Yazar: admin

  • Kanatlar hakkında makale

    Bu bilimsel yazının meseleyi tamamen çözmesi benzer biçimde bir iddiası yoktur. Bu yazı, hemen hemen bilimsel temellik kazanmamış göz işareti teorisi tartışmalarından farklıdır ve tayyare kanadı yapıcıları tarafınca da denenmiş/yapılmış olması buna avantaj sağlar.

    Göz işareti teorisinde araştırılan nesne, destek olarak en iyileri seçme ve kılavuz olarak üremenin fizyolojik karakteristliklerini keşfetmektir.Son gözlem daima başarı göstermiş olur, Güvercinle uğraşanlar için başlangıç ve son bunun içinde bulunur.Yinede biz bu testle pek memnun olmadık.Bir oldukça yarış gününde fena güvercinle beraber iyi güvercin de kaybederdi, bunu bir talih olarak kabul etmeliyiz ve heralde de kalitesizlik bir kaç kuşun makul süre da eve varmasında büyük bir rol oynamaz.

    Mevzunun içine dalmadan ilkin buradaki hiçbir şeyin anlaşılmasının kolay olmadığıdır. Bir yaşamın adandığı tüm bu gözlem emekleri burada bir araya getirilmiştir ve bunlar inanırım ki güvercin yetiştiricilerinin sorunlarını çözmeye yetecektir.

    Birkaç madde düşünce vermek, çoğumuz için kanat teorisinde neye ne kadar gereksinim duyduğumuza karar vermemizde ve bilhassa potansiyel yarış kıymeti olanlar için üreticileri seçmemizde yada denememiş kuşları seçmemizde  destek olacaktır.

    Gözlemler 3 değişik kuş kategorisi bulunduğunu gösteriyor:

    • Kanat Çırpıcılar
    • Yarı Kanat Çırpıcı Yarı Uçucular
    • Uçucular ( yazı da gliders diye geçiyor sözlükte de motorsuz tayyare anlamında, suzulen dıye dusunebılırız)
    • Kanat çırpıcılar kanatlarını çırparlar ve süratli bir halde zemine geri gelirken kısa bir süre için süzülürler.
    • Yarı kanat çırpıcı ve yarı uçucular çoğu zaman kanatlarını kullanırlar, daha uzun bir süre süzülüp ve oldukça daha uzun bir mesafe ile zemine geri dönerler.
    • Uçucular havayı kullanıyormuş benzer biçimde gözükürler ve rüzgar arkalarındayken alçalmayı ummadan kendilerini  çok önemli bir yükseklikte korumaya çalışırlar; fakat o süre bile inişleri/alçalmaları oldukça yavaştır.

    Mullenhof aşağıdaki kanat çırpıcılar serisini kanıtlamış/bulmuştur:

    1. Bıldırcın serisi
    2. Sülün serisi
    3. Serçe serisi
    4. Kumru serisi
    5. Kırlangıç serisi
    6. Karasağan serisi

    O, böylece en zayıf kanat çırpıcıdan en iyisine gittikçe kalitesi artan bir sıraya soktu. Uçuş hızı artışı, ve onun süresindeki artış.Onun emek vermesi daha ileriye gidemedi bundan dolayı ne araştırdığını buldu. Üstelik o, yaşamının tamamını bu belgeleri toplamak için harcadı fakat bugün onun çalışmalarını bilen hepimiz onun güvercin yetiştiricilerine ışık tutan gözlemlerine dayalı sonuçlar çıkarabiliriz.

    Mullenhof un serilerinden aşağıda bir kaç  tane bulunmaktadır:

    1. Geniş uçuş tüyleri ilk olarak belirgin bir halde orak biçiminde kavis çizer, tamamen düzgünleşmiş noktaya doğru derce aşama daha çok düzleşir.
    2. Kanadın iç bükeyi, ilk olarak oldukça derindir, düzleşmiş noktaya ya da neredeyse düzleşmiş noktaya doğru azalarak kaybolur.Yüksek serili kuşlarda bu görülmez.
    3. Toplam taşıma yüzeyinin en geniş parçasını temsil eden geri kanat, bir tüy demeti kadar olan bir noktaya doğru çabukça büzülür/küçülür.
    4. Uçuş daha süratli ve daha uzun olduğunda kanat da daha uzun olur, bu nokta da ağırlığın kaldırıldığını hesaba kattığımızda kılıç kırlangıcının kanadı güvercinimizinkinden 3 kat daha uzun olur.

    Uçucularda kanat iskeleti kitaplardan daha uzun olmaya meyillidir, bu yüzden en iyi kanat çırpıcılarda kanat iskeleti daha kısa olmaya meyillidir. Bu gerçek burada bir uçuş mekanizması bulunduğunu ve değişik performansları üreten değişik mekanik faktörlerin bulunduğunu akla getiriyor.

    Bıldırcın ve sülün ün kanat çırpışının güvercinden daha düşük bir hareket performansına haiz bulunduğunu ve güvercinin kanat çırpışının kılıç kırlangıcından daha düşük bir hareket performansına haiz bulunduğunu düşünebilirsiniz. Performanslar farklıdır bundan dolayı kanat kaliteleri farklıdır. Bu değişik türler içinde açık bir halde gözükür dahası kabak benzer biçimde ortadadır fakat şimdiki mevzumuz yarış güvercinlerinin uçuş mekanizmasıyla ilgili.

    İlerlemenin esas prensibi olarak bir güvercinin yarış performansı kanat çırpışının kalitesine bağlı olacaktır. Çalışmamız ihtiyaç duyulan mevzu kanadın görevini iyi mi yerine getirdiğidir.

    Hayvan bilimcileri kanatta daima bir etken bölümün bir de eylemsiz bölümün bulunduğunu gördüler ve emekleri şunları gösterir:

    1. Etken kanat yanda üst üste binen 10 temel kısımdan oluşur.
    2. Eylemsiz kanat tüylerden oluşur ikinciller ön kola bağlanmıştır.

    Biz bu iyice basitleştirilmiş sınıflandırmayı destekleyebiliriz fakat buna lüzumlu değişimleri de daha çok ilerlemiş gözlemleri de ilave etmeliyiz.

    1. 4 geniş uçucu kanat tüyleri   7, 8 ,9, 10
    2. İlk 6 uçucu kanat tüyleri     1, 2, 3, 4, 5, 6
    3. Arka kanat ikincilleri/ ikincil arka kanat  
    4. Kanadın iskelet yapısı
    1. Gücün deposu
    2. Gücün tüketicisi/kullanıcısı      
    3. Lüzumlu kaldırma yüzeyinin ayarlayıcısı/düzenleyicisi
    4. Hızın tamamını etkileyecek olan ayarlayıcı kollar

    Son 4 katmanın (tüy katmanı) kalitesi ve uzunluğu aşağı yukarı, yaratılmış girdabın kalitesine bağlıdır. Geri kanadın yüzey büyüklüğü daha büyük ya da daha azca kaldırma kolaylığına bağlı olacaktır.

    Tecrübelerimiz bizlere gösteriyor ki geniş yüzey alanı olan bir geri kanat düşük hızlarda güvercine  kuvvetli bir halde yardım eder fakat aynı süre da uçuş hızının artışına aşama aşama engel olur.

    En geniş yüzey alanı, güvercinin kendi güvercinliğinin etrafındayken görülür, minimum yüzey alanı ise yarıştayken görülür.Peki bunun limiti nedir? Bu bir yönetme prensibi sorusudur.

    Zayıf kanat çırpıcılarda ve bilhassa nadiren/seyrek uçan kuşlarda kanat iskeletinde ön kol ve kol uzundur. –They diminish in lenght as quality asserts itself to the point of being reduced to mere stumps in the swift,- fakat onlar umulmadık bir halde yarı uçucularda ve kanat çırpıcılarda ( geniş/büyük uçucularda en büyük gelişmeyi göstermeleri ile beraber) uzundurlar.

    Pratikte kanat 4 bölüme bölünmüştür:

    1 ve 2: Etken kanat, bu 10 büyük geniş tüy katmanlarıdır ve bunlardan bir tanesi  ilk 6 katmanın ve son 4 katmanın farkı için bölünmeye zorlanır. 7. 8. 9. ve 10. katmanlar ilk 6 katmalar tarafınca kullanılacak olan enerjinin deposudur. Açıkça görülebilen 2 rol vardır ki bunlar uçuşa zarar vermekten ve dengeyi bozmaktan kaçınmak için muhteşem bir halde yerine getirilmelidir.

    3Geri kanat.Uçuşun tamamında etken olmayan/hareketsiz parçadır. O basitçe taşıma yüzeyi olarak iş görür. Havalanırken ve yere inerken onun geniş yüzeyi kuş için avantajdır fakat kanadındaki tüy katmanı ona engel olur dezavantaj teşkil eder.

    4: Kanadın iskeleti, kaldırıcı/ayarlayıcı kolların uzunluğudur ve kanat kasları tarafınca hareket ettirilir. (Ötekiler tarafınca değil). Bu uzunluk manevra kabiliyetine/hızına bağlıdır. Hız kanadın ucuyla beraber her kat çırpışını tasvir eden/özetleyen elipse yakın bir biçim çizer.

    Sorgulanması ihtiyaç duyulan bu fikirlerin doğru olup olmadığı ve uygulanabilir olanların gerçeklere uyanlarla bir netice çıkarılıp çıkarılamayacağıdır. Bakalım görmemiz olanak verecekler mi?

    1.   Yarış kabiliyetinin sorgulanması
    2.   Üreme kabiliyetinin sorgulanması

    Amacımıza ulaşmak için aşağıdaki nitelikleri dikkate almak zorundayız.

    1. Kanat iskeletinin boyutu
    2. İçeri giren yerin ucunun değişken kalınlığı (Burada kanatla gövdenin birleştiği yerden bahsedildiğini düşünüyoruz.)
    3. Geri kanadın derinliği
    4. Geri kanadın hizası
    5. İlk tüy katmanının uzunluğu
    6. Geniş tüy katmanlarının kalitesi
    7. Son 4 tüy katmanının şekli/biçimi
    8. Son 4 tüy katmanının ucunun yuvarlaklığı
    9. Son 4 tüy katmanının hizası
    10. Son 4 tüy katmanının düzgünlüğü
    11. Kanadın uzunluğu
    12. Son 4 tüy katmanının üst üste binişi

    1) KANAT İSKELETİNİN BOYUTU

    Mullenhof’un serileri bizlere en kötüden en iyi kanat çırpıcıya kadar gidişi gösterir. Ön kol ve kolun uzunluğu uygun bir halde azalır.Örnek olarak devekuşunda kol gereksiz uzundur, baş ve ön kol da maksimumum küçülüş vardır. Albatroslarda bu havadayken büyük bir yön bulucudur, ön kol ve kol aynı uzunluktadır. Uzun ve süratli uçan fırkateyn kuşunda, kol hissedilir derecede ön kol dan kısadır, hızın üstadı olan kılıç kırlangıcında kol kütük benzer biçimde küçültülür???  Ve ön kol oldukça kısadır.

    Kol ve ön kol un uzunluğunun küçültülmesi/küçültülmüş olması şaşırtıcı ve hayret verici bir gerçektir, el adım adım uzar ve o, kılıç kırlangıcında kanat iskeletinin gerisinden/üst tarafınca daha uzundur. Kuş ve insanoğlu için sıkça kullanılan kelimler bir tek kol, ön kol ve el değildir. Kanat iskeletine hızı ve karmaşık kanat çırpış hareketlerini veren kanadın bu parçalarını hareket ettiren kaslardır.

    Bu işle uğraşanlar onu kuşun önündeki göğüs kasları bulunduğunu düşündüler ki o güvercin kasının yapabileceklerinin hesaplanmasında bir standart olarak kullanılmalıdır fakat onlar ağırlık kaldırıcının sırt ve göğüs kaslarıdır. Onlar olmadan kasların en oldukça efor sarf etmiş olduğu iniş ve kalkışlarda vücut zarar görebilir ve netice olarak iç organlarda karışıklığa sebep olur.

    Peki göğüs kasları (ya da göğüsle ilgili olan) bir tek görevi inişte ve kalkışta mıdır? Uçuşun tamamında güvercin hızını alır almaz onların görevi boşa çıkar ya da hiçtir sıfırdır fakat bu fikri bir gerçek bozar. Göğüs kemiği kaslarının gelişimi kanat çırpışının hareket veriminde üstün bir rol oynar.

    Uçuşun tamamında birleşmiş kasların eforu/çabası oldukça azdır. Bu gerçek kanat metodunun doğru bir halde anlaşılmasının temelidir  ve güvercin yetiştiricileri tarafınca ciddiye alınmalıdır. Bu zor bir emek vermeden daha çok yararlanmanın sorunudur ve ne kadar iyi yaralanacağın kanadın kalitesine bağlıdır.

    Ön kol ve koldan oluşan ayarlayıcı/kaldırıcı kollar kanat kasları tarafınca etken hale getirilir/çalıştırılır ve ayarlayıcı/kaldırıcı kolların orantılı uzunluğu kanat ucunun sıkıştırmaya (havayı) uygun zamandaki (ki burada elips şekli çizer) hızına bağlıdır.

    Kanat ve motor da tüm motorlarda olduğu benzer biçimde bir sıkıştırma zamanı, bir ölü süre ve bir boşalma zamanı vardır. Kanat sıkıştırma zamanında en yüksek hıza ulaşır ki bunu yapmak zorundadır.

    Üretilen güç daima eski bir mekanik metoda dayanır. F=MV1. M (kütle) uçuşun tamamında değişmez fakat V ayarlayıcı/kaldırıcı  kolların uzunluğuna bağlı olarak değişebilir. Eğer 4 e eşit bir kütleniz var ise ve hız 2 ye eşitse:

    MV(2)=4 X 2 X 2=16             Fakat eğer hızınız aynı kütle de 4 e eşit olursa:           4 X 4 X 4=64

    Bu oldukça basitleştirilmiş hesap yardımıyla hızdaki mümkün olan artışla beraber elimizdeki güvercinin niteliklerini ya da en oldukça aranan nitelikleri oldukça ufak bir karşılaştırmayla görebiliriz.And since both length and angular dispalecement control this long lever arm, which is the hand finished with large primaries, to the wing tip, active part in the output of the wing flap will cover its ellipse at a speed proportional to the increase in angular dip in the unit of 1/10th of a second.

    Eğer ön kol ve kol un kısalışı bir cinsten diğerine görülüyorsa, güvercinlerimizde her birinden bir diğerine bu oldukça kolay anlaşılabilir karakteristik farkın bulunacağını görmek {hiç de} oldukça kolay. Ön kolun 2 inch den kısa olması zor, hakkaten oldukça zor.Sadece ve sadece ön kolu  3  ¼ den geniş bulabilirsiniz.

    Bahsedilen değişiklik/fark bu ufak ayrıntıya hususi olarak hakkaten çok önemli ve kanıtlanması kolaydır. Bu, inch in kesirine kadar ölçülmek zorunda olan öteki kanat niteliklerinden daha kolaydır. Biz ilk olarak ön kol ile uğraşacağız bundan dolayı kol un ölçülmesi oldukça daha zor olsa gerek. Bir kaç kural dışı ile beraber güvercinlerde ön kol ve kol un orantılı değerleri neredeyse asla değişmez.

    Bundan 30-40 yıl öncesine kadar kol ölçüsü  3  ¼ olan güvercin bulmak zor değildi. 2  ¾ ölçüsünde olanlar ise büyük çoğunluktaydı. Bugün yukarıda bahsedilen güvercinlerin ilk tipi yok oldu ikinci olan ise hakkaten ender bulunur ya da bulunması olanaksız.2  ½  ölçüsünde  daha çok olan tek (single) kol bulabilmeniz için 50-60 güvercinin elinizden geçmesi lazım. Yalnız bu daima için geçerli değildir fakat bir çok süre doğrudur.

