı ile orantısı değerlendirilir. Kuş oldukca iri fakat orantısız gözüküyor ise iriliğe 10 puan verilip orantıya oldukca azca puan ya da sıfır puan verilebilir. Kafa-boyun ve ayak yapısı öteki başlıklar altında değerlendirildiği için bu başlık altında değerlendirilmez. Fakat kuşun orantısı değerlendirilirken bu özelliklerin de orantısı göz önünde bulundurulur.
2. KAFA RENGİ : (10 puan)
Kuşun kafa rengi vücudu ile aynı renk olmalı, koyu olmamalı ve üstünde koyu çizgiler olmamalıdır.
3. AYAK YAPISI : (15 Puan)
Ayak değerlendirilirken üç bölümde değerlendirilir.
a- Parmaklarının üstünden başlayıp dirseğe kadar olan kısım (5 puan).
b- Dirsek ve yukarısı (5 puan).
c- Şalvarı ve ayağın paçanın genel görünüşü (5 puan).
Bu üç özellik beşer puandan değerlendirilir.
4. PUL : (20 puan)
Puanlama yapılırken kuşun pulunun rengi (parlak cilalı siyah) ve mümkün olduğunca pullarının altından alt kumaşının gözükmemesi dikkate alınır en makbulü tam sıvamasıdır.
5. GÖĞÜS RENGİ VE KESMESİ : (20 puan)
Kuşun göğsünde ispirto renginde hafifçe bir morluk olmalıdır. Rengin fazla olması eksi puan olarak değerlendirilmelidir.
6. KUYRUK : (10 Puan)
Kuyruk beyazlığı (ayna) :
Dengeli Kuyrukta 10 puanın dağılımı
2-2-/3-3/4-4 : 10 puan
1-1 : 9 puan
5-5 : 8 puan
6-6 (14 tel ise) : 6 puan
6-6 (13 tel ise) : 5 puan
Dengesiz Kuyrukta puan dağılımı
1 değişik dengesizlik: 3’ten fazla aynası var ise 5 puan, 3 ve 3 ten azca aynası var ise 4 puan.
2 değişik dengesizlik: 3’ten fazla aynası var ise 4 puan, 3 ve 3 ten azca aynası var ise 3 puan.
3 değişik dengesizlik: 2 puan.
Daha çok dengesizlik 1 puan.
Düz kuyruk: 0 puan.
-
Türkiyede güvercin yetiştiriciliği
ÖZET
Meydana gelen bu derleme çalışmasında, güvercin ile ilgili bazı temel bilgilerin bir araya getirilmesi
amaçlanmıştır. Güvercin ilk evcilleştirilen kuş olarak bilinmektedir. Evcil güvercin 6.000 yıl yada daha çok bir
süredir değişik amaçlar için yetiştirilmektedir. Bazısı değişik uçma stilleri için yetiştirilen fazlaca değişik güvercin
ırkları bulunmaktadır. Güvercinler yetiştirilme amaçlarına gore dalıcı, taklacı, makaracı, dönücü, filo uçucusu,
yüksek uçucu, posta, süs ve ötücü olmak suretiyle gruplandırılabilir. Güvercin, Türk kültüründe nadiren negatif
fakat çoğu zaman pozitif yönde bir role haiz olmuştur. Türkler Müslüman olduktan sonrasında, güvercin Türk kültüründe
mukaddes bir yere yerleştirilmiştir. Tüm evcil güvercinler yenilebilmesine karşın, Türkler güvercin etini nadiren
tüketirler. Günümüzde süs ve uçuş özellikleri için yetiştirilen güvercinlerin fazlaca azca miktarı beslenmek amacıyla
kullanılmasına rağmen güvercin eti gelecekte insanlık için stratejik bir besin maddesi olabilecek potansiyele
haizdir.
Anahtar kelimeler: Güvercin, güvercin yetiştirme, güvercin türleri, Columbidae
Pigeon Breeding (Columba livia) in Turkey from Past to Present
Abstract
This study was carried out to gather some basic pigeon information. Pigeon is known the bird which is the first
domesticated. Domestic pigeon (Columba livia) özgü been bred for various purposes for six thousand years or
more. Various forms of the Domestic pigeon exist which some of pigeons are bred for their flying abilities. They
can be grouped related with their husbandry purpose as diver, tumbler (somersaulter), roller, spinner, fleet flier,
high flier, racing homer, show and singer type pigeon breeds. Pigeon özgü always been an important figure in
Turkish culture. Pigeon özgü generally been in positive role, but rarely negative role in Turkish culture. After Turks
özgü become Muslim, pigeon özgü been niches in a holy place in Turkish culture. Although all domestic pigeons are
edible, Turks rarely consume pigeon meat. Most of today’s show and flying ability forms are seldom bred for
food, but pigeon meat can be a strategic food source for human in the future.
Keywords:Pigeon, Columba livia, Pigeon breeding, Pigeon species, Columbidae
1
Iğdır Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Zootekni Kısmı, 76100, IĞDIR
2
Bozok Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Zootekni Kısmı, 66100, YOZGAT
GİRİŞ (Atalay 1943). Anadolu ağızlarındaki, goğercin,
güvercin, göğercin, güvercin tanımlarının yanında,
Güvercin, 300’den fazla türü olan Güvercingiller Kögörçün (Bashöyük-Kadınhanı-Konya) biçiminin
(Columbidae) ailesinden olup,, süratli ve uzun vakit ise Kafkasya göçmenlerinden derlendiği
uçabilen; kugurdama ya da dem çekme denilen hususi anlaşılmaktadır (Anonim 1992; Eren 1858).
sesleri çıkaran, kısa vücutlu, sık tüylü ve yemle Kökürçkün, kögürçün biçimlerinin kök < gök
beslenen bir tür kuştur. Sık sık kumru ve güvercin sözcüğünün üstüne ek yığılması sonucu ortaya çıkmış olduğu
tanımı birbirlerinin yerine kullanılmaktadır. Halk anlaşılmaktadır (Atalay 1941). Bazı lügat ve
içinde “gugukçuk” olarak malum kumru, ansiklopedilerde ise güvercin isminin kökeninin,
güvercinden daha minik, zarif ve ince kuyrukludur. Moğolca “kügercin” kelimesinden geldiği
b Güvercin ise daha iri, tombul, kuyrukları küt ve bolca belirtilmektedir (Anonim 1993 ).
a
telekli bir kuştur (Anonim 1992, Anonim 1993 ,
b c Anonim 1993 , Anonim 1993 , Öncel ve ark. 2001). 2.TürÖzellikleri
Kutup bölgeleri, bazı okyanus adaları, Sahra Çölünün Orta büyüklükte, küçükbaşlı, kısa boyunlu ve
iç kesimleri ve ılıman iklim kuşağının en soğuk kısa bacaklı kuşlardır. Gagaları kısa, zayıf yapılı, ucu
bölgeleri hariç, dünyanın her yerinde bulunmaktadır. hafifçe aşağı kıvrıktır. Kanatları orta uzunluktadır.
(İbrahim Hakkı 1933). Oldukça süratli uçarlar. Ayakları iyi gelişmiştir ve arka
parmak yere kıymet (Anonim 1992). Tabiatta ağaçlarda
1. İsim Kökeni ve kayalık yerlerde bulunurlar. Meyveler, taneli yada
Sınırı olan ve belli alanlardaki sözcükleri içine alan çekirdekli tohumlarla beslenirler. Yılda 3-5 kez
Gök Türk Yazıtlarında geçmeyen güvercin sözcüğü, kuluçkaya yatar ve çoğu zaman iki yumurta bırakırlar.
Uygur metinlerinde kögürçgün, kögürçken, kögürçün Kuluçka süresi averaj 17-18 gün olup, çoğu zaman
biçimlerinde geçmektedir (Caferoğlu 1968), Divanı gündüzleri adam, geceleri dişi kuş kuluçkada bekler,
Lugatit-Türk’te kökürçkün olarak geçmekte, yavruları beraber büyütürler. Her iki eşeyde kuluçka
kökürgkünleş- “güvercini ödül koyarak yarışa zamanı kursaklarından süte benzer bir sıvı çıkararak,
girmek”, biçiminde bir de türevi bulunmaktadır ilk dönemde yavrularını bununla beslerler. Yavrular
Derleme
46
yumurtadan gözleri kapalı, tüysüz ve çıplak Çiçi, Demkeş, Fırfırlı, Göğsüak, Hünkari, İçağlı,
çıkmaktadır. Yavru 3-4 haftalık olunca, kendi İskenderun, İstanbullu, Karakan, Ketme, Kızılbaş,
yiyeceğini kendi sağlamaya adım atar. Sınıflandırılmaları Selçuk, Taklambaç, Tavuskuyruk, Yaşmaklı ırkları
a b
karmaşıktır (Anonim 1993 , Anonim 1993 , Anonim örnek verilebilir.
c b
1993 , Anonim 2011 ). En uzun 30 yıl yaşamaktadırlar Dalıcı güvercinler: Bu güvercinler belirli bir
(Nalçacı 1994). Güvercinlerin bilince haiz oldukları, yüksekliğe çıktıktan sonrasında, kendisine pırıltı (parıltı)
a z düşünebildikl e ri ve ba z ı ç ıkıml a rda gösterildiği vakit, derhal dalan güvercinlerdir. Yerde
bulunabildikleri ortaya konmuştur (Dawkins, 2010). güvercin sahibinin, elinde tuttuğu beyaz renkli
Güvercinlerin mühim özellikleri içinde güvercini, gökyüzünde uçan güvercine göstermesine
emerek su içme ve yavrularını “kuş sütü” ile besleme pırıltı ya da parıltı adı verilir. Dalıcı güvercinlere
davranışları yer almıştır. Adana, Azman, Bango, Baksa, Dolapçı, Domino,
Emerek su içme davranışı: Güvercingillerde su içme Dönek, Kelebek, Mısırî, Ödemiş ve Yoz ırkları örnek
şekli öteki birçok kuştan farklıdır. Öteki kuşlar, bir verilebilir.
yudum su alıp kafalarını yukarı doğru kaldırarak suyu Filo uçucuları: Bu ırkın bireylerinde dalma,
yutarlar. Kuşlarda burun delikleri ile gagalarının takla atma, dolap, çember dövme ya da dönme benzer biçimde
arasını kapatabilecek bir yapı bulunmadığı için vakum özellikler bulunmaz. Bu güvercinler gökyüzünde
oluşturup suyu ememezler. Suyu gırtlaklarına toplu halde uçarak, hünerlerini sergilerler. Bunlar Ağ,
iletebilmek için kafalarını yukarı kaldırma Amberi, Bağdat, Baştankara, Bayramlı, Buludî,
gereksinimi duyarlar. Sadece güvercingiller, burun Burmalı, Çakçırlı, Çiçi, Dervişaliler, Fırfırlı, Halebî,
deliklerini de suya daldırırlar ve yiyecek borusundaki İskenderun, İspir, İspir Bağdadi, İstanbullu,
kasların yardımı ile vakum oluşturarak aynı Karaperçemli, Karakuyruk, Keşpir, Kınıfırlı, Mazoni,
memelilerde olduğu benzer biçimde suyu emerek içerler. Bu Meverdi, Müsevvet, Nakışlı, Safra, Sırtıkızıl ve
özellik yalnız güvercingiller familyasına ilişkin kuşlarda Yaşmaklı ırklarıdır.
bulunmaktadır. Bu özellikleri sebebi ile güvercinlerin Taklacı güvercinler: Adından da anlaşılacağı
içecekleri su kaynaklarının ya da su kaplarının gaga ve benzer biçimde, uçarken öne ya da arkaya takla atan güvercinlere
burun deliklerini daldırabilecekleri derinlikte olmaları verilen addır. Taklacı güvercin ırklarına Alabadem,
a
gerekir (Anonim 1993 ). Çakçırlı, Çorum, Göğsüak, İçağlı, Ketme, Kızılbaş,
Kuş sütü salgısı: Tüm kuşlar Malatya, Taklambaç ve Van Yüksek Uçucusu örnek içinde yalnızca
güvercin ve kumrularda rastlanan benzersiz bir verilebilir.
