Blog

  • GÜVERCİNLERDE KURUMA HASTALIĞI

     

    Güvercinlerde Kuruma öteki adı ile jilet göğüs ya da aşırı zayıflama hastalığı yetiştiricilerinin en amatör olanından en ustalaşmış olanına kadar ara sıra karşılaştıkları bir durumdur ve bir çok süre bu durumdaki kuş uygun tedavi programı izlenmediği için yaşamını kaybeder.

    Bu hastalık kuşun bünyesini hızla düşüren, etini, kasını eritip göğsünü bir bıçak sırtı şeklinde kurutan ve tedavi edilmez ise kuşu öldüren bir hastalıktır. Kuş giderek küçülür, yem yese bile yemden kesinlikle herhangi bir yarar sağlanamaz.

    Bu duruma yol açan MEGABACTERY, aslına bakarsak bir bakteri değildir fungal türevi bir iç mantardır. Seneler ilkin meydana getirilen ilk mikroskobik araştırmalarda öteki bakterilerden fazlaca daha büyük olduğu görüldüğü için bu mantara MEGEBACTERY isimi verilmiştir. Kuruma hastalığının tedavisinden yetiştiricilerin yapmış olduğu hata kuşa antibiyotik tedavisi uygulamaktır. Hastalığa sebep olan etmen bir bakteri olmadığı için kullanılan antibiyotikler kuşun karaciğer ve böbreklerine yoğun oranda zarar verir. Özetle hiçbir işe yaramaması ile beraber esasen bitkin olan kuşa extra zarar verir. Güvercinlerde görülen kuruma hastalığı kuşun süratli bir halde hayatını kaybetmesine niçin olmaz ölüm kimi zaman 1 aylık süreyi bile bulabilir.

    Hastalığı fark edildiğinde yapılacak ilk işlem kuşun ayrı bir karantina kafesine alınmasıdır. Eğer kış aylarında bu şekilde bir durumla karşılaşılırsa 25W bir ampulle ısıtılan bir karantina kafesinde tedavi edilmelidir. Kafesinin ısıtılmasındaki amaç kuşun esasen azca olan enerjisini bir de vücut ısısını ayarlaması için harcamasının önüne geçmektir.

    Bu hastalığın tedavisi için izlenecek yol aşağıdaki gibidir.

    1. İlk olarak iç parazit tedavisi uygulanmalıdır. Veterinerlerde bulabileceğiniz Nilverm adlı ilaç bu iş için uygundur.
    2. Peşinden Coccidiosis tedavisi yapılmalıdır (5 gün) Coccidiosis bağırsakta yaşayan bir çeşit parazittir ve güvercinlerde en fazla ishale yol açan etmendir.
    3. Peşinden mantar tedavisine geçilmelidir. Mantar tedavisi için Rondizol, dacostatin şeklinde ilaçlar kullanabilirsiniz.
    4. Ondan sonra 2 gün süre ile vitamin desteği verilmelidir.

    Yukarıdaki uygulanacak tedavinin adımları yazılmıştır. Burada dikkat edilmesi ihtiyaç duyulan en mühim husus su ile verilecek ilaçlarda suyun kuşun önünde 6 saatten fazla kalmaması gerektiğidir.

    Bazı kuruma vak’alarında hastalığa yol açan direk iç parazitlerdir. Bu durumunda göz ardı edilmemesi gerekmektedir. Sıhhatli güvercin kümesleri için 3 ayda 1 kez kümes geneline iç parazit uygulaması yapılması gerekmektedir.

     

  • Genç Kuş Hastalığı ADENO VİRÜS (YOUNG BIRD SICKNESS )

    “Adenovirus Young Bird Sickness” İngilizce adından esinlenerek “Genç Kuş Hastalığı” olarak adlandırabileceğimiz bu hastalık, güvercinlerde lenf sistemine bulaşan bir virüs tarafınca oluşturulmaktadır. Hastalığın adı buradan gelmektedir.

    Bu hastalık kümeslerimizde senenin her döneminde görülebilir lakin bilhassa son bahar aylarında oldukça yaygın bir halde ortaya çıkmaktadır. Bağışıklık sistemi baskılanmış kuşlar bu hastalığa karşı hassastır.
    Güvercinleri enfekte eden iki tür Adeno Virüs vardır. Bunlar Tip 1 öncelikli olarak genç güvercinleri etkisinde bırakır. Bilhassa 8 ay altındaki kuşlar Tip 1 Adenovirüse karşı oldukça duyarlıdırlar. 8 ay üstü kuşlarda ciddi bir problem teşkil etmez. Lüzumlu terdavi çabuk bir halde uygulanır ise birçok kuşun iyileşmesi sağlanır. Tip 1 Adenovirüsün en oldukça gözlemlenen emareleri ateş, oldukça su içme, kusma ve acı yeşil tonlu (kimi dışkılarda sarı tonlarda görülebilir) ishallerdir.
    Tip 2 genç ve yaşlı güvercinlerde fark gözetmeksizin görülebilir. Bir oldukça vakada ciddi bir emare olmadan 24 saat içinde ölüm gerçekleşir ve kümeste oldukça ciddi bir yitik yaşanır. Tip 2 Adenovirüs direk karaciğere saldırır ve karaciğerde oldukça ciddi hasarlar görülür. Bazı kuşlar sarımsı sıvı dışkılar gösterir ve ölümden ilkin kusarlar. Fakat aslolan işaret, başlangıçtan sonraki 24 saat içinde meydana gelen ani ölümdür. Etkilenen kuşların hiçbiri 48 saatten fazla yaşamaz.
    E. coli hastalığı çoğu zaman Tip 1 adenovirüse (genç güvercinlerle ilişkilendirilir) birlikte rol alır ve ishal ve kusmayı daha şiddetli hale getiren ve solunum semptomları ilave ederek enfeksiyonu karmaşık hale getirir. Tip 1 Adeno Virüsün tedavisinde en etkili tedavi Belgica de Weerd firmasının 3 ürünü ile gerçekleştirilir bunlar;

    1-Belgamco
    2-Belgasol
    3-Cobel

    Bu 3 ürün eş zamanlı olarak 1 hafta süresince 2 litre suda kuşlara sunularak tedavi gerçekleştirilir. Sonrasında 3 gün vitamin takviyesi ve 3 günde probiyotik takviyesi yapılır. Akabinde 3 gün boyuncada mantar tedavisi uygulanmalıdır.
    Adeno virüsü tip 1 devamlı genç bir kuşta bulunur ve bağışıklık sistemi yada başarısız olduğunda patlar. Adeno Virüsüne karşı etkili olduğu kanıtlanmış bir aşı mevcut değildir. Adenoviris tip 2 nin hemen hemen bir tedavisi bulunamamıştır.