    Bu bir organ niteliklerinin uyarlama başarısıdır ve bu iş gereklidir. Bu bir başarıdır. Hatta meydana getirilen tek başarıdır. Eski güvercin yetiştiricileri bugünkü güvercinlerin eskilere gore uçuş süresinde ve hızında üstün olduklarını iddia ediyorlar. Bu doğrudur. Kuşku yok ki bu günün en iyi/en süratli güvercinleri geçmiştekilere gore üstün niteliklere haizdir ve gelecektiler bugünkülerden daha üstün olacaktır.

    O bir uyum sağlayabilme başarısıdır yada ölme/ölüm sorunudur. Büyük/muhteşem uçucular orta sınıfın ya da orta derece haldeki olanların yaşamını oldukça daha zor kılar ve ötekiler gittikçe artan aralıklarla öldürülür. Bizim için kuşku yok ki mümkün olan en kısa kol için yetiştirmeliyiz ve ön kol un 2 inch den kısa olması için uğraşmalıyız. Güvercin yetiştiricileri çiftleştirmede dikkatli olmak zorundadırlar bundan dolayı karakter/kalite geçicidir ve en ufak bir direnmede bile kaybolur/yok olur. Bu daha uzun ön kol ile meydana getirilen çaprazlamadır. Eğer eşlerden bir tek birisi bu niteliğe sahipse bunu sabitlemek için güvercin(ler) bilimsel bir halde beslenmelidir. Bu sorun çekmeye kıymet.

    Ölü bir güvercinin kanadını dikkatle incelemek, ön kol ve kol u tam olarak ölçmek oldukça kolaydır fakat bu yaşayan bir hayvanda kolay değildir, bilhassa ölçülecek olan kısım tüylerle kaplıysa. İki güvercin yetiştiricisi birbirlerine yardım ederek aynı ya da neredeyse aynı sonuçlara ulaşabilirler fakat bu karakter  için inch in kesirleri o kadar da mühim değildir ve yapılacak en rahat şey uygulanabilir bir ölçüm yöntemi bulmaktır bilhassa ön kol için inch in kesriyle beraber.

    Ön kol u ölçmek için sağ elinizin baş parmağının ucunu ön kol un uç/sınır noktasına yerleştiriniz. Bu nokta B dir. Kanadın dış kısmının naturel olarak işaret parmağınıza düşmesine müsaade edin ve ikinci eklem noktası ve ya ilk ve ikinci eklemler arasındaki birleşme yeri, kısaca hissedeceğin yer C noktasıdır. Eklem yerlerinin birleştiği yer aşağı yukarı 2 inch e eşittir. El ile direk temas eden yer ilk eklemdir. Bu rahat bir yöntemdir ve bir süre sonrasında sınav/imtihan  için 2, nin kesrine gereksinim duyulur.

    Ayarlayıcı/ kaldırıcı kolların parçaları/kısımları arasındaki ilişkide not düşmemiz ihtiyaç duyulan bir şerler var; bundan dolayı insan koluyla içinde bir fark var: Kuşların kol ve ön kollarının uçları kuvvetli bir bağla birleştirilmiştir. Netice olarak kanadın bu parçası bir üçgene benzer. Yinede kuşlarda insanlardakinden daha azca hareket özgürlüğü vardır. Fakat bu esnekliğine, zarifliğine ve bu üçlü kombinasyondan gelen itici gücün hareket güzelliğine fanatik olmayı engelleyemez.

    İÇERİ GİREN KISMIN (UÇ KISMIN) DEĞİŞKEN KALINLIĞI (LEADİNG EDGE)

         Rüzgar tünelindeki deneyler kavisli yüzeyin daha iyi netice verdiğini açıkça gösteriyor yada verilen havaya daha azca direnme gösterdiği elde ediliyor. Göz önüne alınan sorun ince pervane kanatlarıdır. Bununla beraber kasırga emek vermesi bizlere hava katmanları içinde bir çeşit içe giriş/içe işleme bulunduğunu gösterdi ve ince pervane kanatları tarafınca bir kesiliş olmadığını gösterir. Üstelik bu hava tabakalarının, geriden vücudu iten geri kanada doğru hareket ettiğini açıkça gösterir. Böylece asla karşı tazyik bertaraf edilmesi/elenmesi yoktur ve bu hava katmalarının basınçla karşılaşması daha uzun değildir. Yoğun/deliksiz sağlam vücut, ilerleyişinde daha azca dirençle karşılaşır, bu aerodinamiğin gözlemlerindendir ve araştırma aerodinamik biçim da geliştirildi.

    Bir güvercinin ideal  biçim etkenleri alttadır:

    • Güvercin havada yatay olarak süzülmez.
    • Sıkışmış havanın kaçışı son 4 iri tüyün içinden olur, kanadın tepesindedir ve arkaya doğru değildir.     Uçuşta anlık hıza bağlı olarak güvercin vücudu yatayda aşağı yukarı salınım yapar, inişte ve kalkışta neredeyse dikey doğrultuda olduğu düşünülür. Bu salınım iki omuzun içinde bulunan noktada gerçekleşir. Bu gerçek denge savunucularını kızdırmamalı. O böylece ilk bakışta görülemez. Bu uçuş performansıyla bir ilişkisi olmayan aerodinamiğin sorunudur.

    Bununla beraber eğer bir kanat çırpışı gözden geçirilirse, eğer bir kanat kırılmışsa ve Marey in yapmış olduğu benzer biçimde çözümleme edilirse ve eğer birleşmişse yada yavaş film vizyonu yardımıyla  kanat ucunun, her bir kanat çırpışta vücudu ileri taşıyan parçası olduğu görülür.Bu hava katmalarına atak eden parçadır ve bu parçanın yuvarlaklığı daha çok ya da daha azca sızmaya/girişe (havanın) bağlıdır.

    Burada aerodinamiğin bir doğrusuyla karşılaştık. İçe giriş/ işleme ön parçanın/ ön kısmın daha yuvarlak şeklinin daha çok kolaylık sağlayacak olmasıdır. Bir ihtimal ön/öndeki ucun kalınlığı kanat kaslarının kalınlığına bağlı olduğu düşünülebilir fakat bundan önceki örneğe bakıldığında kanat yapısının aynı olduğu görülecektir.Bu kaslar geriye doğru göç eder. Bu yüzden bir şeyler birazcık farklıdır.

    Her bir kanat niteliği/ karakteri değişik bir rol oynar ve kimi zaman birkaç rol oynar. Eğer hız, ayarlayıcı/ kaldırıcı kolların kendi boyutu tarafınca ayarlanmışsa ki bunlar hıza muntazam bir karakteristik verir o süre kalınca ucun kendi yorgunluğunu eteleyici karakteri vardır.

    Bununla birlikte bu özellik iyi, uzun mesafe güvercinlerinde bulunur ki bunlar 10 yada 12 saat asla yere inmende uçarlar. Her kanat çırpışta daha azca kaz gücü gereklidir ve bunun yarattığı tesir yukarıda da söylendiği benzer biçimde kolayca açıklanmıştır. Maalesef biz burada tüm bu yetiştirmemiz karakterler içinde en zor bulunan karakterle uğraşıyoruz. o şaşırtıcı bir kolaylıkla ortadan kayboluverir ve muhakkak elinizde bulunan bir dişiyle ve erkekle gelecek nesillerde bunu sabitlemek için çiftleştirmelisiniz.İlk çiftleştirme başka bir yöntemle yapılmıştı ve sihirmiş benzer biçimde kayboluverdi.

    Meraklılar bir ihtimal tartışılan ikisinden hangisinin en mühim bulunduğunu sorabilir. İyi bir ön uç ve kusurlu bir kanat sonu başarısızlık anlama gelir fakat iyi bir kanat sonu ve ince ön uç kısa mesafelerde güzel/makul bir netice verir. Uzun mesafe yarışları için ise tam bir kanada gereksinim duyulur fakat gereksinim duyulan en açık karakter ise kalınca ön uçtur.

    Eğer internasyonal yarışmalardan ilk 20 nin ve hız klub yarışmalarındaki ilk 20 yi bir araya getirebilirseniz farkına varacaksınız ki ilk çoğunluğun %100 ünün kalınca ön ucu bulunduğunu  ve ikinci çoğunluğun ise büyük kısmının ince ön ucu bulunduğunu görmüş olacaksınız fakat birkaç tane de kalınca ön ucu olan bulabilirsiniz.

    yer alan koyu kara çakmaklı dişi güvercin 2 defa 800 km yarışında kazanmış bir güvercindir.Son telek dikkat edlecek olursa diğerlerinden biraz kısadır.Buda orta mesafe kuşlarının tipik özelliğidir.
    Bu güvercin ise vites yarışları için ideal bir kanat yapısına sahiptir.Orta ve uzun mesafe kuşlarıyla karşılaştırıldığında vites güvercininde birincil kanatların orantılı olarak artarak uzunlaştığını görürsünüz.
    Orta mesafe kuşlarının kanat yapısını görüyorsunuz.7 ve 8.teleklerden başlayan bir step (mesafe) farkı gözle görülmektedir.Ayrıca vites ve orta mesafe kuşlarında son dört telek arasında belirli bir açıklık vardır.
    Maraton güvercini.Kanatın arka tarafında yer alan kısa tüyler kanatı full olarak kapladığı için kuşun uzun süre havada kalmasını kolaylaştırıyor.Posta güvercininde kanatın vucutla birlaştiği noktada yer alan ön kol mümkün olduğunca kısa olmalı buraya işaret parmağımızı soktuğumuzda başka boşluk kalmamalıdır.
  • ETİ İÇİN BESLENEN GÜVERCİN IRKLARI

    ETÇİ GÜVERCİN IRKLARI

    3.1. King Güvercinleri
    3.2. Carneau Güvercinleri
    3.3. Mondaine Güvercinleri
    3.4. Renkli Teksas Güvercinleri
    3.5. Homer Güvercinleri
    3.6. Öteki Irklar

    3.1. King Güvercinleri

    King ırkı, yüksek düzeyde döl verimine haiz, geniş göğüslü Güvercinlerden en popüler olanıdır. Ergin güvercinlerin standart canlı ağırlıkları 740 ile 850 g arasından değişmektedir. Besideki genç güvercinler ise 680 – 800 g gelmektedirler. King sıkı bir tüy yapısına haiz olup, tüyleri kısadır ve geniş göğüslüdür. Duruşu dik görünüşlü, kuyruk yatay konumdadır. Baş yuvarlak bir kafatası ile birazcık büyükçe, boyun oldukça sağlam yapıdadır. King ırkından üretilmiş sürülerden bir çiften yılda averaj 12 – 15 yavru elde edilebilmektedir. En popüler varyetesi olan Beyaz King A.B.D. ‘de Runt, Homer, Maltase ve Duchess ırklarının beyazlarının melezlenmesiyle elde edilmiştir. Tüy renginin beyazlığı sebebiyle et üretiminde başarı göstermiş olarak kullanılmaktadır. Averaj 750 –800 g ergin canlı ağırlığa haiz bu ırk ek olarak yüksek üreme gücüne de haizdir. Averaj karkas verimi 550 g civarında olup geniş bir göğüs yapısına sahiptirler. A.B.D.’de Beyaz King Güvercini yanında tüy renkleri koyu gümüşi olan Gümüşi King Güvercinlerinin de ıslahı gerçekleştirilmiştir. Bu varyetenin elde edilmesinde yukarıda belirtilen melezlemede Duchess yerine Mondaine ırkı kullanılmıştır. Bu varyete açık deri rengine haizdir. Beyaz King Güvercini ile benzer vücut formundadır. Fakat Gümüş King Güvercinleri daha sakin ve birazcık daha çok canlı ağırlığa sahiptirler. Bununla beraber Beyaz King Güvercinleri kadar yaygın bir yetiştiriciliği yoktur.

    King güvercini

    Mevcut fazlaca sayıdaki değişik renkteki güvercin ırklarından oldukça azca kısmı besi için kullanılabilmektedir. Besi için ele alınabilecek güvercin ırklarında ergin ağırlığın 600 – 800 g civarında ve besiye uygun bir vücut formuna haiz olması şartları aranır. Bu güvercinler iyi gelişen yavru güvercinlerden döl verim özellikleri de esas alınarak seçilmişlerdir. Renkleri ve tipleri ile öteki dış yapısal özelliklerine daha azca ehemmiyet verilmiştir. Bu amaçla A.B.D.’ de yüksek canlı ağırlık yönünde ıslah edilmiş entansif üretime yakın hatlar elde edilmiştir. Avrupa’ da ise daha fazlaca hobi yetiştiriciliğine rastlanılmaktadır ve elde edilmiş ırklarda çeşitli dış özellikler ilk olarak ele alınmıştır. Avrupa’ da etçi güvercin yetiştiriciliği Fransa, İtalya ve Macaristan’ da A.B.D. ırkları ile yapılmaktadır. Güvercin yetiştiriciliğinde en yüksek performansı gösteren ırkları kullanmak çoğu zaman pazarlamaya bağlı olmaktadır. Sadece en fazla talep yüksek canlı ağırlık kazanan, beyaz deri rengine haiz olan güvercinleredir. Bu ırklardan dikkatli seleksiyon meydana getirilen ebeveynlerde bir çift başına 10 – 14 güvercin üretilmesi, ırkların cüsse büyüklüklerine bağlı olarak 26 – 28 haftalık yaşlarda 400 – 800 g canlı ağırlığa haiz döller vermeleri esas alınmıştır. Et üretimi amacıyla yalnız saf ırklar değil, bunların melezleri de kullanılmaktadır. Bugün yaygın olarak et üretiminde kullanılan güvercin ırklarına ilişkin özellikler aşağıda verilmiştir.

    Renkli King Güvercinleri 1940 ‘lı yıllarda A.B.D’ de ıslah edilmiş olup, bu ırkın özelliği bazı özelliklerine bakarak civciv döneminde cinsiyet tayinine olanak sağlamalarıdır. Öteki ırklarda ise tayini sadece ergin hayvanlarda yapılabilmektedir. Bu ırkta adam civcivler açık renkte bir gagaya, dişiler ise gaga ucunda koyu renkli bir halkaya sahiptirler. Ergin erkekler yer yer lekeli renkte beyaz bir vücuda, dişiler ise gümüş mavisi bir vücut rengine sahiptirler. Bu ırkta vücut rengini determine eden genler cinsiyet kromozomu üstünde bulunmaktadır. Civciv dönemindeki cinsiyet ayrımı gaga renklerine bakılarak yapılmaktadır. Renkli King varyeteleri olarak Mavi, Kırmızı, Sarı ve Boz ( Kül Renkli – Kula ) güvercinler yer almıştır. Bu varyeteler çoğu zaman sergi ve gosteri amaçlı olarak yaygınlaşmışlardır. Bunlar büyüklük ve tip bakımından birbirlerine oldukça benzer bir yapı gösterirler. Farklılaşmalarında esas itibarıyla renk ve baş şekilleri etken olmaktadır.

    3.2. Carneau Güvercinleri

    Carneau ırkının orijini Fransa’nın şimal kesimleri ile Belçika’nın güneyi olup A.B.D.’ne 1990 yıllarında getirilmiştir. Kinglerden ufak yapılı popüler bir besi güvercinidir. Ergin erkekler 625 – 750 g, ergin dişiler ile genç erkekler 635 – 700 g. Genç dişiler ise 600 – 700 g içinde değişmektedir. Sıkı bir tüy yapısına haiz olup vücutları kompakt, geniş göğüslü kuyruk yere yakındır. Beyaz King güvercininden değişik geniş bir kafa yapısı, uzun kanatlar ve kısa bir kuyruk yapısıdır. Baş orta büyüklükte, gözler arası geniş, kafasının tepesinde belirgin bir yuvarlaklaşma vardır. Bu ırkın en popüler varyeteleri Kırmızı ve Beyaz olanlarıdır.Öteki varyeteleri de son yıllarda besi amacıyla kullanılmaktadır. Kırmızı Carneau’ların vücut renkleri kırmız ile vücudun bazı bölgelerinde kestane rengi arasındadır. Renk dağılımı daha açıklaşabilmektedir. Beyaz varyetenin rengi tüm kısımlarda beyaz olmalıdır. Öteki varyetelerden Siyah, Sarı, Boz benzer biçimde tipler yaygındır. Fakat bu varyeteler genel anlamda ticari güvercin üretimi amacıyla kullanılmamaktadır.

