Blog

  • Posta Güvercininde Göz Teorisi

    1-Göz bebeğinin büyüklüğü Ve küçüklüğü Uzun yada kısa mesafe yarışçısı olduğuna işarettir.
    Ufak gözbebekleri Uzun Büyük göbebekleri Kısa mesafe
    2-Burdaki Çizgiler postanın Hızlı yada tam tersine olduğuna işarettir
    3- Burdaki Hilal şeklinde görünen siyah karartı Damızlık Olduğuna işarettir çok tercih edilen ve aranılan bir özelliktir
    4- Burdaki Girinti çıkıntılar derinlemesine olması ve gözbebeğine doğru uç kısımları testere ağzı şeklinde gözükmesi güvercinin iyi soydan geldiğine işarettir
    5- Burdaki siyah halka keskin ve belirgin olması bu güvercinin Soyunun kaliteli olduğuna işarettir
    Büyük Bir şampiyonun Gözler hakkında uyguladığı yöntem
    Frans Buelens metodu (Malines)
    Hiçbir zaman gözleri aynı renkte olan güvercinleri çiftleştirmezdi .
    Örneğin beyazı beyazle değil beyazı kırmızıyla birleştirir ve elde ettiği güvercinlerin her zaman kendine göre keskin ve canlı gözlere sahip olurlardı.
    Bunlar Buluens’in özel türleriydi

    Yazar: Tuncer Karataştan

    Kendi Göz Teorisini olusturan Josef Hofmann`la yapilan Söylesi:

    Josef,Posta Güvercinlerini gözlerindeki isaretler senin icin ne anlam ifade ediyor?

    Bence posta güvercinlerinde en gercekci degerlendirme gözlerine göre yapilir.Tabii ki güvercin verimli bir “kan“ dan gelmelidir,ben buna “kirmizi hat“ diyorum.Kirmizi hattan gelen güvercinin Göz Teorisine göre degerlendirmesi 50/50 olmalidir.Tabii bunun disinda güvercinin vücut ve kas yapisi,kanatlerida önemlidir.

    Güvercinin gözlerinde en cok neye dikkat ediyorsun?

    Üzerinde “Yetistirme cizgileri“ olan kalin bir Iris tabakasi ve üzerinde “Uzun Mesafe Cizgiler“ ile “Hiz Cizgileri“ olan bir Deger Cemberi ilk aradiklarimdir.Benim Göz teorime göre degerlendirmelerim %70 esleme icin %30 yaris icin yön göstericidir.Tabii yarislar icin güvercinin vücudu,kanatlari gibi faktörlerde önemlidir.Göz teorime göre benden 35/35 degerlendirme alan bir güvercin yaris icin uygun degildir.Iyi vücutlu bir güvercin bana göre uzun gögüs kemikli olup,arka kismi dar ve kisadir.Ayrica iyi bir tüy yapisinada sahip olmalidir.

    Size göre iyi bir Tüy yapisi ne demektir?

    Kanat teleklerini üsten örten tüyler uzun olursa güvercin yarislardan zarar görerek eve gelmez.Diger vücut tüyleride ipek gibi olmalidir.Arka kanat denilen kanadin vücuda yakin olan son telekleride ayni uzunlukta olup uclari köseli olmalidir.Tüy zamani bizim icin en önemli zamandir.Iyi bir Tüy sezonu gecirmeyen posta güvercini yarislar icin uygun degildir.Ben yavru güvercinlere Tüy sezonunda gösterilebilecek en fazla ilgiyi gösteririm. Ayrica yavru güvercinler kayitsiz sartsiz 2 saat idman yapmalidirlar.

    Yavru güvercinlere nicin bu kadar ilgi gösteriyorsun?

    Bu idman sayesinde güvercinlerin Kalp-Kan dolasim sistemi aktiv hale getirilmis olur, ayrica kas yapilari gelisir.Baslangicta mecburi ucus idmani uygulanir,sonrasinda yavru güvercinler kendi kendilerine idman yapar hale gelirler.Tüy yapisinin iyi olusmasi icin her hafta bitkisel cay karisimi,sarmisak yagi ve tüy yapimina yardimci bir ürün kullanirim.Tabii bunun disinda kümeslerin durumuda cok önemlidir.Temiz hava,isik ve günes yeterince olmalidir.Kümes yapisi iyi olan bir yetistiricini kuslari, kuslari daha iyi olan fakat kümes yapisi iyi olmayandan yarismalarda daha iyi neticeler alabilir.

    Iyi bir ucusun güvercinlere verilen destekleyicilerle ilgisi varmi?

    Her üretilen sey güvercine yararli olmiyabilir.Verilen ürünler ve yemler sayesinde güvercin her ihtiyacini karsilamalidir.Benim icin temel taslardan önemlisi Magnesyum ve Vit.E dir.Ayrica Sarmisak yagida kullanirim.Verilen ürünler kadar önemli olan baska birsey de ; istedigimiz özellikleri tasimayan yavrularin elenmesidir.Es güvercinlerine en gec Kasim ortasinda Cicek ve Paramyxo asisi vurulmalidir.Eslemeden 3 hafta öncede ic parazitlere karsi kür uygulanmalidir.Yarisa katilacak güvercinlerde Ocak sonunda Cicek ve Paramyxo karsi , sezondan 6 hafta öncede Pataryphus karsi asilanmalidir.Yaris zamanindada solunum yollari problemlerine ve koksidiyoza karsi desteklenmelidir.

    Size göre kac cesit Posta Güvercini vardir?

    Bana göre 4 cesittir. Sarimtirak,Koyu renkli,Beyazimsi ve Gri “Deger Cemberi“ olanlar.En degerlisi gri “Deger Cemberi“ olandir.Bütün kaliteli posta güvercinleri gaga yapisina ve kanatlarda boydan boya cavuslara sahiptir.Kuyruk biraz asagi basik ve bacaklar arkaya dogru olmalidir.Bu güvercine harmoni getirir.

    Göz Teorini nasil olusturdun?

    Kanada´dan cok iyi bir yetistiriciyle tanistim,ondan cok sey ögrendim.Kendiside cok iyi yarisciydi.Tabii ki esas bilgimi yasayan en degerli obje olan güvercinden ögrendim.Cok seyahet ettim.Kendime göre degerlendirme ve deneyler yaptim.Halihazirda 1985 ten beri göz teorimi kullaniyorum.

  • Rasyonda Kullanılan Bazı Yem Hammaddeleri ve Özellikleri

    Mısır

    İrilik, biçim, renk vb bakımından çok sayıda çeşit ve formu olmakla birlikte hayvan beslemede daha çok sarı mısır kullanılmaktadır. Enerji düzeyine bağlı olmakla birlikte kesif yem karmalarının yaklaşık yarısı sarı mısırdan oluşmaktadır, hayvanlar üzerinde zararlı etki yapmaz.
    Selüloz oranı çok düşük olduğundan sindirilme derecesi yüksektir. Organik maddeleri kümes kanatlıları tarafından %80, diğer hayvanlar tarafından %90 dolayında sindirilir.%7-8 dolayında ham yağ içermektedir. Mısır proteini önemli aminoasitlerden triptofan ve lizin bakımından yetersiz olduğu için biyolojik değeri düşüktür. Kalsiyum, P, Fe, ve Cu içeriği diğer tahıllara göre yetersizdir. Fosfor büyük ölçüde embriyoda birikmiş olup, fitin tuzu formundadır.
    Mısır tüm hayvanlara verilebildiği halde doymamış yağ asitleri bakımında zengin olduğu için tereyağını yumuşatıcı etkisi vardır. Bu nedenle arpa gibi yağı sertleştiren yemlerle birlikte verilmesinde fayda vardır.
    Mısır özellikle kanatlı beslemede çok aranan bir yem kaynağıdır. Bunun başlıca nedeni enerji değerinin yüksek oluşu, iyi bir deri ve yumurta sarısı pigmentasyonu sağlamasıdır. Kanatlı rasyonlarına %50 düzeyine kadar katılabilir. Ancak mısır kullanılan kanatlı rasyonlarında lizin yetersizliği gelişme üzerine olumsuz etki yapabilir. Bu nedenle fazla miktarda kullanılan kanatlı rasyonlarının lizin düzeyi yüksek kaliteli protein kaynakları ile desteklenmesine özen göstermek gerekir. Ayrıca yüksek oranda mısır içeren karmalarla beslenen etlik ğiliçlerin yağlarında yumuşama görülebilir.

    ARPA

    Bira sanayinin dışında tümü hayvan yemi olarak değerlendirilmektedir. Arpanın yazlık-kışlık çeşitleri ile cılız-dolgun daneleri arasında yapı ve besleme değeri açısından çok büyük bir fark bulunmaz.
    Arpanın protein içeriği ve protein kalitesi çok yüksek değildir. Arpa proteini lizin, triptofan ve sistin gibi aminoasitler bakımından mısırdan daha zengindir. Ancak ham selüloz içeriğinin yüksek, yağ içeriğinin daha az olması enerji değerini düşürmektedir. Arpanın vitamin A ve riboflavin içeriği yeterli olmadığı halde pantotenik asit düzeyi çok yüksektir. Bu nedenle büyük ölçüde mısıra adayalı beslemede görülen kemik hastalıkları, katılık ve tutukluklara arpa ile daha az rastlanır.
    Arpa bütün hayvanlara verilebildiği gibi özellikle geviş getiren hayvanlar için daha uygundur. Ancak koyun ve keçilere verilenin dışındakiler kabaca kırılarak ya da ezilerek hayvanlara verilmelidir. Ancak koyun ve keçilere verilenin dışındakiler kabaca kırılarak ya da ezilerek hayvanlara verilmelidir. Aksi takdirde at, katır, sığır ve manda gibi hayvanlara verilen arpa danelerinin önemli bir kısmı sindirilmeden dışkı ile atılabilir. Buna karşın çok ince öğütülecek olursa ağızda hamurlaşma nedeniyle tüketimi azalmaktadır.
    Arpa süt sığırları içinde en uygun yoğun yemlerden birisidir. Selüloz içeriğinin yüksekliği nedeniyle rumende topaklaşmalara engel olduğundan sindirimi kolaylaştırır. Süt ineklerine verilen yoğun yem karmalarının selüloz düzeyini artırmak, süt yağı ve süt şekeri oranının artmasına da olumlu etkide bulunmaktadır. Bunun yanı sıra tereyağının aşırı yumuşamasını engelleyerek kalitesini iyileştirmektedir. Bu nedenle süt ineklerinin rasyonlarına bir miktar arpa sokulmasına özen gösterilmelidir.
    Arpa, enerji düzeyinin düşük olması, yapısındaki ß-Glukanlar ve pentozanlara bağlı sindirim güçlüğü nedeniyle etlik civciv ve piliç rasyonlarında çok fazla kullanılmaz. Aksi takdirde sindirim bozukluklarına, büyümede yavaşlamaya, yapışkan dışkı (kloak etrafında dışkı birikimi) ve ıstlak altlık oluşumuna neden olur. Bunun yanı sıra civcivlerin ince öğütülmüş rasyonlarına fazla miktarda öğütülmş arpa katılması halinde barsak tıkanmaları sonucu ölümlerde görülebilmektedir. Arpa genellikle enerji gereksinmeleri daha az olan yumurta piliç ve tavuk rasyonları ile damızlık tavuk ve hindilerin rasyonlarına katılmaktadır. Ancak uygun enzim takviyesi ile etlik piliç rasyonlarında da belirli düzeylerde kullanılabilir.