    Mehmet GÜÇYENER

    Kanatlı Uzmanı

  • Bağdadi güvercinleri

    “BAĞDADİ”
    TARİHİ GEÇMİŞ
    Bağdat güvercinlerinin Türkler tarafından yetiştirilmeye başlaması Büyük Selçuklular döneminde başlamıştır. 1000 li yılların başlarından itibaren bugünkü Ortadoğu bölgesinde egemen olmaya başlayan Büyük Selçuklular, Tuğrul beyin 1055 yılında Bağdat’a girmesi ile birlikte bölgeye bütünü ile egemen olmuşlardır. Bu yıllarda Bağdat güvercinleri Türkler tarafından posta amaçlı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Daha sonra I. Haçlı seferi olarak bilinen ve 1098 yılında Kudüs’ün alınması ile son bulan savaşlar sırasında Türkler, Bağdat güvercinleri aracılığı ile haberleşmeyi sağlamışlardır. 1169 yılında Eyyubi hanedanlığının ilk hükümdarı olarak Mısır’a hükümdar olan Selahaddin Eyyubi’nin haçlı orduları ile olan savaşları sırasında ve özellikle de III. Haçlı ordularının 1191’de Akka kuşatması sırasında bütün haberleşme sistemini Bağdat güvercinleri ile sağladığı bilinmektedir. Haçlı orduları vurdukları bir güvercin sonucu bu haberleşmenin varlığını ortaya çıkarabilmişlerdir. Bu olaydan sonra o yıllarda Avrupa’da unutulmaya yüz tutmuş olan posta güvercini ile haberleşme geleneği yeniden canlandırılma yoluna gidilmiştir. Bu amaçla 1191’den sonra bazı Bağdat güvercinleri Haçlı orduları aracılığı ile Avrupa’ya götürülmüştür. Bağdat ırkı güvercinlerin Avrupa’ya ilk gönderilmeleri bu şekilde gerçekleşmiştir. Bu güvercinler yüz yıllar sonra 1800 lü yılların başlarından itibaren Belçika’da geliştirilmeye başlanan modern posta güvercinlerinin elde edilmesinde kullanılmışlardır. 1200 lü yılların başlarında Bizans İmparatorluğu aracılığı ile Anadolu’ya da hakim olan Haçlı orduları İskenderun ile İstanbul arasında Bağdat güvercinlerini kullanarak bir haberleşme sistemi yaratmayı başarmışlardır. Bağdat güvercinlerinin Anadolu’da kullanımları 1200 lü yılların başında bu şekilde başlamıştır. Bir yüzyıl kadar sonra Osmanlıların Anadolu’da egemenlik kurmalarını takiben bu güvercinlerin kullanımının devam ettiği bilinmektedir. Osmanlı ordularının seferleri sırasında sepetler içinde bir çok güvercin taşındığı ve bunların haberleşme amacı ile kullanılan Bağdat güvercinleri olduğunu tarih kitapları yazmaktadır. Bağdat’ın Osmanlı devleti topraklarına katılması 1534 yılında Kanuni Sultan Süleyman döneminde olmuştur. Daha sonra bir ara tekrar İranlıların eline geçen Bağdat, son olarak 1639 yılında 4. Murat devrinde yeniden alınmıştır. Hata 4. Murat Bağdat’ı almasının anısına İstanbul’da bugün Topkapı sarayı içinde bulunan ünlü Bağdat köşkünü yaptırmıştır. Bağdat güvercinlerinin Osmanlı dönemi öncesinden beri Irak’ta yetiştirildiği bilinmektedir. Osmanlı döneminde de bu güvercinler bölgede yetiştirilmeye devam edilmiş ve geliştirilmişlerdir. Bu güvercinler, eski dönemlerde, tüm çevre bölgelerde değer verilen ve bilinen bir güvercin ırkıdır. Bir çok kaynakta adından bahsedilen bu güvercin ırkı için, dönemin en değer verilen ve en pahalı kuşu olduğunu söylemek sanırım yanlış olmaz.

  • POSTA GÜVERCİNİ ÖZELLİKLERİ VE BAKIMI

    En yaygın güvercin türlerinden olan posta güvercinleri, çevik beden yapıları ve gelişmiş yön duyguları ile diğer güvercinlerden ayrılır. Bu nedenle de güvercin yarışlarında en çok tercih edilen güvercin türü, posta güvercinidir. İyi bakıldığı taktirde ortalama on dört on beş sene yaşayabilen posta güvercinleri ortalama altmış ila seksen kilometre hızda günde bin kilometre mesafe uçabilir.

    Posta güvercinlerinin standart bir beden yapıları bulunmaz. Zira, kimisi paçalı olabildiği gibi kimisinin paçaları bulunmaz. Aynı şekilde kimi posta güvercinlerinin göğüslerinde tıpkı bango güvercinlerindeki gibi gül olabildiği gibi kimilerindeyse bu özellik bulunmaz. Ancak elbette tüm bunlar, posta güvercinlerinin diğer güvercin türlerinden ayırt edilemez olmasına sebep olan nitelikler değildir.

    Posta güvercinlerinin tüyleri, tıpkı bir ipek kadar yumuşak ve kadifeye dokunmuş hissi verir. Tüylerinin böyle olması posta güvercinlerinin, yağmurlu havada çabuk ıslanmamasını sağlar. Özellikle güvercin yarışları için posta güvercini yetiştirenler bilirler ki, yarışların yapılacağı günler havanın nasıl olacağı kestirilemeyebiliyor. Dolayısıyla yağmurdan kolay etkilenmeyen tüyleri, posta güvercinlerinin güvercin yarışlarında diğer güvercinlere nazaran daha dayanıklı olmalarını sağlar.

    Posta güvercininin kuyruğu, bir nevi dümen vazifesi görür. Bu nedenle de kuyruk posta güvercinleri için denge sağlayıcı bir organdır. İyi bir posta güvercininin dengeli ve hızlı uçabilmesi için kuyruğunun fazla uzun ve açık olmaması gereklidir. Posta güvercininin kuyruğuna arkadan bakıldığında, biçim olarak kuyruğun sona doğru incelip sanki tek bir tüymüşçesine görünmesi gereklidir. Uzunluk olarak ise, kuyruğun uzunluğu kanat uzunluğundan mümkünse uzun olmaması ya da en çok bir santimetre uzun olması gereklidir.

    Posta güvercininin gözleri, kuşun genel sağlığı ve iyi bir uçuş performansı sergileyebilmesi için büyük önem taşır. Sağlıklı bir posta güvercinin gözleri, canlı ve metalik bir renge sahiptir. Donuk ve mat gözlere sahip bir posta güvercini büyük ihtimalle bir sağlık problemi ile karşı karşıyadır.

    Posta güvercinlerinin sırt ve belleri oldukça güçlüdür. Yapısal olarak bakıldığında, posta güvercinlerinin geniş belleri, tıpkı bir sportmen gibi kuyruğa doğru daralmaktadır.Posta güvercini yetiştirenler gerek yarışlar gerekse antremanlar sırasında hava koşullarının iyi gözlemek ve dikkate almak durumundadırlar. Yetiştiriciler uçuş öncesi hava ve rüzgarın durumu ile ilgili bilgileri meteorolojiden aldıktan sonra uçuşa karar vermelidirler. Bu özellikle uzun uçuşlar için gereklidir. Hava şartlarının uçuş için uygun olmadığı zamanlarda kuşlar uçurulmamalıdırlar. Bu şartları şu şekilde özetleyebiliriz.
    1 ) Yağışlı havalarda kuşlar uçurulmazlar. Kar ya da yağmur yağdığı şartlarda, yağış olmasa bile havanın yağma ihtimalinin fazla olduğu durumlarda, kuşları uçurmak uygun değildir.2 ) Sis ya da benzeri nedenlerle görüş mesafesinin azaldığı durumlarda, eğer görüş mesafemiz 5 km.den az ise kuşlar uçurulmazlar.3 ) Şiddetli rüzgarın olduğu havalarda, eğer rüzgarın hızı saatte 35 – 40 km.den fazla ise kuş uçurulmazlar.4 ) Aşırı sıcak havalarda, örneğin hava sıcaklığı 30 –35 dereceden fazla ise kuşlar uçurulmazlar.
    Bunun yanı sıra hava koşullarının uçuş için daha uygun olduğu anlar da vardır. Bu koşulları şöyle sıralayabiliriz.
    1 ) Hava sıcaklığının 10 – 15 derece arasında olduğu zamanlar.2 ) Görüş mesafesinin 20 km.den fazla olduğu havalar.3 ) Kuru havalar.4 ) Rüzgarın yönü ile güvercinlerin uçacağı yönün aynı olduğu durumlar.

    YARIŞ BİLGİSİ

    Posta güvercinleri soylarındaki genetik yapıya göre belli mesafeleri daha iyi uçabilirler.
    Bu özellikleri bakımından kabaca kısa, orta ve uzun mesafe uçucuları olarak 3 gruba ayrılarak değerlendirilirler.
    Uzun mesafe uçanlar ise günlük ve gün aşırı olarak iki kısımda incelenebilirler.
    Kısa mesafe uçanlar, 100 – 300 km. arası uçan kuşlardır.
    Bunlar “vites” olarak adlandırılmaktadır.
    Orta mesafe uçanlar, 300 – 600 km. arası uçanlardır.
    600 – 1200 km. arası uçanlar ise uzun mesafe uçucularıdır.
    Bunlar da “maraton” olarak adlandırılırlar.