    Carneau Güvercinleri

    3.3. Mondaine Güvercinleri

    Bu ırkın İsviçre ve Fransa orijinli olmak suretiyle iki ayrı tipi bulunmaktadır. İsviçre Mondaine A.B.D.’ de Beyaz Runt ile bazı Mondaine ’lerin melezlenmesiyle elde edilmiştir. İsviçre’ de bu ırk ismiyle malum bir güvercin bulunmamakla beraber, orijinini buradan almış olduğu belirtilmektedir. Güvercin besisi için popüler bir ırktır ve ağır güvercin üretimine elverişlidir. En düşük canlı ağırlıkları ergin erkeklerde 900 g, ergin dişilerde 800 g, genç güvercinlerde ise karışık olarak 800 g’dır. Maksimum canlı ağırlıklarına ilişkin bir sınırlama yoktur ve bakım şartlarına bakılırsa değişmektedir. Bu ırk büyük yapılı, geniş göğüslü, King ırkından daha uzun yapılı ve daha kısa bir kuyruğa haizdir. Tüyleri yoğun, bacaklarda tüylenme yoktur.

    Mondaine Güvercinleri

    Fransız kökenli Mondaine’ler İsviçre Mondaine’lere bakılırsa daha geç elde edilmiş, büyük yapılı bir güvercin ırkıdır. Ağır yapılı güvercinlerden üretilmişlerdir. Ergin erkekler 800 – 900 g, ergin dişiler ise 750 – 850 g, genç erkeler 720 – 850g, genç dişiler ise 700 – 750 g içinde canlı ağırlığa sahiptirler. Bu ırk ticari güvercin besisinde çoğunlukla kullanılmamaktadır. Vücudu King ırkına benzemekte, fazlaca kısa bir omurga yapısı göstermektedir. Beyaz, Kırmızı, Sarı, Siyah, Gri, Mavi, Gümüşi, Damalı, Badem, Balçık rengi benzer biçimde varyeteleri bulunmaktadır. Beyaz varyetesi etçi güvercin üretiminde en fazla kullanılandır.

    3.4. Renkli Teksas Güvercinleri

    Bu ırk 1950’li yıllarda A.B.D.’de Renkli King Güvercinleri ile Mondine Güvercinlerinin melezlenmesi sonucunda elde edilmiştir. Seleksiyonda yüksek üreme, yüksek canlı ağırlıkları, geniş göğüs yapısı ve kısa tüylülük benzer biçimde performanslar dikkate alınmıştır. Civciv dönemimde cinsiyet ayrımı tam olarak mümkün olmaktadır. Erginlerde erkekler yer yer koyu lekeli beyaz renkte bir vücuda haiz iken, dişiler fazlaca renkli bir vücuda sahiptirler. Bu ırkın hayvanları geniş göğüslü, yüksek üreme gücüne haiz ve sakin yapılıdır. Ergin güvercinler 600 – 900 g canlı ağırlığa sahiptirler.

     Renkli Teksas Güvercinleri

    3.5. American Giant Homer

    İri yapılı Homerler, ağır vücutları, süratli gelişme özellikleri ile yüksek yemden yararlanma kabiliyeti ile etçi güvercinle içinde en popüler olanlarındandır. Ek olarak döl verimi bakımından fazlaca iyi durumdadırlar. Vücut yapısı olarak King’ lerden daha ufak cüsseli ve daha ufak besi sonu canlı ağırlığa sahiptirler. Sadece ufak yapılı dolgun vücutlu güvercinler beside tercih edilmektedirler. Geniş ve derin göğüs yapısı, kompakt olmayan vücut yapısı benzer biçimde etçi avantajları taşımaktadır. Canlı ağırlıkları, genç ve ergin erkeklerde 680 – 780 g, genç ve ergin dişilerde 620 – 700 g içinde değişmektedir. Tüm Homer varyetelerinin sıkı bir tüylenme sistemine haiz olduğu belirtilmiştir. Bu ırk mavi ve beyaz içinde değişik renklere haizdir. Beyaz olanları et üretiminde tercih edilmektedir. Seleksiyonda renk üstünde durulmamaktadır. Ufak tipleri Homer güvercinleri son yıllarda besi amacıyla kullanılmaya başlanmış olup, Pazar istekleri doğrultusunda bazı üreticiler bu varyeteyi seçmektedirler. Seleksiyonda koyu deri rengine haiz Homerlerden beyaz derili olanlarının seçilmesi esas alınmaktadır. Beyaz derili ufak yapılı Homerler et üretiminde kullanılırken, ötekiler yarış, sergi ve gosteri amacıyla kullanılmaktadır.

    American Giant Homer

    3.6. Öteki Irklar

    Besi güvercini üretiminde yeri olan öteki bazı ırklar, Runt, Macar ve Maltese ırklarıdır. Değişik ırklar arasındaki melezlenmeler de besi güvercinin üretiminde kullanılmaktadır. Macar ve Maltase ırkları uzun bacak ve boyuna sahiptirler, yüksek kuyrukları ile kısa ve sağlam vücutlu ırklardır. Bu ırklar dolgun göğüslü besi güvercinleri elde etmek için öteki güvercin ırkları ile çiftleştirilmektedirler. Runt ırkı İspanya orijinlidir ve evcil güvercinlerin en büyüğü ve en eski ırk olarak bilinmektedir. Büyük bir iskelet ile derin ve geniş vücutları ile adam güvercinlerin bir bir çok 1300 g’a kadar ulaşabilmektedirler. Oldukça ağır besi güvercini elde etmek için bu ırktan yararlanılabilir. Beside bir çift güvercin 1350 – 1800 g içinde gelmektedir. Bu ırk fazlaca yavaş hareketli bir ırktır ve ticari güvercin üretimine adapte olamamıştır.

    Exhibition Homer Pigeons
  • Güvercinler hakkinda bilgiler

    Tufanın dindiğini Nuh Peygamber’e bir güvercin ağzındaki zeytin dalıyla müjdeledi. Bu yüzden güvercin, yaşamın ve evrensel barışın simgesi. Türkiye’deki pek fazlaca “güvercinci” bu düşünceyi bir mit olmaktan çıkarıp günlük hayatına taşımış. Güneydoğu’nun semalarında uçan binlerce güvercin, insanoğlunun içindeki kirlenmemiş heyecana, yarışma arzusuna ve tutkuya ayna tutuyor.Güvercinler (Columba livia, güvercinler ve kumruları içeren ailede 300’den fazla tür bulunur) azca bir eforla yetiştirilebilen dayanıklı hayvanlardır. Yetiştirildikleri bölgelerin dışındaki değişik iklimlerde yaşamlarını sürdürebilirler ve çoğu zaman kilometre karelerce bir uçuş alanına gereksinimi olan yemleri bulabilmek için uçarlar.
    Güvercinler ufak bir baş, iyi gelişmiş bir göğüs, yumuşak ve yoğun tüy örtüsüne haizdir
    Canlı ağırlıkları 0.5-1 kilogram içinde değişmiş olur. Bazı iri ırklar 1.4 kilogram ağırlıkları ile ufak bir piliç kadar olabilmektedir. Bazı ırklar et üretimi için geliştirilmişlerdir. Bu ırklar süratli gelişim gösterir ve geniş göğüs yapıları sebebiyle daha çok göğüs etine haizdir. Evcil güvercinin yırtıcı atası Avrupa ve Asya kaya güvercini yada kaya kumrusudur. Tüm dünyada yaygın olarak bulunur. Bunun yanı sıra, öteki kanatlılarda olduğu şeklinde bazı güvercin ırkları da insanoğlu tarafınca yok edilmiştirGüvercin demekleri ve organizasyonlar yok olma tehlikesi altındaki bazı güvercin ırklarını korumaktadır. Bir fazlaca lokal ırk bulundukları bölgenin şartlarına uymuştur. Yırtıcı güvercin türleri insan korkusunu hızla kaybeder ve hızla yağlanarak uçamayacak bir hale gelebilirler. Yırtıcı güvercinler halen tropik bölgelerle Yeni Gine ve öteki bölgelerde bulunur ve eti için avlanır. Evcil güvercin mutedil iklimlerde ve tropik kuşakta benzer başarıyla yetiştirilebilir. Uyarlama kabiliyeti yüksek olan bu tür kurak ve nemli bölgeler de dahil olmak suretiyle dünyanın her bölgesinde yetiştirilebilir. Bunun yanı sıra, soğuk bölgeler etlik güvercin üretimi için uygun değildir. Sıcak iklimler ise zararlıların ve hastalıkların artmasına niçin olur. Güvercinin naturel yemlerinin büyük bölümünü tahıllar oluşturmakla beraber meyve, yeşil otlar ‘f’ böcekleri de tüketir. Yaşamının ilk 4-5 gününde güvercin yavruları ”güvercin sütü” ile beslenirler. Güvercin sütü; hayvanın kursağındaki hücreler tarafınca meydana getirilen bir salgı olup, yüksek bir yağ ve dolayısıyla enerji içeriğine haizdir. Güvercin ve kumrudan başka kuşlar içinde yalnızca flamingolar bu tür bir salgı yaparlar.Genç güvercinlerin olağan üstü gelişme hızı ilk 8-1 0 gün içinde güvercin sütü tarafınca sonrasında ise ebeveynin kursaklarından kusulan yarı sindirilmiş yemle sağlanır. Genç kuşlar ebeveynlerince ortalama dört hafta kadar beslenir ve sonrasında yeni bir kuluçka süreci için yuvadan kovalanırlar. Evcil güvercinde cinsel olgunluk yaşı (ilk yumurta ile saptanan yaş) 120-150 gündür. Güvercinlerde gelişim ve yumurta verimi üç yaşından sonrasında azalmasına karşın, yaşam süreleri 15 yıl kadardır. Yırtıcı güvercinler yuvalarını çoğu zaman kaya kenarlarına yaparlar. Evcil güvercin ise yuvasını binaların çıkıntılarına, kuytu bölgelere, dam saçaklarına yapar. Evcil türlerde çoğu zaman çiftler yaşamları süresince beraber olurlar. Sadece kimi zaman kuvvetli bir adam, güvercinlikte bulunan dişilerin birçoğu ile çiftleşip yuva yapabilir. Her iki cins de yuva yapımı, inkübasyon ve yavrulara bakım mevzusunda eşit mesuliyet yüklenir. Dişi güvercin iki tane yumurta yapar. Damızlık bir çift bir yılda 8 kez yavru çıkartır. Kuluçka süresi 17-19 gündür. Güvercinler geleneksel olarak ”güvercinlik” olarak tabir edilen ve onları avcı hayvanların saldırısından sakınan barınaklarda yetiştirilir. Bu sistem hayvanların serbestçe uçmasına izin verdiği şeklinde neredeyse insan müdahalesine asla gerek kalmaz. Güvercinlikler bununla beraber en pahalı çiftlik gübresi olan güvercin gübresi elde etmek için de iyi bir kaynaktır. Öteki taraftan güvercinle tamamen kapalı kümeslerde entansif olarak da yetiştirilebilirler. Modem yetiştiricilik sistemleri entansif yetiştiriciliğe dayanmaktadır. Mesela, ABD’de güvercin çiftliklerinde 35.000 çiftin üstünde damızlık kuş bulunmuş olduğu bildirilmektedir. Güvercin üretimi asla tavuk üretiminin yerini alamaz fakat anlamlı bir yan gelir sağlayabilir. Güvercinler başlıca yarış (sportif) ve hobi amacıyla yetiştirilirler. Bunun yanı sıra, birçok ülkede leziz ve pahalı bir besin olarak tüketilmektedir. Güvercinler en erken 0.5 kilogram karkas ağırlığında olmak suretiyle yumurtadan çıkışı takiben 28 günlük olduklarında pazarlanabilir. Bu yaşta deri altı yağ dokusu sebebiyle etleri gevrek ve lezzetlidir. Başta Şimal Afrika ve Orta Doğu olmak suretiyle yüz senelerdir yetiştirilmektedir. Şimal ABD’nın bazı bölgelerinde ve Avrupa’nın çeşni (gourme) marketlerinde pahalı bir çeşni olarak satılır. Yetiştirilmeleri için fazla bir alan gerekmediği için şehirlerde de yetiştirilir. Güvercinler çoğu zaman pahalı etleri için yetiştirilirler. Genç güvercinler tüy gelişimi hemen hemen daha yeni tamamlanıp uçmaya başlamadan ilkin çoğu zaman 21-30 günlükken kesilirler. Bu zamanda yenebilen et oranı en yüksek seviyede olup, uçmaya başladıktan sonrasında et sertleşmeye adım atar. Ağırlık, ırka, beslemeye ve öteki faktörlere bağlı olarak 340-680 gr asında değişmiş olur. Güvercinler başta fizyoloji ve psikoloji olmak suretiyle bilimsel çalışmalarda yoğun olarak kullanılırlar. Ek olarak dekoratif yapıları ve uçuş kabiliyetleri sebebiyle pet hayvanı olarak da beslenir. Güvercinlerin benzeri olmayan eve dönüş kabiliyetleri Roma döneminden beri bilinmektedir. Bu kuşlar 700 km uzaklıktan kendi güvercinliklerine dönebilmektedir. Bu gün bile güvercinler ileti taşımak için posta amacıyla kullanılmaktadır. Güvercinlerin bu özellikleri onların uyuşturucu kuryeliği şeklinde kanun dışı kullanımlarına da niçin olmuştur. Genç güvercinler süratli bir gelişim oranına haizdir. Etleri oldukça leziz olup çoğunlukla av kuşu yerine satılırlar. Gevrek ve kolay sindirilen etleri sebebiyle yüksek fiyatlara alıcı bulurlar. Et üretimi amacıyla güvercin üretimi bilhassa Avrupa ve ABD’de yaygındır. Et için yetiştirilen genç güvercinler uçma fırsatı bulamadan kesilir ve çoğu zaman inkübasyon periyodu esnasında dişi ve adam güvercinin (her iki ebeveynin) kursağında üretilen güvercin sütünden başka bir şey tüketmezler. Genç güvercinler 26-30 günlük yaşta uçmaya ve yuvalarını terk etmeye hazırken bu sırada ortalama 500 g ağırlıkta olup, kesime hazırdırlar.

    Irklar

    Güvercinlerin birçok ırk ve varyetesi mevcuttur. Et üretimine en uygun olanları, White King ve Red Cameau’dur. White King, King ailesinin bir üyesi olup, bundan başka Red King, Yellow King, Blue King ve Dun King şeklinde varyeteleri de vardır. Bunların renkleri değişik olmasına karşın, büyüklükleri White King ile benzerdir. ABD orijinli olan White King kısa bacaklar ve geniş bir vücut ile etçi ırkların genel görünüş özelliklerini taşır. Kafa oldukça büyüktür, deri pembemsi beyaz renktedir ve sık tüylüdür. Erişkin kuşlar 750-850 g ağırlıktadır. Cameau ailesinin bir varyetesi olan Red Cameau, White King kadar üretken bir varyete olmayıp 650-740 g ağırlıktadır ve daha küçüktür. Red Cameau’da tercih edilen renk koyu kestane rengidir. Dik bir omurga, kompakt vücut ve orta büyüklükte bir kafa yapısına haizdir. Kanatlar ve kuyruk White King’den daha geniştir ve kuyruk yere sünür. Haberci güvercinler de etlik güvercin üretiminde kullanılabilmelerine karşın, oldukça ufak ve uzun bacaklı yavru verirler ve üreme güçleri yüksek değildir .