    BUĞDAY

    Buğdayın kimyasal yapısı diğer tahıl tanelerine göre daha geniş değişim gösterir. Buğdayın protein içeriği iklim, çeşit, toprak ve gübreleme gibi etkenlere bağlı olarak %8 ile %20 arasında değişebilmektedir. Sert buğdaylar yumuşak buğdaylardan daha fazla protein içeriğine sahiptirler. Buğday proteini lizin ve triptofan içeriğinin yüksek olması nedeniyle mısır proteininden daha kalitelidir. İnce öğütülmüş buğdayın kümes kanatlılarına verilmesi halinde kursakta hamur kitlesi birikebilir.
    Vitamin A ve D düzeyi çok yetersizdir. Diğer tahıl taneleri gibi riboflavin miktarı yetersiz olmakla birlikte nikotinik asit ve pantotenik asit düzeyleri mısırdan yüksektir. Ayrıca Vitamin E bakımından çok yüksektir.
    Buğday geviş getiren hayvanlara alıştırılmadan fazla yedirildiğinde sindirim zorluğu, şişme ve bazende ishale neden olabilir. At gibi geviş getiren hayvanlarda kaşıntı ve koliklere neden olabilir. At ve katır gibi iş hayvanlarına kabaca kırılarak verilmeli ve kolikleri önlemek için kaba yemlerle karıştırılarak verilmelidir.
    Süt ineklerinde yoğun yem karmasının 1/3 nü buğday oluşturacak şekilde verildiğinde en iyi sonuç alınmaktadır.
    Kümes kanatlıları pentozan (ksilan) içeriği nedeniyle buğdayı diğer çiftlik hayvanlarına oranla daha az sindirebilmektedirler. Ancak organik maddelerin sindirilme derecesi yine de %80 in üzerindedir. Kümes kanatlılarına aşırı miktarda buğday verilmesi halinde sindirim bozukluğu, yapışkan dışkı ve ıstlak altlık gibi sorunlarla karşılaşılabilir. Buğday kanatlılara genellikle kırılarak veya öğütülerek verildiği gibi tercihli yemleme uygulamalarında bütün dane olarak da verilebilmektedir. Buğday danesinin kanatlılara öğütülmeden bütün olarak verilmesi taşlığı harekete geçirdiğinden sindirilebilirliğini olumsuz yönde etkiler.

    ÇAVDAR

    Besin maddeleri içeriği bakımından buğdaya benzemekle beraber dolgun daneliçavdarın nişasta içeriği buğdaydan yüksektir.Amino asitlerden lizin, methionin, lösin ve izolösin yetersiz düzeydedir.Mineral madde bileşimi buğdayda olduğu gibi iyi değildir.Mg ve P bakımından oldukça zengin olmasına karşın Ca ve iz elementler bakımından yetersiz düzeydedir.
    Düşük selüloz içeriği ve sindirilme derecesinin yüksek olması nedeniyle enerji değeri iyi olduğu halde, çavdarın besi hayvanlarına fazla yedirilmesi halinde sindirim bozuklukları ve ishal görülür. Bu durumda çavdarda yüksek düzeyde bulunan pentozanlar, ß-Glukanlar ve pektinlerin sindirimindeki güçlüğün ve barsak florasını değiştirmelerinin yol açtığı bildirilmektedir. Çavdarın besi rasyonlarında %20 yi aşmayacak şekilde kullanılmasına özen gösterilmelidir. Ayrıca çavdarmahmuzu-ergot-(Claviceps purpuera) ile bulaşık olması halinde lezzeti azaldığı gibi hayvanlar için tehlikeli de olabilir. Adı geçen mantarın içerdiği alkoloidler sinirler üzerine etkide bulunarak, hayvanın dengesini yitirmesine, felç ve krampların ortaya çıkmasına neden olurlar. Bunun yanı sıra uterusu etkileyerek gebe hayvanların yavru atması sonucunu da doğururlar. Çavdar mahmuzu yanında çavdarda tripsin ve kimotripsin engelleyicisi ve amilaz engelleyicileri de bulunmaktadır. Çavdarda ayrıca egzamalara yol açan alerjik bir etmeninde bulunduğu bildirilmektedir. Yukarıda bildirilen sakıncaları nedeniyle çavdarın hayvanlara tek başına değil, mısır, yulaf veya arpa ile karışık halde verilmes gerekir.
    Çavdarın süt ineklerine de tek başına yedirilmesi halinde yukarıda belirtilen sakıncalar ortaya çıkmaktadır.
    Kümes kanatlıları tarafından pek sevilmediği gibi protein kalitesi açısından da yeterli değildir. Rasyonun %52inden fazla olması halinde sindirim bozukluğu görülmekte, verim düşmekte ve yapışkan dışkı oluşmaktadır.

    TRİTİKALE

    Buğday ve çavdarın melezlenmesi ile oluşturulan tritikale, kıraç ve eğimli arazilerde buğdaya oranla daha yüksek verimli, besin madde içeriği açısından ise çavdara oranla daha zengin bir yem kaynağıdır. Yetiştirme koşullarına ve yetiştiği toprağın yapısına bağlı olarak %11-20 arasında ham protein içerir.Enerji içeriği ve amino asit kalitesi buğdaya benzer olmakla birlikte çavdarınkinden daha yüksektir.Buğdayda olduğu gibi fitaz içeriği yüksek olduğundan mısır ve sorguma oranla yararlanılabilir fosfor içeriği yüksektir.Diğer besin madde içeriği açısından daha çok buğdaya benzer.Fiyatının uygun olduğu koşullarda buğday yerine rahatlıkla kullanılabilir.Çiftlik hayvanlarının beslenmesinde kullanım düzeyi konusunda buğday ile aynı özellikleri göstermektedir.

    YULAF

    Yulaf genellikle kavuzlu tüketilen bir dane yemdir. Kavuz tüm danenin yaklaşık %20-30 unu oluşturur. Kavuzsuz yulaf besleme değeri açısından buğdaya eşdeğerdir. Yulafın besleme değerini etkileyen unsur danenin kavuz oranıdır. Kavuz oranının %24 dn aşağı olması halinde düşük kavuzlu, %28’den yüksek olması halinde yüksek kavuzlu olarak kabul edilir.
    Yulaf protein içeriği %16 ya kadar çıkabildiği halde proteinin biyolojik değeri bakımından diğer tahıl daneleri ile uyum gösterir. Özellikle lizin, treonin,metionin ve triptofan aminoasitleri sınırlayıcı faktör olarak ortaya çıkmaktadır.Tahıl daneleri arasında ham yağ oranı en yüksek olanlardan biridir.
    Yulaf süt inekleri için uygun bir yem olmakla beraber tek başına yeterli değildir.Besin madde eks**liklerinin karşılanması gereklidir.Süt verimi ve yağ oranının artışına olumlu etkide bulunmaktadır.Yulafın fazla miktarda verilmesi süt yağının yumuşamasına neden olmaktadır.Süt ineklerine yulaf orta incelikte öğütülerek ya da kabaca kırılarak verilmelidir.
    Yulaf kümes hayvanları için fazla uygun yem değildir. Yumurta tavuğu rasyonlarında %20 den yukarıya çıkarılmaması gerekmektedir. Civciv rasyonlarında ise %10-15 den fazla bulunması halinde yapısında ki B-Glukanlar pentozanlar nedeniyle sindirim bozukluklarına ve canlı ağırlık artışında azalmalara neden olur.

    SOYA

    Soya %32-33 düzeyinde protein içermektedir. Hayvanlara yedirilen bitkisel yemler içerisinde proteinin biyolojik değeri en yüksek olandır.%6-6,5 ile en yüksek düzeyde lizini soya proteini içerir. Ham selüloz içeriği düşük olduğundan organik maddelerin yaklaşık %90 ı sindirilir. Mineral bileşimi diğer baklagil tohumlarından daha iyidir. Kalsiyum fosfor oranı 1,2;1:2,5 arasında değişir.
    Soya danesinde besin maddelerinin yanı sıra soya proteininden yararlanmayı azaltan, enerji ve yağ rezorpsiyonunu düşürerek gelişmeyi engelleyen enzimler, tripsin engelleyicileri ve saponin gibi bileşikler vardır. Bu nedenle özellikle domuz ve kümes kanatlılarının beslenmesinde çiğ soya kullanımı sakıncalıdır. Soyada bulunan 20 dolayında ki enzimden lipoksijenaz, üreaz ve tripsin engelleyicisi hayvan besleme açısından önemlidir. Lipoksijenaz yağları okside eder. Bir proteaz olan üreaz ise üreyi karbondioksit ve amonyağa hidrolize eder. Bu nedenle çiğ soyanın bulunduğu rasyona üre katılması halinde hayvanlarda amonyak zehirlenmesi görülür. Soyada bulunan tripsin engelleyicisi pankreastan salgılanan tripsin etkinliğini engelleyerek organizmadaki kükürtlü aminoasitlerin yoğun bir şekilde dışarıya atılmasına neden olur.
    Soyanın bu tip beslenmeyi engelleyici bileşikler nedeniyle özellikle kümes kanatlıları ve tek mideli hayvanlara soya danesinin ısı işleminden geçirildikten sonra verilmesi gerekir.Özellikle soyanın ekstrüzyon işlemine maruz bırakılarak elde edilen formu olan tam yağlı soya veya yarı yağı alınmış yarım yağlı soya günümüz yem sanayisinin önemli bir ham maddesi durumundadır.
    Süt verimini artırdığından süt inekleri için uygun bir yem olduğu halde fazla miktarda yedirilirse süte soya kokusu siner. Bu nedenle hayvan başına 1 Kg dan fazla verilmemeli.
    Kümes kanatlıları için pişirilmiş soya(tam yağlı veya yarım yağlı soya) hayvansal proteinlerin yerine geçebilecek en uygun yemdir. Civciv rasyonlarında çiğ soya kullanılması halinde gelişme geriliği, pankreas büyümesi ve besin maddelerinin sindirilme derecesinin düşmesi gibi olumsuzluklarla karşılaşılır. Kümes kanatlılarının rasyonlarında hayvansal proteinin yarısının soya (soya fasulyesi küspesi+tam veya yarım yağlı soya ) proteininden karşılanması halinde en iyi sonuç alınmaktadır.

    SOYA FASULYESİ KÜSPESİ

    Özellikle kümes kanatlıların beslenmesinde son derece önemli bir yem olan SFK nın kabuklusu %44, kabuksuz %48-50 ham protein içerir ve proteinin biyolojik değeri diğer bitkisel yemlere göre çok yüksektir. Bunun nedeni %2,9-3 lizin içermesidir. Metionin soya küspesinde oldukça yüksek bulunduğu halde ısıtmanın az olduğu ekstraksiyon küspelerde bulunan tripsin engelleyicisi metionin ve sistinden yararlanmayı düşürür.
    SFK daha çok kümes kanatlıların ve genç hayvanların yoğun yem karmalarına katılması önerilir. Süt ineklerine günde 2 ; 2,5 kg verilmesi uygundur. Küme hayvanlarında metionin bir hayvansal protein kaynağı ile desteklenmiş soya küspesi iyi sonuç vermektedir.