    Kuşun hangi mesafede başarısı daha iyi ise o mesafede yarışa sokulması gerekmektedir. Bir de “all round” olarak bilinen ve bütün mesafeleri iyi uçabilen kuşlar bulunmaktadır. Maraton uçuşlarında kuşlar 12 – 14 saat arası uçmaktadırlar. Bu tür bir uçuş sırasında ortalama 1000 km.yi 11 saatte kat etmektedirler. Gece bile uçan kuşlar olduğu gibi uçuş sırasında mola verip dinlenen kuşlarda olmaktadır. Güvercinin uçtuğu mesafe harcanan zamana bölünerek hızı bulunur ve böylece hangi güvercinin en yüksek hıza ulaştığı saptanır. Saatteki hızları 90 – 145 km. arasında değişebilmektedir.Posta güvercini yarışları ülkemizde bu alanda etkinlikler sürdüren dernekler aracılığı ile düzenlenmektedir. Bu tür dernekler başta İstanbul olmak üzere ülkemizin farklı illerinde bulunmaktadır. Pasta güvercini yarışlarına ülkemizde ilgi, Avrupa ülkelerinde olduğu kadar olmasa bile fazladır. İstanbul’da bu alanda etkinlik gösteren 13 tane dernek bulunmaktadır. Bu derneklere üye yaklaşık 2000 güvercin meraklısı bu sporu sürdürmektedir. Gene İstanbul’da 10.000’in üzerinde posta güvercini bulunmaktadır.İlgili dernekler yarış gününü ve hangi etaplar arası yapılacağını önceden bildirirler. Yarışlara katılabilmek için katılımcılardan dernek tarafından belirlenen bir ücret alınır. Tüm katılımcılardan toplanacak olan para, yarış sonunda ilk üç dereceye giren katılımcılar arasında belli bir orana göre paylaştırılır. Her katılımcının bu yarışlar için hazırlanmış özel bir yarış saati olması gerekir. Bu saat sayesinde her kuşun geri dönüş zamanı tam olarak belirlenebilir. Yarış günü geldiğinde yarış kaydı yapılmış olan tüm güvercinler hareket noktasında toplanırlar. Yarışın başlatılacağı yere gönderilmek üzere nakliye aracına bindirilirler. Güvercinlerin nakledildiği araçların içi güvercinler için özel olarak düzenlenmiştir. Klima ve havalandırma sistemine sahiptirler. Yarışın başlatılacağı yere nakledilen güvercinler burada yarışın başlangıç saatinde aynı anda salıverilirler. Böylece yarış başlamış olur. Hangi güvercin en önce yuvasına gelirse, yarışı o güvercin kazanmış olur. Güvercin sahipleri ellerindeki özel yarış saatleri ile bu dönüşü belgelerler.Ülkemizde bu yarışlar, İzmit, İstanbul, Diyarbakır, Kayseri, Bursa, Manisa gibi illerimizden başlatılmaktadır. Örneğin 2002 yılında Diyarbakır – İzmit arasında 10 yarış düzenlenmiştir. Yarış sonrası yuvaya geri dönme yüzdesi bütün katılımcılar hesaba katılarak % 30 civarında olmaktadır. Bu rakam aslında ciddi oranda kuşun yarışlar sırasında yok olduğu anlamına gelmektedir. Yuvaya geri dönememe sebepleri arasında, yön bulamamanın yanı sıra yırtıcı kuşlara yem olma ve hatta ne yazık ki avcılar tarafından avlanılma bile bulunmaktadır. Bu yarışmaları yıllar boyunca sürekli kazanan ya da dereceye giren kümeslerin bu konuda istikrarlı oldukları kabul edilmektedir. Yarış yüzdesi % 60’ın altına düşmeyen kümeslerin başarılı oldukları söylenebilir. Yoksa sadece bir yıl yarış kazanmak önemli değildir. Bunun yanı sıra bir yarışmacının yarışa getirdiği kuşların gene % 60’ının yarışta iyi performans gösteriyor olması bir başarı göstergesi olarak kabul edilebilir. Yarışmacı yarışa 20 tane kuş getirir ama sadece biri başarılı olursa bu çok makbul değildir. En az 12 tanesi başarılı olursa bu bir istikrar göstergesidir. Bu yarışlarda aslında yarışan sadece kuşlar değildir. Asıl yarış yetiştiriciler arasındadır. Bu uzun soluklu, sportmence yürütülmesi gereken tatlı bir rekabettir.

    Yarış Posta Güvercini Nasıl Eğitilir.

    Yarış Posta Güvercini Nasıl Eğitilir.

    Posta güvercinlerinin yaşam süreleri 10 – 15 yıl kadardır. Bu süre iyi bir bakımla en çok 20 yıla kadar çıkabilmektedir. Yavru posta güvercinleri 30 – 40 günlük olduklarında yem yiyebilecek ve su içebilecek hale gelirler. Bu duruma gelen güvercinler ana ve babalarının yanından ayrılırlar ve yavrular için hazırlanmış ayrı bir bölüme konulurlar. Böylece diğer kuşlardan gelebilecek zararların önüne geçildiği gibi, daha fazla yem yiyerek gelişmeleri hızlandırılmış olur. Bu dönemde yavrular, özel yavru yemi ile beslenmeye başlarlar. Önlerinde her zaman yem, temiz su ve grit taşı bulunmasında yarar vardır. Her gün düzenli olarak gözlenerek gelişmeleri kontrol altında tutulur. Zaman zaman salma önüne çıkmalarına izin verilir ve tekrar geri içeri girmeleri sağlanır. Böylece kendi yerlerini ve konumlarını öğrenmelerine çaba sarf edilir. Yarış salmasından yuvaya geri girmeyi öğrenmesi biraz zaman alır. Bu konuda sabırlı olunmalıdır.Posta güvercinleri kanattan ilk tüylerini attıktan sonra form tutmaya başlarlar. Bu süre yaklaşık 6 – 8 hafta kadardır. Bu aşamaya gelen kuşlar grupla birlikte fazla zorlanmaksızın uçurulmaya başlarlar. Uçurulma öncesi yuva ve etrafını görebilecek bir konumda olmalarında yarar vardır. Uçuşlar sabah ve akşam üzerleri olmak üzere günde iki kez tekrarlanmalıdır. Yavruların mesafe uçurulmaya başlamaları için, toplu uçuş sırasında yuvadan iyice uzaklaşıp havada gözden kaybolmaya başlamaları beklenir. Her uçuşta bunu tekrarlayan kuş artık mesafe uçurulmaya hazır hale gelmiş demektir.Mesafe uçmaya alışmaları için ilk önce gene grup halinde en fazla 5 km. uzağa götürülüp toplu olarak bırakılırlar. Geri dönmeyi başaran yavrular için yavaş yavaş mesafe artırılmaya başlanır. Örneğin her seferde mesafe 5 km. daha artırılır. 30 – 40 km. kadar uzaklıktan bırakılan kuşlar geri gelebiliyorlarsa, artık toplu antremanlara son verilir ve kuşlar belli aralıklarla tek tek bırakılmaya başlanır. Bu aşamada kuşun bırakılacağı uzaklığın tespitinde eskiden beri uygulanan klasik yöntemlerden biri, bir önceki uzaklığın yarısı kadar kilometreyi, bir önceki uzaklığa ekleyerek yeni uçuş uzaklığını bulmak şeklindedir. Yani kuş 50 km.den bırakıldığında geri gelmişse, ikinci uçuş uzaklığı 50 / 2 = 25, 50 + 25 = 75 olarak hesaplanabilir. İlk bırakılan kuş gözden iyice kaybolduktan sonra ikincisi bırakılmalıdır. Böylelikle kuşların birbirini takip etmeleri önlenir. Amaç kuşların kendi yeteneklerini geliştirmesini sağlamaktır. Yarışacak kapasiteye gelebilmeleri için ise 2 yaşını doldurmaları gerekmektedir. Bu süre içersinde kuş belli aşamalardan geçerek gelişir ve yarışabilecek konuma getirilir.Kuş yuvasına geri döndüğünde salma girişinden yuvanın içine girmesi şarttır. Bunu sağlayabilmek için belli bir eğitim uygulanır. Öncelikle kuşlar hiçbir zaman tok karına uçurulmazlar. Yuvasına geri döndüğünde yeminin ve suyunun kendisini o delikten girdiğinde beklediğinden emin olmalıdır. Özetle kuşlara uygulanacak eğitimin temelinde açlık ve beklenen davranışın gerçekleştiğinde açlığında giderilmesi şeklindedir.