    Barınak

    Maksimum verim ve minimum hastalık riski için güvercinler kuru bir ortamda barındırılmalı barınaklar tercihen kuzeydoğu yönüne bakmalıdır. İyi bir havalandırma ve bolca güneş ışığı barınakların kuru olmasını sağlar. Tel örgü ile çevrili bir uçuş alanı kullanılıyorsa damızlık bir çift 0.4 m2 alana gereksinir. Barınaklarda entansif olarak yetiştirilen güvercinler gezinme amacıyla %50 daha çok taban alanına gereksinirler .Her bir barınağa 25-30 çift damızlık konmalıdır. Zekice düzenlenmiş bir baraka en ekonomik yapı şeklidir. Uygun bir barakanın yüksekliği arkada 2 m ön bölümde 2.5 m olacak şekilde yapılmalıdır. Barınak tabanına 7 santimetre kalınlıkta döşenecek olan talaş barınağın kuru kalmasına yardım eder. Drenajı fena olan yerlerde barakanın tabanı beton yada tahta olmalıdır. Barınakta ve uçuş alanında tünekler bulunmalıdır.

    Yuva

    Çift yuva esansiyeldir. Dişi güvercin çoğu zaman yavrular yuvayı terk edebilecek hale geldiklerinde yumurtlamaya adım atar. Bu sırada adam güvercin ise, yavruları pazarlama (kesim) ebatlarına ulaşıncaya kadar beslemeye devam eder. Bir güvercin çifti için hazırlanacak olan yuva kutusu 40 santimetre yükseklikte 60 santimetre genişlikte olmalı ve her yuva kutusu tam ortadan ikiye bölünerek 30 santimetre’ lik genişlik sağlayacak şekilde ikiye bölünerek bir çifte güvercine tahsis edilmelidir. Yuvalar 40 santimetre derinlikte olmalı ve yuvaların önüne 20 santimetre’lik bir platform konarak kuşların yuvalarına kolaylıkla konmaları sağlanmalıdır. Yuvalık tasları temizlenme kolaylığı bakımından yuva kutusu içine konmalıdır. Çam yaprakları(iğneleri), saman ve talaş şeklinde kaba materyal iyi bir yuva materyalidir. Yuva materyalinin barınağın ya da kümesin bir köşesine konması israf olmasına engel olur böylece güvercinler üreme dönemleri süresince gerektiği kadar materyali buradan alabilirler.

    Üretim

    Damızlıklar temel genetik bilgilerin ışığında seçilmelidir. Kayıtların dikkatli tutulması (progeny kontrol) seleksiyona büyük seviyede destek sağlar. Bir çift damızlık güvercin yılda averaj ağırlığı 450-700 g kadar olan 12 tane etlik güvercin yetiştirmelidir. Reforme damızlıklar bu standardın dışındadır. Güvercinler altı aylık yaştan itibaren çiftleştirilebilirler. Bazı dişiler 10 yaşından sonrasında dahi üretkenliklerini devam ettirirken, bazı adamların de beş yaşından sonrasında bile başarıyla kullanıldıkları bildirilmiştir. Güvercinin yaşını ve cinsiyetini söyleyebilmek zor olduğundan sertifikasyonlu satış meydana getiren ciddi firmalardan satın alınmalıdır. Dişiler çoğu zaman erkeklerden küçüktür ve daha narin bir kafa yapısına haizdir. Dişiler badi badi bir yürüyüş stiline haizdir ve kuyruklarını erkekten daha dik tutarlar. Pelvik kemikler arası dişide daha geniştir. Adam daha iri ve agresif olup, gürültülü bir ötüşe haizdir. Üreme mevsimi esnasında adam devamlı kur yapmak için dişinin çevresinde döner.

    Damızlık Çiftler

    Damızlık çiftlerin kendi eşlerini kendilerinin seçmesine izin verilir yada zorla eşleştirilir. Eşler naturel çift kurma esnasında adamın dişinin çevresinde kur yaparak dolaşması ile ayırt edilebilir. Eşler numaralanmış yada renkli bacak halkaları kullanılarak aile içi (inbreed) çiftleştirmelerden korunur .Zorlamalı çift oluşturulması isteniyorsa damızlık dişi ve adam güvercin beraber kapalı bir yuva kutusu içinde yada içinde suyu ve yemi olan uygun bir kümeste iki hafta süre ile bir arada tutulması yeterlidir. Çift kurmuş damızlıklarda çiftin mümkün olduğunca bozulmamasına çalışılmalıdır ve yaşamları süresince bir arada olabilirler. İsteksiz kuşlar birbirinden ayrılmalıdır. Yüksek verimli dişilerin genç ve istekli erkeklerle çift kurmaları esansiyeldir. Devamlı bir .üretimi sağlayabilmek için çiftleştirme de devamlı olmalıdır. Her bir çift yılda 14 palaz yetiştirmelidir. Ana üretim sezonu süresince (ilkbahar ve yaz) bir çift güvercinden her 4 haftada bir pazarlamaya hazır palazlar elde edilmelidir. Palaz üretiminin, %60’ı bu sürem esnasında gerçekleştirilir. Yumurtacı tavuklarda olduğu şeklinde yapay ışıklandırma ilkbahardan sonbahara kadar pik Yumurta verime erişebilmek için kullanılabilir. Yapay ışıklandırmanın palazlarda canlı ağırlık artışı üstüne tesiri yoktur.

    Kuluçkadan çıkış ve büyütme

    Güvercin yumurtasının inkübasyon süresi 17 gündür. İlk ve ikinci yumurta içinde kuluçkadan çıkış süresi bakımından 1-2 günlük fark olur. Her iki ebeveyn beraber yuvayı hazırlar ve sırayla kuluçkaya yatarlar. Dişi kuş çoğu zaman palazlar iki haftalık olduğunda yeniden yumurtlamaya adım atar. Her iki ebeveyn de yavruları beslemesine karşın dişi kuş ikinci kez yumurtlamaya başladığında palazların beslenmesi ile daha fazlaca adam kuş ilgilenir. Palazlar yuvayı terk etmeden ilkin dişi kuş yumurtlamaya başladığından palazların rahatsız olmaması ve kuluçkaya ara verilmemesi için yukarda açıklanmış olduğu şeklinde ikinci yuva temin edilmiş olmalıdır. Ebeveyn palazları beslediği için kuşları rahatsız etmeye gerek kalmamıştır (gerçekte kuşlar beslenmeleri esnasında rahatsız edilmemelidir) İlk haftalarda palazlardan biri ölürse onun yerine aynı yaş ve büyüklükte başka bir palaz konarak ebeveynin bunu da beslemesi sağlanabilir. Bu durum palazsız kalmış olan çiftin daha erken yumurtlamaya başlamasını sağlar. Bu durumda mesela yavrularından birisi ölmüş olan çiftin öteki yavrusu tek yada kendileri şeklinde yavrularından birisi ölmüş olan öteki bir çifte verilerek bu çiftin yeniden yumurtlamaya daha erken başlaması sağlanarak çifte verilerek ekonomik yitik azaltılmaya çalışılır. Anne babalar hasta yada ölmüşse palazlar minimum bir haftalık olmaları şartı ile zorla beslemede olduğu şeklinde elle beslenebilirler. Alternatif bir yol olarak dane yemlere su emdirilerek palazlar ufak dane yemlerle de beslenebilir. Damızlık amaçla elde tutulacak olan palazlar belirlenmeli ve sonrasında yeme ve içme faaliyetlerini öğrenmeleri için anne babaları ile beraber ortalama 6 hafta süreyle bir arada kalmalarına izin verilmelidir. Damızlık bir sürü oluşturmak için palaz seçerken her bir yuvadan yalnızca en iri palaz seçilmez, aksi taktirde yalnız erkekler seçilmiş olabilir. Daha iri kuşlar yönünde devamlı bir seleksiyon sürüde adam oranının dişilerden daha fazlaca olmasına niçin olabilir.

    Beslenme

    Güvercinler yaşamının ilk 20 gününde öteki kanatlılara oranla fazlaca daha süratli büyürler. İlk gıdaları ebeveynlerinin kursaklarında sentezlenen ve ”güvercin sütü” isminde olan bir sıvı olup, yavruların ağızlarına kusularak verilir. Güvercin sütü protein ve yağ miktarı yüksek koyu krem rengi ve kıvamında yarı sindirilmiş bir materyal olup, karbonhidrat miktarı düşüktür. Yumurtadan Çıktıktan 20-40 gün sonrasında yavrular yem tüketebilirler. Öteki kanatlı türlerin aksine güvercinler toz formdaki yemi tüketemediklerinden verilecek olan dane yem, tüm halde, kaba kırılmış yada ezilmiş olarak verilir yada ticari olarak hazırlanmış pelet yemler kullanılır. Birçok yetiştirici tarafınca güvercinler;
    1) topyekün pelet rasyon yada
    2) pelet rasyon ile beraber verilen dane yem ile beslenir.

    En fazlaca kullanılan dane yemler içinde mısır, buğday, darı ve bezelye şeklinde baklagiller bulunur. Daneler yemlikte karışık bir halde ya da kafeterya tipi bir yemlikte (her dane çeşidi için ayrı bir bölümün bulunmuş olduğu) verilirler. Karışık yemleme yapıldığında güvercinlerin günde iki kez yemlenmesi önerilir. Her periyotta, 1 saat içinde bitirilecek kadar yem verilir. Güvercinler yem mevzusunda titiz olmamalarına karşın, tamamen dane yemden oluşmuş rejimleri tercih ederler. Mısır şeklinde iri daneler kırılarak verilebilir. Tablo-110’da güvercinlerin gıda maddeleri gereksinimleri verilmiştir.

    Tablo–110 Güvercinlerin gıda maddeleri gereksinmeleri

    Güvercin rasyonlarını yem maddelerinin fiyatı ve piyasadaki mevcudiyetleri büyük seviyede etkisinde bırakır. Bunun yanı sıra sarı mısır ve bezelye şeklinde yem maddelerinin devamlı rasyonda bulunması arzu edilir. Güvercin rasyonlarında yaygın olarak kullanılan yem maddeleri ve kompozisyonları % olarak aşağıda verilmiştir. (Tablo-111)

    Tablo-111 Güvercin rasyonlarında yaygın olarak kullanılan yem maddelerinin kompozisyonu

    Güvercinler düzgüsel olarak tüy dökerler, yaz ve kışın çiftleşmediklerinden bu zamanda çiftleşme dönemindekinden daha düşük bir protein seviyesi yeterlidir. Güz ve kış aylarında rasyonlarında daha yüksek protein seviyesi kullanılmasının bir dezavantajı olmamasına karşın ekonomik değildir. Buğday, mısır, sorgum, kolza, fiğ ve darı şeklinde yem maddeleri birbirleri yerine ikame edilebilmesine karşın ikame miktarları rasyon protein seviyesini bozmamalıdır. Tablo-112’de güz/kış ve ilkbahar/yaz dönemleri için rasyon önerileri yer almıştır. Güvercinler ya yemlikle beslenirler ki o taktirde beslenmeleri sınırlandırılamaz, ya da günlük olarak elden beslenirler. Yemlik kullanılıyorsa her kuş için 5 santimetre’lik bir yemlik kenarı sağlanmalıdır. Yemlik kullanımı işçilik giderlerini azaltırken, güvercinlerin de önlerinde devamlı olarak yem bulunmuş olur. Fakat yem israfı ve fare problemi ortaya çıkar.

    Tablo – 112 Mevsimine gore örnek güvercin rasyonları

    Toblo-113 Örnek mineral karışımı (ad libitum)

    Elle beslemede kuşlar günde iki kez beslenir ve verilen yem miktarı otuz dakika içinde bitecek kadar olmalıdır. Güvercinlerin daha soğuk havalarda ve palazlarını büyütürken yem tüketimlerinin artacağına dikkat edilmelidir. Tohum rasyonlarına ilaveten güvercinler mineral, vitamin ve grite gereksinir. önünde kolaylıkla alabilecekleri mineral karışımları mevcut olmalıdır. A vitamini ve riboflavın katkıları fertilite ve kuluçka randımanını artırır. Yeminlerin taşlıkta ezilebilmesi için grit gereklidir. Değişik yem ham madde1erinin ayrı ayrı yemliklere konarak meydana getirilen kafeterya tipi beslemede kuşların kendi istedikleri yemleri seçmelerine izin verilir. Bunun yanı sıra, bu sistemde çok çok fazla yem israfı vardır. Güvercinler pelet yemlerle beslenebilir fakat peletle besleme bazı kuşlarda kursak problemlerine yol açabilmektedir. Güvercinlerin yem tüketimi özetlenecek olursa;

    – Damızlık 25 çift güvercin günlük olarak ortalama üç kilogram yem tüketir,
    – Bir çift damızlık güvercin senelik olarak ortalama 45 kilogram yem ve dört kilogram grit tüketir ,
    – Bir çift güvercin üreme çağına kadar 22 kilogram yem tüketir ,
    – 500 gramlık bir güvercin palazı üç kilogram’lık bir yem tüketimi ile bu ağırlığa ulaşır ve FCR 6:1 şeklindedir.

    Piyasada ticari güvercin yemleri mevcuttur. Tablo-114’de dane yemlerden oluşan bir karışım ile beraber ayrı bir yemlikte özgür şekilde alabilecekleri bir mineral karışımı örnek olarak verilmiştir.

    Tablo-114/a Güvercinler için örnek rasyon (kilogram)

    Tablo-114/b Mineral Karışımı

    Ebeveyinler yavruları kursaklarından salgılanan güvercin sütü ile besler. Güvercin sütü koyu krema kıvamında yüksek proteinli bir salgıdır. Yavrulara 10. günlük yaştan itibaren uygulanacak bir zorlamalı beslemeyle ağırlıkları arttırılabilir. Güvercinlere verilen dane yem rasyonu dört saat süre ile su emdirildikten sonrasında günde üç kez yavrulara elden verilir. Elden yemleme zaman yitirilmesine ve işçilik giderinin artmasına niçin olduğundan popüler bir yöntem değildir.

    Su

    Güvercinler yalnızca içmek için değil eksternal parazitlerden kurtulmak için suya gereksinir. Bir tek su kabı her iki amaç için kafi olup, her gün temizlenmelidir. Çimento yada galvanizli saçtan yapılmış 1 m uzunluk 60 santimetre genişlik ve 10 santimetre derinlikteki bir suluk bu amaca uygundur. Her damızlık çift için 2.5 santimetre suluk alanı sağlanmalı ve suluklar gölgelik altında olmalıdır. Bir çift damızlık güvercin yılda 180 it su tüketir. Bir fazlaca kuşun aksine güvercinler suyu gagalarını daldırıp emerek içer.