    PAMUK TOHUMU KÜSPESİ

    Elde ediliş yöntemine göre %35-45 arasında protein içerir. Lizin, Metionin ve sistin başta olmak üzere esansiyel amino asitler içeriği yetersiz olduğundan proteinin biyolojik değeri çok yüksek değildir.
    PTK çoğunlukla toksik düzeyde gossipol içerir. Gossipol tek mideli hayvanlar için zehirli etkiye sahiptir. Ekspeller küspesi 200 500 mg/Kg, ön presten geçirilmiş ekstraksiyon küspesi 200;700 mg/Kg ve ekstraksiyon küspesi ise 1000 5000 mg/Kg serbest gossipol içerir. Genellikle tek mideli hayvanların rasyonunda 100mg/Kg dan fazla gossipolün bulunmaması gerekir. Gossipol civcivlerde iştahı azaltır, büyüme ve yemden yararlanmayı gerileterek ölümlere neden olabilir. Tavuklarda yumurta verimi ve ağırlığını düşürür. Geviş getiren hayvanlarda gossipolun toks** etkisinin olmadığı kabul edilmekle birlikte, son yıllarda fazla miktarda gossipol tüketimin bu hayvanlarda da çeşitli sorunlara neden olduğu bildirilmektedir. PTK yumurta akında pembe lekeler oluşturan bazı s**lopropen gurubu bileşikler içermekte olup, bunların en önemlisi sterkulik asittir. Bu bileşikler yumurta sarısının pH#8217;sını yükseltir, su oranını artırır ve beyaz renkli proteinlerinmiktarını fazlalaştırır. Ayrıca haşlanmış yumurtalarda sarının elastikiyet (lastiğimsi bir yapı) kazanmasına neden olur.
    Süt ineklerine pres küspesi en fazla 1 Kg verilmelidir. Gebeliği ilerlemiş hayvanlara fazla verilmesi halinde yavru atmalara neden olabilir. Besi sığırlarına diğer küspe ve dane yemlerle birlikte günde en çok 4#8211;5 Kg PTK önerilir. En uygun miktar 1-2 Kg olup fazlası iç yağını sertleştirebilir. Öte yandan besiye alınan erkek materyallerin rasyonlarında PTK kullanımına ayrı olarak dikkat edilmelidir. PTK daki yüksek silisyum içeriği nedeniyle bu hayvanlarda idrar taşı oluşumuna bağlı ani ölümler görülebilir.
    Kümes kanatlıları rasyonuna ekstraksiyon küspesi %10#8211;15 düzeyinde katılabilir. Ancak yumurta tavuklarında yumurta kalitesi üzerine olumsuz etkileri nedeniyle rasyonda PTK kullanımı son derece sınırlı olmalı veya rasyonda PTK lara yer verilmemelidir.

    AYÇİÇEĞİ TOHUMU KÜSPESİ

    Ayçiçeği küspesinin besleme değeri kabuklu ve kabuksuz oluşuna göre büyük ölçüde değişmektedir.Kabuğu hiç ayrılmamışsa Ekspeller ATK nın protein oranı %15 e kadar düşmekte, selüloz oranı ise %38 e kadar çıkabilmektedir.Buna karşılık kabuğu alınmış ekstraksiyon ATK nın ham selüloz oranı %15, ham protein oranı ise %40 ın üzerinde olabilmektedir.Türkiye de ATK nın %70 i Ekspeller yöntemi ile üretilmektedir.ATK lizin olmak üzere esansiyel amino asitler yönünden yetersiz olup proteinin biyolojik değeri orta düzeydedir.Metionin düzeyide yetersiz olmakla birlikte diğer küspelere oranla daha yüksektir.
    İyi kalitede ATK özellikle geviş getiren hayvanlar için değerli yem olup lezzetli olması nedeniyle tüm hayvanlar tarafından sevilerek tüketilir. Süt ineklerine günde 2#8211;2,5 Kg, besi sığırlarına 6 Kg. kadar verilebilir. Yumurta tavuklarında yumurta verimi üzerine olumlu etkisi olduğu bildirilmektedir. Broylerin etini yumuşattığı için bunlar için pek uygun değildir. Broyler karmalarının ham proteinin %15-20 si, yumurtacı tavukların ise %30-35 i rahatlıkla ATK dan sağlanabilir.

    BUĞDAY KEPEĞİ

    Buğday kepeğinin içerdiği besin maddeleri nedeniyle iki temel diyetetik özelliği vardır. Birincisi ağır ve yoğun yem karmalarını hafifleterek daha lezzetli olmalarını ve sindirimlerini kolaylaştırır. İkincisi laksatatif(yumuşatıcı) etkiye sahip oluşudur. Bu amaçla bütün hayvanların yemlenmesinde kullanılabilir.
    Süt ineklerinin yoğun yem karmalarının %25-30 nu oluşturacak düzyde kullanılabilir. Kümes hayvanlarında ise en fazla %15-20 düzeyinde kullanılabilir.

    ET UNU

    Kesimhanelerde veya et işleme tesislerinde elde edilen et kalıntıları, insan yiyeceği olarak kullanılmaya uygun olmayan etler, çeşitli yöntemlerle rendering tesislerinde işlenip kurutulduktan sonra öğütülerek et unu elde edilir. Et unlarında yağ oranı %18 e kadar çıkar.
    Yağ oranı düşük olanlar tercih edilir. Ayrıca et ununun normal olarak %50 den fazla protein içermesi gerekmektedir. Aksi halde kemik karışmış demektir ve et-kemik unu sayılırlar. İyi bir lizin kaynağıdır (%2,6). Kümes kanatlıları ve buzağı gibi gelişmekte olan hayvanların rasyonlarına %3-5 oranında katılabilir. Yem karmasının özellikle lizin yetersizliğini gidermede kullanılır. Yaklaşık %3-4 P ve %7-8 Ca içerdiğinden iyi ve dengeli bir Ca ve P kaynağıdır.

    ET KEMİK UNU

    Et ,kemik ununun en az %40 ham protein en fazla %10 yağ içermesi gerekir. %10 Ca ve %5-6 P içeriği ile oldukça dengeli bir Ca-P kaynağıdır. Kolay acılaşacağından yağ oranı yüksek istenmez. Gerek çok fazla Ca ve P içermesi gerekse protein kalitesinin düşük olması nedeniyle rasyonlara fazla katılmaz, tek protein kaynağı olarak katılmaz. En çok kümes kanatlıları ve domuz rasyonlarında kullanılır. Karmanın diğer ham maddelerine bağlı olarak %3-5 düzeyinde katılması önerilir.

  • KUŞLARDA BESİN VE BESLENME

    KUŞLARDA BESİN VE BESLENME

    İster fil olsun ister kuş ister insan tüm hayvanlar dengeli beslenmeye ihtiyaç duyarlar. Dengeli beslenmek için altı temel besin bileşenine ihtiyaç vardır.Pek çok hayvan değişik kaynaktan ve yoldan kendine ihtiyaç olan proteini, karbonhidratı, yağları, vitaminleri, mineralleri ve suyu kazanırlar.Fakat bu temel besin bileşenlerinin fonksiyonu her hayvanda aynıdır.Kuşlarımızdaki beslenme ayrıntılarına girmeden önce bu temel altı besin bileşeni ve fonksiyonu hakkında kısa bilgiler verelim.

    Proteinler

    Aslında bütün hayvanların vücut dokuları büyük miktarda çeşitli proteinlerden oluşur. Her vücut sayısız hücrede oluşur. Her hücre sertçe bir duvar olan protoplazma içerir ki bununda çoğunluğu protein ve sudan oluşur. Kuşların vücudundaki her kısım: tüyler, deri, ayaklar, gaga, kaslar, iç organlar (karaciğer kalp gibi) ve tabi ki yumurta proteinden oluşur. Büyüme içinde protein gereklidir. Ayrıca vücuttaki bakım ve onarımdan da proteinler sorumludur. Tüm bunlara ek olarak organlardaki fonksiyonların doğru yapılmasında ve üreme sürecinin doğru gelişmesinde önemli rol oynar.

    Proteinleri iki ana gruba ayırmak mümkündür. Hayvanlar ve bitkiler diye (bazen buna sınıf 1, sınıf II deniyor) Genelde hayvan proteinleri daha besin değeri daha yüksektir bitkisel proteinlere göre. (Otçul hayvanlar yedikleri bitkisel proteinleri hayvansal proteinlere çevirmek zorundadırlar ki örneğin kaslarında kullanabilsinler. Hayvansal proteinlerin kaynağı et, balık, yumurta ve sütte bolca bulunur. Yıl boyunca Gökkuşağı ispinozlara az miktarda ıslatılmış kahverengi bayat ekmek vermek mükemmel bir besin kaynağıdır. Özelliklede üreme sezonunda. Gökkuşakları bir kere alıştılar mı, kendileri sadece yemekle kalmaz büyük bir iştahla o andaki hazır yavrularına da yedirir. Islatılmış kahverengi bayat ekmekler sabah kuşlara verilmeli ve mutlaka akşam toplanmalıdır. Kuşlarda protein kaynağı böceklerde olabilir hatta ticari olarak un kurtlarını örnek verebiliriz. Böcek besinlere genellikle üniversal besin veya büyüme besinleri denir. Gouldianlar bitkisel proteinlerini verilen çeşitli bitkisel tohumlardan ve yeşilliklerden alırlar. Kuş otu ve marulu çok severler (Marul ve diğer yeşillikleri yıkadıktan sonra kurulayın ve ondan sonra kuşlara veriniz). Yeşil bitkilerin yapısının çoğunu su oluşturur ve bu yüzden çok az protein içerir. Yeşil bitkilerdeki protein oranı % 1.5-4.5 arasında değişir. Etli sürgünler, filizlenmiş tohumlar ve genç yapraklar örneğin ıspanak ve marulda yaşlı yapraklara göre daha fazla protein içerir. Nijer tohumu proteince zengin bir tohumdur.

    Kuşlarda tüy, gaga ve tırnaklar çoğunlukla kreatin proteininden oluşur. Bu yüzden yavruların yuvadan çıkma, büyüme kısaca her dönemde proteince zengin besinler önemlidir. Protein eksikliği genç kuşların gelişiminde önemli rol oynar. Bazı kuş üreticilerinin de bildiği gibi protein eksikliği kannibalizme kadar gider.(Kannibalizm: Doğada hayvanların kendi türünü yeme olayıdır. İnsanlarda yamyamlık olarak bilinir.) Proteinler çeşitli amino asitlerden yapılırlar (genellikle 20 amino asitten) Bunların bazılarına temel aminoasitler denir. Temel amino asitler: Triptofan, Treonin, Fenil Alanin, Metionin, Lizin, Lösin, İzolösin ve Valindir.Amino asit kaynağı olarak un kurtları beyaz karınca ve katı yumurta kullanılır.

    Bazı yiyeceklerin 100 gramındaki protein miktarı:

    Yumurta 12,3 gr

    Dana eti 19 gr

    Balık eti 19 gr

    İnek sütü 3,5 gr

    Beyaz peynir 20 gr

    Kaşar peyniri 31 gr

    Çökelek 35 gr

    Kuru fasulye 22,6 gr

    Fındık 12,6 gr

    Mısır 9,5 gr

    Makarna 11 gr

    Ekmek 7,8 gr

    Ispanak 3 gr

    Taze meyveler 0,2-0,8 gr

    Karbonhidratlar

    Karbonhidratlar gün ışığında bitkilerin ürettiği maddedir ki biz bu sürece fotosentez diyoruz. Kısaca karbon hidrojen ve oksijenden oluşur. Karbonhidratlar vücudun kullandığı temel enerjidir. Örneğin uçmak, vücudu sıcak tutmak ve ötmek gibi. Karbonhidrat kaynakları kanarya yemi beyaz darı gibi

    Vitaminler

    Vitaminlere çok küçük miktarlarda ihtiyaç olsa da olmazsa olmazdır. Vitaminler yağda ve suda çözünürler. Örneğin Yağda çözünen vitaminlerden vitamin A (Retinol) eksikliğinde büyüme yavaşlar ve kuşlar körleşir. Vitamin A Morina balığı ciğerinde ve çeşitli tohumlarda bulunur. Vitamin A vitamin D ile fazla verildiğinde kemik erimesi gösterir. Vitamin D3 (Cholecalciferol) güneş vitamini olarak bilinir. Güneş görmeyen ev kuşları için ticari A/D vitaminleri satılmaktadır. Bu vitamin balık yağında ve yumurtada vardır. Vitamin E ( Tocopherol) ki diğer adıyla üreme vitaminidir. Kısırlık tedavisinde kullanılır. Ayrıca sinir sistemi, beyin, iskelet kaslarının doğru çalışmasını sağlar. Yeni çimlenen tohumlarda bolca bulunur. Özellikle buğday çimlenmesi sırasında bolca üretilir.