özellik, yavruların beslenmesi Çember dövücüler: Bunlar havada bir çember için “güvercin sütü” adı
verilen bir salgının salgılanmasıdır. Yavrular şeklinde dönerken, bununla beraber takla atan
yumurtadan çıktıktan sonrasında ortalama yedi gün süre ile güvercinlerdir. Anadolu Çember Dövücüsü bu gruba
bu salgı örnek verilebilecek bir ırktır. ile beslenirler. Hemen sonra ana ve babalarının
kursaklarında öğüttükleri yarı sindirilmiş besinle f.Makaracı güvercinler: Bu gruba giren
bes güvercinler, havada kendi çevrelerinde dönerek lenmeye geçerler. Yavru kuş gagasını
ebeveynlerinin ağzının süzülürler. Bu hareketleri bir makaraya sarılan ipe içine sokar ve ebeveynlerinin
kusmasını sağlayarak bu salgıyı alır benzediği için, güvercinlerin bu hareketine makara, bu . Hipofiz bezinin
sa tip güvercinlere de makaracı denmiştir. Makara lgıladığı prolaktin hormonu, bu salgı
mekan yaparken süzülmenin ölçüsü bir elektrik direği izmasını harekete geçirmektedir. Kursak
çeperinden salgılanan bu besleyici maddenin bileşimi uzunluğudur. Standart bir makaracı güvercinin minimum
memelilerdeki süte oldukça yakındır bir elektrik direği boyu süzülmesi gerekir. İyi . Halk içinde
“kuş sütü” olarak malum bu salgı, güvercinlerde yetiştiricilerin hedefi 3-4 direk boyu makara meydana getiren
yalnız kuluçka periyodu sonuna doğru ortalama bir kuşlar yetiştirmektir. Makaracı ırklara Bursa, Çakal,
hafta a Mülakat, Oryantal ve Trakya Makaracısı örnek süre ile salgılanmaktadır (Anonim 1993 ).
verilebilir.
3.Güvercinlerin Dönücü güvercinler: Bu güvercinler havada sınıflandırılması
Çeşitli şekillerde çeşitli dönüş manevraları yaparlar. Bu gruba Dolapçı, sınıflandırılırlar. Uzun gagalıkısa gagalı, paçalı-paçasız, Dönek, Kelebek ve Ödemiş ırkları örnek verilebilir.
tepelikli-tepeliksiz benzer biçimde
Ötücü güvercinler: Havada yaptıkları çeşitli sınıflandırmalar yapılmakla beraber en fazlaca tercih
ed hareketler ya da dış güzelliklerinden daha fazlaca, çeşitli ilen yetiştirilme amacına gore meydana getirilen
şekillerde icra ettikleri ötüş özellikleri ile ön plana sınıflandırmadır. Güvercinler yetiştirilme amacına
gore; çıkan güvercinlerdir. Ankut, Bayburt ve Kumru ırkları
Süs güvercinleri: Dış görünüşlerinin bu gruba giren güvercinlerdir.
ilginçliği
ve güzelliği sebebi ile yetiştirilen güvercinlerdir Yarış güvercinleri: Posta güvercini adıyla . Baş
üstünde malum güvercinlerdir. Bu güvercinler, yetiştirildikleri takke, göğüste gül, bacaklarda paça benzer biçimde ilave
özellikler yerden belirli bir uzaklığa bırakıldıktan sonrasında, belirli
, daha heybetli kuyruk, göğüs benzer biçimde vücut
parçaları, bir sürede eski yerlerini gören güvercinlerdir. Bu değişik ve garip göz ve telek rengi benzer biçimde
özellikler sebebi mesafenin uzunluğu birkaç kilometreden, bazı uzun ile tercih edilen güvercinlerdir. Süs
maraton yarışlarında, birkaç bin kilometreye kadar için yetiştirilen güvercinlere Alabadem, Burmalı,
Tarihten Günümüze Türkiye’de Güvercin (Columba livia) Yetiştiriciliği
47
çıkabilmektedir. Bu güvercinlerde belirli bir renk ya yapılmaktadır.
da biçim standardı yoktur. Bu kuşlar tamamen uzun c. Posta ırkı güvercinlerin yetiştirilmesi
mesafe uçma ve eski yerini bulma özelliklerine gore komünikasyon ve ulaşım imkânlarının kısıtlı olduğu
b
yetiştirilirler. devirlerde daha önemliydi (Anonim1993 ). Mesela
Yüksek uçucular: Kartal, şahin ve atmaca benzer biçimde Fransa Ordusu II. Dünya Savaşı esnasında 30.000 tane
yırtıcı kuşlar yüksekte uçtuklarından, güvercinler posta güvercinine haiz olmasına rağmen günümüzde bu
çoğu zaman yüksek mesafeleri sevmezler. Yükseklere sayı 300 adete düşmüştür. Puerto Rico ve
çıkarak uçmayı yeğleyen güvercinlere yüksek uçucu Guatemala’da telefonun olmadığı dağlık alanlarda ve
adı verilir. Bu gruba Van Yüksek Uçucusu örnek mesajların saatler devam eden büyük zorluklarla
verilebilir. ulaştırılmaya çalışmış olduğu sert coğrafi bölgelerde
Besi güvercinleri: Yalnız besleme amacıyla mesajlar güvercinlerle yollanabilmektedir. Bazı
yetiştirilen ve öteki uçma ve biçim benzer biçimde özelliklerine yerleşim bölgeleri organik felaketler, askeri yada terörist
dikkat edilmeyen güvercinlerdir. King, Mondaines, saldırılar benzer biçimde umulmayan faaliyetlerce izole
Carneau benzer biçimde yabancı kaynaklı ırklar bu gruba örnek edilebilir. Bu benzer biçimde durumlarda güvercinler can
verilebilir (Sarıca ve ark. 2003). kurtarıcıdır. Mesela, Puerto Rico’da arabaların
4. Güvercinlerde Yön Bulma köyden şehre 1.5-2 saatte aldıkları yolu güvercinler 20
Güvercinlerin ve bilhassa uzun mesafe kat eden dakikada almakta ve köylülerin gereksindikleri bazı
posta güvercinlerinin taraflarını iyi mi buldukları ilaçları taşıyabilmektedirler. Haberci güvercinler ile
mevzusunda çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. İlk ilkin ilgili bir öteki örnek Fransa’dan verilebilir. Buna gore
güvercinlerin yeryüzü şekillerini ezberledikleri siyah-beyaz haberci güvercinler her gün Fransa’nın
üstünde durulmuştur. Hemen sonra ise güneşin ve kuzeybatı kıyısındaki Petit Gendarme nahiyesinden
yıldızların konumlarına bakarak taraflarını buldukları 23 km’lik yolu uçarak hastaneye kan taşımaktadır.
düşünülmüştür. 1947 senesinde geliştiren yeni bir Güvercinlerin göğüslerinde hususi bir koşuma sarılarak
varsayıma gore de güvercinlerin yerin manyetik yollanan kan tüpleriyle hastanede kolay, etkili ve
alanını yön bulma amacı ile kullanabildikleri ortaya ekonomik bir halde kan testleri yapılabilmektedir.
çıkartılmıştır. Sadece, son olarak varsayıma gore İki güvercine averaj 40 gr ağırlıkta her ikisi de aynı
güvercinlerin koku alma duyuları yardımıyla kanı içeren kontrol tüpleri bağlanmaktadır. Bu servis
hedeflerine ulaştıkları ileri sürülmektedir. İlk kez 1972 bilhassa gezgin akımının olduğu yaz mevsiminde trafik
senesinde Papi, ve 1980 senesinde Almanya’da Wallraff kazalarının arttığı dönemde kıymet kazanmaktadır.
tarafınca ileri sürülen bu görüşe gore, her coğrafi Kuşlar, Granvilli yöresiyle Avranches hastanesi
bölgenin uçucu maddelerden oluşan, kendine özgü arasındaki 27 km’lik yolu hazırlanma süresi de dahil
moleküllerden oluşan kokuları bulunmakta ve olmak suretiyle 11 dakikada kat edebilmektedir.
güvercinler bu kokulara gore yollarını bulmaktadırlar. Akaryakıt fiyatı yüksek olan Fransa’da bir kaç mısır
Posta güvercinlerinin bu kokuları ayrı ayrı danesiyle yönetilen bu şekilde bir operasyonun ekonomik
tanıyabildikleri düşünülmektedir. Koku alma duyuları kıymeti oldukça büyüktür (Muğlalı 2001).
geçici olarak köreltilen güvercinlerin tanımadıkları bir d. Güvercin gübresi Osmanlılar zamanında ihraç
bölgeden geri dönemedikleri sadece, bölgeyi evvelde edilen bir maddeydi. Bu yüzden çeşitli şehirlerde
tanıyorlarsa geri dönebildikleri gözlenmiştir. Bugün güvercinler için hususi binalar inşa edilmiş ve ticari
koku varsayımının öteki yön bulma kabiliyetleri ile güvercin gübresi üretimi yapılmıştır. Kapadokya
beraber ve duruma gore kullanıldığı düşünülmektedir yöresinde “güvercinlik”, Kayseri’de “burç” ve
(İşçen 2004). Güvercinler bu uzun yolculukları Diyarbakır’da “boranhane” olarak adlandırılan yapılar
e sna sında süpe r yakıt ol a r ak i ç yağını günümüzde de halen görülebilmektedir (Büyükmıhçı
kullanmaktadırlar (Alim 2010). 2006, Bekleyen 2007). Güvercinler, en pahalı organik
hayvan gübresi olan güvercin gübresinin hammadde
5. Güvercinlerden yararlanma yolları kaynağıdırlar. Güvercin gübresinin PH derecesi
Güvercinler insanlara birçok yönden hizmet yüksektir. Otomobil kaportasına temas ettiğinde, kısa
etmektedirler: sürede boyaya zarar verebilir. Ek olarak, güvercin dışkısı
a. Güvercinler günümüzde en yaygın şekilde ayakkabı yapımından kullanılan derilerin
hobi amacı ile yetiştirilmektedir. Güvercinin dış işlenmesinde de kullanılmaktadır (Özdemir 2005).
görünüm olarak göze hoş görünen yapısı, yuvasına Güvercin gübresi; koyun, keçi, bıldırcın, yarasa
sadık olması, havada çeşitli oyun, takla ve manevralar gübresi öteki hayvan gübreleri ile kentsel katı atıklar
yapması birçok kişinin ilgisini çekmektedir. Güvercin ve mantar kompostu içinde en fazla kuru madde ve
yetiştiricilerinin büyük bir çoğunluğu güvercin organik maddeye haiz gübre çeşididir (Pekşen ve
yetiştirmeye daha çocuk yaşlarda başlamaktadır. Günay 2009, Demirtaş ve ark. 2011).