    Parazit ve Hastalık Kontrolü

    Yeterince banyo yapma fırsatı var ise eksternal parazitler minimumda tutulabilir. Güvercinler tavuklardaki bit, pire ve kene şeklinde parazitlerin aynılarına haizdir. Bir tedbir olarak yuva kutuları ve yuva materyali sprey yada toz ilaçlarla ilaçlanmalıdır. Tahtalar yılda minimum bir kez kreosol ile boyanmalıdır. Tüm çiftliklerde hastalıklar minimumda tutulabilmesi için sıkı bir hijyenik program uygulanmalıdır. Rutubet oluşumu önlenmeli, kümesler tertipli aralıklarla sık sık temizlenmeli ve zemine taze altlık yada kum serilmelidir. Tüm hasta kuşlar sürüden izole edilmelidir. İlaç ve pestisid seçiminde kullanım amacına dikkat edilmelidir. İç parazitlerden Ascaridia galli güvercinlerde en yaygın rastlanan barsak parazitidir. Piperazine türevi ilaçların kullanımı bu parazitin etkili bir halde denetim altına alınmasını sağlar. Bu ilaç sürüye yem yada su ile verilebilir. İlaçlar içme suyu ile verilmelid1r. Böylelikle toplam gereksinilen doz yalnızca birkaç saat içinde verilebilir. Doz oranı kullanılan preparata gore değişim gösterir. Bitler en yaygın eksternal parazitler olup, yalnızca kuş üstünde yaşayabilir. Konakçıdan ayrıldıklarında ölürler. Birçok değişik bit tipi mevcut olup, en yaygın olanı vücut bitidir. Bitler kuşlarda genel bir güçsüzlük hali yaratmalarının yanı sıra, canlı ağırlık artışı ile yumurta veriminin azalmasına da niçin olurlar. Herhangi bir bit enfestasyonu toz yada sprey insektisidlerin kullanımıyla kolaylıkla denetim altına alınabilir. Kırmızı pireler (yanlış bir halde pire olarak isimlendirilen maytlar, (Dermanysus gallinae) güvercinlerde en fazlaca sorun oluşturan parazitlerdir. Bunlar oldukça küçüktür ve çıplak gözle meydana getirilen muayenede dikkatlice bakmayı gerektirirler. Kümesteki tahta çatlakları içinde yaşar ve geceleri kuşlara atak ederler. Pireleri denetim altına almak için tahtaları koruyucu bir boya ile boyamak ve kümesi amaca uygun bir pestisidle ilaçlamak gerekir. Güvercinlerin başlıca hastalıkları içinde; kronik solunum yolu hastalığı (chronic respiratory disease), ornitozis, kanser, çiçek, koksidiozis, tuberkülozis ve paratifo yer alır.

    Kesim ve İşleme

    Palazlar çoğu zaman ortalama 28 günlük yaşta kesime hazır olurlar. Kanat altları tamamen tüylenmiş olmalı, en azından kanat altıdaki tüy dipleri yolma işleminde kolaylık sağlayabilecek büyükte olmalıdır. Palazların canlı ağırlıkları ırka ve yetiştirme sistemine gore değişim göstermesine karşın, 450 ila 700 gram içinde olmalıdır. Kesimden bigün ilkin akşam palazlar yuvalardan toplanarak kursaklarının ve sindirim sistemlerinin ertesi güne kadar boşalması sağlanmış olmalıdır. Aksi taktirde kursak su ile temizlenerek yemlerin boşaltılması gerekir. Palazlar ilkin kesim tüneline girer arkasından jugular ven keskin bir bıçakla kesilir. Palazlar ıslak ya da kuru olarak yolunabilir. Islak yolum yapılacaksa 55 C, deki suda 60 saniye bekletilerek tüylerin su emmesi sağlanır. Yolma makinesinde 20-30 saniyede tüylerinden tamamen arındırılır. Suyu süzülen karkas sonrasında çelik yada metal masa üstüne konarak temizlenir. Tüketici talepleri doğrultusunda bu aşamadan sonrasında kuşun bağırsakları çıkartılır. Ticari işletmelerde kuşlar bağırsakları çıkartılmaksızın New York tipi kesim olarak da pazarlanabilir. Tamamen temizlenmiş kuşta %74 randıman elde edilir. (%26 kesim kaybı), yalnızca kan ve tüyler ayıklandığında ise, kesim randımanı %87 olur (yitik %13). Palaz kesilip, yolunup ve iç organlar temizlendikten derhal sonrasında temiz su ile yıkanır ve sonrasında vücut ısısını kaybetmesi İçin minimum 1 saat süreyle buzlu su içinde bekletilir. Ticari üretim büyüklük ve kaliteye gore sınıflandırılır. Hemen sonra uygun bir materyal ile paketlenirler. Boyun alta ve göğüs yukarı gelecek şekilde dizilirler. Palazlar bireysel olarak parşomen kağıdı yada polietilen torbalara da sarılabilir. Kalınca mukavva kutular içine 1 yada 2 düzine şeklinde dizilerek pazara sevk edilirler. Palaz tek olarak, tombul erişkin güvercin ise iki tane şeklinde doldurulmuş olarak servis edilir. Güvercin eti leziz olup, lezzet yitirilmesine uğrayacağı için yoğun ateşte pişirilmemelidir .Güvercin birçok değişik şekilde hazırlanıp servis edilebilir. Favori olan tavuk, ördek yada bıldırcın yiyecek tariflerini güvercin için de kullanılabilir. Değişik şekillerde pişirmek monotonluğu önlemek bakımından gereklidir. Orta hararetteki averaj pişirme süreleri aşağıdaki gibidir: Gril için: 20-35 dakika Güveç için: 1-1.5 saat Kızartma için: 25-35 dakika Genç kuşlar nefes pembe bir deriye haizdir. Göğüs elastik, boyun kalınca, eti; yumuşak, sulu ve lezzetlidir. En ideali kızartma ve gril yapımıdır. Daha yaşlı kuşların derileri daha koyu renktedir, boyun ince, ayaklar ince ve eti serttir. Lezzeti iyi olmasına rağmen, güveç şeklinde sulu pişirme şekilleri daha uygundur. Güvercin eti, kesimi takiben lezzetini yitirme eğilimindedir bundan dolayı kesimden kısa bir süre sonrasında tüketilmelidir.

    Bakım

    Güvercinler barınaklarına kolay alışır. Uçma telekleri koparılıp hayvanlar kapalı bir yerde bir süre için tutulup beslenirlerse buraya alışırlar. Yakalanmış olan güvercinler de benzer şekilde yeni barınaklarına yedi gün içinde alıştırılırlar. Başlangıçta sabahları azca oranda dane yem verilerek kuşların barınağı benimsemeleri sağlanır. Temizlenmesi kolay su geçirmez bir kümes güvercinler için uygun bir barınaktır. Bir fazlaca geleneksel güvercinlikte topraktan yapılmış kaseler kullanılmıştır. Buna en iyi örnek Türkiye’de Kapadokya yöresinde kayalara oyulmuş olan güvercinliklerdir. Asya ve Avrupa devletlerinde tahtadan yapılmış güvercinlikler de yaygın olarak kullanılır. Tavukların tersine güvercinler kümeslerde toplu yaşamı tercih etmez bunun yerine her damızlık çift için iki tane yuva bulunan raflarda tünerler. Raflar çoğu zaman kuytu köşelere konur. Ticari güvercin ırkları çoğu zaman tamamen güvercinlikte barındırılır. Çevre şartları ve bakım koşullarına bağlı olmakla birlikte yetiştiriciler bir çift damızlıktan yılda 12-14 güvercin yetiştirmeyi umarlar. Güvercinlere günlük olarak taze içme suyu ve minimum haftada bir kez banyo suyu sağlanmalıdır. Yavrular yetişkinler tarafınca regurgitasyonla beslendiklerinden yetişkinlere devamlı olarak bolca ve taze içme suyu sağlanmalıdır. Öksüz yavrular yem tüketebilecekleri yaşa kadar yumurta sarısıyla beslenebilirler. Tüm kanatlılarda olduğu şeklinde kümes koşu1larında yaşayan güvercinlere de dengeli rasyonlar verilmelidir. Kırılmamış tüm dane yemlerden oluşan bir karışım maksimum üretim için verilebilir. Verilecek olan dane yemler kuru ve küfsüz olmalıdır. Güvercinler toz yemi yeteri kadar tüketemezler. Fasulye, bezelye şeklinde protein miktarı yüksek yemler yaygın şekilde ku1lanılır. Kuşların yiyecek bulmaları için her gün özgür bırakıldığı ekstansif şartlarda kümes gereksinimi yoktur. Buna rağmen, kümes şeklinde kapalı bir ortamda entansif şartlarda yetiştirildiklerinde 2000 çift güvercin için yarım hektarlık bir alan yeterlidir. Özgür uçuşa izin verilen güvercinler bir fazlaca evcil kanatlı ile karşılaştırıldığında yem bulmak için istedikleri yere uçabildiklerinden daha çok bir otlama alanından faydalanırlar. Güvercinlerin gıda maddeleri gereksinimleri öteki kanatlılarınkine benzerlik gösterir. Güvercin yetiştiriciliği fazla bir itina gerektirmez. Nerede ise hiçbir yerde güvecin eti tüketimine karşı bir tabu yoktur .Güvercin etinin fiyatı yüksek olup, pazar talebi süreklidir. Güvercin eti öteki etlerle karşılaştırıldığında daha çok oranda eriyebilir protein ve daha azca oranda konnektif doku ihtiva eder. Bu yüzden hasta ve sindirim sistemi bozukluğu olan insanoğlu için diyetetik karakterdedir. Bir fazlaca meraklının belirttiği şeklinde yarış güvercinlerinden de leziz et elde edilir. Güvercinler azca sayıda hastalıktan etkilenir. Bunun yanı sıra, barsak kurtları, bit, diare (koksidiyozis), kanser (trikomoniazis) ve salmonella (paratifo) bir fazlaca. evcil kanatlı da görülen hastalıklar güvercinlerde de görülür. Salmone1la bir fazlaca sürüde düşük seviyede seyreder ve kuşlar strese girdiğinde enfeksiyon alevlenir. Tavuklar için uygulanan tedavi güvercinler için de geçerlidir. Geniş bir alanda uçarak dane yem ve öteki yemleri tükettiklerinden güvercinler çiftçilerle iyi geçinemezler. Hakkaten de 13.yy. da Avrupa’da aristokratların güvercinleri ekilen tohumları hızla yedikleri için çiftçiler tarafınca yakınma mevzusu olmuştur. Öte taraftan, geniş kursak kapasitesine haiz güvercinler büyük toprak sahibi olan derebeylerin tarlalarından dane çalmak için de yetiştirilmiştir. Bu güvercinler eve döndüklerinde sahipleri olan yoksul köylülerce kursakları boşaltılıp getirdikleri buğdaydan ekmek yapılmaktaydı. Güvercin yetiştiriciliği bazı problemleri de bununla beraber getirir. Güvercinler her yere gübrelerini bırakır, bazıları tarafınca fazlaca gürültücü bulunur ve azca sayıda insan güvercin tozuna karşı şiddetli bir allerji gösterir. Güvercinliklere insan da dahil olmak suretiyle her türlü avcı hayvan dadanabilir bundan dolayı önlemler alınmalıdır. Güvercinlikler yumurtaların ve yavruların başlıca düşmanı olan farelere karşı iyi korunmuş olmalıdır. Kuluçkadaki güvercinler yavrularının mümkün olan en yüksek canlı ağırlıkta büyütebilmek için yüksek oranda proteine gereksinirler.

    Haber Güvercinleri

    Bir fazlaca insan haber taşıyan güvercinleri geçmişteki bir uygulamanın antik bir kalıntısı olarak görmektedir. Fakat bazı ülkelerde (gelişmiş ve gelişmekte olan) haberci güvercinlerin kullanımı yeniden ortaya çıkmış ve rutin olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu konudaki yeni teknikler ise, eskisinden daha etkili bir halde uygulanmaktadır. Mesela, geçmişte güvercinler yalnızca tek bir rota üstünde rinde uçmakta, barınaklarından alınan güvercinler bir süre sonrasında götürüldükleri yerden salınarak eski yerlerine dönmeleri sağlanmaktaydı. Bu durum fazlaca sınırı olan bir kullanım sağlıyordu. Güvercinlerle ilgili bilgilerin artmasıyla güvercinlerin mesajları götürdükten sonrasında yeniden başlangıç istasyonuna dönebildikleri saptanmıştır. Bu şekilde bir eğitimle güvercinler mesajları götürdükten sonrasında yeniden yuvalarına geri Dönmektedir. Bu işlem günde iki kez yapılabilmektedir. Bu uygulamanın püf noktası kuşların yemlendikleri yerin bir istasyon, yuvalarının yeri ise, öteki istasyon olmasıdır. Güvercinler bu şekilde bir günlük emek vermeyi 160 km’ den daha uzun bir mesafede yapabilmektedir. Bu şekilde bir istasyonda güvercinleri gözlemek için personel bulundurmaya gerek kalmamıştır. Yalnızca içeriye oluşturulan (tek yönlü) bir kapısı olan güvercinlik yeterlidir. Güvercinlerin yeniden uçurulması için bir personelin buraya gelmesi gerekir böylelikle getirilmiş olan mesajlar daima bulunur. Bu şekilde bir güvercinlikte yeteri kadar tünek bulunmalıdır. Bu şekilde bir sistem Puerto Rico ve Guatemala’ da uygulanmaktadır. Telefonun olmadığı dağlık alanlarda ve mesajların saatler devam eden büyük zorluklarla ulaştırılmaya çalışmış olduğu sert coğrafi bölgelerde mesajlar bu şekilde yollanabilmektedir. Bazı yerleşimler naturel felaketler, askeri yada terörist saldırılar şeklinde umulmayan faaliyetlerce izole edilebilir. Bu şeklinde durumlarda güvercinler can kurtarıcıdır. Mesela, Puerto Rico’ da arabaların köyden şehre 1.5-2 saatte aldıkları yolu güvercinler 20 dakikada almakta ve köylülerin gereksindikleri bazı ilaçları taşıyabilmektedirler. Haber güvercinlerinin uzaklara ve süratli uçmalarının yanı sıra, et üretimi amacıyla yavrularından da faydalanılır. Güvercinler yarış amacıyla yada leziz et deposu olan geniş pektoral kasları içip yetiştirilirler. Bir çift haber güvercini bir yılda ileti taşımada kullanılmayan ve 28 günlük yaşta kesilen 12-16 yavru yetiştirir. Haberci güvercinler ile ilgili bir öteki örnek Fransa’dan verilebilir. Buna gore siyah-beyaz haberci güvercinler her gün Fransa’nın kuzeybatı kıyısındaki Petit Gendarme nahiyesinden 23 km’lik yolu uçarak hastaneye kan taşımaktadır. Güvercinlerin göğüslerinde hususi bir koşuma sarılarak yollanan kan tüpleriyle hastanede rahat, etkili ve ekonomik bir halde kan testleri yapılabilmektedir. İki güvercine averaj 40 g ağırlıkta her ikisi de aynı kanı içeren kontrol tüpleri bağlanmaktadır. Bu servis bilhassa gezgin akımının olduğu yaz mevsiminde trafik kazalarının arttığı dönemde kıymet kazanmaktadır. Kuşlar, Granvilli yöresiyle Avranches hastanesi arasındaki 27 km’lik yolu hazırlanma süresi de dahil olmak suretiyle 11 dakikada kat edebilmektedir. Akaryakıt fiyatı yüksek olan Fransa’ da bir kaç mısır danesiyle yönetilen bu şekilde bir operasyonun ekonomik kıymeti oldukça büyüktür. Kimi zaman hava durumu negatif bir unsur olabilir. Yoğun sis varlığında güvercin timi yere konmak zorunda kalabilir. Türkiye’den verilebilen bir başka örnekte ise, güvercinler takımlar halinde İstanbul’dan Adapazarı yada İzmit’e getirilerek özgür bırakılmakta ve bu sırada girilen bahislerde hangi takımın daha ilkin evine varacağı tahmin edilerek yarışmalar düzenlenmektedir. Ek olarak Urfa yöresinde güvercinlerin boyunlarına çengelli iğnelerle boncuk yada nazarlıklar asılması da gene Türkiye’ye ilişkin folklorik bir özelliktir.