    E VİTAMİNİ EKSİKLİĞİ

    1.büyüme bozukluğu

    2.üreme bozukluğu

    3.ciğer ve adale zayıflığı

    4.felçler titreme krapmlar ve başın yana çevrilmesi kötü gelişim

    Vitamin K (K Danimarka koagülasyonundan gelir) temel olarak kan pıhtılaşma vitamini olarak bilinir. Vitamin K yeşil bitkilerde, havuçta, yoncada, lahana ve bazı tohumlarda yüksek miktarda bulunur. Vitamin K diğer vitaminlere nazaran sıcakta bozulmaz.

    K VİTAMİNİ EKSİKLİĞİ

    1.kan pıhtılaşmasının bozulması ve kanamanın durmaması

    2.iç kanamalar sonucu ani ölümler

    3.dışkı yenmesi çünkü dışkıda çok miktarda K VİTAMİNİ bulunur

    Suda çözünen vitaminlere gelirsek bunun temelini B vitaminleri oluşturur. Vitamin B1 (Thiamine) eksikliği çeşitli hastalıklara neden olur örneğin insanlarda beriberi hastalığına neden olur. Kuşlarda karbonhidratlardan enerji eldesi fonksiyonuna düzenleyici rol oynar. Ayrıca eksikliğinde yumurtada embriyo gelişmesine etki eder ve yumurtanın kırılması gerçekleşmez. Yani yumurtadan yavru çıkmaz. Vitamin B1 çimlenen tohumda, baklagillerde ve mayalarda bolca bulunur. Vitamin B1 ette, süt tozunda, meyve ve yeşilliklerde az miktarda bulunur.

    B1 VİTAMİNİ EKSİKLİĞİ

    1.iştahsızlık sindirim bozukluğu ve zayıflama

    2.sinir sistemi bozuklukları uçamama başın arkaya dönmesi krapmlar

    3.adale zayıflığı

    Vitamin B2 veya G (Riboflavin):Bir diğer büyüme vitaminidir. Riboflavin mayalarda, süt tozunda, yeşil yapraklarda ve yumurta da bulunur. Riboflavin eksikliğinde yetersiz yumurta oluşumu, yumurtada yavru ölümü, ayaklarda iltihap, parmakların eğrilmesi, derinin iltihaplanması, tüylerin dökülmesi ve zayıf gelişimi, yavaş büyüme ve pek çok diğer problemlere yol açar.

    B2 VİTAMİNİ EKSİKLİĞİ

    1.büyüme ve gelişme bozukluğu tüy çıkarma bozukluğu

    2.yavrularda parmakların bükülmesi

    3.üreme bozukluğu

    Vitamin B4 (Choline): Koline eksikliğinde karaciğer yağlanmalarına neden olur. Kısaca perosise neden olur. Yani siroza neden olur. Kuşlarda şişmeye ve iltihaplanmaya neden olur. Kolin yağların transportundan ve karaciğerde yıkımından sorumludur. Kolinden zengin besinlere gelecek olursak, fosfolipit yapısında olduğu için genelde hayvansal besinlerde yoğun olarak bulunur. Yumurta sarısı, süt, et ve et ürünleri, kurubaklagiller ( mercimek, barbunya v.b ) ,kuruyemişler, bira mayası ve buğday özü(rüşeym) kolinden zengin besinlerdir.

    Vitamim B 7 (Biotin –Vitamin H): Karbondioksit molekülünün transferinde, aminoasitlerin dezaminasyonunda rol oynar. Biotin yetersizliğinde, perosise bağlı felçler, yumurtada gerileme ve ayak parmaklarının ayrılmaması gibi sorunlara yol açar. Biotin inek sütünde, maya, havuçlarda ve ıspanakta bolca bulunur.

    Vitamin B4 (Nikotonik asit-Niasin): Nikotinik asitin yapılarına girdiği koenzimler kimyasal reaksiyonun gerçekleşmesinde hidrojen taşıyıcısı, yüksek enerjili bağların oluşmasını (ATP) ve protein sentezinde rol oynamaktadır. Eksikliğinde yutak iltihabı, büyüme yavaşlığı, tüylenme bozukluğu ve ishal görülmektedir. Yeşil bitkilerde bolca bulunmaktadır.

    B6 VİTAMİNİ (PYRİDOXİN): Yeşil bitkilerde çimlendirilmiş bitkilerde bolca bulunur kuluçka dönemi fazlaca ihtiyaç duyulur.

    B6 EKSİKLİĞİ VE BELİRTİLERİ

    1.iştahsızlık büyüme ve gelişme bozukluğu

    2.kansızlık (anemi)

    3.deri iltahabı

    4.adale ve ciğer bozukluğu kramplar

    5.üreme bozukluğu

    B 12 (CYANOCOBALAMİN veya kobalamin):Büyümeyi hızlandıran bu vitamin eser element olan cobalt ve fosfor içermektedir. Bu vitamin yanlız hayvansal gıdalarda bulunur kuşların bağırsak bakteri aracılığı ile bağırsakdada oluşabilmektedir ancak bu vitamin kuşun dışkısı ile büyük ölcüde dışarı atılır onun için bir çok kuş dışkılarını gagalarlar ve kaybedilen vitamini tekrar almaya çalışırlar bu vitamin özellikle kan yapımı için gereklidir.

    B 12 EKSİKLİĞİ VE BELİRTİLERİ

    1.büyüme ve gelişim bozukluğu

    2.kansızlık (anemi)

    3.tüy çıkarma ve tüy değiştirme bozukluğu

    4.deri iltihapları

    5.üreme azalması

    6.dışkı yenilmesinin artması

    Vitamin C (Askorbik asit): Biz insanlar için ne kadar önemli bir vitamin olduğunu herkes bilir. Aslında gökkuşağı ispinozları ve diğer kuşlarda vitamin C ihtiyaç duyar. Fakat kuşlar bizlerden farklı olarak sindirim sırasında sentetik olarak üretebilirler. Yalnız bu üretim fazla bile olsa kısa bir süre sonra hemen dışarı atılır. Bu yüzden bizim vereceğimiz fazladan c vitaminine ihtiyaç duymaz. Ancak özel durumlarda örneğin kuş hastayken, zehirlenmişken veya stresse ve yolculuk sonrası yorgunluğu gidermek amacıyla dışarıdan verilir. Bu vitamin vücutta biriktirilmez.

    Mineraller:

    Vitaminler gibi belli minerallerde kuşların beslenmesinde önemli mikro besinlerdir. Çok önemli minerallerden biri kalsiyumdur (Ca).Kalsiyum eksikliğinde dişi kuşun yumurta yapması imkânsızdır. Beslenmede eksikliği olmaması gereken mineraller fosfor (P), sodyum (Na), klor (Cl), potasyum (P), mağnezyum (Mg), demir (Fe), Çinko (Zn), bakır (Cu), sülfür (S), iyot (I) ve mangan (Mn)’dır.

    Kalsiyum ve Fosfor:

    Bu iki element genellikle besinlerde beraber bulunurlar. Bunlar vucut fonksiyonlarında çok yakın ilişkidedirler. Kalsiyum, iskeletin temel taşıdır. Kan koagülasyonunda rol alır. Sinirlerin ve organların örneğin kalp gibi doğru çalışmasını sağlar. Ayrıca yumurta kabuğunun temel bileşenidir. Fosfor ise iskelet yapısının doğru şekillenmesinde rol alır ve buna ek olarak metabolizmada önemli rol oynar. Protein ve yağların vazgeçilmez kurucu bileşenidir. Yaban yaşamda kuşlar bu ekstra mineralleri doğal beslenmelerinde elde ederler. Kalsiyum ve fosforun oranı kuşların dengeli beslenmesinde önemlidir. Fosforun üç katı kadar kalsiyum gereklidir. Yoksa vucut fonksiyonları zarar görür. Kafeste beslediğiniz gouldian ( gökkuşağı ispinozu) ispinozunda fosfor için endişe etmeye gerek yoktur. Çünkü fosfor yeşilliklerde ve toumlarda yeterince vardır. Ancak yeterince kalsiyum bu tip besinlerde yeterince yoktur ve gouldianlara ek olarak dışarıdan verilmelidir. Bu ek kalsiyum için güzel kaynak dikalsiyum fosfattır. Kireç taşı tozu, mürekkep balığı kemiği, midye kabuğu ve ster il edilmiş yumurta kabuğudur.

    Diğer mineraller:

    Deneyimler şunu göstermiştir ki küçük miktarlardaki magnezyum (Mg) tuzları, fosfor kalsiyum ve D vitaminin dengelenmesinde önemli rol oynar. Bu mineraller kemik yapımında ve formasyonunda önemli rol oynarlar. Magnezyum eksikliği kuşlarda kasılmalara, büyümeyi engelleme, zayıf kemik yapısı ve seyrek tüylere neden olur. Pek çok iyi kalite tohum magnezyum deposudur. yrıca mama veya suyuna çok küçük miktarlarda (%0.1) magnezyum sülfat (MgSO4 ) verilebilir.Gouldianlar ve kanaryalar ayrıca iyot, bakır, ve birçok diğer minerallere ihtiyaç duyar . Fakat bu çok küçük miktarlardır. Bu önemli minerallerin pek çoğu (tuzu veya bileşik halinde )normal besinlerde bulunmaktadır. Örneğin tohumlarda ve yeşilliklerde bulunmaktadırlar. Küçük miktardaki iyotu, mürekkep balığı kemiği, deniz kabukları, et süt ve yumurta içerir. Ayrıca balık unu ve balık yağı iyot açısından zengindir. Fakat buğday yağı iyot açısından fakirdir. Kuşlarınıza düzenli olarak ıslatılmış kahverengi ekmekle beslerseniz iyot eksikliği görülmez ama guatr hastalığı görülür.

    Bakır hemoglobin ve kan yapımında en etkili eleman olduğu gibi bağırsak sisteminde demirin emilmesinde aktif rol oynar. Bakır eksikliği kendini anemi olarak gösterir.

    Demir ve mangan kırmızı kan hücrelerinde oksijenin alınıp verilmesinde görevlidir. Sülfür ve silikon (silisyum), kuşların tüylerinin şekillenmesine ve parlaklığa yardımcı olur.

    Potasyum, sodyum ve demir bazı parazitlerin görülme sıklığını kontrol eder. Sodyum ayrıca kas kasılma koordinasyonunu ve karbondioksiti nötralize etmede aynı zamanda besinlerin emilmesine yardımcı olur.

    Suda Çözünmeyen kumun önemi:

    Suda çözünen kumda suda çözünmeyen kum kadar önemlidir. Çünkü bu kum pek çok barsakta çözünen önemli elementi içerir. Suda çözünmeyen kum ise kuşun taşlığındaki kaslara tohumları öğütmesi için yardımcı olur.

    YEM LERİN BESİN DEĞERLERİ

    Kanarya Yemi (Phalaris canariensis)

    Protein% 11,9

    Yag % 4,5

    Karbonhidrat % 66

    Mineral % 6

    Buyukluk ve renk ulke orijinine gore degismektedir. Kusyemi: Şalgamla beraber veya şalgamdan sonraki sırayı işgal eden başlıca besindir. Saman Sarısı renginde olup unlu tohumlardandır. Bileşiminde azot ve kireç bulunur. Kuşların tüy değişimine etkili olduğu söylenir. Bilhassa yerli kanaryalarımızın başlıca besinidir.