Güvercin yetiştiren kişilerin sakin yaradılışlı, insan e. Güvercin eti, tavuk etine alternatif olmasa da,
sevgisi dolu ve barışsever insanoğlu oldukları gelecekte iyi bir hayvansal protein deposu olabilecek
gözlemlenmektedir. potansiyele haizdir. ABD’de güvercin çiftliklerinde
b. Günümüzde birçok güvercin yarışması 35.000 çiftin üstünde damızlık kuş bulunmuş olduğu
yapılmakta ve sportif amaçlı güvercin yetiştiriciliği bildirilmektedir. Başta Şimal Afrika ve Orta Doğu
Yılmaz ve Boz
48
olmak suretiyle yüz senelerdir yetiştirilmektedir. Döneminden kalma ve altından yapılmış iki küpe
Yetiştirilmeleri için fazla bir alan gerekmediği için güvercin şeklindedir ve günümüzde Ankara Anadolu
şehirlerde de kolaylıkla yetiştirilirler. Şimal Medeniyetleri Müzesinden sergilenmektedir. Assos’ta
ABD’nın bazı bölgelerinde ve Avrupa’nın çeşni meydana getirilen nekropol kazılarında, sekiz numaralı lahitten
(gourme) marketlerinde güvercin eti pahalı bir üç güvercin heykeli çıkarılmış, Çanakkale Müzesinde
yiyecek olarak satılmaktadır. Genç güvercinler tüy sergilenmektedir. İçel’in Mut İlçesi civarlarındaki
gelişimi hemen hemen daha yeni tamamlanıp uçmaya Dağ Pazarı Kilisesi adı ile malum bazilikanın taban
başlamadan ilkin çoğu zaman 21-30 günlükken süslemelerinde, öteki birçok kuş ile beraber güvercin
kesilirler. Bu zamanda yenebilen et oranı en yüksek figürlerine de rastlanmaktadır. Konya Selçukluların
seviyede olup, uçmaya başladıktan sonrasında et başkenti ve güvercin yetiştiriciliğinin mühim
sertleşmeye adım atar. Ağırlık, ırka, beslemeye ve öteki merkezlerinden birisi olmuştur. Burada’Selçuklu’ adı
faktörlere bağlı olarak 340-680 gr içinde değişmiş olur. ile bir ırkın yetiştiriliyor olması, güvercin
Güvercinlerin et üretimine en uygun olanları White yetiştiriciliğinin Selçuklular zamanından günümüze
King ve Red Cameau’dur. ABD orijinli olan White kadar yapıldığına bir kanıt olabilir (İşçen, 2010).
King kısa bacakları ve geniş vücut yapısıyla etçi Evliya Çelebi Seyahatnamesinde İstanbul’da
ırkların genel özelliklerini taşır. Kafa oldukça kuşbazlara ilişkin 500 civarında dükkân olduğundan ve
büyüktür, deri pembemsi beyaz ve sık tüylüdür. 600 kişinin bu işle uğraştığından söz etmektedir.
Erişkin kuşlar 750-850 gr ağırlıktadır. Cameau Güvercin ırklarından Pal, Taklabaz, Şeber, Cevizi,
ailesinin bir varyetesi olan Red Cameau, White King Şami, Mısıri, Bağdatlı, Munakkit, Alare, Marselos,
kadar üretken bir varyete olmayıp 650-740 gr Demkeş, Sabe, Talazlı, Pelenk, Jebar, Kızıl Ala, Kara
ağırlıktadır (Muğlalı 2001, Sarıca ve ark. 2003). Ala, Tekir Ala, Varkil Ala, Mütevazı Kut, Taçlı Kut ve
f. Güvercinler başta fizyoloji ve psikoloji olmak Çakşırlı Kut benzer biçimde ırkları bilinmektedir. Cumhuriyetin
suretiyle bazı bilimsel çalışmalarda denek hayvanı olarak ilk yıllarında, 1925 senesinde Nuri Halil isminde bir subay
yoğun şekilde kullanılmaktadırlar (Muğlalı 2001). tarafınca yazılan 488 sayfalık kitabın adı
Psikolojide davranışlar için “batıl” terimini ilk “Muharebe Vasıtalarından Güvercin Usulü Talim ve
kullanan şahıs B. F. Skinner adlı bilim adamıdır. Terbiyesi”dir. 1931-1936 yılları arasındaki arşiv
Güvercinlere yem vererek gerçekleştirdiği bir deneyin belgeleri Rusya ile posta güvercini ticareti yapıldığını
neticelerini “Supersitution in the Pigeon” adı ile ortaya koymaktadır (İşçen 2010).
yayımlamıştır (Hoşrik 2010).
g. Bazı şehirlerde onbinleri gören güvercin 8. Türk Kültüründe Güvercin
yetiştiricileri ile bunların beslediği milyonlarca Türk Tarihindeki yazılı ilk lügat Divanı Lügatgüvercin için sarf edilen yem, ilaç, araç-gereç benzer biçimde it Türk’te güvercin kelimesi geçmektedir (Çakmak ve
gerekseme maddeleri, birçok kişiye gelir kaynağı Işın 2005). Güvercin kelimesi Karaçay-Malkar
olmaktadır. Türkçesinde “kögürçün”, Gagavuzcada “güvercin”,
Kumukçada “gögürçün”, Tatarcada “kügerçin” ve
6. Güvercin Yetiştiriciliği İnsanların Türkmencede “kokürçgün” şeklinde kullanılmaktadır
evcilleştirdiği malum ilk kuş güvercindir. Avrupa, (Develi 1997, Tokatlı 2003, Tavkul 2005, Minik
Asya ve Şimal Afrika’yı içine alan Palearktik 2010). Anadolu ağız ve lehçelerinde güvercin,
Bölgenin batısında yaşayan kaya güvercininden gövercin, göyerçin, göğerçin olarak kullanılmaktadır
evcilleştirilen bu kuşların ortaya çıkışı M.Ö. 4.500’li (Tokatlı 2003, Bilir 2009).
c
yıllara dayanmaktadır (Anonim 1993 ). İlk kez Irak’ta Altay ve Saha Türklerinin efsanelerinde,
evcilleştirildiği ve eti için kafeste beslendiği yeryüzünün hakimi Tengiz Han zamanında, Tengri
a
sanılmaktadır (Anonim 1993 ). İlk evcilleştirildiği Ülgen, Nama’ya tufan olacağını ve bir vapur yapmasını
dönemden günümüze kadar geçen süre içinde, söyler. Tufanın bitip bitmediğini idrak etmek için, Nama
ortalama olarak 800 civarında güvercin ırkı gemiden bir güvercin yollar. Güvercin gagasında bir
geliştirilmiştir. Bu ırklar dış görünüşlerinin güzelliği, dal parçası ile geri döner (Işankul 2002, Gömeç 2011).
uçma ve yön bulma kabiliyetleri, ya da eti için Sibirya Türklerinin masallarında insanoğlunun hayvan ile
yetiştirilmiştir. Bilhassa uzun süre uçabilme ve evlenmesi motifleri bulunmaktadır. Eberhard ve
salındığı yere dönebilme özelliğinden fazlaca eskiden Boratav’ın derledikleri bu masalların 83 ve 84
beri yararlanılmıştır. Bu amaçla yetiştirilen ve “Posta numaralı kayıtlarında dişi güvercinler insan ile 93
güvercini” olarak malum ırk, atası olan kaya numaralı masal kaydında ise adam güvercinler
güvercinine fazlaca benzer. Fakat ondan daha iridir hanımefendiler ile evlenmektedir (Istek 2007). Özbekistan
b
(Anonim 1992, Anonim 1993 ). ölüm adetlerinde can insan bedeninden güvercin,
kelebek ya da pervane böceği şeklinde çıkmaktadır
7.Türkiye’de Güvercin Yetiştiriciliği (Baydemir 2009). Ebu Müslim ölünce bir güvercin
Anta olup, uçar gider (Artun 2009). Hünkâr Hacı Bektaş lya’nın Kaş ilçesi, Islada Antik kenti
nekropolünde meydana getirilen kazılarda, bir Veli Anadolu yolculuğunu Efsanelerde kimlik gizleme lahitin üstünde
güvercin figürlerine rastlanmıştır. Bu lahit motifi gereği, güvercin donunda yapar ve
“Güvercinli gömüt” olarak adlandırılmaktadır Karacahöyük’e varır (Bekki 2004, Talas 2004, Salman . Roma
Tarihten Günümüze Türkiye’de Güvercin (Columba livia) Yetiştiriciliği
49
2005). Dede Korkut Kitabında Deli Dumrul, Azrail’i de ah etme eder. Bu yüzden keklik 30-32 yumurta
öldürmeye kalkar. Azrail bir güvercin donuna girip yumurtladığı halde, yavrularının sadece 2-3 tanesi
kaçar (Bekki 2004, Artun 2009, Kaya 2009). hayatta kalır, güvercin ise 2 yumurta yapar sadece
Türk Masallarında devin canı, ulaşılması fazlaca zor yavrularının ikisi de hayatta kalır (Büyükokutan
bir yerdeki bir domuzun karnındaki iki kutu içinde 2006). İstanbul halkı güvercinler mescitlere ve evlere
yaşayan iki güvercindir. Devin öldürülmesi için, ilkin yuva yaptıkları için, güvercin etini yememektedirler
bu güvercinlerin bulunup, öldürülmesi gerekmektedir (Nasihat 2002). Ek olarak birçok engel ve halk türküsünde
(Sever 2003, Bağcı 2011). Türk masallarında sık sık güvercin adı geçmektedir (Uçaner 2008; Yankın ve
“ruhun gövde haricinde bir canlı hayvan şeklinde Öztürk 2011).
saklanması” motifi ile karşılaşılır. Güvercin bu Azerbaycan ve Anadolu-Türk halılarında öteki
hayvanlardan birisidir. Seyfülmülk masallarının hayvan motifleri ile beraber, güvercin motifinin de
birinde, ölüm ruhu bir sırça tabut içinde denizin sıkça kullanıldığı görülmektedir (Deniz 2007). Ağrı
dibinde güvercin şeklinde saklıdır. “Ateşi Mercimek” yöresi halı yastıklarında meydana getirilen incelemede,
adlı başka bir masalda ölüm ruhu kapının önündeki bir geleneksel Anadolu figür dünyasında iyi şans,
taşın altında saklı duran üç güvercin şeklindedir. mutluluk, sevgi ve haberciliği sembolize eden
“Kırkıncı Oda” masalında ruh, iki güvercin, “Yeloğlu güvercin ve kumrunun sıkça kullanıldığı
Köse” masalında ise üç güvercin şeklindedir (Bekki görülmektedir (Çetin 2010). Renk adlandırmalarında
2004). Mevlana’nın hizmetçisi olduğu iddia edilen Gagavuz Türkçesinde yalnız “güvercin” rengi
Kirdeci Ali’nin, meşhur Kesikbaş Destanı haricinde, kullanılırken, Anadolu’da “güvercinboynu,
Güvercin Destanı ve Ejderha Destanı adlı iki destanı güvercingöğsü ve güvercin kanı kırmızısı” olmak
daha bulunmaktadır (Zariç 2009). Naki Tezel’in Türk suretiyle üç çeşit renk kullanılmaktadır (Minik 2010).
Masalları eserindeki “Bahtiyar ile Hoptiyar”
masalındaki Bahtiyar istediği vakit insan, istediği 9. Dini Motiflerde Güvercin
vakit güvercin şeklindedir. Aynı yazarın Kırk Güvercinle ilgili ilk bilgiler Tevrat’ta yer
Haramiler adlı masalında, devrin padişahını hırsız almaktadır. Tekvin 8’de Nuh Peygamberin, tufanın
Tahir’in eline düşüp ölmekten kurtaran iki güvercindir bitip bitmediğini öğrenmek için güvercin
(Bağcı 2011).Efsanelerde kimlik gizleme motifi uçurduğundan ve güvercinin ağzında bir zeytin dalı
gereği, Bektaşi Halifesi Resul Baba altın geyik ve parçası ile döndüğünden bahsedilmektedir (Armutak
güvercin donlarına girer. Anadolu’daki birçok 2008, Karagöz 2010). Gene Tekvin 8’de Tanrı’ın Hz.
menkıbede kuş donuna girip, hacda namazını eda İbrahim’e “Bana üç senelik bir inek ve üç senelik bir keçi
edenlerin, üç güvercin olarak arkadaşları ile hacca ve üç senelik bir koç ve bir kumru ve bir güvercin
gidenlerin, muharebeye güvercin donunda katılanların yavrusu al.” emrini vermektedir (Armutak 2008). Eski
hikâyeleri anlatılır (Önal 2010). Erdemli yöresindeki Ahit’te yemininden dönen kimsenin, yemin kefareti
masala gore delikanlı güvercin, kız ise kaplumbağa olarak toplumsal statüsü ve ekonomik durumuna gore
kılığına girer (Bozlak 2007). koyun, keçi yada iki güvercin (kumru da olabilir)
Tatar Türklerinin şiirlerinde güvercin, bilhassa kurban etmesi gerektiğine işaret edilmiştir (Öztürk
bir çift güvercin daima aşkın ve barışın simgesidir 2002).