  • Çorum çıplakları

    Çorum güvercinlerini tanıtmak amacıyla yapmış olduğum bu sitede birçok eksiklerim bulunmasından dolayı affınıza sığınarak bilgilerimi paylaşmayı amaçladım. Güvercin merakım yüzünden ziyaret ettiğim bir çok ilde illaki Çorum güvercinlerini duyan yada besleyen güvercinseverlere rastladım . Sadece edindiğim genel intiba tam ve sıhhatli bilgilerinin olmadığı. Bende,  bana sorulan ve aklıma gelen yanlış anlaşılmaları düzeltmek açısından bazı açıklamalar yapmayı uygun gördüm.
    Bir Çorumlu olarak şunuda itiraf etmem gerekirki , bundan 15-20 yıl öncesine kadar uçup oynayan ve aynı güzellikte olan Çorum güvercinini bulmak , samanlıkta iğne aramak şeklinde birşey diyorum. Bazıları bana kızacak fakat olsun güneş balçıkla sıvanmaz . Bu gün şeklinde aşikar. Eski kan Çorum güvercini besleyen bir elin parmakları kadar değildir. Ben o denli irdeleyip araştırmama karşın bende var bile diyemiyorum . Çünki hala arayış içerisindeyim. Kuşlar zaman içinde kırıla kırıla nerdeyse kaybolma derecesine gelmişler. Kuşa bakıyorsunuz  çorum kuşu mu ? Çorum kuşu işte ayakları çıplak kanatlarında akı varya bitti diyebilirler.Kuşu tanım iyi mi edeyim bunu bir çok kuşcu bilir. Kuşa baktımı kuş insana gülümsemesi lazım ben kuşum diye dile gelip söylemesi lazım. Fakat öncede belirtiğim şeklinde birsürü söylenti var hepimiz kendi kafasına bakılırsa kendi elindeki kuşu sanki bu ırk bu şekilde olurmuş şeklinde tanıtmaya kalkıyor. Ben bunlara da tanık oldum. Bunda bir ölçü olması lazım belirli özellikler bir kalıba konulup kuşu tanım ederken yada incelerken o özellikleri aramak lazımdır. Bunuda artık yetişebildiğimiz yere kadar takip etmeye çalışacağız. Daha düne kadar bilmediğimiz birsürü vakayla karşılaşıyoruz. yazıyı yazdıktan sonrasında Çorum güvercinlerinin altından kırmızı çıkmış olduğu ve bunu daha önceki besleyen kuşakların aktarmadıkları,itiraf eden hala yaşayan eski kuşçularımız var. eğrisiyle doğrusuyla bir ırkı tanımak ve tanıtmak ayıp değildir. Kuşun kusuru olabilir. Bunu tornadan çıkartmıyoruz. Yüce Yaratıcı (cc) iyi mi takdir etmişse istediğiniz kadar güzel görünümlü kuşu birbirine eşleyin aynı kalitede yavru alamazsınız. Bunu her kuşcu bilir. Fakat zaman içinde ıslah edilerek gerçek kalitesi ortaya çıkar. Dileğimiz her kuş her damar için kırılmadık saf kanlı kuşlar yetiştirmek. İlimizde gezdiğim bazı yerlerde tam safkan olmasa da saf kana fazlaca yakın bazı kuşlar gördüm. Baktım bayada çoğaltmış fakat kimselerle paylaşmak istemiyor. Geçenlerde gene güvercin sitelerinin birisinde bir arkadaşımız diyorki. “eskiden Çorumlula rkimseye bu kendi kuşlarından satmazlardı diyor” arkadaşıma katılmakla beraber bu güvercinlerin eski özelliklerinin kaybolmasının büyük sebeplerinden biriside eski kafalıların inatlarıdır demiştim. Elinde güzel kan kuş bulunan eski kafalılar aman damırı hiç kimseye geçmesin tek bende olsun maksadıyla çoğalanh kuşlarını ya hastalık ya gelincik belasıyla topyekün kaybediyorlar işte sana hazin bir damarın sonu.

    Bana sıkça sorulan sorulardan aklıma gele nbirkaçtanesini burdan cevaplayayım.
    1-Çorum çıplağının kırmızısı olurmu yada renkleri nasıldır?
    Yukarıda görmüş olduğunuz renklerin haricinde ÇORUM ÇIPLAĞI RENGİ yoktur. Sadece ilimiz haricinde bazı illerde elinde bir çorum çıplağı olan güvercinseverler bu kuşları değişik kuşlara kırarak değişik renkler elde etmişlerdir.Limona benzer yada kiremit kırmızı boz renkli ne çıplak ne paçalı kuş renkleri elde etmişlerdir.(NOT: Karakuyruğun sırt kısmında lekeler olabilir.)
    (Bu yazıyı yazdıktan sonrasında 120 km uzağımızda bir ilçemizde kuşların Kestane renklisini kısaca elif renginde olanı buldum. İlimizde yaptığım araştırmada daha önceki çıplak besleyen Bakırcı Celal ismiyle tanınan Celal usta rahmetli olan ve govalanın şebabı diyebileceğimiz kuşları besleyen Kuru Kemal den aynalı bir govala dişi almış, gene o dönemlerde meşhur kuşları olan Rahmetli Kürt Tevfik ten almış olduğu govala erkeği eşlemiş ve altlarından kestane renginde 3 ekip yavru almış. Yalnız bu kestane renkleri tülekten sora govala tüylü olarak çıkmış. Bu kuşlara 16 lı demelerinin sebebi ise kanatlarının 8×8 değil yaptıkları oyundan dolayı olduğunuda yeni öğrenmiş bulunuyorum. Kuşlar 16 takla ile çıktıklarından dolayı bu adı almışlar. Altlarından düşen yavrularda yaptıkları oyunlarla hala kendilerinden söz ettirmekteldirler. 
    Yukarıdaki resimde bulunan kuşun dişisini halen uçuruyorum bundan 15-20 yıl evvelki kuşların uçuş sitili bu kuşlarda mevcut. fakat hemen hemen oyun açmadıklarından oyunlarını seyretmek nasip olmadı.)
    2- Çorum Çıplağının çifttepesi olurmu? 
    Çorum çıplağının öntepesi yada çifttepesi kesinlikle olmaz. sadece arka tepelisi kısaca bizim kekilli dediğimiz sonradan işlenilerek elde edilmiştir. bende bulunmadığından resimlerini hemen hemen ekleyemedim ilerki zamanlarda onlarında resimleri yayınlanacaktır.
    3-Çorum Çıplağı havadamı takla atar çatıyamı gelir yoksa yere gelirmi?
    bundan 10-15 yıl ilkin Çorum çıplağı besleyen eski kuşcuların vermiş oldukları bilgiler ve beslediğimiz kuşların uçuş özelliklerine bakılırsa Çıplağın ideali geç oyuna başlamış olan ilk uçtuğunda birkaç dönekte yükseğe çıkan ve kanatlarını ısıttıktan sonrasında çatı üstüne gelip oynayan kuşlardı.sadece daha sonraları kuşları çeşitli oyun şekilleri vermek için kırıldıklarından oyun şekilleri üç şekilde yapanlarıda çıkmıştır. Bazı damarları havada bazıları çatıda öteki bir damarıda yere gelmeye başlamışlardır. Malum tek oyunu dam üstünde ve her tarafını göstererek kısaca dönerek oynamasıdır.Oyun şekli olarakta dam üstünde oyun yapanları makbuldür.
    4- Çorum Güvercinleri fişek yapar mı ? Ne kadar kaçarlar ?
       Kuşlarımızın takla şekli daha öncede değindiğim şeklinde düzgüsel mardin şeklidir. Mardin takla kuşlardan tek ayrı özelliği kanatlarının hafifliğidir. Oyun kuşu besleyenlerinde bilmiş olduğu şeklinde bu hayvanlar da can taşıdığından tabiatın kanunu gereği azca oyun yapmış olduğu sürece fazlaca uzayarak gider fakat kalabalık oyun icra eden kuşun o şekilde kimilerinin söylediği şeklinde 50-60-70 metre kaçması mümkün değil.normalinde oyun azlığı ve çokluğuna orantılı olarak 15-30 metre kaçarlar.daha çok kaçanlarıda olmuştur fakat hali hazırda eldeki kuşların mesafesi sadece bu kadardır

  • Kuyruk Üstü Yağ Bezesi hakkında

    Bir Alman yetiştirici kuyruküstü olmayan güvercinlerle ilgili gözlemlerinde kuyruk telek sayısı 14 ve daha çok olan ırklarda kuyruküstü bezesi bulunmadığını ve bununla birlikte bu güvercin ırklarının hastalıklara karşı daha duyarlı bulunduğunu bildirmiştir. Gerçi bu ırklar içinde bazı bireylerde ufak de olsa kuyruküstüne rastlamak mümkündür.

    Kuyruküstü bezesinin herkesçe malum fonksiyonu tüylerin yağlanmasıdır. Güvercinlerde kuyruk ustu bezesinin bu fonksiyonu su kanatlılarına nazaran fazlaca daha önemsizdir. Güvercinlerde bu amaçla deride oluşan “kepeklenme” öne çıkmaktadır. Uzunca bir süre yıkanma olanağı verilmemiş güvercinlere bu olanak tanındığında suda yoğun bir “toz” göze çarpar. İşte bu toz deri kepeklenmesidir. Gene de güvercinlerde de tüylerin yağlanması, tüylerin su geçirgenliğinin azaltılması, tüylerin muntazam “istifi” için kuyruküstünden salgılanan yağ kullanılmaktadır. Bununla beraber soğuk günlerde tüyler arasındaki hava muhafaza edilerek kuşun vücut sıcaklığını daha yavaş olarak dışarıya vermesi sağlanmakta, bir tur yalıtım oluşturulmaktadır. Bu anlamda bir yorum yapılacak olursa tüylerini yağlayamayanlar, doğrusu kuyruküstu bezesi bulunmayanlar vücut sıcaklıklarını korumak için daha çok enerji harcamak zorunda kalacaklardır. Metabolizmaları da buna bağlı olarak ısı üretme işiyle daha çok ilgilenmek durumundadır. Ayrıca bağışıklık sistemi ikinci plana itilebilir ve dolayisiyla bu kuşlar hastalıklara daha duyarlı olabilirler.

    Kuyruk ustu bezesi ile ilgili araştırma sayısı kısıtlıdır. Bilhassa güvercinlerde yok denecek kadar azca araştırmaya rastlanmıştır. Bundan dolayı aşağıda, değişik kanatlı türlerinde kuyruküstu bezesi ile ilgili bazı araştırmalardan mühim olan noktalar özetlenmiştir.

    Kaya güvercininde (yabani güvercin) kuyruküstü bezesinin cerrahi yöntemlerle uzaklaştırılmasının kuşun genel durumuna ve görünüşüne bir tesirinin olmadığı sonucuna varılmıştır. Benzer şekilde bıldırcınlarda meydana getirilen bir çalışmada kuyruküstü bezesi uzaklaştırılmış olanlarla kuyruküstü bezesi mevcut olanlar içinde vücut gelişimi, vücut sıcaklığı ve hematolojik değerler (kan değerleri) içinde bir fark bulunamamıştır. Sadece bu çalışmalarla ilgili olarak dikkat edilmesi ihtiyaç duyulan nokta gözlemlerin belli bir süre ile kısıtlı olmasıdır.

    İsketelerde meydana getirilen bir çalışmada, kuyruküstü bezesinin büyüklüğü ve salgı miktarı ile kuş üstünde bulunan tüy akarlarının (kuşçular yanlış olarak tüy biti diyorlar) sayısı içinde pozitif bir ilişki saptanmıştır. Kısaca kuyruküstü bezesi büyük ve daha çok yağ salgılayanlar üstünde daha çok sayıda akara rastlamışlar. Araştırıcılar kuyruküstü bezesi salgısının kokusunun sözkonusu parazitler üstünde çekici bir tesiri olduğu kanaatine varmışlardır. Buna bakılırsa akarlar açısından kuyruk ustu bezesi olmayan güvercin ırklarının daha avantajlı olması gerekir.

    Tavuklarda meydana getirilen garip bir araştırmada belli sayıda tavuk iki gruba ayrılmış ve bir gruptaki hayvanların kuyruküstü bezesi uzaklaştırılmıştır. Altmış gün sonrasında meydana getirilen araştırmalarda sağlam gruptaki tavukların tüylerinde bulunan mikroorganizma (mikrop) türleri ile kuyruküstü bezesi uzaklaştırılmış gruptaki tavukların tüylerinde bulunan mikroorganizma türlerinin birbirlerinden değişik oldukları görülmüştür. Sağlam grupta patojen olmayan (hastalık yapmayan) ve hatta salgıları ile (antibiyotik) patojen mikroorganizmaların çoğalmasını önleyen türlere rastlanırken, kuyruküstü alınmış gruptaki tavukların üstünde yalnızca patojen (hastalık yapıcı) mikroorganizmalara rastlanmıştır. Herhalde kuyruk ustu salgısı, tavukların üstünde simbiyotik (tavuk ile ortak) olarak yaşamlarını sürdüren mikroorganizmalar için gıda ortamı görevini görüyor.

    Tüm bunların yanısıra kuyruküstü bezesi salgısının bir tür fungusit (mantar oldurucu) olduğu bilinmektedir. Tavuklarda meydana getirilen emek harcama ve kuyruküstü salgısının son olarak anılan özelliği de, kuyruküstü olmayan ırkların hastalıklara daha duyarlı olabilecekleri savını güçlendirmekte ve açıklamaktadır.

  • YARIŞCI GÜVERCİNLER DE METİONİN-KARNİTİN-KREATİNFOSFAT İLİŞKİSİ

    BİRER AMİNOASİT OLAN METİONİN,KARNİTİN VE KREATİNİN ORGANİZMADA BİR ÇOK ÖNEMLİ
    GÖREVLERİ OLMAKLA BERABER, BU MAKALEDE KARACİĞER –YAĞ ASİTLERİ-ENERJİ ÜRETİM
    MEKANİZMASI ÖZELİNDE İNCELENECEKTİR.
    METİONİN : KOLİN VE FOSFOLİPİTLERİN ORGANİZMADA SENTEZLENMESİ İÇİN ANA MADDEDİR. KAS
    İÇİ ENERJİ ÜRETİM MEKANİZMASININ ÖNEMLİ AMİNOASİTLERİNDEN KREATİN FOSFATIN ANA
    MADDESİDİR. KARACİĞER YAĞLANMASININ ENGELLENMESİNDE VE KARACİĞER YENİLENMESİNİN
    ÖNEMLİ BİR BİLEŞENİDİR. (BU ÖZELLİĞİ B6 VE B12 VİTAMİNİ İLE BİRLİKTE GERÇEKLEŞİR)
    KARNİTİN: YAĞ ASİTLERİNİN ÖZELLİKLE UZUN ZİNCİRLİ YAĞ ASİTLERİNİN ORGANİZMADA ENERJİ
    OLARAK KULLANILMASI MEKANİZMASINDA GÖREV ALIR. BU GÖREV: KAS HÜCRESİ İÇİNE GİRMİŞ YAĞ
    ASİTLERİNİN, ISI ENERJİSİNE DÖNÜŞECEĞİ, MİTOKONDRİYE( MİTOKONDRİ CANLI HÜCRESİNİN ENERJİ
    ÜRETİM MERKEZİDİR.) TAŞINMASINI SAĞLAR.
    KREATİN FOSFAT: KAS HÜCRESİ İÇİNDE BULUNAN MİTOKONDRİDE İLK VE ANİ ENERJİ ÜRETİMİ İÇİN
    GEREKLİ FOSFOR ELEMENTİNİN KAYNAĞIDIR. BİR TÜR HÜCRENİN AKÜSÜDÜR. İLK ATEŞLEMEYİ
    YAPAR.
    İŞLEM ŞU ŞEKİLDE GERÇEKLEŞİR.
    METİONİN, KARACİĞERDE DEPOLANMIŞ YAĞI PARÇALAYARAK YAĞ ASİTLERİNE DÖNÜŞTÜRÜR. YAĞ
    ASİTLERİ KAN DOLAŞIMI İLE HÜCRELERE ULAŞIR. HÜCRE İÇİNDE KARNİTİNE BAĞLANARAK
    LİPOPROTEİNLERİ OLUŞTURUR. BU ŞEKİLDE MİTOKONDRİ HÜCER DUVARINDAN GEÇEREK, ENERJİ
    ÜRETİMİNE HAZIR HALE GELİR. MİTOKONDRİ İÇİNDE KREATİN FOSFAT YAPISINDA BULUNAN FOSFATI
    VE OKSİJENİ KULLANARAK; ADP(ADEN0ZİN DİFOSFAT) DEN İTİBAREN ,ATP( ADENOZİN TRİFOSFAT)
    DENEN ISI ENERJİSİNE DÖNÜŞTÜRÜR.
    ORTAYA ÇIKAN ISI ENERJİSİ, KASLARDA HAREKET ENERJİSİ HALİNİ ALIR. İŞTE
    UÇMANIN,KOŞMANIN,AVCI İLE MÜCADELENİN, ÜREMENİN,YAŞAMANIN KAYNAĞI OLAN ENERJİ EN
    BASİT ANLATIMI İLE BU ŞEKİLDE ÜRETİLİR.