    Salgam Tohumu

    Protein %20,4

    Yag % 36,2

    Karbonhidrat % 10

    Mineral % 4

    Yuksek miktarda yag ve protein icerdiginden oranlarina dikkat edilmeli. Şalgam tohumu: Tatlı olduğu zaman kanaryada beslenmenin esasını teşkil eder. Bu, iyi bir sindirim için gereken yağı içinde bulundurur ve kuşlar tarafından zevkle yenir. Lezzeti iyice olgunlaşmış ceviz içini hatırlatır. Iyi kalitede bir şalgam tohumu acı olmaksızın küçük, tatlı ve koyu kırmızı veya siyah ve takriben iri bir toplu iğnebaşı büyüklüğündedir. Kuşlara verilmeden evvel bir sene bekletmek lazımdır. Taze şalgam tohumları bağırsak yangıları yapabilir ve bazı hassas bünyelerde çok kere Ölüme sebep olur.

    Kenevir(Kendir)

    Protein % 21,4

    Yag % 35,3

    Karbonhidrat % 17-20

    Mineral % 4

    Yuksek oranda yag ve yuksek kalitede Protein icerir. Kenevir tohumu: Yağlı tohumlardandır. Kuşlar için mükemmel bir besindir. Kuvvetlendirici, renkli madde verici ve kuşlarda. Renkli maddeyi koruyucu bir tohumdur. Tüylerinin çıkmasına yardım ettiği gibi zayıf düşmelerini de önler. Kuşların Hayati kuvvetlerin yani cinsel Yönden uyarılmayı devam ettirmek için çok gerekli bir besindir. Bütün bu üstün vasıflarına rağmen ölçülü verilmelidir. Çok miktarı kuşun sağlığı için yararlı değildir. Fazlası yağlandırır ki, Buda Ötüşü seyrekleştirir.

    Yulaf

    Protein % 15,4

    Yag % 6,3

    Karbonhidrat % 2,4.Hayvanların yazın serin almasını sağlar.

    Tüy çıkışında önemli rol oynar.

    Keten

    Protein % 21,5

    Yag % 35,9

    Karbonhidrat % 6,2

    Yuksek oranda Omega3 yagi icerir.Tuy gelisiminde onemlidir..

    Nijer (Guizota olifera)

    Protein % 24,9

    Yag % 36,2

    Karbonhidrat % 17,5

    Mineral % 3-5

    Nijer: Çörek otuna benzeyen siyah ve yağlı bir tohumdur. Bunun serinletici, uyandırıcı, renkli madde Sağlayıcı ve kuşun muhtaç olduğu renkli maddeyi kuvvetlendirmek için kenevir tohumunun etkisini artırıcı hassası vardır. Çörekotu diye tercüme edilir. Oysa ki Türkiye’de yetişmez. Afrika’dan Avrupa’ya ithal edilir.

    Perilla

    Protein % 45

    Yag %4

    Karbonhidrat % 38

    Yuksek ve kaliteli Protein nedeniyle Tuy Dokumunde faydalıdır.

    Aycicegi

    Protein % 15-22

    Yag % 30-50

    Karbonhidrat % 6

    Mineral % 2-3

    Yuksek ve kaliteli Protein nedeniyle Tuy Dokumunde faydalidir.

    Ortalama yillik bir Kanarya Yemi % 15 Protein, %14 Yag ve % 6 Karbonhidrat ortalamasinda olmalidir.Yem oranlari Yaz,Kis,Uretim,Tuy Dokumu donemlerinde ihtiyaca gore degismelidir.

    Darı : Küçük, parlak, yuvarlak bir tohumdur. Sarı ve beyaz renkli olmak üzere iki türü vardır. Kanaryaya elverişli olan beyazıdır.Bunu vermek için en uygun zaman Tüy değişim devresidir hem tüylerin gösterişli çıkmasını sağlar, hem de Parlatır Yulaf (Yulaf irmiği) Kuşyemi gibi unlu tanelerdir. Çok fazla miktarda azot ve fosforu ve bir miktarda kireci bileşiminde bulundurur. Kuşlar için serinletici bir besindir. Bu madde yulafın kabukları soyulduktan sonra kalan kısmıdır. Tüy değişimi devresinde etkilidir, Kanaryalar zevkle yerler, irmik halinde verilmesi seçilmelidir.Bu tohum listesine marul, kıvırcık ve hindiba tohumlarını da ilave edebiliriz. Bunlar serinletici tohumlardır. Haşhaş tohumları da dahil olduğu halde bu küçücük Tohumlar için ayrıca bir katışık yapip kuşlara verilmesi uygun olur.

    BİRA MAYASI

    Louis Pasteur; Avrupali bira ve şarap imalatçilarindan daha kaliteli bir bira yapabilmek amaciyla gelen istekler üzerine, bira mayasi üzerine arastirmalar yapan ilk ünlü kisidir. Aslinda bira mayasi; bir tip tek hücreli mantarin (Saccharomyces cerevisiae) hücrelerinin ezilip toz haline getirilmis ve kurutulmus halidir. Üstteki fotografta (oldukça büyütülmüs) bira mayasi hücrelerinin nasil tomurcuklanarak çogaldigini görmektesiniz. Bira mayasi; B-kompleks vitaminler ve proteinler (tüm esansiyel amino asitler dahil- vücutta üretilemeyen ve disaridan alinmasi zorunlu amino-asitler), mineraller (özellikle krom) açisindan zengin bir kaynaktir. Yıllardan beri tarım alanında hayvan yemi olarak mayaların kullanıldığı bilinmektedir. Yanlızca içerdikleri B vitamininden yararlanmak amacını güden bu uygulamalarda, yem içine ilave edilen maya oranı oldukça düşüktür. Ancak yüksek protein içerdikleri saptandıktan sonra mayaların protein kaynağı olarak kullanımına ait çalışmalar yoğunlaştırşlmıştır. Genel olarak bileşiminde % 50’den fazla protein içeren mayaların yanlız hayvanlar için değil, insanlar için de zengin protein kaynağı olduğu deneylerle kanğtlanmış ve Ikinci dünya şavaşında Almanya ve SSCB (BDT)’de insan besini olarak kullanılmıştır. Mayaların üretiminde melas, patates nişastası, şeker, koagüle olmuş sütün sıvı kısmı (süt kesiği suyu), meyvelerin etli kısımları, sülfit likörü (Pekilo prosesi), bira ve kâğıt endüstrisinin atık maddeleri, gaz yağı, saf hidrokarbonlar, peynir altı suyu, odun şekeri mayası ve petrol ürünleri substrat olarak kullanılmışlardır. THP kaynağı olarak kullanılan başlıca mayalar şunlardır; Saccharomyces cerevisiae, Torulopsis utilis, Candida tropicalis, C. utilis’dir.

    BIRA MAYASI(Saccharomyces cerevisiae,) VE KANARYALAR

    ”Son yillarda tip bilimi, insanlarin sihhati ve beslenmeleriyle ilgili bir çok önemli kesiflerle bir hayli ilerledi. Elverisli bir gida rejimi tayininde Dünya’nin bilgisinde önemli bir ilerleme oldu.

    Mütehassislar ve bilim adamlari, beslenme ve diger sahalarda mümkün olan her ilerlemeyi tatbik ederek kanaryalari incelediler. Norveç’te, Ingiltere-Britanya adalarinda-kus yetistirme merkezlerinde, New York ve Rochester’deki laboratuvarlarda kanaryalar için hangi gidalarin en elverisli oldugu ve hayatlarina, sihhatlarina ve seslerine tesiri meselelerinde bilimsel arastirmalar en uygun biçimde tatbik edildi.

    Bu inceleme ve deneylerde; bira mayasinin kanaryalara lüzumu kanaatinda; örnek gelisme degerinde muntazam ilerlemeler oldu. Bu genis sahanin bildigi gelisme her ne kadar basit ve az masrafli ise de, bes yil kadar bir zaman, yüzlerce kanaryayi deneysel bir inceleme ve tatbiklere tabi tutmayi icap ettirdi. Kanaryalara bira mayasinin lüzumunun tam degerini anlamak için, yapilan tesebbüslerde kaldirilmamis bir tas kalmamistir. Eger bir mahzura rastlanirsa, bu ihmal ki beslenme hatasindan olacaktir.

    Kanaryalar için bira mayasinin sasirtici faydalari: Kuslarla bilimsel ve deneysel çalismalar 1917′de, insanlarin beslenme problemlerini incelemekle basladi. Pirinç yemek bütün bütün imkansizlastigi zaman; Beriberi’ye engel olmak için, ceviz ve bademin dis kabugunda bulunan bir maddenin lüzumlu oldugunu bu deneyler gösterdi. Beriberi bir sinir sistemi hastaligidir. Bununla beraber kabuklu pirinç, kabuksuz pirincin yerini tuttugu zaman bu hastalik görünmüyordu.

    Eksikligi Beriberi hastaligina sebep olan muayyen maddelerle muvazeneli gidalarda, buna benzer gerekli maddelere vitamin denmeye baslandi. Vitaminlerin mahiyeti hakkinda bilgi arttikça, bunlarin tabii olarak mevcut bulunduklari çesitli gida maddelerine ait bilgi de genisledi. Bira mayasi, balikyagi, yesil sebzeler gibi bazi gidalarin vitamin bakimindan zengin olduklari kesfedildi. Bira mayasinin, B vitamininin kuvvetli menbai oldugunu ispat edildi, bunun kus bisküvisine ilave edilebilmesinden hasil olacak fayda mülahazasi ile kanaryanin gidasina böyle bir ilavenin degerini belirtmek için deneylere baslandi.

    Bu beslenme deneyleri üç kanarya neslinde dikkatle devam etti. Bira mayasi bisküviye katilmasiyla, kanaryalar için koruyucu bir gida haline geldigi denemelerde sabit bir sekilde açikca görüldü. Bu gida sindirimi kolaylastiriyor, istah açiyor, barsaklardaki lüzumsuz maddelerin disari atilmasina yârdim ediyor, üsütmeye ve diger alelade rahatsizliklara karsi vücudun mukavemetini artiriyordu. Bira mayasi hayatin ve sesin uzamasina yârdim eden vitaminleri temin ediyordu.

    Yetistirme denemelerinde: Bira mayasi ile beslenerek daha fazla sayida kanarya yetistirilebiliniyordu. Özel bir yavru kus gidasi ile beslenen kanaryalarin sayisi asagida gösterildigi gibi iki mislinden fazla artmistir. Kus bisküvisine bira mayasi ilave edilmekle;

    a) Disi kus tarafindan yumurtlanan yumurta sayisi çogalir.
    b) Yavru veren yumurta sayisi artar.
    c) Çikan yavrucuklarin yasama nisbeti fazlalasir.
    d) Disi kus tarafindan yetistirilen yavru sayisi yükselir.
    Kuslarin mudat gida rejimlerinde normal olarak mevcut olandan daha fazla, bol miktarda B vitamini verildigi takdirde bu sonuçlar önceden kesin olarak bilinebilir.

    YEŞİL BESİNLER VE PRATİK KULLANIMLARI

    Karahindiba ve kuş otu (sıçankulağı) gibi yeşil besinler, tüm yıl boyunca kuşlara verilmesi gereken, buna karşın genelde yaz aylarında bulabildiğimiz, son derece değerli ek besin kaynaklarıdır. Bu besinler özellikle üreme döneminde ve bundan iki ay ÖNCESİNDEN itibaren kullanılmalıdır. Son yýllarda, yeşil besinlerin büyük kısmı, büyük süpermarket zincirlerinde tümYıl boyunca satılır hale gelmiştir. Bu besinler arasında brokoli özel öneme sahiptir. Bol miktarda demir içermesinin yanı sıra, oldukça besleyici bir sebzedir. Tüm yıl boyunca kuşlara verilmelidir.

    Kuşlara verilecek Yeşil besinlerin taze ve temiz olmasına çok dikkat edilmelidir. Mümkünse en taze ve yeşilleri seçilip iyice temizlendikten sonra kuşlara sunulmalıdır. Taze besin bulmanın en iyi yolu onları doğal ortamlarından toplamak olacaktır. Kuşlarınızın hoşuna gidecek olan birkaç yıllık koyu renkli besinler değil, o yılın ürünü olan Açık Yeşil renkte olanlardır.