    Yarış Posta Güvercini Yetiştirilmesi ve Bakımı.

    Posta güvercini yetiştirmek, diğer güvercin ırkları yetiştiriciliğine göre daha fazla maddi ve manevi özveri gerektirmektedir. Posta güvercini yetiştiriciliğinde sabır şarttır. Bu güvercinler aynı bir sporcunun olimpiyatlara hazırlanması gibi ciddi ve disiplin altında çalıştırılırlar. Bu güvercinlere, düzenli uçuş ve yarışa yönelik antreman uçuşları yaptırılır. Antreman uçuşları sırasında belli uzaklıklara bir program dahilinde götürülüp bırakılmaları gerekmektedir. Bakımlı ve sağlıklı olmaları için çok ciddi anlamda bilgi ve hizmet gereklidir. Belli hastalıklara karşı düzenli aşılarının yapılması, beslenme rejimlerinin kuşun geçirdiği dönemlere bağlı olarak ayarlaması, sürekli hastalık takibi ve ilaç tedavisi, vitamin ve mineral takviyeleri şarttır. Bütün bunlar, fazladan bir özeni gerektirmektedir.
    Bu aynı zamanda maddi olarak ek bir bütçe ayrılmasını da zorunlu kılmaktadır.
    Posta güvercinlerinin bir yıl boyunca geçirdiği birbirinden farklı 4 dönem bulunmaktadır.
    Kuşun içinde bulunduğu döneme göre uygun bakım uygulanması gerekmektedir.
    Bu dönemleri şu şekilde sıralayabiliriz.
    1 ) Tüy değiştirme dönemi2 ) Kış Dönemi3 ) Yarış dönemi4 ) Yavru dönemiTüy Değiştirme Dönemi : Bu dönem kabaca eylül ayı başından başlayıp aralık ayı başına kadar devam eder. Bu iki aylık dönem içersinde güvercinler eskiyen tüylerini belli bir düzene göre kendiliklerinden değiştirirler. Bu aynı zamanda yaklaşan kış ayına karşı bir hazırlanma evresidir. Bu dönemde kuşlarda aşırı bir stres hali vardır. Sürekli kaşınır ve gagaları ile tüylerini yolabilirler. Bu dönem çeşitli hastalıklara yakalanma açısından hassas bir dönemdir. Yetiştiricilerin uyanık ve dikkatli olmaları gerekir. Kuşların bu dönemi daha sakin atlatabilmeleri için, tüy dönemi öncesi eşlerin birbirinden ayrılması yerinde olur. Aynı zamanda tüylerin yenileniyor olması fazladan vitamin ihtiyacı doğurur. Beslenme yek karışımlarının da yeni döneme göre ayarlanması gerekir.Tüy değiştirme döneminde özellikle A, D, E, B vitaminleri içeren kompleks bir vitamin takviyesi şarttır. Örneğin Polivitamin Forte ( Eczacıbaşı ) adlı vitamin bu dönem için sularına karıştırılarak verilebilir. Bunun yanı sıra kesinlikle protein takviyesi gereklidir. Çünkü vücut dokularında önemli görevler yapan proteinler, % 88 oranında tüylerin yapısı içinde yer alırlar. Protein açısından yüksek yemlerin başında mercimek, bezelye, soya fasulyesi, fasulye ve fiğ sayılabilir. Her yetiştiricinin tercihi değişmekle birlikte, bu dönem için örneğin şöyle bir yem karışımı önerilebilir. % 30 Mercimek, % 25 Buğday, %20 Ak Darı, %20 Mısır, %5 kenevir
    Kış Dönemi : Bu dönem kabaca aralık ayı başından başlayıp şubat ayı başına kadar sürer. Bu dönemde yuvada erkek ve dişiler birbirinden ayrı tutulurlar. Ancak birbirlerini görmeleri engellenmemelidir. Ayrı durmaları bize hem yeni eş döneminde istediğimiz çiftleri damızlığa ayırabilme olanağı sağlar, hem de kuşların gerekli kızgınlığa ulaşmalarını ve eş dönemine iyi ve istekli olarak girmelerini doğurur. Posta güvercinleri kış döneminde fazla uçurulmazlar ve bir tür dinlenmeye alınırlar. Bu dönemin sonlarına doğru kuşların özellikle PMV 1, Pox, Salmonella gibi hastalıklara karşı aşılatılması uygundur. Aynı zamanda diğer hastalıklara ve özellikle CRD ve Trichomonas gibi hastalıklara karşı tedavi bakım uygulanır. İçparazit ve Cocidiosis olasılığına karşı önlemler alınır.Gerçekten sağlıklı olduğuna inanılan kuşlar eş dönemi için damızlık olarak ayrılır ve yarış dönemi için hazırlanırlar. Kış döneminde kuşların fazla yağlanmalarını önlemek gereklidir. Bu dönemde kuşlar fazla uçurulmadıklarından yağlanma eğiliminde olurlar. Bu açıdan verilen yem oranları yeniden ayarlanır. Yağ oranı yüksek olan kenevir, yulaf, mısır ve darı gibi yemler azaltılır ya da hiç verilmez. Bu dönem için örneğin şöyle bir yem karışımı uygulanabilir. % 30 Buğday, %30 Mısır, % 20 Mercimek, %20 Ak Darı.
    Yarış Dönemi : Mart, Nisan ve Mayıs gibi bahar ayları posta güvercinlerinde yarış dönemi olarak kabul edilir. Bu dönemde yarış için ayrılan kuşlar belli bir uçuş antremanına tabi tutulur ve yarışa hazır hale getirilirler. Yarış için ayrılan kuşlar en sağlıklı ve en güvenilir kuşlar olmalıdır. Antremanların başlaması ve yarış sezonunun açılması ile birlikte kuşlara uygulanan beslenme rejimi de değiştirilir. Bu dönem bol enerji veren karbonhidrat ağırlıklı bir beslenme daha uygundur. Karbonhidrat oranı yüksek yemlerden, Buğday, Mısır, Arpa, Ak Darı gibi yemlerin oranları artırılır. Yemlere bazı takviyeler yapılabilir. Şöyle bir yem karışım oranı uygulanabilir. % 20 Buğday, %20 Mısır, %20 Ak Darı, % 20 Pirinç, %20 Mercimek. Yarış döneminde gene vitamin ve mineral takviyeleri kuşlarımızı güçlü tutacaktır. Vitamin olarak Polivitamin Forte, ( Eczacıbaşı ) mineral olarak Depomin Oral Solüsyon ( Vetaş ) belli aralıklarla takviye olarak verilebilir.
    Yavru Dönemi : Şubat ayının ortaları ya da en geç mart ayının başından itibaren güvercinlerde yavru dönemi başlar. Bu dönemde damızlık olarak ayrılan güvercinler kendileri için hazırlanmış özel damızlık bölümde eşe atılarak yavru dönemi başlatılır. Damızlığa ayrılan kuşların, yavru dönemi öncesinde bütün hastalıklara ve parazitlere karşı bakımlarının, kontrollerinin ve aşılarının yapılmış olması gerekir. Unutulmaması gerekir ki sağlıklı yavrular ancak sağlıklı damızlıklardan alınabilir. Yavru dönemi kuşların özellikle vitamin ve mineral ihtiyaçlarının arttığı bir dönemdir. Özellikle E vitamini yavru verimini artırıcı etki yapmaktadır. Bu dönemde E vitamini içeren vitamin takviyeleri uygun olur. ( Evisel oral solüsyon ) Mineral olarak da özellikle kalsiyum ihtiyacı çok fazladır. Bilindiği gibi yumurta kabuğu kalsiyumdan oluşmaktadır. Bu dönemde damızlık bölümünden çeşitli mineraller içeren grit taşları eksik edilmemeli ve ayrıca sularına mineral takviyesi ( Depomin oral solüsyon ) yapılmalıdır. Yem karışımları ise protein, karbonhidrat, yağ ve selüloz açısından hepsini uygun oranlarda kapsayacak şekilde daha dengeli olmalıdır. Protein miktarı biraz fazla tutulabilir. Şöyle bir karışım kullanılabilir. % 25 Mercimek, %25 Ak Darı, % 25 Buğday, %20 Mısır, %5 kenevir. Bu dönem için yurt dışında özel hazırlanmış damızlık ve yavru yemleri bulunmaktadır. Genellikle iyi yetiştiriciler bu tür özel karışımları tercih ederler.