(Mingazova 2008). Fehim-i Kadim Divanında Güvercin Matta ve Yuhanna İncil’lerinde de
“kebuter” ve “hamam” adı ile bahsedilen güvercin, geçmektedir. Güvercin İncil’de saflığın ve mukaddes
eski zamanların yazışma aracı olarak geçmektedir ruhun simgesi olarak tanımlanmıştır. İzmir’de, antik
(Durkaya 2010). Nedim’in şiirlerinde gönül, kimi zaman Smyrna kentinde bulunan Aziz Polycarp Kilisesinin
güvercin yavrusu benzer biçimde tir tir titremekte, kimi zaman ise bir kubbesinin orta kısmında, mukaddes ruhu simgeleyen bir
güvercin kadar korumasız ve ürkek tanımlanmaktadır güvercin resmi yer almıştır (Gültekin 2003).
(Akbudak 2008). Kuran’da Bakara Suresi’nde Hud Suresi’nde
Dalaman Yöresindeki halk inanışına gore güvercinden söz edilmemektedir.
güvercinler kutsaldır. Bir güvercin avcılar tarafınca Süryani filozoflarından Bar Ebroyo/Ebu’l-Farac 13.
vurulmuş olduğu vakit, pervane benzer biçimde havada döner ve Yüzyılda mistik fikir alanındaki fikirlerini
boynunu kıbleye dönerek, düşer. Gözlerinden yaş “Güvercin Kitabı” adlı eserlerinde dile
akar. Güvercin vuranları tüfek teper, tüfeği parçalanır, getirmiştir(Doru 2007).Alevi-Bektaşilerde güvercin
ağzı burnu kan içinde kalır. Şundan dolayı Hz. Muhammet mukaddes sayılan hayvanlardandır. Hacı Bektaş
zamanında güvercinin ayağına mektup bağlanmış ve o öğretisinde aslan ve ceylan beraber işlenerek, güvercin
peygamber için postacılık yapmıştır. Gene aynı yörede görünümünde ortaya çıkmış olduğu dile getirilmiştir (Özcan
başka bir efsaneye gore peygamberimizi düşmanları 2002).
sıkıştırır. Peygamberimizin üstünden güvercin ve
keklikler uçmaktadır, onlardan yardım ister. Keklik Netice
peygambere ihanet eder ve “Yat da bak, saklanma”
der. Güvercin ise “Karşıdaki karakavağın içine İlk evcilleştirilen kuş olan güvercin, günümüzde
saklan” diyerek onu korur. Bunun üstüne peygamber artan bir önemle yetiştirilmeye devam etmektedir.
güvercine “Alayınız fazlaca olsun” diye yakarış, fakat kekliğe -
İran’ın Güvercin Evleri Kebûterhâneler
Osmanlı periyodu camiler başta olmak suretiyle, eski yapıların duvarlarından aşina olduğumuz, zarif görünümleriyle dikkatimizi çeken güvercin evlerinin İran’daki versiyonlarına, ‘kebûterhâne’lere çeviriyoruz gözlerimizi… Karşımıza bir tek güvercinler için yapılmış, kendilerine mahsus mimarileri ile yükselen devasa yapılar çıkıyor. ‘Güvercinlik’ ya da ‘güvercinhane’ anlamına gelen, Isfahan başta olmak suretiyle, belli bölgelerde bulunan ‘kebûterhâne’lerin bu kadar büyük ve hususi bir mimariye kavuşmasının sebebi ise, güvercin gübresinin barut yapımında hammadde ve ziraatta verimli bir gübre olarak kullanılması…
Birçok din ve kültürde güvercin, gerek bir canlı, gerek sembol olarak mühim bir hayvan1 konumundadır. Eski Suriye verimlilik tanrıçası Atargatis, Tanrı Adad’ın eşi olarak kabul edilir, balık ve güvercinin onun mukaddes hayvanları olduğuna inanılırdı. “Ba”, Sabiilikte kurban edilen güvercindir.2
Eski Ahit’te güvercin, Nuh Peygamber’in, fırtınanın dinip dinmediğini öğrenmek suretiyle gemiden dışarı gönderilmiş olduğu hayvan olarak karşımıza çıkar.3 Güvercin, Mezmurlar’da simgesel anlam yüküyle yerini alır.4 Yeni Ahit’te Tanrı’nın, vaftiz olan İsa’ya gelirken girmiş olduğu biçim, saflığın sembolü benzer biçimde anlamlarda kullanılmış ve kurbanlıklar içinde sayılmıştır.5
Hadis-i Şeriflerde, güvercinle eğlenmeyi mübah gören ifadelere de, onunla eğlenmeyi şeytanla zaman geçirmeye benzeten ifadelere de rastlamaktayız.6 İslam Tasavvufunda güvercinin, “Gönül ve sır ulağı”,7 (Verkâ: Boz güvercin), “Nefs-i küllî” benzer biçimde simgesel anlamları vardır.
Nihayet, Hz. Peygamber’in Mekke’den Medine’ye hicretinde, intikal etmiş olduğu mağaranın girişine yuva yaparak, yumurta bırakarak,8 buraya uzun süredir kimse uğramadı imajı uyandırması güvercini, Müslümanlar nezdinde değişik bir konuma yükseltmiştir.
Güvercin-insan ilişkisinde ilk akla gelenleri; bazı din ve kültürlerde kurban edilmesi, etinden, yumurtasından ve gübresinden yararlanılması, posta işlerinde kullanılması,9 hobi olarak beslenmesi, sembol anlamda kullanılması şeklinde sıralamak mümkündür.
Değişik mimari geleneklerde güvercinlerin yaşaması için inşa edilen yapı türleri bulunmaktadır. Bu yazıda, İran’da “kebûterhâne” olarak adlandırılan güvercin evleri mevzu edinilecektir.10
Arseven, güvercinlikleri, “Güvercinlere mahsus olarak üstvanî şekilde meydana getirilen ve duvarlarında delikler bulunan ufak kulecikler yada köşkler ki, içinde güvercinlere mahsus yuvalar bulunur.” şeklinde tanımlamaktadır.11
Kuşların barınması için başta camiler olmak suretiyle fazlaca sayıdaki yapı türünde, bilhassa insanların ve kuşlara zarar verebilecek kedi benzeri hayvanların kolay ulaşamayacakları yükseklikte kuş evlerinin örneklerine Anadolu’da birçok şehirde rastlanmaktadır. Sadece direkt güvercinlerin gübrelerinden yararlanmak suretiyle inşa edilen yapılar ise belli bölgelerde bulunmaktadır.
İran’da “Kebûterhâne” olarak isimlendirilen bu mimari türe Anadolu’da, bölgelere gore “Güvercinlik”, “Burç”12 ve “Boranhane”13 benzer biçimde adlar verildiği görülmektedir. Bu yapılarla olan ilgisi hakkında kati bir şey söyleyememekle beraber, Türkiye’de “Güvercinlik” adlı yerleşimler olduğu benzer biçimde, İran’da da bu adı taşıyan (Kebûterhâne) yerleşimler bulunmaktadır. İsferain’e 3 km. mesafedeki köy bu duruma örnek gösterilebilir.
İran’da, kebûterhânelerin en fazlaca yaygın olduğu yerlerin İsfahan, Merkezi, Azerbaycan ve Yezd eyaletleri olduğu görülmektedir. Bunlar içinde İsfahan’ın hem sayısal hem de sanat içerikli olarak değişik bir yeri vardır.14
Bu yapıların İsfahan’daki yoğunluğu genel anlamda ikliminin güvercinlerin yaşamasına elverişli oluşu ile izah edilir. Bununla beraber, İsfahan’da Zayendehrud nehrinin suladığı zirai alanlar ve fazlaca sayıda büyük boyutlu park ve bahçeler, güvercinler için organik yaşama alanı oluşturmuştur. İran’da bu mimari geleneğin kuvvetli olduğu dönem olarak Safevi devri görülmektedir. Safevilerin başkentinin İsfahan olması, Şah I. Büyük Abbas’ın bu mevzuya hususi ehemmiyet vermesi bu durumu açıklayıcı sebepler olsa gerek.
Safeviler sonrasında, Kaçarlar döneminde başkentin Tahran oluşu, kavun karpuz pazarının Tahran’a taşınması dolayısıyla İsfahan çevresinde kebûterhânelerde ciddi bir azalma meydana getirmiştir.
19. yüzyılda yaşanmış olan kuraklık ve kıtlıklarda insanların yiyecek için güvercin avlamaları,15 güvercinlerin kuraklık ve yiyecek bulamama dolayısıyla başka bölgelere göçmeleri yada ölmeleri azalan güvercinlikler için ilk akla gelen izahlar olmaktadır.
XVII. yüzyıl Fransız seyyahı John Chardin, İsfahan çevresindeki 3000 kadar kebûterhâneden söz eder. Chardin’in bahsetmiş olduğu bu yapılardan 1990’lara gelindiğinde, 600 kadarı varlığını sürdürmektedir.16
Geniş anlamda dünyanın değişik bölgelerinde malum güvercinlikler, ekonomik kıymet öncelikli yapılardır. Geçen yüzyıllarda, barut yapımında kullanılan güvercin gübresi devrin stratejik önemde bir malzemesi durumundadır. Tarımsal alanda öteki organik gübre çeşitlerine gore üstünlüğü bulunan güvercin gübresinin İran’da bilhassa Safeviler döneminde ehemmiyet kazanılmış olduğu görülmektedir.17
Yapımında kerpiç, tuğla ve ahşap malzemenin kullanıldığı kebûterhâneler çoğu zaman dıştan adeta bir sur benzer biçimde sağlam bir duvar ve içten, üzerilerinde binlerce güvercin yuvasının yer almış olduğu değişik formdaki bölümlerden oluşur. Güvercin dışarıdan ulaştığında değişik yönlerdeki açıklıklardan birinden içeri girer ve orada kendisine ilişkin yuvaya yerleşir.18 Kebûterhânelerin büyük boyutlu olanları genellikler bağımsız, tek başına inşa edilmiş yapılar oldukları görülmektedir. Ufak ölçekli güvercinlikler ise, bahçe duvarları vb. öteki ögelerin içine yerleştirilmiş durumda karşımıza çıkarlar.19
Kebûterhânelerin çoğu zaman güvercinlerin rahatsız olmamaları için sessiz ortamlarda, yerleşimlerin uzağında inşa edildikleri görülmektedir. Ek olarak elde edilmiş gübrelerin kullanılacağı ziraat alanlarına yakın olmaları da bir öteki belirleyici olarak durmaktadır.
Yön bulma vb. mevzularda duyarlı donanıma haiz olan güvercinlerin yetersiz ışık ortamında iyi göremedikleri bilinmektedir. Bu yüzden kebûterhânelerin iç mekânına lüzumlu ışığı sağlayacak bir düzenleme gözetilmiştir. İç mekânda, zeminden yarım metre yüksekliğe kadar olan yüzeyde güvercin yuvaları bulunmaz, güvercin gübreleri burada toplanır ve yapıya iki yönde oluşturulan kapılardan senenin belirli zamanında dışarı çıkarılır.
Aynı anda binlerce güvercinin kanat çırpmasıyla oluşan rezonans, zeminde kuvvetli bir tesir meydana getirir. Kebûterhâneler bu etkiye karşı son aşama dirençli bir yapıyla inşa edilmişlerdir. Bu yönüyle kebûterhâneler, depreme dayanıklı yapı inşasının en güzel örnekleri olarak görülmektedir.20
Kebûterhâne yapılarında kullanılan ahşap hatıllar, duvarlara değişik yönlerden gelen kuvvetlere karşı mukavemeti arttırıcı unsurlardır.
Kebûterhânelerin bir başka özellikleri de, ustaların yöresel yada bayağı insanoğlu oluşlarıdır. Bu geleneğin babadan, dededen görme usullerle sürdürüldüğü anlaşılmaktadır.