    Genelde pek rağbet edilmeyen sebzelerden biri havuçtur. Oysaki Havuç, oldukça faydalı ve besleyici bir sebzedir. Dilimlenerek, rendelenerek; da yumuşaması için çok az haşlanarak verilebilir ya çiğ. Diğer bir yeşil besin de teredir. Kafesin tabanına bırakacağınız tereden kalanları toplamanız gerekecektir.

    Kuşların Yemekten çok keyif aldıkları sebzelerden biri karnabahar, diğeri ise lahanadır. Dıştaki, yemesi zor, sert kısmı çıkarıldıktan sonra kalan sebze birkaç dilime ayrılıp kafesin tabanına bırakılabilir. Yapraklarına ayrıştırılmış marul da kafes kuşlarının çok sevdiği besinlerdendir. Özellikle kolay tüketilip, rahatça yavruların ağzına kusulabildiği için üreme döneminde kuşlara verilebilir. Ancak% 90′a yakini su olduğu için geri kusulan kısmı oldukça azdır.

    Diğer tür yeşil besinler; ispanak, hindiba, Karalahana gibi çok yıllık bitkilerdir. , Kendi bahçemizde yetiştirildiği takdirde, uzun yıllar boyunca tekrar ekilmek gerekmeksizin Bu tür bitkiler, dış yaprakları kullanılarak bize yeşil besin kaynağı olurlar. Brüksel lahanası da bu tür bitkilerdendir. Oldukça besleyici, faydalı ancak Kuşların dışkısının birkaç gün boyunca oldukça kötü kokmasına yol açan bir besindir.

    YEM KARIŞIM MİKTARLARI

    TÜRKİYE ŞARTLARI İÇİN AŞAĞIDAKİ YEM KARIŞIMI UYGULAMAK İYİ OLUR.

    %40 Şalgam Tohumu,%40 Kuş Yemi , %20 Çeşitli TohumlarSıcak zamanlarda nişastalı tohumlar, hububatlar, Soğuk zamanlarda yağlı tohumlar, Çiftleşme mevsimlerinde kızıştırıcı tohumlar daha fazla miktarlarda verilebilir.

    KANARYAYA VERİLECEK KARMA TOHUM YEMLERİ

    GENEL FORMÜL:

    Kış Karması: (Kışı soğuk yerde geçiren kanaryalar için)

    Şalgam tohumu 4 ölçek

    İrmik 2 ölçek

    Nijer Tohumu 2 ölçek

    Kenevir tohumu 2 ölçek

    Marul tohumu 2 ölçek

    Hindiba tohumu 2 ölçek

    Kuşyemi 1 ölçek

    Keten tohumu 1 ölçek

    Yaz Karması: (Kışı ılık yerde geçiren kanaryalar ve yaz mevsimi için}.

    Şalgam tohumu 4 ölçek

    Yulaf bulguru 1 ölçek

    Kuşyemi 1 ölçek

    Marul tohumu 1 ölçek

    Hindiba tohumu 1 ölçek

    Keten tohumu 1 ölçek

    Kenevir tohumu 1 ölçek

    Bundan başka, ötüş kanaryaları, renk kanaryaları ve tüy kanaryaları için ayrı ayrı karma yem formülleri geliştirilmiştir. Bunları da şöyle sıralayabiliriz:

    Ötüş Kanaryaları için Karma Yem:

    Şalgam tohumu 4 ölçek

    Kuşyemi 2 ölçek

    Kolza 1 Öiçek

    Keten tohumu 1/2 ölçek

    Sağlık tohumları

    karması 1/2 ölçek

    Hindiba tohumu 1/2 ölçek

    Beyaz marul tohumu 1/2 ölçek

    Renk Kanaryaları İçin Karma Yem:

    Şalgam tohumu 3 Ölçek

    Kuşyemi 4 ölçek

    Kolza 1 ölçek

    Beyaz darı 1 ölçek

    Keten tohumu 1/2 ölçek

    Kenevir tohumu 1 /2 ölçek

    Yulaf bulguru 1/2 ölçek

    Sağlık tohumları

    karması 1 /2 ölçek

    Özel renk mamaları (tarife göre)

    Kıvırcık Tüylü Kanaryalar İçin Karma Yem:

    Kuşyemi 4 ölçek

    Kenevir tohumu 2 ölçek

    Şalgam tohumu 2 ölçek

    Kolza 2 ölçek

    Hindiba tohumu 2 ölçek

    Yulaf bulguru 1 Ölçek

    Keten tohumu 1 Ölçek

    Yukarda adı geçen ve bazı karma yemlere konulmasında yarar olan Sağlık Tohumları Karması, aşağıdaki maddelerden, belirtilen oranlarda konularak elde edilir. Bunların yem katışıklarına % 5 oranında konulmasıyla bazı yararlar sağlanmakla birlikte, hiçbir zaman % 5 oranından fazta kullanılmamalıdır. Bunun pek çok sakıncası vardır.

    Sağlık Tohumları Katışığı:

    Anason tohumu 1 ölçek

    Susam tohumu 1 ölçek

    Nİger tohumu 1 ölçek

    Gri haşhaş tohumu 1 ölçek

    Devedikeni tohumu 1 ölçek

    Hardal tohumu 1 ölçek

    İSPİNOZ KUŞLARINDA YEM KARIŞIMI

    Karışık ispinoz yemi (iyi kalite) ufak sarı darı, kırmızı darı, beyaz darı, kanarya yemi.

    Yem karışımına bazı örnekler:

    Karışım
    Kanarya yemi %30

    Beyaz darı %25

    Sarı darı %25

    Kırmızı darı %20

    Karışım
    Kanarya yemi %25

    Beyaz darı %20

    Kabuksuz darı %20

    Sarı darı %20

    Japon darısı %10

    Nijer tohumu %5

    Gouldianlar bu yemleri oldukça sevmektedir. Özellikle kanarya yemi, koyu renk darılar ilaveten ayrı kapta yumurta kabukları, grit, ayrıca yavrular varken sap darı eksik edilmemelidir. Niger tohumu ise bu karışıma katılabilir. Üreme zamanlarında kafesler her gün kontrol edilir, yemlikler ve vitamin takviyeli suluklar değiştirilir.

    Yumurta maması

    Dişiler , yavru büyütebilmek için normal yemlerinin dışında mamaya da ihtiyaç duyarlar.Haşlanmış(katı) yumurta rendelendikten sonra hazır mama ile iyice karıştırılır.Mama taze olarak yapılacağı gibi, bir iki günlük ihtiyaç hazırlanıp buzdolabında da saklanabilir.Tabi verilmeden evvel oda ısısına gelmeleri beklenmelidir. Dişilere yavru besledikleri sürece en ideali günde 3-4 sefer tüketebilecekleri kadar mama vermektir. Mamanın üzerine haşhaş tohumu serpmekte faydalı olur. Mama kaplarının da günlük temizliklerinin yapılması bakteri üremesi için uygun bir ortam oldukları için çok önemlidir. Annenin hastalanıp yavruları terk etmesi veya yavru ve ana ishalleri genellikle mama kaplarının sağlığa uygunluk eksikliğinden kaynaklanır. Örnek olarak Ünyayar mama 1 tarifi aşağıda verilmiştir.

    ÜNYAYAR MAMA I TARİFİ

    1-8 ADET PETİBÖR BİSKÜVİ TOZU

    2-5 ADET CEVİZ İÇİ

    3- 3 ÇORBA KAŞIĞI BAYAT EKMEK

    4-2 ÇORBA KAŞIĞI FINDIK TOZU

    5- 2 ÇORBA KAŞIĞI İRMİK

    6- 3 ÇORBA KAŞIĞI 8 TAHILLI BEBEK MAMASI

    7-3 ÇORBA KAŞIĞI 7 VİTAMİNLİ BEBEK MAMASI

    8- 2 ÇAY KAŞIĞI KETEN TOHUMU EZMESİ

    9- 2 ÇORBA KAŞIĞI PUDRA ŞEKERİ

    10- 1 ÇORBA KAŞIĞI PİRİNÇUNU

    11- 1 ÇORBA KAŞIĞI ZEYTİNYAĞI (yaz ayları verilmez)

    12- 2 ÇORBA KAŞIĞI mantar özü (proteince zengin)

    13- 2 ÇAY KAŞIĞI ELMA-HAVUÇ PÜRESİ

    14- 1-2 YUMURTA (İSTENİRSE KONUR)

    15- 3 ÇORBA KAŞIĞI KEÇİBOYNUZU UNU (İSTENİRSE KONUR)

    16- KURU BİRA MAYASI (10 G ) (B VİTAMİNİ AÇISINDAN ZENGİN ) KONUR.

    17-UN KURDU PROTEİN KAYNAĞI OLARAK İSTENİRSE MAMAYA KATILIR.

    ÜNYAYAR KURU MAMA II

    KİLO CİVCİV YEMİ
    1 PAKET PETİBÖR BİSKÜVİ
    ½ KİLO GALETA UNU
    10 GRAM OPTİ-BRED (E VİTAMİNİ)
    20 GRAM KURU NANE
    2 GRAM B VİTAMİNİ KARIŞIMI
    3 ADET ORTA BOY MÜREKKEP BALIĞI KEMİĞİ TOZU
    250 GRAM İRMİK
    1 PAKET KARIŞIK TAHILLI BEBEK MAMASI
    100 g KUM
    Bu karışım un haline gelinceye kadar rondo ‘da çekilir ve kuşlara servis edilir. Buzdolabında kavanozda yaklaşık 1 ay saklanabilir. Hazırlanan bu karışım yarım kiloluk poşetlere konup ve derin dondurucuda 6 ay saklanabilir. İstendiği zaman çıkarılıp kuru veya meyvelerle nemlendirirlir ve/veya yumurta eklenerek kuşlara servis edilir.Bu karışım yavruya hazırlanan dişilerin yumurta oluşturma verimini artırdığı gibi embriyonun yumurtada gelişimini hızlandırır ve yavruların hızla gelişimini sağlar. Kısaca bu mama içeriği kuşların sağlıklı beslenmesini sağlar.

    Bilezik takma.

    Düzgün kayıt tutabilmenin en kolay yolu bilezik takılarak sağlanabilir. Ayrıca yarışma kuşları için bilezikli olma zorunluluğu bulunmaktadır.5 gün veya yaklaşık yavrular gözlerini açtıkları zaman bu iş için en uygun zamandır.

    İkinci yuvalar

    Yavrular 15 günlük olunca dişi tekrar yumurtlama isteği gösterir. Erkek ayrıldı ise dişinin yanına atılır ve 2. bir yuva kafese yerleştirilir. Yavrular 19-20 günlükken dişi tekrar yumurtlamaya başlar. Yavrular 21 günlük olunca artık anneden ayrılabilecek çağları gelmiş demektir.

    Yavruların ayrılması

    Yavrular erkekle birlikte küçük bir salmaya alınırlar. Tünekler alçağa takılır. Günde 3 sefer mama verilir. Bir hafta sonra mamanın üzerine tohumlar serpilebilir. Yavaş yavaş mama azaltılır ve günde bir kereye düşürülür. Bu geçiş dönemi 3 haftayı bulur. Bu arada çimlendirilmiş tohumlarda verilmelidir. Genetik kuralları aklımızdan çıkarmadan üretim yapmalıyız. Amacımız örnek kuşlar yetiştirmek olmalı herhangi iki kuşun yavrusunu almak değil.

    YILLIK KUŞLARI BESLEME PROGRAMI

    Kuşların yeri hazırlandıktan sonra yıllık ve haftalık beslenme rejimine geçilir. Kanaryada besleme rejimi her üreticiye göre bazı değişikler gösterse de genelde ulaştığım ve benim uyguladığım bilgiler harmanlanıp 12 altın kural olarak aşağıda verilmiştir.