    Yarış Postası İdman

    Posta güvercinlerinin yaşam süreleri 10–15 yıl kadardır. Bu süre iyi bir bakımla en çok 20 yıla kadar çıkabilmektedir. Yavru posta güvercinleri 30–40 günlük olduklarında yem yiyebilecek ve su içebilecek hale gelirler. Bu duruma gelen güvercinler ana ve babalarının yanından ayrılırlar ve yavrular için hazırlanmış ayrı bir bölüme konulurlar. Böylece diğer kuşlardan gelebilecek zararların önüne geçildiği gibi, daha fazla yem yiyerek gelişmeleri hızlandırılmış olur.
    Bu dönemde yavrular, özel yavru yemi ile beslenmeye başlarlar. Önlerinde her zaman yem, temiz su ve grit taşı bulunmasında yarar vardır. Her gün düzenli olarak gözlenerek gelişmeleri kontrol altında tutulur. Zaman zaman salma önüne çıkmalarına izin verilir ve tekrar geri içeri girmeleri sağlanır. Böylece kendi yerlerini ve konumlarını öğrenmelerine çaba sarf edilir. Yarış salmasından yuvaya geri girmeyi öğrenmesi biraz zaman alır. Bu konuda sabırlı olunmalıdır.


    Posta güvercinleri kanattan ilk tüylerini attıktan sonra form tutmaya başlarlar. Bu süre yaklaşık 6–8 hafta kadardır. Bu aşamaya gelen kuşlar grupla birlikte fazla zorlanmaksızın uçurulmaya başlarlar. Uçurulma öncesi yuva ve etrafını görebilecek bir konumda olmalarında yarar vardır. Uçuşlar sabah ve akşam üzerleri olmak üzere günde iki kez tekrarlanmalıdır. Yavruların mesafe uçurulmaya başlamaları için, toplu uçuş sırasında yuvadan iyice uzaklaşıp havada gözden kaybolmaya başlamaları beklenir. Her uçuşta bunu tekrarlayan kuş artık mesafe uçurulmaya hazır hale gelmiş demektir. Mesafe uçmaya alışmaları için ilk önce gene grup halinde en fazla 5 km. uzağa götürülüp toplu olarak bırakılırlar. Geri dönmeyi başaran yavrular için yavaş yavaş mesafe artırılmaya başlanır.
    Örneğin her seferde mesafe 5 km. daha artırılır. 30–40 km. kadar uzaklıktan bırakılan kuşlar geri gelebiliyorlarsa, artık toplu antrenmanlara son verilir ve kuşlar belli aralıklarla tek tek bırakılmaya başlanır. Bu aşamada kuşun bırakılacağı uzaklığın tespitinde eskiden beri uygulanan klasik yöntemlerden biri, bir önceki uzaklığın yarısı kadar kilometreyi, bir önceki uzaklığa ekleyerek yeni uçuş uzaklığını bulmak şeklindedir. Yani kuş 50 km.den bırakıldığında geri gelmişse, ikinci uçuş uzaklığı 50/2 = 25, 50 + 25 = 75 olarak hesaplanabilir. İlk bırakılan kuş gözden iyice kaybolduktan sonra ikincisi bırakılmalıdır. Böylelikle kuşların birbirini takip etmeleri önlenir. Amaç kuşların kendi yeteneklerini geliştirmesini sağlamaktır. Yarışacak kapasiteye gelebilmeleri için ise 2 yaşını doldurmaları gerekmektedir. Bu süre içersinde kuş belli aşamalardan geçerek gelişir ve yarışabilecek konuma getirilir. Kuş yuvasına geri döndüğünde salma girişinden yuvanın içine girmesi şarttır.
    Bunu sağlayabilmek için belli bir eğitim uygulanır. Öncelikle kuşlar hiçbir zaman tok karına uçurulmazlar. Yuvasına geri döndüğünde yeminin ve suyunun kendisini o delikten girdiğinde beklediğinden emin olmalıdır. Özetle kuşlara uygulanacak eğitimin temelinde açlık ve beklenen davranışın gerçekleştiğinde açlığında giderilmesi şeklindedir.

    [KGVID] ://sohbet.fit/wp-content/uploads/2019/08/posta.mp4[/KGVID]

  • PAÇALI DÖNEKLER – MACIR SELANiĞi

    Paçalı Dönekler de kelebek ırkı şeklinde 14 yada 16 kuyruk telek yapısına haizdir fakat + – 2 görünenleride olmaktadır. Bel üstü yağ bezesi problemi bu kuşlar için bir sorun teşkil etmez olması yada olmaması önemli değildir Siyah, mavi, sarı, kırmızı ve ara renklere ek olarak alaca olarak oldukça renk kombinasyonuna haiz bir ırktır, macır selaniği ( paçalı dönek ) Bursa da yetiştiriciler tarafınca Düz mavi kanatlar beyaz ise ladiga, kendisi mavi kanat kafa beyaz gük çakal, kendi boz kanatlar beyaz boz ladiga, kendisi boz kafa kanat beyaz boz çakal, düz kirli kırmızı pal, kara kirli kırmızı kirli pal, kendisi pal kanatlar beyaz ise pal boska, kendisi pal kafa kanat beyaz ise pal çakal, düz arap kanatlar beyaz boska, düz arap kafa kanat ve kuyruk beyaz kara çakal yada siyah çakal, ana beden beyaz sırtları renklerin yamalı olmasına bakılırsa de palsa pal kaplama, bozsa boz kaplama, maviyse guk kaplama, siyahsa kara kaplama yada siyah kaplama kırmızı ise kula kaplama şeklinde isimlerle adlandırılırlar.  Bölgesel şivelere bakılırsa değişik adlar de adlandırılabilirler. Paçalı dönekler de göz renginin de bir önemi yoktur sarı gözlü olanları eski soylara dayalı olup çakır göz ve kara göz olanları da fazlasıyla bulunmaktadır. Bel kırma özelliği pırıltıya yada boşa bu kuşlarda en başta istenmeyen özelliklerin başlangıcında gelmektedir. Yüksek uçma ve acele yükselerek uçma ve pırıltıya hassasiyetleri oldukça fazladır uzak mesafeden salındığında gelme oranları bu ırkta düşüktür. Salındıklarında oldukça acele yükseklik kazanan bu kuşlara yerden kuş gösterildiğinde ( pırıltı ) kanatlarını biriktirerek dalarlar genç dönemlerin de sıkarak gelmeleri önemlidir ve bu stilini zaman içinde geliştirirler paçalı döneklerin gidiş stilleri Omuzlarıyla, kırık Omuzlarla, Kanat içi ve göğüs yada beden ile yapmaktadırlar yarı kapalı, tam kapalı ve örme diye adlandırılır, bu dönüş stillerinin de kendi içlerinde değişik biçim ve adları mevcuttur mesela; 4 delik 4 parça şeklinde ve tam kapalıda daire ve çerçeveler arası boşluk olmamalıdır. Bu ırkta ıslah hedefi, yüksek hızda uzun mesafeli dönüştür.

    Dönüş esnasında kanatların duruşu kuştan kuşa farklılık gösterir. Bazıları kanatlarını neredeyse vücutlarına yapıştırarak dönerken, büyük bir kısmı dönüş esnasında kanatlarını çeyrek açık tutarlar. Taraftan ve alttan bakıldığında kuşun her dönüşte kendisini çevirttirdiği ve rollerlardan ( dolapçılardan ve döneklerden ) değişik olarak, dönüşler arası geçiş, oldukça süratli dönüşlerde dahil açıkça belli olur.
    Uysal ve insancıl bir yapıları vardır ve bu kuşların aslına bakarsak kontrolleri oldukça kolaydır. Kümes önünde eğer bir kaç kuş var ise yerden kolay kolay kalkmaz. Dışarıdan bir müdahale olmadığı sürece, şu demek oluyor ki onları aşırı derecede ürkütecek bir şey olmadığı sürece uçmazlar. Sadece bu özelliklerinden dolayı fena uçucu oldukları sonucu çıkarılmamalıdır. Paçalı Dönek yavruları öteki bir oldukça ırka nazaran daha acele uçmaya alıştırılabilirler. Asla uçmamış bir yavru kolayca uçan kuşların peşinden yükselebilir. işte bu özellikleri sebebiyle genç kuşlar ilk uçurulduklarında oldukça dikkat edilmesi ihtiyaç duyulan bir nokta var. ilk uçuşlarında dahi öteki kuşları takip edip fazlaca yükselebilirler sadece çoğunlukla aşağıdan kuş gösterildiğinde öteki alışkın kuşlar şeklinde hızla aşağıya inememektedirler. Bu iniş sürecini ilk uçumda gerçekleştiren yavru artık pırıltıya duyarlılık kazanmıştır, hemen hemen çevreyi de yeterince tanımadıkları için oldukça yüksekten fazla açılmakta ve kaybolmaktadırlar. Hele ki çevrede başka kuşlar uçuyorsa ve hatta yabani güvercin ve kumrular dahi yavrunun şaşırmasına niçin olabilirler. Bu durum da yavru kuşun yanında daha ilkin uçan kuşların ürkütülerek yere inmeleri önlenmeli ve mümkünse daha çok kuş kaldırılmalıdır.