Genel anlamda mütevazi yapılar olmakla beraber bazılarında yazının da içinde yer almış olduğu değişik süsleme türlerine haiz oldukları görülmektedir. Bazı örneklerin adeta bir türbe ihtişamına haiz oldukları göze çarpmaktadır.21 İran’daki kebûterhânelerin genel bir biçim yapısından söz etmek gerekirse üç bölümde ele almak mümkündür:
1- Dairesel formda olanlar
2- Kare planlı kebûterhâneler
3- İki bölümlü kebûterhâneler22
Kebûterhâneler, güvercinlere dıştan gelecek her türlü saldırıya karşı mukâvim yapıdadırlar. Bunların en mühim özelliklerinden biri, bir tek güvercinlerin girebileceği ve yırtıcı öteki büyük kuşların giremeyeceği açıklıklara haiz olmalarıdır. Bu açıklıklar en ufak ve en büyük boyutta güvercinin ölçüleri esas alınarak açılmaktaydı. Bir kebûterhâneye girecek bir yırtıcı kuş, tüm güvercinlerin huzurunu bozmaya yeterlidir.
Kulelerin dış yüzeylerinde, bilhassa yılanların tırmanmalarını önlemek için İsfahan yöresinde “Şâl-i Geçî” denen alçı kuşaklar bulunmaktadır. Tırmanmaya çalışan yılan bu pürüzsüz silmeye geldiği süre aşağıya düşmekte yada geri dönmektedir.23 Her şeye karşın eğer bir yılan tepeye tırmanmayı başarır, iç mekâna girerse, alçı tozu, süt vb. maddelerle elde edilmiş karışım ile yılanın sersemleme ve ölmesiyle sonuçlanacak süreç başlamaktadır.
Bilhassa kış şartlarında sıcak iklimlere göçme şansı bulamayan, hasta, yaralı kuşları korumaya alan, onlar için yapıların bir taraflarında yaşayabilecekleri mekanlar tasarlayan bir medeniyetin temsilcisi olmakla övünebiliriz.
İstisnai bir durum olarak güvercinlikler, güvercinleri korumak değil, onların gübrelerinden istifade etmeye yönelik ticari boyutu ön planda bir yapı olarak karşımızdadır. Bu yapıların, Orta Asya-Anadolu yolculuğumuzda, Anadolu öncesi son durak olan İran topraklarında Safevi Türkleri tarafınca en güzel örnekleri verilmiştir. Anadolu örnekleri ile karşılaştırma edilemeyecek kadar görkemli yapıda mimari mükemmel diyebileceğimiz bu yapılar günümüzde kısmen varlıklarını sürdürmektedirler.
Barut yapımında güvercin gübresinin terk edilmesi, kimyasal gübrelerin yaygınlaşması ve güvercin gübresinin ekonomik kıymetini yitirmesi sonucu, kebûterhânelerin ilkin yapımı durmuş, zaman içinde ziyan olan ve yıkılan eski kebûterhânelerin tamiri yapılmamış nihayet büyük kısmı yok olmaya terk edilmiştir
Sayıları azalan kebûterhânelerin kıymeti son zamanlarda organik tarımla beraber tekrardan ortaya çıkarılmıştır. Ek olarak dünyanın derhal her yerinde olduğu benzer biçimde, gezinsel kıymet olan her şey tekrardan ele alınmakta ve gösterime sunulmaktadır. Bu anlamda bilhassa sanat kıymeti taşıyan fazlaca sayıda kebûterhânenin restorasyonunun başarıyla yapıldığı görülmektedir.24
Kebûterhânelerin içinde yaşayanlarla, güvercinlik, burç ve boranhânelerin içinde yaşayanların kuzen yada dedetorun bağıyla bağlı olduklarını idrak etmek, daha yaşanılır yarınlarımıza katkıda bulunacaktır.
-
Güvercin Hastalıkları ve belirtileri
1. 1 *Bu çalışmada verilen ilaç etken madde ve adları genel informasyon mahiyetinde olup ilkin baytar hekime danışılması gereklidir. Mesuliyet reddimizi buradan bildiririz. GÜVERCİN HASTALIKLARI
2. 2 İÇİNDEKİLER -GİRİŞ 1- GÜVERCİN HASTALIKLARINA KARŞI YAPILACAK İLK UYGULAMALAR 2- GÜVERCİN HASTALIKLARI (20 ÇEŞİT) BELİRTİLERİ, BULAŞMA ŞEKİLLERİ, TEŞHİS VE TEDAVİ BİLGİLERİ 3- İÇ VE DIŞ PARAZİTLERE KARŞI ÖNLEMLER 4- DİĞER GÜVERCİN HASTALIKLARI (Romatizma, Soğuk Algınlığı, Aşırı Yağlanma, Güçlü Bakım Hastalığı, Güneş Çarpması) 5- GÜVERCİNLERDE KIRIK VE YARALANMALAR 6- İNSANLARA BULAŞAN GÜVERCİN HASTALIKLARI -KAPANIŞ
3. 3 İlginizi çekebilecek bazı bağlantılar; – Posta Güvercini Sevdalısı Mike Tyson – Posta Güvercini Iyi mi Eğitilir? – Posta Güvercini ve Casusluk
4. 4 GİRİŞ Güvercin hastalıkları mevzusunda hastalık türleri, emareleri, teşhis, tedavi ve önlemlerine dair ihtiyacınız olan tüm detayları detaylı şekilde bu yazıda bulacaksınız. Sadece bu detaylara geçmeden ilkin özetlemek gerekirse değinmemiz ihtiyaç duyulan mevzular bulunuyor. Güvercin hastalıkları hakkında detaylı informasyon sahibi olmaya başladığınızda göreceğiniz benzer biçimde; bu hastalıkların büyük bir kısmı güvercinlerde benzer sebepler yüzünden görülmekte. Bunlar çoğunlukla bakteriyel ve mikrobik sebepler. Eğer kuşlarınızın kümes ortamının temizliğini tertipli ve doğru şekilde yapar, onların yaşam alanlarında bakteri ve mikrop barındırmazsanız büyük oranda hastalıklara yakalanmalarını önlemiş olacaksınız. Doğru beslenme ve doğru bakım rutinlerini de eklersek, güvercinlerinizin hastalığa yakalanma ihtimalini kolaylıkla minimum seviyeye indirebiliyorsunuz. Unutmamak gerekir; Hastalıkların bir çok, kuşunuzda belirtilerin görülmesinden sonrasında size tedaviye başlama imkanı verir fakat bir çok vakit maalesef ki bu aşama da artık fazlaca geçtir. Şu demek oluyor ki tedavilerin ne işe yaradığını öğrenmeden ilkin ilk olarak; kuşları hasta etmemenin fazlaca daha mühim bulunduğunu bilmemiz gerekir. Bu da doğru kümes ortamı, doğru beslenme ve bakımla sağlanır. Usta yetiştirici Ramazan Ok’un söylediği benzer biçimde; Posta güvercini yetiştiriciliğinde uzman Ramazan Ok’un 26 senelik tecrübelerini ve şampiyon güvercin iyi mi yetiştirilir detaylarıyla anlattığı e-kitabını buradan okuyabilirsiniz. Bu kitapla; Besleme ve Yemler, İdeal Kümes Ortamı Oluşturma, Güvercin Seçimi, Başarı göstermiş Olabilecek Bir Güvercinin Göstergeleri, Yön İdmanları, Yönlü Performans İdmanları, Yarış Zamanı Yapılması Gerekenler benzer biçimde birçok mevzuyu detaylarıyla öğrenebilirsiniz. Sağdaki e-kitap resmine tıklayın. Güvercin yetiştiriciliğinde başarının ilk kuralı; hastalıkları önleyebilen bir yetiştirici olmaktır.
5. 5 Şimdi iki örneğe göz atalım; İlk fotoğrafta göreceğiniz benzer biçimde, böylesi temiz bir ortamda bakteri ve mikrop yöntemiyle hastalık bulaşması fazlaca ender olur. Normal olarak bu resimdeki kümes hemen hemen asla kullanılmamış bir kümes fakat yerli/yabancı usta yetiştiricilerin güvercin kümeslerine bakacak olursanız neredeyse devamlı yeni kurulmuş bir kümes benzer biçimde tertemiz halde olduklarını görürsünüz. Hepsi temizliğe fazlaca dikkat ederler. Bu yüzden de kuşları sıhhatli ve güçlüdür. Dikkat! Tecrübeli güvercin yetiştiricileri, anti bakteriyel solüsyonlarla sık sık kümes temizliği yaparlar
6. 6 İkinci fotoğrafta göreceğiniz benzer biçimde, bu şekilde kirli bir ortamda güvercin hastalıkları kaçınılmazdır. İnternette, Feysbuk’da güvercinlerle ilgili sayfalarda paylaşılan resimlerde çoğunlukla benzer manzaralara şahit oluyoruz. Dolayısıyla bu görüntü artık kanıksanarak, düzgüsel bir görüntüymüş benzer biçimde kabul görür hale gelmiş. Bu resimlerin altına yüzlerce insan kuş için ‘Vay Maşallah’ diyerek yorumlar yazıyor da bir şahıs çıkıp da ‘Kardeşim bu kuşlar bu şekilde pislik içinde yaşatılır mı?’ diye sormuyor. Haftalarca, üst üste kurumuş dışkıyla iç içe yaşatılan kuşların hasta olmamasını beklemek tam bir delilik. Bu görüntü asla fakat asla düzgüsel değil. Halen daha kümes temizliğinin önemini anlayamamış birçok güvercin yetiştiricisi bulunmakta. Kümesi bu şekilde olanlar! Güvercin beslemeyi bırakmalılar
7. 7 1) GÜVERCİN HASTALIKLARINA KARŞI YAPILACAK İLK UYGULAMALAR Herhangi bir hastalıkla karşılaşmanız durumunda acil olarak ilk yapılacaklar şunlar; 1- Kuşu derhal kümeste tenha ve öteki kuşlar tarafınca rahatsız edilmeyeceği, kümesin en sıcak yerine almak, 2- Yiyecek ve su kabını iyice temizleyip içindeki yem ve suyu yenilemek ve öteki kuşlarla ortak kullanmasını önlemek, 3- Uçuş yaptırmamak, 4- İlk fırsatta kuşu bir uzmana/veterinere göstermek ve konulmuş olan teşhise gore uzman tarafınca tavsiye edilen ilaçları temin edip hızlıca tedaviyi uygulamak. Bir çok hastalığın emaresi birbiriyle fazlaca benzerlik gösterir. Bu yüzden baytar hekimler bile kimi zaman teşhis ve tedavi mevzusunda nokta atışı yapamayabilir. Eğer baytar hekiminiz tam teşhis yapamıyor ya da fazlaca güvenli olmadığı halde ‘şu ilaçları kullanalım bakalım ne olacak…’ benzer biçimde belirsiz bir yaklaşımda bulunursa dışkı ya da kan örneklerinin laboratuar ortamında incelenmesini istediğinizi kendisine belirtin. Böylece işe yarayıp