  • Filo güvercinlerinde (Columba livia domestica) bazı morfolojik özellikler

    Türkiye yerli hayvan kaynakları bakımından varlıklı bir ülkedir. Türkiye’deki güvercinler, Columba livia domestica alt türüne ilişik genotiplerinden oluşmakta ve yetiştirme amaçlarına bakılırsa performans güvercinleri (taklacı, dalıcı, makaracı, dönücü, filo uçucusu, postacımesafe uçucu, yüksek uçucu) ve biçim güvercinleri (süs ve ötücü) olarak gruplandırılmaktadırlar (18). Türkiye’de filo uçucusu ve biçim güvercini olarak malum, İskenderun güvercinlerinde meydana getirilen bir araştırmada averaj canlı ağırlık 500-600 g, gaga ve vücut uzunluğu 40-44 mm ve 42-43 santimetre, göğüs çevresi 30-31 santimetre, kuyruk uzunluğu ise averaj 2 santimetre olduğu, Bağdat güvercinlerinde ise averaj canlı ağırlığın 500-600 g olduğu bildirilmiştir (3, 4). Performans güvercinlerinden Bursa oynarı, Trakya makaracısı ve Ankara Taklacı güvercinlerinde canlı ağırlık sırasıyla 341.95, 335.58 ve 321.62 g; vücut uzunluğu 26.70, 34.42 ve 34.95 santimetre; göğüs genişliği 5.60 santimetre, 56.55 ve 56.04 mm; gaga uzunluğu 2.60, 19.78 ve 16.43 mm; kanat açıklığı 59.07, 67.32 ve 68.82 santimetre; kuyruk uzunluğu 13.73, 14.00 ve 13.45 santimetre olduğu bildirilmiştir (6,7,30).

    Türkiye’de, güvercin yetiştiriciliği en fazla meydana getirilen şehirlerden biri Şanlıurfa’dır. Bölge halkının güvercin yetiştiriciliğine meraklı oluşu ve evlerin yapısal hususi durumunun (avluları geniş, çatıların düz) uygun olması yaygın olarak yapılmasında etken faktörlerdendir. Bu bölgede daha oldukca filo güvercini yetiştiriciliği yapılmaktadır (2, 6, 27, 32). Filo güvercinleri Kasım-Nisan ayları içinde eş zamanlı olarak havaya bırakılarak, büyük gruplar halinde uçurulmaktadırlar. Havada ortalama üç saat kalabildikleri bildirilmektedir. Bu vakaya karışma adı verilmektedir. Bu yüzden bu kuşlara karışım kuşu da denilmektedir. (5, 18). Güvercin yetiştiriciliğinde en mühim informasyon eksiklikleri, atadan/ustadan görme yetiştiricilik uygulamaları, hastalık tedavilerinde geleneksel metotların uygulanması ve bilimsel çalışmaların azca olması şeklinde sıralanabilir. Bu araştırma, Türkiye’nin yerli hayvan gen kaynaklarından olan ve Şanlıurfa’da yaygın şekilde yetiştirilerek çeşitli yarışmaları düzenlenen filo uçucusu güvercinlerde bazı morfolojik özelliklerin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Materyal ve Yöntem Bu araştırmanın hayvan materyalini, 2013 senesinde Şanlıurfa’da sekiz değişik işletmede bulunan 119 adam ve 56 dişi olmak suretiyle toplam 175 güvercin oluşturmuştur. İşletmelerde kümes ve beslenme şartlarının benzer olduğu gözlenmiştir. İşletmelere meydana getirilen ziyaretler, 2013 yılı Haziran ayı içinde, her bir işletmeye bir kez gidilmesi şeklinde gerçekleştirilmiştir. Güvercinler yaş ve cinsiyet grupları dikkate alınarak seçilmiş, her kişinin morfolojik ölçümleri aynı şahıs tarafınca yapılmıştır. Güvercin yaşları işletmelerde tutulan kayıtlara bakılırsa belirlenmiştir. Güvercinlerin bakım ve besleme işlemi işletmelerde uygulanan rutin programa bakılırsa yapılmıştır. Canlı ağırlık 0.01 g’a duyarlı terazi ile, vücut uzunluğu (üst gaga ucu ile en uzun kuyruk teleği arası) metal cetvel ile, kanat açıklığı (iki kanatın en uzun uçma telekleri arası) ve uzunluğu (omuz eklemi ile en uzun uçma teleği arası), beden uzunluğu (ilk göğüs omuru ile pgostyle sonu arası), kuyruk uzunluğu (kuyruğun kuyruk kökü ile en uzun kuyruk teleği arası), göğüs çevresi (iki kanat altından göğüs kemiğinin en uç noktası süresince) değerleri ölçü şeridi ile, göğüs genişliği (sağ ve sol glenoid boşluğun arası) ve derinliği (ilk göğüs omuru ile göğüs kemiğinin en uç noktası arası), baş uzunluğu (üst gaga ucu ile condylus occipitalis arası), baş genişliği (kafatasının sol ve sağında en uç noktalar arası), gaga uzunluğu (üst gaga ucu gaga tüyleri arası) ve derinliği (gaganın orta bölümünün alt ve üst kısmı arası) ve incik çapı (metatarsus kemiğinin ortasından) değerleri dijital kumpas ile ölçülerek elde edilmiştir (6). Vücut uzunluğu ölçülürken, güvercinler sırt üstü yatırılarak tüm vücut düzleştirilmiş, kuyruk uzunluğu ölçümünde telek vücuda dik tutulmuş, kanat açıklığı ve uzunluğu alınırken kanatlar tam açık şekilde tutulmuştur. Gaga derinliği ölçülürken, alt ve üst gaga tam olarak birleştirilmiştir. İncik çapı ölçümü mediolateral yönde sağ metatarsustan, kanat uzunluğu sağ kanattan alınmıştır (6, 8, 9, 24, 25, 28, 31). Güvercinlerin tanımlanmasında tüy rengi ve nişaneler dikkate alınmıştır. Tüy rengi: Bu araştırmada tüy rengi olarak alaca, keşpir, boz, gök, siyah, beyaz, sarı, kırmızı olmak suretiyle sekiz ana renk tespit edilmiştir. Alaca: Değişik iki rengin muntazam kenarlı ve büyük parçalar halinde birleşmesi ile oluşmuştur. Siyah alaca (siyah ve beyaz (Biçim 2)), kırmızı alaca (kırmızı ve beyaz (Biçim 3)), sarı alaca (sarı ve beyaz (Biçim 4)) benzer biçimde çeşitleri vardır. Keşpir: Değişik iki rengin, muntazam kenarlı olmayan büyük parçalar yada noktalar halinde birleşmesi ve düzensiz dağılım göstermesidir. Kırmızı keşpir (beyaz ve kırmızı renkler düzensiz dağılım göstermesi ile (Biçim 5)), siyah keşpir (beyaz ve üstünde siyah renk düzensiz dağılım göstermesi ile (Biçim 6)), mavi keşpir (beyaz ve mavi renk düzensiz dağılım göstermesi ile (Biçim 7)), sarı keşpir (beyaz ve sarı renk düzensiz dağılım göstermesi ile (Biçim 8)) ile oluşan varyasyonları vardır. Boz: Vücudun geneli kül (açık toprak) renktedir (Biçim 9). Kırmızı boz (boyun ve kanatlarda açık kırmızı renk (gül rengi) olması (Biçim 10)), sarı boz (boyun ve kanatlardaki sarı rengin oldukca belirgin olması (Biçim 11)), mavi boz (boyun ve kanatlarda mavi renk olması) ve mor boz (boyun ve kanatlarda koyu kırmızıya yakın mor rengin bulunması (Biçim 12)) benzer biçimde çeşitleri vardır. Gök: Gövde ve kanatlar mavimsi açık gri, baş ve kuyruk daha koyu gri renktedir (Biçim 13). Gök rengin daha açık rengine gök safra adı verilmektedir (Biçim 14). Siyah: Vücudu kaplayan tüylerin tamamının rengi siyahtır (Biçim 15). Beyaz: Vücudu kaplayan tüylerin tamamının rengi beyazdır (Biçim 16). Sarı: Vücudu kaplayan tüylerin tamamının rengi devetabanı yada koyu sarıdır (Biçim 17). Kırmızı: Vücudu kaplayan tüylerin tamamının rengi açık yada koyu kiremit renktedir. Bu renk kırmızı sat diye de tanımlanmaktadır (Biçim 18). Nişaneler: Baş, vücut, kanat ve kuyrukta nişaneler tespit edilmiştir. Karagöz, Baş da göz çevresinde siyah halkanın bulunmasıdır (Biçim 19). Vücut ve Kanat nişaneleri: Kırktelli, güvercinin renginden değişik bir rengin, kanat ve vücudun üst kısmını geniş şekilde kaplaması, düzensiz desene haiz olmasıdır. Bu güvercinler için “kanatları geniş” tabiri de kullanılmaktadır. Mısırlı ya da şekerli, vücut beyaz, kanat ve kuyruk rengi değişik, ek olarak vücudun herhangi bir bölgesin de (çoğunlukla başın üst kısmı yada iki yan kısımları) değişik büyüklüklerde kanat ve kuyruk rengiyle aynı renkte kir/lekelerin görülmesidir. Siyah mısırlı, vücudun beyaz, kanat ve kuyruğun siyah olması ve beyaz olan bölümünde siyah kir/lekelerin görülmesi, mavi mısırlı, vücudun genelinin beyaz, kanat ve kuyruğun gök mavisi olması ve beyaz olan bölümde mavi kir/lekelerin görülmesi şeklinde tanımlanmaktadır. Lekenin sayısına bakılırsa tek şekerli (Biçim 20) ya da oldukca şekerli (ikiden fazla) (Biçim 21) diye adlandırılmaktadır.

  • Güvercin aşıları hakkında bilinesi gerekenler

    Hiçbir vakit unutulmamalıdır ki aşı sadece ve sadece sağlıklı olan güvercine yapılır. Aşı yapıldığında sağlıklı olan kanatlıya hastalık yapan bakteri, virüs, parazit benzer biçimde etkenlerin zayıflatılmış halleri verilir. Aşılama sonrası kanatlılar, direnç yani bağışıklık kazanır. Pasif direnç, aşılama sonrası anaç güvercinin yumurtası yöntemiyle yavrusunun da hastalığa karşı direnç kazanmasıdır. Bu direnç yavrularda 3 hafta kadar süre gelir. Bu sürece meternal antikorlar tesir eder. Aktif direnç ise, aşı yapılan kanatlılarda aşı içeriğindeki kuşların kapsadığı hastalıklara karşı oluşan mukavemettir

    Aşı, sağlıklı güvercinlere yapılır. Sıkça duyuyoruz, ” Aşı yaptım, güvercinler öldü.” Niçin? Hiç düşündünüz mü? Aşı yapmak, hayvanın vücuduna hastalık meydana getiren ölü yada canlı mikroorganizma vermektir. Bu şekilde, o kanatlıda ileride gerçekleşebilecek hastalığa karşı dirençli olmasını kısaca bağışıklık kazanmasını sağlamak hedeflenmektedir.

    Aşı yapıldığında, kanatlı, vücuda verilen canlılarla savaş yaparken güç sarf eder ve biraz yıpranır. Güçlü ise bu savaşı kazanır. Güçsüz ise kaybeder. Savaşı kaybeden canlı, ileride bir hastalık durumunda da savaşı zaten kaybedecek doğrusu ölecektir. Bu kayıp bizim için kazançtır. Bu şekilde sağlıklı, dirayetli damızlıklarımız elimizde kalacaktır. Paragrafın başında “Aşı, sağlıklı güvercinlere yapılır.” cümlesini yazdık. Eğer, kanatlılarda verdiğimiz aşının haricinde başka bilmediğimiz ya da bilincinde olmadığımız gizli bir hastalık varsa ölüm oranı çok yüksek olacaktır. Zaten bir hastalık etkeniyle savaş halindeki kanatlıya aşı yoluyla ikinci bir hastalık etkeni vermiş oluyoruz. Her ikisiyle savaşım edemeyeceği için kanatlılarımız ölecektir.

    Kısaca savaş halindeki bir orduya farklı bir cepheden ikinci saldırının yapılması anlamına gelir. Şimdi söyleyebilir misiniz ki “Aşı yapmış olduk, güvercinler öldü. Aşı iyi değil.” diye? Aslolan suç kimde? Aşıda mı bizde mi? Aşı, sağlıklı kümeslere yapılır. Aşı yapılan hayvanlar, o hastalığa bağışıklık kazanırken, vücut kuvvetli olacağı için başka hastalıklara da kısmen kuvvetli olurlar

    .
    Aşılar, canlı(aktif) ve ölü(inaktif) aşılar olarak ikiye ayrılırlar. Canlı aşılar, ölü aşılara göre daha ucuz ama daha risklidir. Aşılama sonrası hastalık etkeninin yayılma riski vardır ve şiddetli reaksiyonlar görülebilir. Doz ayarlanmadığında canlıda bastırılmış başka hastalıkların ortaya çıkmasına neden olabilir. Yılda bir veya iki kere inaktif aşıların deri altı yolu ile Sağlıklı Kümeslerde uygulanması uygundur.

    Kart kuş (erişkin kuş) aşılama dönemlerinin serin havalara denk getirilmesi çok önemlidir. Çünkü aşılama ondan sonra kuşlarınız ateş yapacaktır.. Yaz dönemlerinde senelik veya 6 aylık aşı yapmaktan kaçınınız. Aşı yapmak için en uygun iki ay Aralık ayı ve Nisan ayıdır.

    Bunun haricinde yavru güvercinlere aşı yapar iken izleyeceğimiz yol şu şekildedir. Yavru güvercinlerimizi iki kere aşılamak gerekmektedir. Birinci aşı yavru 3. Haftalık olduğunda şu demek oluyor ki 21 gmeşhurk olduğunda yapılır hemen sonra yavru 7. Haftayı tamamladığında ikinci aşılaması yapılır.

  • Aşılama ve Güvercin Aşıları

    GÜVERCİNLER NEDEN AŞILANMALIDIR?

    HASTALIĞA NEDEN OLAN ORGANİZMALAR, VİRÜSLER, BAKTERİLER, MANTAR, PARAZİT VE PROTOZOALARDIR. VİRÜSLER DIŞINDAKİ TÜM ORGANİZMALAR, İLAÇ TEDAVİSİYLE YOK EDİLEBİLMEKTEDİR. ANCAK VİRÜSLER İLAÇLARDAN ETKİLENMEZLER. BU YÜZDEN ÖZELLİKLE VİRÜS KAYNAKLI HASTALIKLARDAN( NEWCASTLE – İNFEKSİYÖZ BRONŞİTİS – POX ÇİÇEK) KORUNMAK İÇİN AŞILAMA YAPILMASI GEREKİR.