    1-Aylık program

    Ocak

    Bu ay başka bir üretim sezonunun başlangıcıdır. Bütün üreticiler damızlıklarının en iyi durumda olmalarına özen göstermelidirler, yılın bu ayında bu çok önemlidir. Eğer kuşunuz çok yoğun şov sezonu geçirmişse tamamen dezenfekte edilmiş salma veya kafeslere konmalıdır. Erkek ile dişi ayrı kafeslerde olmalıdır.

    Kuşlara haftada en az bir defa daha iyisi hergün olmak üzere mama yedirilmelidir. Çeşitli yeşil yiyecekler belirli bir ölçü içerisinde haftada 2 gün verilmelidir. Örnek olarak ben sirkeli su ile tamamen dezenfekte ettiğim ıspanak, su teresi, hindiba, marul, pazı yaprağını kullanıyorum. Kanaryaya temel besin tohumları ile beraber 4 de bir oranında şalgam tohumu yulaf çetene ve birazda nijer katarak verilmelidir. Dişinin kafesine; her gün olmak üzere mangal kömürü koymak onları monotonluktan kurtarıp hareketli olmasını sağlayacaktır. Mangal kömürü iyi bir absorban olup vucuttaki bazı toksik bileşikleri emip dışarı atılmasını sağlayacaktır.

    Kanaryalarınıza haftada bir antibiyotik vermenizi tavsiye ediyorum. Ertesi gün ise vitaminli su öneriyorum. Antibiyotik-vitamin uygulaması her ay tekrarlanmalıdır. Sular günlük sirke (elma –üzüm sirkesi) ile dezenfekte edilerek verilmelidir. Banyoları sabahları yapmalıdırlar. Akşam banyo yapan kuşların tamamen kurumaları için zaman kalmayabilir. Kuluçka ve yavrulu kuşlar hariç her ay banyo kuşlara haftada en az 1 kere verilmelidir. Ayrıca haftada bir kere suluklara mağnezyum sülfat ve potasyum iyödür eklenmelidir. Kuşların barsak sağlığı ve tüy rengi için gereklidir. Haftada bir kere yumurta verilmelidir.

    Şubat
    Bazı üreticiler suni ısıtıcılar kullanarak beklenmeyen tehlikelere karşı düşük olan ısıyı değiştirip kuşlarını eşe atarlar. 20-25 m2 üretim odasında 800 w’lık yağlı radyatör ile sıcaklığı 20-21 0 C ayarlıyorum. İyonizer özellikli hava temizleyicim (Sinbo Sap 5505 Model) ile günde 3 saat havayı steril ediyorum. Bu dönemde ışık 14 saate ayarlanmalıdır. Yapay bahar havası 15.gününe geldiğinde oda spreyleri ile çim ve çam gibi oda sprayleri kullanınız. Böylece kuşlar daha kolay çiftleşmeye ve kuluçkaya yatarlar. Şubat ayı sonunda kuşlarınızın her çiftinden biri yumurtalara oturmakla meşgul ya da erken çiftleşmişlerse şu anda yavrularını yediriyor olacaklardır. Ocak ayında uyguladığınız beslenmeyi kuşlara devam edin yalnız yuvadaki yavrularını yedirenler yeterli olacak kadar mamaya ihtiyaç duyarlar. Birkaç üretim sezonunda şanslı ve başarılı iseniz uyguladığınız beslenme metodunuza hiçbir değişiklik yapmayın. Birkaç cümlede beslenme hakkında dişileri ocak ayındaki gibi ve artı olarak mama günlerinin arasında olmak üzere haftada bir kondisyon tohumlarıyla besleyin, erkeklere de haftada iki kez olmak üzere kondisyon tohumlan verilebilir. Dişilere mangal kömürü verilmeye devam edilmelidir ve yine bütün kuşlarınızın ihtiyaçları olduğu yeşil yiyecekleri ve banyolarını temin etmeye devam edin. Banyoları sabahları yapmalıdırlar. Akşam banyo yapan kuşların tamamen kurumaları için zaman kalmayabilir. Haftada bir kere yumurta verilmelidir

    Mart
    Ayın ilk günlerinde yetiştirici kuşlarla ilgilenerek çiftleşme konumuna gelip gelmedikle­rine bakar. Dişilerden önce erkekleri ful eşleştirme konumuna getirmeyi hedef almalısınız. Dişilere verildiği kadar nijeri bir miktar arttırıp siyah haşhaş ile karıştırarak şubat ayında­ki gibi yemleme ve kondisyon programına devam edilir. Eğer uygun yeşillik bu zaman içerisinde bulunamıyorsa kuşlarınıza tohumları filizlendirerek verin.(Ayda bir kere yeterlidir.) Ben kanarya yemine ek olarak buğday, ay çekirdeği, anason ve mavi haşhaş tohumu kullanıyorum. Çimlenen bu tohumları haftada iki kere olmak üzere kuşlara veriyorum. Ancak çimlenmiş tohumlar çok ıslak olarak verilmemelidir. Yoksa kuşları ishal eder. Haftada bir kere yumurta verilmelidir
    Nisan
    Şimdiden kuşlarınızın her çiftinden biri yumurtalara oturmakla meşgul ya da erken çiftleşmişlerse şu anda yavrularını yediriyor olacaklardır. Mart ayında uyguladığınız beslenmeyi dişilere devam edin yalnız yuvadaki yavrularını yedirenler yeterli olacak kadar mamaya ihtiyaç duyarlar. Artarda gelen birkaç üretim sezonunda şanslı ve başarılı iseniz uyguladığınız beslenme metodunuza hiçbir değişiklik yapmayın. Sadece yavaş yavaş yulaf miktarını artırın. Sıcak havaların yaklaşması ile bütün mama ve yeşillikler daha çabuk bayatlamaya yüz tutar, bu yüzden yenmeyen mamalar kafesten çıkarılmalıdır. Haftada bir kere yumurta verilmelidir

    Mayıs
    Nisanda olduğu gibi aynı uygulamalara devam edin. Şimdiden bazı yavrular kendi kendine mama yiyip besleniyorlardır. Yeteri kadar büyüyen yavrular bakım kafesine alınır(30-35 günlükken). Bakım kafesinin içi her gün temizlenip, bayat yemler atılır. Yavru kanaryalar 5 haftalık olunca, daha önceleri bahsedildiği gibi şov kafeslerine gir­meye alıştırılırlar. Yuvada 14 günlük yavruları olan eşlere kafesin öbür tarafında olacak şekilde yeni bir yuvalık takılır, biraz yuva malzemesi ve pamuk da dâhil edilir. Bu hazırlık yavrudaki tüylerin anne ve baba tarafından yolunmasının önüne geçer.

    Haziran
    Şimdi ilk çıkan yavrular yeterli egzersizlerini yapabilmeleri için salmalara konulmalıdır. Yalnız çok fazla yavruyu bir araya koymamalıyız, sebebi ise birbirlerinin tüylerini yolmaya başla­malarıdır. Tatlı bir elmayı ikiye veya dörde bölüp kafesin veya salmaların ön tarafına sıkıca asarsanız, bu yavrular tarafından kolayca hazmedilmekle kalmaz, sindirim sistemlerine de yardım eder. Sadece sabahları suyu sığ olacak şekilde banyo verilmelidir. Bütün yavrular salmaya konulduktan sonra, renkli kanarya üretmek isteyen üreticiler için şimdi renkli mamaya başlamanın tam zamanıdır. Yavru ve büyük kuşları beslemek mayısta olduğu gibi devam eder.

    Temmuz
    Temmuz normalde eşleşme sezonunun son ayıdır. Çünkü ağustosun sonuna doğru bütün kuşlar tüy dökümüne girecektir.
    Genç yavrular gibi üretim devresini bitiren damızlık dişilerde salmaya atılır. Yoğun bir eşleşme sezonu geçirdiklerinden kuvvetlerini tekrar kazanabilmeleri için haftada iki defa olmak üzere mama vermeye devam edilir. Suyu sığ olarak her sabah banyo verilir. Tüy dökümünün bitimine kadar iyi yıkanmış yeşillikleri vermeye devam etmeliyiz. Temmuz’dan eylül ayının sonuna kadar yulaf miktarı yemlerde artırılır. Fakat keten ve kenevir tohumu verilmez.

    Ağustos

    Kanaryaların tüy dökümlerine en fazla dikkat edilecek ay bu aydır. Kuşlar tüy dökümüne devam ederken tohum mama ve yeşillik gibi yiyecekleri daha çok vermeliyiz. Kafes ve tüneklerin temiz olmasına dikkat edilmelidir. Kuşların almakta oldukları proteini arttırmak için kış aylarında olduğu gibi, mutfaktan artan pişirilmiş et ve parçalanmış tavuk kemiklerini kanaryalarımıza vere¬biliriz, bu konuda İngiliz ve Avustralyalı kanaryacılar kuşlarına bu tür beslenme uygulamaktadır¬lar. Ya da yumurta vermeyi devam ettirmeliyiz. Ancak bayatlamış yiyecekleri kafeste bırakmamaya özen gösterin. Haftada iki kez olmak üzere azıcık keten tohumu verilebilir, bu tüylerin hoş bir parlaklıkta olmasına yardım eder. Dişilere şov sezonu bitimine kadar kömür vermeyi durdurmalısınız.

    Eylül
    Bu ayda ilk doğan kuşlar tüy değişimlerim tamamlarlar, sizde bu durumdaki kuşların potan­siyellerine değer biçmeye başlayabilirsiniz. Temiz ve taze havayı seven kanaryalar hava akımına bırakılınca sağlıklı ve sıhhatli olmazlar.
    Çok az keten tohumu ve yeşillikler ile beslenmeye devam ede­riz. Bunlar kuşların tüylerine doğal renk vermekle kalmaz üstelik kuşlarımızın tüy dökümlerinde yaşadıkları gerginliği geçiştirmeye yardım ederler.

    Ekim

    En azından kuşlarınızın yarısı şimdiden tüy dökmeyi tamamlamıştır, diğerleri de devam ediyordur. Kuşlarınızdan biri tüy dökümünden çıkmıyor veya uzatıyor durumda ise, kuşa dem¬letilmiş safran verilir. Bu uygulama şöyle olur, kurutulmuş safran çiçeğinden azıcık alıp yarıya kadar su dolu demlikte kaynayan suya koyun, bu böyle 4–5 gün tekrarlanmalıdır. Böyle durumda olan kuşların 10 da 9 unun durumlarının düzeldiği görülmüştür. Banyo yapmalarını sabahleyin olmak üzere 2 defaya düşürün.

    Karışık kuşyemine azıcık keten tohumu katarak, onları yemlemeye devam edebilirsiniz. Yarım bezelye büyüklüğünde biraz demir sülfatı gelecek ay haftada bir kez olmak üzere suluklarına konup verilebilir. Bu kuşlar için iyi bir ilaçtır, yalnız sadece ayın sonuna kadar verilir. Bu arada haftada bir kere potasyum iyödür takviyesi yapılmalıdır. Suluklarına çok az miktar potasyum iyödür konur. Bir litre suya 0.1 g KI (potasyum iyödür ) konur. Buradan sulukların 1/3ne tranfer edilir ve üstü normal suyla tamamlanır. Haftada bir uygulanması kuşlarımızın tüy gelişimi ve parlaklığı için gereklidir.

    Kasım
    Kasım ayında sıhhati yerinde olan kuşlar tüy dökümlerini bitirmiş olacaktır. Bu arada şovlara katılan kuşlar hariç diğer kuşlara verdiğimiz mama durdurulur. Şimdi kafeslerin içine her 6 kuşa bir çay kaşığı dolusu düşecek şekilde Nijer koymanın tam zamanıdır. Bunu öncelikle dişiler için yaparız erkekler için gerekmez. Bu zaman içerisinde birbirlerinin tüylerini çekmemeleri için şov kuşlarını ayrı ayrı kafeslere koymak gerekir. Biraz tatlı elma ya da haşlanmış havucu vermeye devam edin. Haftada bir olmak üzere sabahları banyoda verilir.