8. 8 yaramayacağından güvenli bulunmadığınız bir ilaçla vaktinizi ve kuşunuzun yaşamını harcamamış olmuş olursunuz. Bu size maddiyat ve vakit ayırmak hususunda külfet benzer biçimde gelebilir sadece her tutkunun bir bedeli vardır ve en önemlisi de sağlığı bizlere emanet bir canlı söz mevzusudur. evladımız hastalandığında iyi mi doktora gidip, ihtiyaç duyulan tetkikleri yaptırıp, biran evvel tedaviye başlıyorsak kuşlarımızın durumunun da değişik olmaması gerekir. Eğer olanak var ise lütfen bunu yapalım, hatta sınırlarımızı zorlayarak bu imkanı yaratmaya çalışalım. Etrafımızdaki kişiler tarafınca söylenen, kulaktan dolma bilgilerle tedavi yoluna gitmek yanlıştır. Biz güvercin yetiştiricilerinin sık karşılaşmış olduğu hastalıklar neticesinde artık ezbere bildiğimiz bazı ilaç adları elbet var sadece ‘Evet benim kuşumdaki mesele da aynen budur’ der ve bir uzmana göstermeden bahsi geçen ilacı alıp kullanırsak yanlış yapmış oluruz. Örneğin; solunum sistemi probleminde güvercin yetiştiricileri tarafınca fazlaca yaygın kullanılan bir ilaç vardır, bu ilacın annede yanlış kullanımı yavru kuşlarda ciddi bazı sakatlıklara niçin olmakta. Bu ilacın bir de yavrular için yaşamsal çekince taşımayan alternatifi bulunmakta fakat bakalım bu alternatif aslolan hasta olan anne kuşta yararlı olacak mı? Hangi ilaç, hangi dozda işe yarayacak? Bunun benzer biçimde ince ayar gerektiren bir sürü mevzu bulunmakta. Ek olarak; birazdan okuyacağınız hastalık detayları içinde, teşhis kısımlarında görmüş olacaksınız ki; hastalıkların kati tanısı bir tek laboratuar ortamında patolojik incelemeyle yapılabilmekte. Güvercin sevdalılarına verilebilecek en güzel tavsiye; bu sevdanızın size verdiği hevesle başladığınız güvercin sporunda, hastalıklarla karşılaştığınız ilk dönemlerde yanlış uygulamalar yapar ve kuşlarınızı iyileştirme çabasındayken aksine kayba uğrayacak olursanız moraliniz ciddi şekilde zedelenecektir. Kendinize birazcık vakit tanıyın. Kuşlarınız ya da arkadaşlarınızın kuşları sebebiyle birkaç sefer veterinere gidip geldikçe deneyim edineceksiniz. Sonrasında aynı hastalıkla yeniden karşılaşmanız durumunda teşhisi kendiniz yapabilir, ihtiyaç duyulan ilacın da ne işe yaradığını bilir ve doğru tedavi uygulayabilir hale gelirsiniz, asla merak etmeyin. Tıbbın ve baytar hekimlerin donanımlarından sonuna kadar yararlanmak gerekir
9. 9 2) GÜVERCİN HASTALIKLARI BELİRTİLERi, BULAŞMA ŞEKİLLERİ, TEŞHİS VE TEDAVİ BİLGİLERİ 1- Ornithosis Chlamydia Psittaci adında olan bir bakteri niçin olur. En büyük emaresi gözlerde olduğundan bir çok vakit göz hastalığı olarak algılanır. En yaygın hastalıklardandır. Yaşayan güvercinler de dışkı tahlili ile ölü güvercinlerdeyse karaciğer, göz, hava kesecikleri, dalak parçalarından alınacak mikroskobik muayene ile kati teşhis konulabilir. Emareler Performans kaybı, yavrularda yavaş gelişme, iştahsızlık, tüy kabartma, kilo kaybı, titreme, yeşilimsi ishal, solunum sistemi sorunları, kuşun tek gözünde yaşarma ve akıntı, göz çevresinde halka şeklinde şişme, ileri aşamada tek gözde körlük Tedavi Chlortetracyline ve Doxycyline etken maddeli antibiyotik + Multi vitamin takviyesi Iyi mi bulaşır? -Kümes içine akmış olan göz salgısıyla temas -Kuruyan bu salgının toz haline gelip solunum yolu ile kapılması -Hijyen olmayan kümes ortamı hastalığın yayılmasını hızlandırır Not: Antibiyotik tedavisi esnasında grit taşı, gaga taşı benzer biçimde kalsiyum kaynakları kuşa kullandırılmamalıdır. Kalsiyumun bu ilaçların etkilerini azalttığı belirtilir. 2- Coryza Akut Nezle denilen bu hastalığa Hemophilus İnfluenzae adlı bir bakterinin niçin olur. Süratli bir gelişme gösterir. Öldürücü bir hastalık olmadığı sadece öteki hastalıklarında ortaya çıkma ihtimalini arttırdığı belirtilir. Burun yada göz akıntısının laboratuar analiziyle kati teşhis konulur. Emareler Boğazda sümük salgısı, gırtlak ve burunda sümük benzeri tel şerit halinde uzanan balgam, solunum zorluğu, hırıltılı soluma, ses çıkartırken hırıltılı tonlar, yeşilimsi ishal, ağırlık kaybı, uçma isteksizliği, yavru veriminde düşme, gözaltlarından buruna doğru şişme, kokulu burun akıntısı, gözlerde yaşarma
10. 10 Tedavi Antibiyotik + Multi vitamin takviyesi Iyi mi bulaşır? -Yabani kuşlarla temas -Hastalık kapan kuşların salgılarının kümes içine bulaşmasıyla temas -Kümes içine bulaşan ve kuruyan bu salgının toz haline gelip solunum yolu ile kapılması -Hijyen olmayan kümes ortamı hastalığın yayılmasını hızlandırır 3- Mycoplasmosis Kronik Nezle olarak bilinir. Çoğu zaman öteki solunum sistemi hastalıkları olan Ornithosis ve Coryza’nın bir devamı şeklinde kendini gösterdiği tespit edilmiştir. Hastalığın etkeni Mycoplasma denilen bakteri kökenli bir organizmadır. Fazla bulaşıcı bir hastalık değildir. Kan tahlili ile kati tanı konur. Balgam tahliliyle de hastalığın hangi aşamada olduğu belirlenir. Emareler Ateşlenme, durgunluk, geceleri hırıltılı soluma, burun tıkalı olduğundan gaga açarak nefes alma çabası, solunum yetersizliği sebebiyle deri üstünden fark edilir şekilde kan renginde mavimsi ve eflatunumsu değişiklik Tedavi Antibiyotik + Vitamin
11. 11 Iyi mi bulaşır? -Direk temas -Rutubetli ve nemli kümes ortamı hastalığın yayılmasını hızlandırır -Hijyen olmayan kümes ortamı hastalığın yayılmasını hızlandırır 4- Salmonella Bu hastalık güvercinler içinde ölümlerin en fazlaca yaşandığı bulaşıcı bakteriyel hastalıklardan birisi olarak tıbbi uzmanlar tarafınca kabul görmüştür. Organ örnekleri ve dışkı örneklerinden oluşan bakteriyolojik muayene ile kati teşhis konur. Emareler -I. Aşamada: Yeşil renkli ishal, kilo kaybı, uyuşukluk, dışkıda köpük, dışkıda sindirilmemiş yem parçaları -II. Aşamada: Tek ayak üstünde durma, kanat düşürme, topallama, diz ve kanat eklem yerlerinde ur şeklinde şişme, urlar üstünde ateş -Son Aşama: Mikrobun beyne yerleşmesiyle sinir sistemi sorunları, kafanın ileri geri hareket etmesi Hastalık türü ne olursa olsun, İlaç seçimi hekimler tarafınca yapılmalıdır. Maalesef birçok yetiştirici halen kulaktan dolma bilgilerle güvercinlerine ilaç uygulamakta.
12. 12 Tedavi -Birçok hastalıkta olduğu benzer biçimde kuşları ayırmak gerekir -Tedavi tüm kuşlara uygulanır -Chloramphenicol-N ve bazı durumlarda Ampicilin-T Iyi mi bulaşır? -Beslenme, solunum ve açık yaralar -Bozuk yem -Hijyen olmayan kümes ortamı hastalığın yayılmasını hızlandırır 5- Streptococcosis Streptococcus gallolyticus adında olan bir bakterinin niçin olduğu hastalıktır. İlk bakışta Salmonella’yı çağrıştırır. Ölüm ansızın olur. İyileşen kuşlar ise müzmin formda kalır denilir. Hastalığın kati tanısı kan analizi ve kadavra incelemesi ile yapılır. Emareler Göz kapağında doku değişikliği, ayakta topallamaya ve kanatta tutulmaya sebep olan eklem iltihaplanmaları, açık yaralar, ağırlık kaybı, tedirginlik, sinirlilik, ateş yükselmesi (2–3 aşama kadar), tüy kabartma, parlak ışıktan korkma, süratli nefes alıp verme, yeşilimsi ishal, kusma, karın ve bağırsakta şişkinlik, göğüs kaslarında iltihap oluşumu, kan renginin koyu eflatunumsu bir renk alması. Tedavi – Tetracyline ve Furazolidon etken maddeli antibiyotikler Iyi mi bulaşır? -Beslenme, solunum ve açık yaralar -Bozuk yem -Hijyen olmayan kümes ortamı hastalığın yayılmasını hızlandırır Hastalık türü ne olursa olsun, Hasta olduğundan kuşku ettiğiniz kuşunuzun öteki kuşlarla temasını kesip, kümesin en sıcak olan yerine taşıyın
13. 13 6- Pasteurelosis (Kolera) Hastalığa yol açan Pasteurella bakterisidir. Belirtilerin görülmesi ile beraber fazlaca kısa bir vakit içinde, 3–10 gün içinde ani ölümler yaşanabilir. Ölüm çırpıntılı şekilde olur. Bu yüzden hastalığın başlangıcında koyulacak doğru teşhis ve derhal başlanacak tedavi fazlaca önemlidir. Hastalığın kati tanısı, yaşayan kuşlarda dışkı analizi, ölü kuşlarda otopsi sonucu koyulabilir. Emareler Ani durgunluk, tüy kabartma, gözleri kapatma, iştahsızlık, ani ateş yükselmesi (42–43 dereceye kadar), sarımtırak yada yeşil renkli ishal, kimi zaman dışkıda kan, burun akıntısı, hırıltılı- zor nefes alma, aksırma, burun deliği, gözler ve gaga etrafı tüylerinde keçeleşmiş görünüm, başta şişme Tedavi – Tetracyline ve Enrofloxacin etken maddeli antibiyotikler + Vitamin takviyeleri Iyi mi bulaşır? -Dışkı ve burun akıntısıyla temas -Kümes içine bulaşan ve kuruyan bu akıntıların ya da dışkının toz haline gelip solunum yolu ile kapılması -Hijyen olmayan kümes ortamı hastalığın yayılmasını hızlandırır 7- Tuberculosis (Verem) Güvercinlerde görülen verem hastalığıdır. Mycobakterium avium adlı bir bakteri niçin olur. Yaygın ve bulaşıcıdır. Kan analizi hastalığın kati teşhisini sağlar. Emareler Zayıflama, göz ve tüylerde solgunluk-matlaşma, ağız içi mukozasında renk kaybı, kansızlık, ishal, baş tüylerinde kısmi dökülme, lenf bezlerinde şişme, mahalli yaralar, karaciğer ve dalakta sarı-yeşil peynirimsi yumrular Tedavi -Tedavisi olmayan bir hastalık olduğundan hastalanmaya olanak vermemenin önemini tokat benzer biçimde yüzümüze çarpan hastalıklardandır -İdeal kümes, besleme ve bakım şartlarını baştan oluşturmak gerekir Iyi mi bulaşır? -Yabani kuşlarla temas -Dışkıyla temas
14. 14 -Kümes içinde bulunan dışkının toz haline gelip solunum yolu ile kapılması -Hijyen olmayan, güneş almayan, rutubetli kümes ortamı hastalığın yayılmasını hızlandırır 8- E-Coli (Koli) İnsanların ve sıcakkanlı hayvanların sindirim sisteminin bir parçası olan bu bakteri dışkı yöntemiyle çıktıktan sonrasında, bulunmuş olduğu yerde çoğalarak aylarca yaşayabilir. Kati teşhis bakteriyolojik muayene ile olur. Emareler -Aşırı zayıflama, neşesizlik, iştahsızlık, kabarık tüyler, kuyrukta aşağı doğru düşük duruş, solunum bozuklukları, yeşilimsi ve sarı tonlarda fena kokulu ishal -İleri safhada kanatta ve ayakta tutulma, uçamama, topallama Ramazan Hoca’nın ‘Güvercin yetiştiriciliğinde başarının ilk kuralı; hastalıkları önleyebilen bir yetiştirici olmaktır.’ Sözüyle ne demek istediğini şimdi daha iyi anlamış oluyoruz..!