    Buradan da anlaşılacağı şeklinde yavruların ilk uçuşlarında oldukça yükselmeleri ve açılmaları engellenmelidir. Bu amaçla fazla uzun süre uçmayan ve oldukça yükselmeyen başka ırktan kuşlar ( alçakçı bango ) kullanılabilir. Sadece bu yöntem dahi, daha ilkin belirttiğim şeklinde eğer çevrede kuşların konsantrasyonunu bozacak başka kuşlar var ise risklidir. Yavru uçurmanın öteki bir yolu erken uçurmamaktır. Fakat bu durum macır selaniği yetiştiricileri tarafınca pek talep görmez lakin ilk olarak 8 ila 10 haftalık yaşta uçurulurlarsa, yön bulma kabiliyetleri daha iyi gelişmiş olacağından ve yerden de olsa çevreyi daha iyi tanımış olacaklarından kaybolmaları zor olsa gerek. Paçalı Dönekler formda tutuldukları sürece ilk uçurma oldukça daha geç yaşta yapılsa dahi problem yaratmaz. Ergenleşmiş, şu demek oluyor ki 15 ila 20 haftalık hayvanların dahi uçurulmarı oldukça kolaydır. Sadece bu zamanda beslenmelerine dikkat edilerek yağlanmaları önlenmelidir.

    Tüm uçucu kuşlarda olduğu şeklinde bu ırkta da yemin sınırı olan tutulması gereklidir. Yağlanma iyi uçan ve dönen kuşlarda dahi dalış ve dönüş standardını negatif yönde etkisinde bırakır. Buğday performans kuşları için ideal bir yemdir fakat Buğdayla beraber oldukça azca oranda kaliteli damızlık yemi de verilmelidir. Kuşun kümese bağlanması şu demek oluyor ki çevreyi tanıma turları bittikten sonrasında dalış ve dönüş alıştırmasına geçilebilir. Bu amaçla alıştırılacak kuş tecrübeli bir kuşla uçurulmalıdır. Yönlendirmesi açısından Çoban tabir ettiğimiz açık uçmayan ( kümes üstü ) bangolar macır selanikçiliği meydana getiren yetiştiriciler için bir vazgeçilmezdir. Kuşlar kafi yüksekliğe ulaştıklarında ve ikisinin de pozisyonları inecekleri yere aşağı yukarı 80 ila 90 derecelik açılarla kuşun yerine bakılırsa olduğunda ilkin herhangi bir işaretle (ıslık, düdük, mendil sallama, el sallama vb.) dikkatlerinin yere çekilmesi gerekir. Bu işaret bir süre sonrasında kuş için dalışa hazır ol anlamı kazanır. Akabinde derhal kuş gösterilerek tecrübeli olan kuşun dalışa geçmesi sağlanmalıdır. Fazlaca geçmeden tecrübesiz olan da onu takip edecektir. Eğer aynı anda ikiden fazla kuş uçurulursa,her ne kadar toplu uçan kuşlar olmalarına karşın hepsinin aynı anda pozisyon almalarının sağlanması güçleşir. Havada nerede olurlarsa olsunlar aşağıdaki kuşa ( pırıltı ) tepki göstereceklerinden istenen dalış ve dönüş sonucu alınamaz. Bazı yetiştiriciler bir kerede 1 paçalı dönek ve 1 çoban uçurmaktadırlar. Bu yöntemin pozitif yanları kuşun kontrolünün oldukça kolay olmasıdır.

    Orta irilikte sadece oldukça uzun sayılabilecek bir güvercin ırkıdır paçalı dönekler. 14 yada 16 tane olan kuyruk telek tüyleri de çoğu zaman normalden uzun ve geniş sayılabilir. Bir çoğunda kuyruk hafifçe, çatı şeklinde iki yana eğimlidir. Kanatlarını kuyruğun üstünde taşıyan bu ırkta kanatlar uca doğru birazcık sivrice ve kanat açıklığı öteki bir oldukça ırka nazaran birazcık daha geniştir ( iki kanat ucu arası mesafe ). Hem de uzunca bir gagaya sahiptirler. Kısa sayılabilecek ayaklara haiz olan bu kuşların duruşu neredeyse yere paraleldir.Önceleri Türkiye’de yetiştirilen döneklerde paça görülmezdi. Son yıllarda sıkça görülmeye süregelen paçalı yada tozluklu olan ırklar Makedonya (Yugoslavya) dönekleridir. Ana yetiştirilme bölgesi Türkiye’nin batısıdır. En fazla yetiştiricisi büyük kentlerden istanbul ve Bursa’dadır peşinden izmir, Edirne tarafları ve mutlakki öteki şehirlerimizde de yetiştiricileri vardır. Bursa’da en oldukça göçmenlerce yetiştirilmektedirler.

    [IMG-Gal id=100245]

  • Güvercinlerde göz sulanması

    Güvercinlerde göz nezlesi


    Güvercin hastalıkları konusunda hiç bilgim yok ancak kendim tecrübe ettiğim için bu bilgi paylaşımını yapıyorum
    Gecen sene dışarıdan aldığım bir güvercinden dolayı kümesteki tüm yavru güvercinler hastalığa kapıldı
    bir çoğuda öldü göz nezlesinin tedavisi aslında çok basit internette doğru olmayan bilgilerde mevcut olduğu için
    yanlış tedaviden dolayı hastalığın önünü kesemiyorsunuz
    Bu yılda bu hastalık tüm kümeslerde baş gösterdi kümese bu yırl herhangi bir güvercin almama
    rağmen hastalık cereyan etti bunun sebebi kümes içerisinde bulunan hamam böcekleri
    Güvercin hastalıkları konusunda hiç bilgim yok ancak kendim tecrübe ettiğim için bu bilgi paylaşımını yapıyorum
    Gecen sene dışarıdan aldığım bir güvercinden dolayı kümesteki tüm yavru güvercinler hastalığa kapıldı
    bir çoğuda öldü göz nezlesinin tedavisi aslında çok basit internette doğru olmayan bilgilerde mevcut olduğu için
    yanlış tedaviden dolayı hastalığın önünü kesemiyorsunuz
    Bu yılda bu hastalık tüm kümeslerde baş gösterdi kümese bu yırl herhangi bir güvercin almama
    rağmen hastalık cereyan etti bunun sebebi kümes içerisinde bulunan hamam böcekleri

    göz nezlesi
  • Un Kurdu Böceğinin Besin İçeriği ve Kanatlı Hayvan Beslemede Kullanım İmkânları

    Kümes kanatlı hayvanları, tüy gelişimi, et ve yumurta üretimi için yüksek oranda protein, aminoasit ve enerjiye gereksinim duyarlar. Bitkisel menşeyli yemlerin amino asit içerikleri, protein kaliteleri ve mineral miktarları daha düşüktür. Bundan dolayı yemlerde kullanılan mısır ve soya küspesi (SK) kimi zaman kanatlı hayvanların gıda gereksinimlerini karşılamada kafi olmaz. Bu şekilde durumlarda daha pahalı olan balık unu benzer biçimde ürünler kullanılır. Hâlbuki balık unu, maya ve malt benzer biçimde ürünlerle kıyaslanabilir düzeyde gıda içeriğine haiz olan yem kaynakları mevcuttur. Un kurtları, çekirgeler, solucanlar ve karasinekler kanatlı hayvanların beslenmesinde değerlendirilebilecek kaynaklardan yalnız bazılarıdır. Kanatlı hayvan rasyonlarında mısır, SK ve balık unu yerine bir yem deposu olarak kullanım potansiyeli olan mühim böceklerden birisi de un kurdudur. Kolay üreyen ve beslenen un kurdunun (Tenebrio molitor L.) protein, yağ, enerji, yağ asitleri bakımından varlıklı olduğu ve kanatlı hayvan beslemede başarıyla kullanılabileceği belirtilmektedir. Bununla beraber AB mevzuatı, üretimindeki zorluklar ve üretim maliyetinin yüksek olması benzer biçimde hususlar, kanatlı hayvanların beslenmesinde un kurdunun kullanımını sınırlandırmaktadır. Bu derleme çalışmada, un kurdunun organik kanatlı hayvan beslemede kullanım imkânları incelenmiştir.