    Aralık
    Aşağı yukarı bu zamanlarda şov sezonu bitmek üzeredir, fazla olan kuşlarda satılmış olur. Kuşlar bu ayı rahat ve sakin olarak geçirirken, düz Haspura 4 de 1 oranında Şalgam tohumu katarak beslemeye devam edilir. Haftada 3 veya 4 gün biraz yeşillik verileceğini de belirtmeliyim. Dişilere pişmiş her türlü et kemiklerini vermeye devam edin. Haftada bir azıcık demir sülfatını da su kapları­na koymak yardımcı olacaktır. Yine haftada bir banyo vermenizi öneriyorum, Haspura 4 de 1 oranında Şalgam tohumu katarak beslemeye devam edilir. Haftada 3 veya 4 gün biraz yeşillik verileceğini de belirtmeliyim. Dişilere pişmiş her türlü et kemiklerini vermeye devam edin. Haftada bir azıcık demir sülfatını da su kapları­na koymak yardımcı olacaktır. Yine haftada bir banyo vermenizi öneriyorum.

    Ali ÜNYAYAR

  • Güvercin Zekası

    Aslında güvercinlerin nekadar zeki olabileceklerini ilginc bir yöntemle gösteren video

  • Posta güvercinleri gümrüğe takıldı

    Edirne’de düzenlenen 10. Balkan Fair Play Posta Güvercinleri Yarışmasına katılması planlanan ancak belgelerindeki eksiklik nedeniyle Türk gümrüğünü geçemeyen Balkan güvercinleri yarışmaya katılamadı.

    Türkiye Güvercin Federasyonu Başkanı Bilgin Tuncay, yaptığı açıklamada, federasyonun faaliyet takviminde Balkan ülkeleri ve Türkiye’den şampiyon posta güvercinlerinin katılımıyla Edirne’de, Balkan Fair Play Posta Güvercinleri Yarışması düzenleme kararı aldıklarını söyledi. Bugün başlayan yarışmaya Balkan ülkelerinden gelen güvercinlerin geçiş belgelerindeki eksiklik nedeniyle katılamadığını ifade eden Tuncay, şunları kaydetti:

    “Yarışmamız şu anda Edirne’deki bir restoranda yapılıyor ancak yarışmaya Balkan ülkelerinden gelecek güvercinler gümrüğe takıldıkları için katılamadı. Belge eksikliği nedeniyle Romanya, Bulgaristan, Moldova ve Yunanistan’dan gelen 86 güvercin yarış dışı kaldı. Türkiye’den ise 80 posta güvercini juri tarafından değerlendiriliyor. Hakemlerimiz de puanlama yapıyor.” Trakya Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü yetkilileri de güvercinlerin veteriner sağlık belgelerinin bulunmaması nedeniyle kanun gereği yurda sokulmadığını ifade etti. pigeon2

  • 10-11 Aralık 14.Çorlu evcil kanatlılar festivali

    Çorlu evcil kanatlılar festivali çorlu festivali, çorlu güvercin festivali, tekirdağ çorlu festivali, ÇORLU FESTİVALİ
    Çorlu evcil kanatlılar festivali çorlu festivali, çorlu güvercin festivali, tekirdağ çorlu festivali, ÇORLU FESTİVALİ

     

    YARIŞMA KATEGORİLERİ

    Süs Güvercinleri

    Volşki, Rostov, Lahor, Alman, Demkeş, Buhara, Omski, Kesme Kuyruk, Bademli Balon, Mohikan

     

     

    2

    1

  • Alason Wuta Güvercinleri

    Wuta Irkı Güvercinler Hakkında

    Wutalar diğer kuşlar gibi aç uçamazlar. Kümesin kapısını kuşların dışarı çıkması için açın. Sonra onlara biraz yem verin. Sopanızı alın ve 4-5 kuşu gruptan ayırın. Uçmaları için sopayı arkalarından hafifçe yere vurun.

    En iyi wutalar, daire çizerek dik olarak yükselirler. Uçuş seviyelerine geldiklerinde, sinyal verirler. ( ters kanat çırpma)
    O zaman Wutalar kanatlarını kilitler ve bir şahin gibi kümesin önüne zemine doğru dalşıa geçerler. En iyi duruşları yerden 8 ile 6 fit yekseklikte olur. Sonra biraz daha yem verilir.Bu işlem defalarca tekrarlanır.

    Wutalar dalış için yaratılmıştır. Taklacı kuşların yapısındaki gibi bu da onların kanlarındadır. Damascene (İstanbullu – Hareli) yada bir Dewlap (Gerdanlı)’ya dalış yapmayı öğretebilirsiniz. Fakat bir Wuta dalışçı olarak doğmuştur.
    Bazı Wuta’larında tıpkı Dönekler gibi dalışlarını kesmediği ve zemine çakıldığı sıklıkla görülür.

     

     

    Alason Güvercin

    Alason güvercin, wuta güvercin ırkı da denilen Alason güvercinlerin en belirgin özellikleri diğer kuşlar gibi aç uçamamasıdır. Uçurmak istediğinizde kuşlara biraz yem vermelisiniz. Gruptan ayırdığınız kuşları, sopayla hafifçe yere vurarak uçurabilirsiniz. En iyi Alason güvercinler daire çizer ve dik şekilde yükselir. İstedikleri uçuş seviyesine geldikleri zaman, ters kanat çırparak sinyal verirler. Bu durumda kanatlarını kilitleyerek, şahinlerin yaptığı gibi kümes önüne doğru zemine inmek üzere dalışa geçerler. Kuşların en iyi duruşu yerden 6-8 fit yüksekliktedir. Alason güvercine yeniden yemleme yapılarak, aynı uçuşlar defalarca tekrarlanır. Kuşların uçuş özellikleri çok hızlı şekilde bulutların üstüne çıkması, burada bir nokta olmaları, alt taraftan kısa gagalı kuşlar gösterildiğinde süratli bir şekilde ve rüzgar uğultusu gibi ses çıkararak dalışa geçmeleridir.

    Alason güvercinler Güney Yunanistan bölgelerinde çok fazla yetiştirilmektedir. Bu güvercinler genellikle iki türde olur. Biri daire şeklinde yükselir, dalışta çok hızlı olduğundan tüylerinden ıslık benzeri bir ses çıkar. Bunlar genellikle kırmızı, gök ve gök yamalı renklerde, karaçil ve düz desenli olurlar. Kuyrukları ise beyaz renkte olur. Diğer türü ise, daire çizerek değil, dik şekilde yükselen, havadayken yan yana ya da arka arkaya uçar. Hırçın bir uçuşu olan kuşların vücutları dik duruşludur. Genellikle açık gök renginde olurlar. Bu türler iyi bakıcı olduklarından, yılda 5-6 defa yumurta yaparlar ve yavrularını da kendileri büyütürler. Bu yüzden ilk türde olan Alason güvercinler daha iyi dalıcı kabul edilir.

    Kuşların dalışlarında daire çizmesi bazen makbul olmaz. Genellikle elle tutulmayı sevmeyen kuşlar, çoğunlukla sopa yardımıyla yönlendirilir. Büyüklük olarak bir posta güvercini kadar olsalar da, onlardan daha zayıf, hem daha uzun, hem de bacakları daha uzun olur. Kuşların pırıltıya karşı yarım kapalı kanatla dalış yapması makbuldür. Uçuşlarında 140 km hız yaptıkları tespit edilmiştir. Yetiştiricilerin bu güvercin ırklarını günde birkaç defa uçurması normaldir. Alason güvercinler dalış ırkı olduğundan, bunları besleyeceğiniz kümesin dalışı engellemeyecek şekilde olması gerekir. Kümeslerin geniş alana kurulması önemlidir. Kümeste 20-30 güvercin bir arada beslenebilir. Kuşlarda aranan özelliklerden en önemlisi, kümese doğru hiç bozmadan uzanan bir dalış yapılmasıdır. Aşağıdan gösterilen pırıltıya hızlı yanıt vermesi gerekir.

  • YENİ BAŞLAYANLAR İÇİN Yüksek uçucu güvercinler hakkında bilgilendirme

    TİPPLER
    Dünyanın en uzun süre uçan ırkıdır 1000 metre ve 250 metre arasında inip çıkar
    kuşçu tabiri ile yay yapan ırklardandır alçalıp tekrardan yukarı çıkmasına yay denir
    takla atmazlar düz bir uçuş sergilerler hemen hemen her rengi vardır
    filo uçucudur kanat uçları bir bilerine değicek gibi uçarlar bu yüzden şahine en az yakalanan uçucu ırklar arasındadır
    bilinen uçuş rekoru 22 saat üzerindedir yeni başlayan birinin bu kuşları 10 saat üzerinde uçurmayı becere bilmesini birkaç yılını alır
    bayağı bir uçuş bilgisi gerektirmektedir
    En yaygın bakıldıgı yerler bursa ve trakya bölgesidir
    Bu ırkın türkiyede ilk bakıcısı Prof Dr Türker Savaş bildiğim kadarıyla
    Tippler Kuşların hakkında ayrıntılı bilgiler

    Tippler eğitimi hakkında makale

    Tippler Güvercin Yarış Kuralları

    Tippler orjini neredendir?

    BUDAPEŞTE YÜKSEK UÇUCUSU
    Türkiyede tip adı diye tanınırlar bu yüzden çoğunlukla ingiliz tipler ile karıştırılıyorlar
    en yaygın bakıldıgı il istanbuldur bunun dışında türkiyenin bir çok ilinde bakıcısı mevcuttur
    Budapeşte genelde beyaz renklidir boyun kısmında renk yogunlaşır genelde mavi sarı kırmızı siyah renkte olur boyun kısımları
    Pacalı pacasız olarak iyiye ayrılır yarı paçalı ara ırkta çok yaygındır
    Budapeşte uçusucunun uçuş şekli tippler ırkıyla tamamen ötrüşür bana göre aralarındaki tek fark ingiliz tipplerin süre olarak uzun uçmasıdır

    Budapeşte Yüksek Uçucuları

    SIRP YÜKSEK UÇUCUSU

    Sırp yüksek uçucusunun kökeni türkiyedir bu ırkın atasının hangi ırk olduguna dair kesin bir bilgi yoktur
    Sırp yüksek uçucus 1000 metre üzeri uçar gözle görülmeyecek seviyelerde uçuşunu sergiler
    Daireler çizerek yükselir kanadını kuyrugunu havada iken geniş açar ağır bir uçuş sitili vardır
    Filo uçucu değildir makara yapma özelliğine sahiptir bu özelliği hepsi sergilemez ama makara genini hepsi taşır
    Tüm renkleri mevcuttur en çok tutulanları mavi ve tekir olanlardır genelde şampiyonlar bu renklerden çıkar
    Sırp kuşu tepelidir kuşçu tabiri ile tepe şekli diken tepe sivri tepe şeytan tepe şeklindedir
    Uçumu zevkli bir kuştur çok yükseğe çıktıgında sabit bir alanda kilitlenir havaya baktıgınızda çok aramazsınız yerini çabuk bulursunuz
    Uçurtma uçurmak gibi
    Agır ve yüksekte uçmasından dolayı şahinin çok kolay yakaladıgı bir ırktır
    bilinen uçma rekoru 16 saat üzeridir
    Bu ırkın En çok bakıldıgı il tekirdağdır
    Bu ırkın türkiyedeki en tanınan bakıcıları Tolga Akgöz, Tuncer Karataştan ve İzzet Durukan, dır

    Sırp Yüksek Uçuları Makale