15. 15 Tedavi -Furazolidan, antibiyogram tedavisi -Sonrasında uzman tarafınca değişik tedaviye geçilebilir Iyi mi bulaşır? -Dışkıyla temas -Kümes içinde bulunan dışkının toz haline gelip solunum yolu ile kapılması -Kirli su ya da bakterinin bulaştığı gıda tüketimi 9- Haemophillus Sebebi Haemophillus adlı bir bakteridir. Bakteri solunum sistemine yerleşir. Emareler Göz kapaklarında şişme, göz ve burunda akıntı (her iki gözde de aynı anda olur), gözün iç dokusunda şişme, soluma güçlüğü, aksırma Tedavi -Tetracyline türü antibiyotikler Iyi mi bulaşır? -Direkt temas -Kümes içinde bulunan dışkının toz haline gelip solunum yolu ile kapılması -Kirli su ya da bakterinin bulaştığı gıda tüketimi 10- Haemoproteus Haemoproteus isminde protozonun sebep olduğu bu hastalık kuşçular tarafınca iyi malum at sineği tarafınca yayılmaktadır. At sineklerinin yoğun olarak üreyip geliştikleri yazları yaygın olarak görülmektedir. Belirtilerin benzerliği sebebiyle sıtma zannedilebilir, dış gözlemle teşhisi bir çok vakit yanıltıcıdır. Kan örneklerinin laboratuarda incelenmesi gerekir. Emareler Yüksek ateş, sarı renkli ve beyaz pıhtılı ishal, performans kaybı, uçma isteksizliği Tedavi -Quinie etken maddeli antibiyotikler (Güvercin türevleri yurdumuzda bulunmamakta) -Hastalık kansızlığa sebep olduğundan kuşta öteki hastalıklar da görülebilir -Ölüm daha fazlaca öteki hastalık sebebiyle olur
16. 16 Iyi mi bulaşır? -At sinekleri -Kümes içinde bulunan dışkının toz haline gelip solunum yolu ile kapılması -Kirli su ya da bakterinin bulaştığı gıda tüketimi 11- Paramyxovirosis (Sallabaş) Bu hastalık en bulaşıcı ve ağır olanlarından birisidir ve Paratifo benzer biçimde en fazla ölüme sebep olan hastalıktır. Sallabaş hastalığı olarak bilinir. Ölmeyip iyileşen kuş ömrünün sonuna kadar sinir sistemi bozukluğu gösterir ve taşıyıcı haldedir. Emareler -Fazla su içme, ishal, sinir sistemi sorunları, nüzul, uzunluğunda titreme, ürkeklik, boynun ters dönmesi, yem yemekte güçlük çekme, başın yana çekilmesi -İleri safhada başın tamamen dönmesi Tedavi -Hastalığa yakalandıktan sonrasında tedavisi yoktur -Öncesinde önleyici aşı uygulanması şarttır
17. 17 Iyi mi bulaşır? -At sineği, sivrisinek, sinek, fare -İnsanlar tarafınca da başka bir kuşa taşınabilir -Direk temas -Kümes içinde bulunan dışkının toz haline gelip solunum yolu ile kapılması 12-Pox- Frengi (Çiçek) Daha fazlaca genç kuşlarda görülen bir hastalıktır. Yazları daha fazlaca görülür. Laboratuarda kan analizi gerektirir. Emareler Deride kahverengiye doğru renk değişimi, solunum ve beslenme sorunları, tüysüz bölgelerde siğil benzeri sonradan üstü kabuk bağlayan yaralar, ağız içinde ve damakta sarı renkli sertlikler -İleri aşamada boğaz içinde irinli kabuklar Tedavi -Carnidazole türü -Öteki hastalıklara da davetiye çıkaran bir hastalık olduğundan uzman şahıs duruma gore yan tedavi uygular Iyi mi bulaşır? -Sivrisinek, kene, bit vb. parazitler -Kümes içine bulaşan irin akıntıları ve dışkılarla temas ya da akıntıların toz haline gelip solunum yolu ile kapılması 13- Adenovirüs (Genç kuş hastalığı) Genç kuşlarda ve yeni yavrularda yaygın gözlenen bir hastalıktır. Lenf sistemine bulaşan bir virüs tarafınca oluşmaktadır. Kan tahlili ile kati teşhis konulur. Emareler Dokularda fazla gelişme, tümör oluşumu, sık kusma, sarı/yeşil renk ishal, Aşısı olan hastalıklarda, güvercin hastalığa yakalanmadan bu aşılar ne olursa olsun yapılmalıdır. Aksi halde daha büyük kayıpları göze almış olmuş olursunuz
18. 18 dişi kuşlarda yumurtlama peşinden ani kilo kaybı Tedavi -Adenosan türleri Iyi mi bulaşır? -İçme suyu, beslenme -Direk temas -Kümes içine bulaşan kusmuk ve dışkılarla temas ya da akıntıların toz haline gelip solunum yolu ile kapılması 14- Circovirus Daha fazlaca genç kuşlarda görülür. Müdafa mekanizmasına ve bağışıklık sistemine zarar verir. Dolayısıyla başka hastalıklara da davetiye çıkarır. Kan analiziyle kati teşhis konabilir. Emareler -Solunum sorunları, kilo kaybı, ishal -İleri aşamada tüy büyümesinde anormallikler İnsan sağlığında olduğu benzer biçimde güvercinlerin sağlığında da erken teşhis fazlaca önemlidir. Hasta olduğundan şüphelendiğiniz kuşu derhal bir uzmana gösterin
19. 19 Tedavi -Kati tedavisi bilinmemekte -Oluşan yan hastalığın tedavisi dikkatsizlik edilmemeli -Bağışıklık sistemini güçlendirici vitamin ve mineraller faydalıdır Iyi mi bulaşır? -İçme suyu, beslenme -Direk temas -Kümes içine bulaşan dışkılarla temas ya da akıntıların toz haline gelip solunum yolu ile kapılması 15-Aspergilosis (Mantar) Bulaşıcı bir mantar hastalığıdır. Çoğu zaman genç kuşları vuran bulaşıcı hastalıklardandır. Emareler Performans kaybı, solunum sorunları, ishal -İleri aşamada koyu yeşil renkli ishal, dil ve damakta (beyaz, sarı, yeşil renkli) katman oluşumu -Hastalık deri mantarı şeklindeyse deri döküntüsü, huzursuzluk, tüy yolma, teleklerde çürüme ve kırılarak düşme Tedavi -Mikostatin (Sabah akşam birer damla) -Bağışıklık sistemini güçlendirici vitamin ve mineraller faydalıdır
20. 20 Iyi mi bulaşır? -Direk temas -Kümes içine bulaşan dışkılarla temas ya da akıntıların toz haline gelip solunum yolu ile kapılması 16- Cadidiasis (Ters Kursak) Bilhassa üst sindirim bölgesinde görülen bir mantar hastalığıdır. Bu mikrop daha fazlaca bozuk yem üstünde bulunmaktadır. Emareler Bezli midede şişme, kusma, ağızdan kan gelme, ağız içi ve damakta beyaz mantar tabakaları, kayıtsızlık hali, kilo ve performans kaybı, yavaş gelişme – Hastalığın deride görülmesi durumunda telek çürümesi ve tüy yarılmaları Tedavi -Mikostatin (Sabah akşam birer damla) -Bağışıklık sistemini güçlendirici vitamin ve mineraller faydalıdır Iyi mi bulaşır? -Bozuk yem -Direk temas -Kümes içine bulaşan dışkılarla temas ya da akıntıların toz haline gelip solunum yolu ile kapılması 17-Trichomonas Güvercin sürülerinde büyük kayıplara neden olan bir hastalıktır. Yaşayan ya da yeni ölmüş (20 saate kadar) güvercinin boğaz mukozasının mikroskobik incelenmesiyle kati teşhis konulur. Kuvvetsiz kalmış, iyi beslenemeyen, yanlış kümes şartlarında yaşatılan güvercinler hastalıklara kolay yakalanırlar ve bu güvercinlerin tedaviye pozitif yönde yanıt vermeleri de zor olsa gerek
21. 21 Emareler Gaga birleşim yerinde ur ve peşinden kabuk bağlayan yaralar (15 gün kadar sonrasında geçer) Ağız içinde sarı renkli yara ve ur, solunum sorunları, yeme ve içmede zorlanma, halsizlik, kayıtsızlık, ishal, kusma -İleri aşamalarda ölüm Tedavi -Tüm kuşlara chevi-col+ tedavisi -Tedavi süresince banyo suyu konulmaz. Iyi mi bulaşır? -Göbek bağları enfeksiyonu -Annenin yavruyu beslemesiyle temas -Kümes içine bulaşan tükürük ve dışkılarla temas ya da akıntıların toz halinin öteki kuşlara bulaşması 18-Hexamitiasis Bu hastalıkla genç güvercinlerin bağırsakları şiddetli şekilde etkilenir. Çoğu zaman yazın ve güz aylarında görülür. Kati teşhis bağırsak mukozasından mikroskobik muayeneyle yapılır. Emareler Kilo kaybı, kusma, sulu köpüklü ishal (ishal kimi zaman kanlı olabilir), iştahsızlık, su tüketiminde artış
22. 22 Tedavi – Ronidazole, Metranizadol, Dimetridazole etken maddeli ilaçlar Iyi mi bulaşır? -Dışkıyla temas -Kümes içine bulaşan dışkıların toz halinin öteki kuşlara bulaşması 19-Coccidiosis (Kanlı ishal) Bağırsak hastalığıdır. Dışkı örneklerinin mikroskobik muayenesiyle kati teşhis konulur. Emareler Fena kokulu, yeşilimsi, sümüksü dışkı, kanlı ishal, kayıtsızlık, kabarık tüyler, bolca su içme, iştahsızlık Tedavi – Chevi-col+ – Vitamin E ve B12 takviyesi Iyi mi bulaşır? -Dışkıyla temas -Kümes içine bulaşan dışkıların toz halinin öteki kuşlara bulaşması 20- Plasmodiosis (Güvercin Sıtması) Plasmodiasis ( plasmodium ) adında olan tek hücreli bir protozon sebep olur. Bağışıklık sisteminin zayıflamasıyla yan hastalıklara da davetiye çıkarır. Kati teşhisi kan analizi ile yapılır. Emareler Yüksek ateş nöbetleri, ansızın durgunlaşması, tüy kabartma, güçsüzlük, uçmada isteksizlik, kansızlık. Direnç azalmasıyla başka hastalıklar kendini göstermeye adım atar ve ölümcül sonuçlar doğabilir. Tedavi – Quinie etken maddeli ilaçlar. (Güvercinler için üretilmiş türevleri yurt haricinde bulunur) Iyi mi bulaşır? -Sivrisinek, yabani güvercinler
23. 23 3) İÇ VE DIŞ PARAZİTLERE KARŞI ÖNLEMLER Kuşun devamlı kaşınması, gagası ile tüylerini didiklemesi, tüylerini kabarık tutarak devamlı silkinmesi, gövdesini bir bölgelere sürtmeye emek vermesi ve kümes içinde genel bir huzursuzluk hali yaratır. Parazitlerin durumu da çoğunlukla kümes ortamının iyi mi olduğuna bağlıdır. Herhangi bir haşere ya da yabani bir kuştan bulaşmamış ise bakımsız ve hijyen olmayan kümesler parazitlerin sebebidir. Güvercin kümesleriniz ideal şartlarda oluşturulmuşsa parazitler mevzusunda da fazla mesele yaşamayacaksınızdır. 1- Kuşların yemleri muhakkak hususi yemliklerde sunulmalı, yemi bölgelere serpip ağız yöntemiyle parazit kapmaları önlenmeli. Güvercinlerinizin kümes ortamını oluştururken sineklik kullanımını dikkatsizlik etmeyin. Tertipli olarak bit, pire, kene ve parazit bakımlarını yapın. Kuşlarınızın yabani güvercinlerle temasını olabildiğince kati
24. 24 2- Suluklar ve içlerinde ki su devamlı temiz olmalı. 3- Her kuşun yemliği ve suluğu kendisine ve eşine hususi olmalı. Tüm kuşları tek yemlik ve tek suluktan beslemek fazlaca risklidir. 4- Salma-kümes ve iç ekipmanları sık ve tertipli aralıklarla temizlemeli. Temizleme esnasında dezenfektan ilaçlar kullanmalı. 5- Kümeste havalandırmayı dikkatsizlik etmemeli. Nemli ortamlarda birçok mikrop ve bakterinin hızlıca türediğinden rutubet ve rutubeti yok etmeli. 6- Kümes içine sinek, böcek, fare benzer biçimde canlıların girmesini engellemek için lüzumlu önlemleri almalı. 7- Kuşların yabani kuşlarla temas etmemelerine dikkat etmeli. 8- Kuşlara haftada birkaç kez banyo yaptırıp, banyo sularına parazit önleyici ve koruyucu ilaçlar eklemeli. 9- Bit, kene benzer biçimde haşerelere karşı ilaçları uygulamalı. Bilhassa akşam saatlerinde kümes içinde bir kıpırdanma ve hareketlilik olması kümes içinde haşere bulunduğunun habercisidir. İç ve dış parazit tedavilerinde toz ve damla olmak suretiyle çeşitler bulunmaktadır. Bit, pire, at sineği ve kene türlerine karşı etkili ilaçlarda toz şeklinde serpme yöntemiyle kullanılan ilaçlar; kanat altlarına, kuyruk arkasına ve göğüs kısmına serpilerek kullanılır. Bununla beraber kümes içinde köşelere, çatlaklara da uygulanabilir. Sprey formları da bulunur. Damla şeklinde olanlar iç parazitlerde yuvarlak solucan türleri, kıl kurtları, mide duvarı kurtları üstünde ve bilhassa de yassı solucanlar üstünde etkilidirler. Parazitlerin hastalık bulaştırmaları bir kenara, bilhassa yavru güvercinlerde kansızlığa sebep olmaktadırlar.