    1. Giriş Kümes hayvanları, tüy gelişimi, et ve yumurta üretimi için yüksek oranda protein, aminoasit ve enerjiye gereksinim duyarlar [1]. Bitkisel menşeyli yemlerin amino asit içerikleri, protein kaliteleri ve mineral oranları daha düşüktür. Bundan dolayı yemlerde kullanılan mısır ve soya küspesi (SK) kimi zaman kanatlı hayvanların gıda gereksinimlerini karşılamada kafi olmaz [2]. Bu şekilde durumlarda daha pahalı olan balık unu benzer biçimde ürünler kullanılır. Oysa balık unu, maya ve malt benzer biçimde ürünlerle kıyaslanabilir düzeyde gıda içeriğine haiz böcekler mevcuttur [3], [4], [5]. Kanatlı hayvanların beslenmesinde bir yem deposu olarak böceklere duyulan ilgi her geçen gün artmaktadır [6]. Avrupa devletlerinde yeni bir hayvan yemi deposu olarak böcekler kullanılmaktadır [7]. Kanatlı hayvanların beslenmesinde SK ve balık unu yerine bir yem deposu olarak kullanımı yaygınlaşan böceklerin başlangıcında un kurdu (UK) gelmektedir [8], [9]. Süratli üreyen, kolay beslenen un kurtlarının yemden yararlanma oranları (1.4:1 ve 2:1) oldukça yüksektir [8], [10]. Birim kilo üretim için böceklerin sera gazı ve amonyak salınımları sığırlardan daha düşüktür [11]. UK’nın (Tenebrio molitor L.) larva ve pupasının protein [12], yağ [13], enerji [14], yağ asitleri [15], [16] bakımından varlıklı olduğu ve kanatlı hayvan beslemede başarıyla kullanılabileceği belirtilmiştir [8]. Tenebrio molitor’un larvaları evcil hayvanların yanı sıra hayvanat bahçelerinde ve yaban yaşamı parklarındaki egzotik kuşların beslenmesinde canlı olarak kullanılmaktadır [17], [18], [19]. Bununla beraber AB mevzuatı engeli, üretimindeki zorluklar ve birim maliyetin yüksek olması benzer biçimde hususlar tavukların beslenmesinde UK’nın kullanımını sınırlandırmaktadır. 2. Un Kurdu Böceğinin Genel Özellikleri ve Gıda İçeriği Un kurdu (Tenebrio molitor L.) 280 ila 630 gün içinde değişebilen bir yaşam döngüsüne haizdir. Yumurtadan 10-12 gün sonrasında (18-20 ᵒC) açığa çıkan larvalar 3-4 ay sonrasında (oda sıcaklığında) ergin hale gelirler. Ergin hale gelmeleri 18 ay kadar sürebilir. Larvalar 20-32 mm uzunluğunda ve 130- 160 mg ağırlığındadır. Erginler 300 mg ağırlığa ulaşırlar [14] ve 2-3 ay kadar yaşarlar [20]. Böcekler ısı değişimlerine karşı dirençli canlılardır. Böceklerin bir çok için optimum ısı 20 ile 35 C aşama [21], maksimum sıcaklıklar ise 40-50°C içinde [22] değişmektedir. Un kurtları ısı değişimlerine dayanıklı olup 28 C derecede optimum gelişim olurken, 15 C derecede sadece 48 saat yaşayabilirler. Bununla beraber %30-55 içinde rutubet gereksinimleri vardır. Rutubet değişimine oldukça hassastırlar. Yüksek rutubet (%70 ve üstü) koşulları altında un kurtları oldukça acele ölürler [23]. Ergin 30 tane un kurdu için 15-30 santimetre ebatındaki bir kap kafi olmaktadır. Kabın tabanına 4-5 santimetre yüksekliğinde altlık koyulmalıdır. Un kurtlarının 90 günlük bir süre beslenmesi için 500 gram yem düşünülmelidir [8]. Kullanılan kabın plastikten yapılmış olması temizlik ve hijyen bakımından gereklidir. Yumurtadan çıkan böceklerin larva, pupa ve ergin evreleri olup her evrede gıda içerikleri değişik olmaktadır [24]. Taze UK’nın kuru madde (KM) oranı %37.1 ile %57.6 içinde değişmektedir [14]. UK’nın larvaları KM bazında %47.4, pupası %53.1 ve ergini ise %60.2 HP içermektedir. Aynı şekilde larva %5 ham selüloz (HS) içerirken ergindeki HS oranı %16.3’e kadar çıkabilmektedir [8]. Öteki bir araştırmada, UK larvasının kuru maddede %46.44 HP, %32.7 ham yağ (HY) ve %4.58 HS, ergin olanının ise %63.34 HP, %7.59 HY ve %25.96 HS ihtiva ettiği belirtilmiştir

    UK böceğinin HP, ME ve yağ içinde ne olduğu SK’dan daha yüksektir [26]. Hatta kurutulmuş UK, balık ununun yerini doldurabilecek yeterliliğe haizdir [27], [28]. UK’nın enerji kıymeti (24.4 MJ/kilo KM [5], soya fasulyesinden %50, mısırdan %87, balık, fasulye ve mercimekten %70, buğday ve çavdardan %95 daha fazladır [29]. UK’nın vitamin, mineral ve yağ asitleri içinde ne olduğunun de yüksek olduğu belirtilmiştir [30], [31]. Un kurdu böceği omnivordur ve tüm nebat çeşitleri ile et ve tüy benzer biçimde hayvansal ürünleri yiyebilmektedir [8]. Çoğu zaman, taze meyve ve sebze (havuç, patates, marul) takviyeli olan tahıl kepeği yada unu, soya fasulyesi unu, yağsız süt tozu yada maya benzer biçimde protein kaynakları ile beraber verilmelidir [17], [18]. Un kurdu rejimleri ortalama %20 protein (KM bazında) içerecek şekilde dengelenmelidir [8]. Un kurtları beslendiği yemler içindeki azca miktarlardaki suyu kullanabilmektedirler. Yeterince su alamayan un kurtlarının verimliliği düşük olmakta yılda yalnız bir döl verebilmektedirler. Daha üretken olabilmeleri için (yılda 6 nesil) un kurduna su içinde ne olduğu yüksek yemler (küflenmemiş) verilmelidir [18]. Un kurdu böceklerinin beslenmesinde çoğu zaman canlı yemler kullanılmakla beraber ticari olarak kurutulmuş larva yemler de mevcuttur. Un kurdu larvaları 50 °C’de 1-3 gün [32], [8], güneş altında 2 gün [6] ve 100 °C’de 200 dakika [28] kurutulmak suretiyle ticari yem haline dönüştürülmektedir. Taze un kurdunda su oranı %56.27 iken kurutulmuş un kurdunda bu oran %2.43’e kadar düşmektedir [33]. 3. Un Kurdu Böceğinin Kanatlı Hayvan Beslemede Kullanım İmkanları Kümes kanatlı hayvanlarının beslenmesinde bir yem deposu olarak UK’nın kullanımına ilişkin çeşitli araştırmalar yürütülmektedir. Böceklerin kanatlı hayvanlar için potansiyel bir yem olarak kullanılmaya başlaması 1970’li yıllara dayanmaktadır. Bu kapsamda ev sinekleri [34], mormon cırcır böcekleri [14], ipek kurdu larvası [35] ve un kurdu [36], [37] kullanılmıştır. Kanatlı rasyonlarında UK kullanımına ilişkin bilgiler sınırlıdır. Kurutulmuş UK larvaları, etlik piliçlerin [26], [5], [38] ve tavukların beslenmesinde kullanılmaktadır [39], [40]. UK, ihtiva ettiği protein kalitesi bakımından rasyonlarda SK yerine kolaylıkla ikame edilebilecek bir üründür sadece metiyonin içinde ne olduğu kanatlı hayvanlar için yetersizdir [8]. Yem tüketimi, ağırlık kazancı ve yemden yararlanma oranına (YYO) negatif bir etkiye niçin olmaksızın kurutulmuş UK’nın etlik piliç rasyonlarında %7.5 [38] ve %10 [8] oranlarında kullanılabildiği bildirilmiştir. Gelişme üstünde negatif tesiri olmaksızın temel kanatlı rejimlerine %25 kadar UK kullanılabileceği vurgulanmıştır [41]. Balık unu yerine UK kullanılan diyetlerin kalitesinde iyileşme meydana geldiği ve tavukların yumurta veriminin %2-4 içinde daha çok olduğu tespit edilmiştir [28]. %30 UK içeren diyetlerin etlik piliçlerin canlı ağırlık artışına tesiri önemsiz (P>0.05), yemden yararlanma oranına tesiri ise mühim (P<0.05) olmuştur. Denetim grubuna nazaran, UK içeren rejimlerle beslenen piliçlerin immun sistem tepkilerinin daha yüksek olduğu tespit edilmiştir [26]. Un kurdu kanatlı hayvanlar için kaliteli bir besindir. Yüksek oranda protein (% 45-60 KM) ve yağ (%30-45 KM) ihtiva ederler. Yeni larva ortalama %60 su ihtiva eder. Kül miktarı %5’ten (kuru madde bazında) daha düşüktür. Öteki böcekler benzer biçimde un kurdu böceği de kalsiyum bakımından yetersizdir. Bundan dolayı tek başına un kurdu ile beslenen hayvanlarda metabolik kemik hastalıkları meydana gelmektedir [32]. Bundan dolayı un kurdu ile beslenen hayvanların rejimlerine kalsiyum takviyesi yapılmalıdır. Tenebrio