25. 25 4) DİĞER GÜVERCİN HASTALIKLARI a) Romatizma: Rutubet oranı yüksek, serin kümes şartlarında yaşatılan güvercinlerde görülebilir. Gündüz ve gece saatleri içinde kümes içinde ısı değişiminin fazla olduğu yaşam alanları da büyük etkendir. Eğer mikrobik bir hastalığa dair emareler olmadığı halde bir tek tünek üstünde tutunma zorluğu, yürümekte güçlük çekme, düşmüş olduğu yerde kalma benzer biçimde hareketler gözlemlendiyse romatizmadan şüphelenilir. Kümes ortamının tekrardan gözden geçirilerek uygun şartların bir an evvel oluşturulması gerekir. Kümesin güneş alması sağlanmalı, kümes taban ve duvarlarının devamlı kuru tutulması, nemin ve rutubetin ortadan kaldırılması önemlidir. Ek olarak; serin havalarda kuşun banyo yaptırılmaması, bilhassa geceleri herhangi bir sebepten dolayı ıslak ve nemli tüylerle bırakılmaması alınacak ilk önlemlerdir. Ayakları saf alkolde eritilmiş kafur ile ovma işlemi yapılabilir. Aktarlarda bulabileceğiniz kafur romatizmaya şifalıdır. b) Soğuk Algınlığı: Eğer mikrobik bir hastalığa dair emareler olmadığı halde bir tek tüy kabartma, bir köşeye çekilip yumulma, uyuklama, iştahsızlık, çevreye ilgisizlik var ise sebebi büyük olasılıkla soğuk algınlığıdır. Oluşma sebepleri romatizma hastalığında belirtilenlerle aynıdır. Kümes ortamının tekrardan gözden geçirilerek uygun şartların bir an evvel oluşturulması gerekir. Kümes ortamı hazırlanana kadar zaman kaybetmeden
26. 26 bu kuşunuzu ev içine almanız ve kuşunuz iyileşene kadar durağan(durgun) sıcaklıkta tutmanız önerilir. Ağzına azca bir miktar bal koyarak kuşunuzun susamasını sağlayıp, içme suyuna da bir damla Terramiycn damlatabilirsiniz. Kuşunuz birazcık kendini toparlayıp, soğuk algınlığının ilk etkilerini atmaya başladığında vitamin takviyesiyle vücut direncinin artırılması gerekir. c) Aşırı Yağlanma: Dengesiz, yanlış rasyonlu aşırı beslenme ve hareketsizlik sebebiyle olur. Kilo alma, hantallaşma, güç azalması, solunum güçlüğü benzer biçimde emareler fazlaca açık görülür. Karın tüyleri aralanıp bakıldığında kuşun derisinin yağlı ve buruşuk bir görüntüsü vardır. Üreme, döllenme güçlükleri, iktidarsızlık benzer biçimde sorunlara da neden olur. Gıda kıymeti yüksek ve yağlandırıcı (yanlış rasyonlu) besinler kesilmelidir. Yem mevzusunda son aşama dikkatli hareket etmek gerektiği benzer biçimde güvercin uçurmak mevzusunda da duyarlılık göstermeniz, idman programlarını gözden geçirmeniz gerekir. d) Güçlü Bakım Hastalığı: Güvercininin bakımını olabildiğince iyi yapmak isteyen yetiştiricilerin vakası birazcık abartmasından doğar. Rasyonu esasen kuvvetli yem karmasının yanı sıra, multi vitaminler ve bir de bal pekmez benzer biçimde kuvvet yapıcılarla besleme devamlı sıhhatli sonuçlar doğurmayabilir. Hatta kuşu ölüme bile götürebilir. Halk dilinde varlıklı hastalığı denir. Ayaklarda tırnağa yakın yerde şişme ve ayak derilerinde mantarımsı görüntü ya da döküntüler olur. Bu şişlikler yada emareler kuşun vücudunun öteki kısımlarında da gözlenebilir. Güçlü besinler bir süre kesilip düzgüsel yemlerinin yanı sıra bolca marul verilebilir. Şişme ve mantarımsı görüntü olan bölgeler için alkolle temizleme yaptıktan sonrasında iyileştirici pomat olarak Terramycin tercih edilebilir.
27. 27 e) Güneş Çarpması: Fazla güneş altında duran, yeteri kadar korunaklı olmayan kümeslerde güneş çarpması görülebilir. Dik güneşe maruz kalan güvercin boylu süresince uzanmış ve hareketsiz duruyorsa şoka girmiştir. Tedbir alınmaz ve bu durumda bırakılırsa ölebilir. İlk iş olarak direkt güneş ışığı almayan ve sıcak olmayan bir yere alınmalı. Başı, ayakları sirkeyle ıslatılıp masaj yapılmalıdır. Böylece ateşinin düşmesi ve kan dolaşımının normale dönmesi sağlanmış olur. Ağzının açılarak iki damla gliserin damlatılmasında da yarar olduğu söylenir. 5) GÜVERCİNLERDE KIRIK VE YARALANMALAR a) Kırık: Ayağı kırılan kuşa uzmanlar tarafınca pamuk takviyeli bilezik takılarak kuşun kırık ayağı alçıya alınır. Averaj on gün içinde kırık ayak kaynar ve güvercin asla aksama olmadan eski hareketliliğine döner. Devletimizde kırık çıkıkçı fazlaca olduğundan gene belirtmek gerekir ki; kırık ayağa ufak bir çıtayı bantla sabitleyip kendi başınıza tedavi yöntemine başvurmayınız. Yanlış kaynamaya sebep olursanız geri dönüşü olmaz. b) Yaralanmalar: Kuşunuzda herhangi bir çizik, kesik, doku kopmaları benzer biçimde yaralar deri açıldığı için birçok mikroba ve enfeksiyona davetiye çıkarır. Bu yaraların irili ufaklı ne olursa olsun acilen kapatılması gerekir.
28. 28 Böylece çevre ve havayla temasını keserek mikrop kapmasını engellemiş olmuş olursunuz. Veterinerlerden ya da güvercinler için sıhhat ürünleri satan yerlerden yara tozları, spreyler alabilirsiniz. Bu ürünler antiseptik vazifesi göreceği benzer biçimde kanamayı da durduran ürünlerdir. Kanamayan sadece tahriş olmuş ya da derisi kalkmış bölgelere ise Terramycin yara merhemi uygulanabilir. 6) İNSANLARA BULAŞAN GÜVERCİN HASTALIKLARI a) Güvercin Besleyicisi Akciğer Hastalığı Ekstrensek Alerjik Alveolitis isminde hastalığın halk dilindeki adıdır. Güvercin yetiştiricilerinin salmalarında bulunan güvercin tozu denilen beyaz toza karşı alerjik bünyelerde solunma sonucu ortaya çıkıyor. Görülme sıklığı % 8 ile % 30 içinde değişiyor. 38 – 39 dereceye kadar yükselen ateş ve gittikçe artan nefes darlığı şeklinde kendini gösteriyor. Çarpıntı, kuru Başarı göstermiş ya da başarısız, ne olursa olsun sorumluluğumuzda olan tüm güvercinlere en iyi bakımı sunmalıyız
29. 29 öksürük, göğüs ağrısı, iştahsızlık, halsizlik, süratli kilo kaybı ve ileri durumda kalp yetmezliği görülebiliyor. Bu hastalığı önlemek için bilhassa salma temizliği esnasında koruyucu maske kullanmak gerek. b) Pasteurelosis (Kolera) Kolera adı ile malum bu hastalık, insanoğlunun yanı sıra kedi, köpek, tavşan, at, eşek, inek, keçi benzer biçimde çeşitli hayvanlarda da gözlenmektedir. Hastalığa yol açan Pasteurella bakterisinin birçok çeşidi bulunmaktadır. Güvercin kolerası olarak adlandırabileceğimiz bu hastalık, hayvanlardan insana bulaşabilen bir özelliğe haizdir. İnsana bulaşma daha fazlaca hastalığı taşıyan evcil hayvanların insanı ısırması ya da tırmalaması benzer biçimde vakalar sonucu gerçekleşmektedir. Bundan dolayı güvercinden insana bulaşma fazla yaygın değildir fakat mümkündür. c) Streptococcosis Güvercinlerde Streptococcus gallolyticus adında olan bir bakterinin niçin olduğu insanda da benzer bir hastalığa niçin olduğu, güvercinlerden insana ve öteki hayvanlara bulaşabilen bir hastalık olduğu anlatılır. d) Ornithosis Güvercin tozunun solunması yolu ile mikrop insana geçebilmektedir. Hastalık mikrobu güvercin tarafınca bırakıldıktan sonrasında 48 saat kadar kümes içinde etken konumda olduğu, bu süre içinde mikrop alınırsa mikrobu alan insanoğlunun hassaslığına bağlı olarak 5–14 gün içinde Güvercinlerle yakın temasın peşinden vücut temizliğine dikkat edilmeli. Bilhassa; kümes temizliği yaparken iş elbisesi, eldiven, gözlük ve muhakkak solunum maskesi kullanılmalı.
30. 30 hastalığın ilk belirtilerinin görülmeye başladığı uzmanların dikkat çekmiş olduğu konulardır. İnsandaki belirtilerinin gribe benzediği, ateş, baş ağrısı, göğüs ağrısı, bitkinlik, kuru öksürük ve bazı vakalarda mide bulantısı ve kusma görüldüğünü tespit edilmiştir.
31. 31 Güvercinleri fazlaca seviyorum demek yetmez. Saf ve gerçek sevgi güvercinlerimize iyi mi baktığımızla ölçülür. Hastalık emarelerinde gördüğünüz benzer biçimde yaygın olan bir çok hastalıktan geri dönüş yok. Bu yüzden mühim olan kuşu tedavi etmek değil, hasta olmasına asla fırsat vermemektir. Sıhhat bakımlarıyla ilgili baytar hekimlere başvurmaktan çekinmeyin. Maddi yönü zannedildiği kadar tuzlu değil. Ek olarak; uzman yardımı almadığınızda kaybedeceğiniz para ve dönemin daha fazlaca olacağını ihmal etmeyin. Hepsinden önemlisi de; kuşunuzu kaybetmeniz öteki kayıplara nazaran sizi daha fazlaca üzecektir.