    molitor’un larvaları kuru madde bazında %47.4, pupası %53.1 ve ergini ise %60.2 HP içermektedir. Aynı şekilde larva %5 selüloz içerirken ergindeki selüloz oranı %16.3’e kadar çıkabilmektedir [8]. Öteki bir çalışmada, un kurdu larvasının kuru maddede %46.44 HP, %32.7 HY ve %4.58 HS, ergin un kurdunun %63.34 HP, %7.59 HY ve %25.96 HS ihtiva ettiği belirtilmiştir [25]. Un kurdunun enerji içinde ne olduğu 5543 kcal toplam enerji / kilo [8]) ile 6490 kcal toplam enerji /kilo [42] içinde değişmektedir. Un kurdu larvaları, KM bazında %2.8 kitin içermektedir. Kanatlı hayvan beslemede bunun dikkate alınması gerekir [43]. 4. Netice ve Tavsiyeler Organik hayvansal üretime dönüşün yaşandığı 21. yüzyılda, kanatlı hayvanların rasyonlarında geleneksel bitkisel ürünlerin yerine GDO’dan ari, organik ürünlerin kullanılması gerekmektedir. Yüksek gıda içeriğine haiz, GDO problemi olmayan ve tamamen organik bir ürün olan un kurdunun SK ve balık unu benzer biçimde yemlerin yerine ikame edilmesi mümkün görülmektedir. Sadece Avrupa Birliği, işlenmiş hayvansal protein ilavesi düzenlemesi ile böcek unlarının çiftlik hayvanlarının yemlerinde kullanımını engellediği için un kurdunun kanatlı hayvan yemlerinde kullanılması yasal açıdan şimdilik mümkün görülmemektedir. Kısa sürede bu engelin kalkacağı tahmin edilmektedir. Yasağın kalkmasıyla bilhassa un kurdu böceğinin kanatlı beslemede kullanım potansiyelinin yüksek olacağı düşünülmektedir. Bununla birlikle bir böcek olarak un kurdunun da alerjik ve toksik etkilere niçin olma ihtimali vardır. Bundan dolayı un kurdunun yetiştiriciliği, üretimindeki otomasyon, rasyonlarda kullanım düzeyi ve kanatlı hayvan beslemede kullanımına ilişkin detaylı bilimsel araştırmalara gerek kalmıştır.

  • Akkafa Bulgaristan Belostin güvercini

    Bu ırkın tam olarak oluşumu eksikleri olan ve daha Avrupa güvercin federasyonu tarafınca kabul edilmemiştir. Şu anda genel görünümü ve uçuş standardını yükseltmeye çalışılmaktadır. Bu ırk Keşkemet, ve çilika ırklarının birbirleriyle kırılması sonucu oluşturulmuştur. Genel Görünüm: Orta bedene, oldukça canlı ve hareketli bir karaktere, diğerlerine gore kısa vücuda, birazcık geniş ve arkaya doğru eğik boyuna, yüksek kalkık kuyruğa ve kuyruğun altında duran kanatlara haizdir. Yüksek ve uzun süre uçar ve makara yapar. Beden: Geniş ve orta uzunluktan kısaya kadar değişen gövdeye haizdir. Genel görünümünde her bölümün birbirine uyumu önemlidir. Kafa: Orta gövde, yuvarlak, vücuda uygun bir halde ve tepesizdir. Gözler: Orta gövde, yuvarlak ve koyu zeytin rengidir. Kafanın tam ortasında durur. Göz kapakları açık renk ve büyük değildir. Gaga: Orta uzunlukta, genel anlamda kalınca ve beyazdır. Burun ince, oldukça büyük değil ve birazcık pudra dökülmüş benzer biçimde beyazdır. Boyun: Birazcık genişlemiş ve arkaya doğru eğiktir. Boyun titriyorsa daha iyidir. Göğüs: Geniş ve birazcık öne doğru çıkıktır. Sırt: Diğerlerine gore kısadır. Kuyruk: Kuvvetli, sıkı ve incedir. Birbirini sıkı kapatan 14-16 telekten oluşur. Kuyruğun sonu göğüsle aynı genişliktedir. Kanatlar: Kuvvetli, vücuda sıkı yapışır ve kuyruğun altında durur. Bacaklar: Kısa, bacak araları geniş, paçasız ve kırmızı renktir. Tırnaklar beyazdır.

    Tüyler: Sert, düz ve vücuda sıkı yapışıktır. Boyun ve göğüsdeki tüyler parlaktır. Renkler canlıdır. Renk: Siyah-beyaz(en oldukça görünen renktir.), kırmızı-beyaz, mavi-beyaz ve sarı-beyazdır. Renk ve Desen: Boyun, göğüs, sırt ve kanatlar(uçuş tüyleri hariç) renklidir. Kafa, boyundan aşağı doğru 5 santimetre’yi geçmeyecek kadar olan kısmı, göbek, belin son olarak kemiğine kadar, kuyruk ve kanatlardaki uçuş tüyleri beyazdır. Renklerin arasındaki çizgiler tam gözükür. Ufak Hatalar: Gerekenden birazcık ufak yada büyük gövde, sarımsı göz kapakları, yamuk kuyruk, Göğüsten daha ince yada daha geniş kuyruk, boyundaki beyazlık 5 santimetre’ geçiyor ise ve renkli bölümlerdeki beyaz lekeler ufak hatalar olarak kabul edilir. Büyük Hatalar: Büyük, ince yada ince uçlu kafa, değişik göz rengi, orta bedenden daha büyük yada ince gaga, mat yada açık renk gaga ucu, kırmızı gözler, kısa boyun, ince ve alçak duran göğüs, alçak duran kuyruk, kuyruk üstünde duran kanatlar, uzun yada tüylü bacaklar, renkli bölümlerde oldukça olan beyaz tüyler, beyaz bölümlerdeki renkli tüyler ve cansız renkler büyük hatalar olarak kabul edilir. Yüzük Boyutu: 7 mm