    AŞILAR, ZAYIFLATILMIŞ VEYA ÖLDÜRÜLMÜŞ VİRÜS İÇERİR VE UYGULANAN HAYVANDA BU HASTALIĞA DAİR BAĞIŞIKLIĞIN OLUŞMASINI SAĞLARLAR.

    ÖRNEĞİN PARAMYXO VİRÜS AŞISINDA, SADECE PARAMYXO VİRÜSLERİ BULUNUR. BU SEBEPLE, HASTA KUŞLARI İYİLEŞTİRMEZ,  TEDAVİ EDİCİ DEĞİLDİR. BU AŞI YAPILDIĞINDA E.COLİ – SALMONELLA GİBİ HASTALIKLARIN BULAŞMASINI ENGELLEMEZ. AŞININ GÖREVİ, HANGİ VİRÜSÜ İÇERİYORSA, O HASTALIĞA DAİR ANTİKOR ÜRETİLMESİNİ SAĞLAYARAK, BU HASTALIK BULAŞTIĞINDA DAHA KOLAY VE HAFİF ATLATILMASINI SAĞLAMAKTIR.

    AŞILAR, ISIYA ÇOK DUYARLIDIR. BELİRLİ DERECELERDE MUHAFAZA EDİLİP(4-8 DERECE), TAŞINMASI GEREKİR. AKSİ HALDE BOZULMALARA NEDEN OLARAK AŞI ETKİNLİĞİ DÜŞMEKTEDİR. VETERİNER KLİNİKLERİNDE VE BU KLİNİKLERE GELENE KADAR BU SOĞUK ZİNCİR KORUNARAK TAŞINMAKTADIR. BU YÜZDEN VETERİNER KLİNİKLERİ DIŞINDA SATILAN, SOĞUK ZİNCİRE DİKKAT EDİLMEDEN TAŞINAN, SAKLANAN, GETİRİLEN AŞILARIN HİÇBİR ETKİNLİĞİ OLMAMAKTADIR.

    GÜVERCİNLERDE VEBA AŞISI:

    AŞILAMA

    Tavuklarda kullanılan Newcastle Hastalığı (ND) aşıları, PPMV1’e karşı yeterli koruma sağlar ve enfeksiyonun yayılmasının potansiyel etkisini en aza indirir.

    ND aşılarının kullanımı ile ilgili araştırma denemeleri, güvercinlerde güvenli olduklarını ve güvercinlerin iki kez doğru şekilde aşılandığında, bunların PPMV1’e karşı korumayı sağlayan gereken antikor seviyelerini üretirler.

    4 hafta arayla 2 uygulamada inaktive edilmiş (öldürülmüş) ND aşıları, PPMV1’e karşı güvercinleri aşılamak için kullanılır. İnaktive edilmiş bir aşı, ölü virüs içeren bir aşıdır. Aşı ayrıca, daha güçlü ve daha uzun süreli bağışıklığı uyarmak için adjuvanlar içerir.

    Enjeksiyon, boyun tabanı veya deri ile bacak arasındaki gevşek deriye deri altı yapılır.

    Bu aşılar dondurulmamalıdır. Üreticinin önerilen sıcaklıkta, genellikle 4-8ºC arasında tutulması gerekir.

    Sağlıklı sürülerde sadece sağlıklı güvercinler aşılanmalıdır. Korumayı optimize etmek için tüm güvercinleri birlikte aşılamak önemlidir. Genç güvercinlere genellikle 4 haftalıkken ilk aşı dozu ve dört hafta sonra ikinci aşı dozu verilir. Her yıl koruma amaçlı aşının tekrarlanması şiddetle tavsiye edilir.

    AŞILAMADA DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER:

    -AŞI, KUŞLAR SAĞLIKLIYKEN YAPILMALI

    -SOĞUK ZİNCİR KURALINA GÖRE SAKLANMIŞ VE TAŞINMIŞ OLMALI

    -ÖNERİLEN DOZAJ VE UYGULAMA ŞEKLİNİN DIŞINA ÇIKILMAMALI (DERİ ALTI)

    -AŞI SONRASI B VİTAMİNİ İÇEREN TAKVİYELER YAPILMALI

    GÜVERCİNLERDE KULLANILABİLECEK AŞILAR NELERDİR?

    -NOBİLİS PARAMYXO P201:

    Açıklama:
    Nobilis Paramyxo, Paramikso virüsü hastalığına karşı Güvercinlerin aktif immünizasyonu için kullanılan bir aşıdır.
    Kullanım Alanları:
     PPMV-1 VİRÜSÜNÜN neden olduğu ENFEKSİYONA  karşı güvercinlerin aşılanması için KULLANILIR.

    Bağışıklık başlangıcı:

    Primer aşılamadan 4 hafta sonra.
    1 yıllık bağışıklık süresi gösterilmiştir.

    Standart Doz:
    Subkutanöz enjeksiyon ile boynun alt arka kısmına uygulayın.
    Hayvan başına 0.25ml aşısı kullanın.
    Kullanmadan önce aşının ortam sıcaklığına (15-25C) ulaşmasına izin verin. Kullanmadan önce iyice çalkalayınız. Steril şırınga ve iğneler kullanın. Kuşlar 5 haftalıktan aşılanabilir. Yıllık yeniden düzenleme önerilmektedir.
    Önlemler:
    – Sadece sağlıklı kuşların aşılanması gerekir
    – Üreme mevsiminin başlamasından sonraki 4 hafta içinde aşı yapılması önerilmez.

    Kullanıcıya:
    Bu ürün mineral yağ içerir. Kaza sonucu enjeksiyon / kendi kendine enjeksiyon, özellikle eklem veya parmak içine enjekte edildiğinde şiddetli ağrı ve şişlik ile sonuçlanabilir ve nadir durumlarda tıbbi müdahale yapılmadığı takdirde, etkilenen parmağın kaybıyla sonuçlanabilir.
    Ürünle yanlışlıkla enjekte edilirseniz, sadece çok küçük bir miktar enjekte edip paketini yanınıza alsanız bile derhal tıbbi yardım alın.
    Ağrı muayenesinden sonra 12 saatten fazla ağrı devam ederse, tekrar tıbbi yardım alın.

    Hekime: 
    Bu ürün mineral yağ içerir. Küçük miktarlar enjekte edilmiş olsa bile, bu ürünle kazara enjekte edilmesi, örneğin, iskemik nekroz ve hatta bir rakam kaybına neden olabilen yoğun şişliğe neden olabilir. Uzman, PROMPT, cerrahi müdahale gereklidir ve özellikle bir parmak pulpası veya tendonun tutulumu olduğunda, enjekte edilen bölgenin erken insizyonunu ve sulanmasını gerektirebilir.

    -OLVAC ONE DAY

    Newcastle Hastalığına karşı yağ emülsifiye inaktif aşı

    Virüs, β-propiolakton ile inaktive edilmiştir. Daha sonra purifiye edilmiş ve zayıf mineral yağda emülsifiye edilmiştir (Salk metodu).

    Aşı titresi: İnaktif Newcastle Hastalık virusu 50 PD50/doz’dan az değildir.

    -OL-VAC

    Kanatlı Newcastle hastalığına karşı yağ emülsifiye inakfif aşı

    Tavuk embriyosunda kültüre edilmiş Newcastle Hastalık virusunun oldukça immunojenik suşu kullanılarak hazırlanmıştır.

    Virus, β-propiolakton ile inaktive edilmiş ve zayıf mineral yağ ile emülsifiye edilmiştir (Salk metodu) Aşı titresi: İnaktif Newcastle Hastalık virüsü 100 PD50/doz’dan az değildir.

    -OLVAC A+B

    Newcastle Hastalığı, Egg Drop Sendrom ve Enfeksiyöz Bronşitis’e karşı yağ emülsifiye inaktif aşı

    Her 0.5 ml’lik doz aşı; İnaktif Newcastle Hastalık virusu’ndan en az: 108.5   EID50– İnaktif EDS Adenovirus 127 suşu’ndan en az: 107.5 EID50– İnaktif Enfeksiyöz Bronşitis virusu’ndan en az: 3.107.5 EID50 (her suş 107.5 EID50) – Zayıf mineral yağ – Sorbitan monooleate q.s 0.5 ml içerir.

    -OLVAC A+B+HG

    Newcastle, Enfeksiyöz Bronşitis, EDS 76 (Egg Drop Sendrom) ve Enfeksiyöz koriza hastalıklarına karşı yağ emülsifiye inaktif enjeksiyonluk aşı

    Kanatlı hayvanlarda Newcastle Hastalığı, Enfeksiyöz Bronşitis, Egg Drop Sendrom (EDS’76) ve Enfeksiyöz Koriza’ya karşı korunmasında.

    Her doz aşı, İnaktif Newcastle Hastalık virusu’ndan en az 50 PD50  – İnaktif Enfeksiyöz Bronşitis virusu’ndan en az 107.5 EID50 – İnaktif adenovirus EDS’den en az 1000 HAU – İnaktif Haemophilus paragallinarum serotip A’dan en az 3 x 109 CFU, İnaktif Haemophilus paragallinarum serotip C’den en az 3 x 109 CFU içerir.

    -PM-OLVAC

    Newcastle hastalığı ve kanatlı kolerası’na karşı yağ emülsifi ye inaktif aşı

    β-propiolakton ile inaktive edilmiş oldukça yüksek immunojenik güce sahip Newcastle Hastalık virusu suşları ve formalin ile inaktive edilmiş Pasteurella Multocida ‘dan üretilmiş karma bir aşıdır. Kültürler, immun etkiyi güçlendirmek ve süresini uzatmak için zayıf mineral yağda emülsifiye edilmiştir.

    0.5 ml’lik her bir doz aşı: İnaktif Newcastle Hastalık virusu’ndan en az 100 PD50 – İnaktif Pasteurella multocida’dan en az 100 PD50 – Thiomersal 0.05 mg – Zayıf mineral yağ ve Sorbitan monooleate q.s. 0.5 ml içerir.

    -NOBİLİS ND BROİLER

    Nobilis ND Broiler bir günlük civcivlerin Newcastle (ND) hastalığına karşı immunizasyonu için inaktif bir aşıdır.

    Bileşim
    Aktif madde:
    İnaktif ND virusu Clone 30 suşu.

    Formülasyon
    Enjeksiyonluk emülsiyon (yağ içinde su)

    Hedef türler
    Tavuklar

    Endikasyonlar 
    Newcastle hastalığının endemik olduğu bölgelerde bir günlük civcivleri hastalıktan korumak için uygulanması tavsiye edilir.

    Kontrendikasyonlar
    Yoktur.

    Aşılama programı
    Nobilis ND Broiler bir günlük civcivlere enjeksiyon yoluyla uygulanır, canlı ND Clone 30 aşısı ile kombine olarak kullanılması tavsiye edilir (ND Clone 30, sprey veya burun göz damlası metodu ile kullanılmalıdır).

    Doz 
    Her civciv için 0,1 ml.

    Uygulama şekli
    Herbir civcive, göğüsten kas içi veya boynun alt tarafından deri altı olarak uygulanır.

    Yasal arınma süresi
    0 gün

    Sunum
    200 ml lik (1000 doz) cam veya polietilen şişelerde.

    Saklama koşulları
    2-8°C de saklanmalıdır ve dondurulmamalıdır.
    Şişeler açıldıktan sonra 3 saat içerisinde tüketilmelidir.

    Uyarılar

    • Sadece sağlıklı hayvanlar aşılanmalıdır.
    • Kullanılmadan önce oda sıcaklığına ulaşmasını bekleyiniz (20-25°C).
    • Kullanmadan önce şişeyi iyice çalkalayınız.
    • Steril enjektörler kullanınız.
    • Açtıktan sonra bütün şişeyi kullanınız.
    • Diğer aşılarla karıştırmayınız.
    • Yanlış uygulamalar sonucu aşının uygulayıcıya enjekte edilmesi durumlarında hekime müracat edilmeli ve yağlı emülsüyonlu aşı olduğu belirtilmelidir.

    Diğer bilgiler
    Boş veya kısmen kullanılmış şişeleri kanunlara uygun olarak imha ediniz.

    -Nobilis COR4+IB+ND+EDS

    Nobilis COR4+IB+ND+EDS tavukların Enfeksiyöz Bronşitis, Newcastle Hastalığı, Egg Drop Syndrome ve Haemophilus paragallinarum tarafından oluşturulan Enfeksiyöz Koriza (Coryza) hastalıklarına karşı immunizasyonu için kullanılan inaktif bir aşıdır.


    Kompozisyon 
    0.5 ml’lik herbr dozundaki aktif maddeler: Haemophilus paragallinarum

    • 083 suşu (serotip A): en az 1 CPD70
    • Spross suşu (serotip B): en az 1 CPD70
    • H-18 suşu (serotip C): en az 1 CPD70
    • 48 suşı (serotip varyant tip B): en az 1 CPD70
    • IBV M41 suşu : aşılanmış hayvanlarda > 2.0 log2 HI unitesi artışı
    • EDSV’76, BC14 suşu : > 3.2 log2 HI unitesi
    • NDV strain Clone 30: beher 1/50. dozda > 4.0 log2 HI unitesi veya > 50 PD50 ünitesi

    Formulasyon 
    Yağ içerisinde su emulsiyonu

    Endikasyonlar 
    Kanatlıların Haemophilus paragallinarum (serotip A, B, C ve B variant) tarafından oluşturulan Enfeksiyöz Koriza hastalığının enfeksiyon ve klinik belirtilerinin asgariye indirgenmesi ve Enfeksiyöz Bronşitis Virus – IBV (Massachusetts serotipi) Newcastle hastalığı ve Egg Drop Sendromu ’76 ya karşı korunması amacı ile kullanılır. Koruyucu etkisi en az yumurtlama dönemi sonuna kadar ortaya konmuştur.

    Aşılama 
    Nobilis COR4+IB+ND+EDS tavuklara 14 haftalık yaştan itibaren ve en geç yumurtlama dönemi başlangıcından 4 hafta öncesine kadar uygulanabilir.

    Enfeksiyöz Koriza’ya karşı optmal korunma amacı ile hayvanlar Nobilis COR4+IB+ND+EDS ile aşılanmadan en az 6 hafta önce Nobilis Coryza veya Nobilis Corvac 4 ile aşılanmış olmalıdır. Enfeksiyöz Bronşitis ve Newcastle hastalıklarına karşı optimal booster etki için hayvanlar Nobilis COR4+IB+ND+EDS ile aşılanmadan en az 4 hafta önce Newcastle Hastalığı ve Enfeksiyöz Bronşitis’e karşı canlı aşılarla aşılanmış olmalıdır. Egg Drop Syndrome ’76 için primer aşılamaya gerek yoktur.

    Dozaj 
    Herbir hayvan için 1 doz (0.5 ml).

    Uygulama şekli 
    Boynun alt kısmına deri altı olarak uygulanmalıdır

    Atılma süresi
    0 gün

    Sunum 
    500 ml’lik PET şişelerde

    Saklama 
    2-8°C’de saklanmalı ve doğrudan güneş ışığına maruz bırakılmamalıdır. Dondurulmamalıdır.

    Kontra-endikasyonlar 
    Kullanım talimatlarına uygun olarak kullanıldığında yoktur.

    Diğer bilgiler
    Sadece sağlıklı hayvanlar aşılanmalıdır.
    Kullanmadan önce şişeler iyice çalkalanmalı ve içeriğinin oda sıcaklığına (20-25°C) ulaşması beklenmelidir.
    Açılmış şişeler 3 saat içerisinde tüketilmelidir.
    Steril enjektörler kullanınız.
    Diğer aşılarla karıştırmayınız.
    Boş veya kısmen kullanılmış şişeleri kanunlara uygun olarak imha ediniz.

    Uyarılar
    Yanlış uygulamalar sonucu aşının uygulayıcıya enjekte edilmesi durumlarında hekime müracat edilmeli ve yağlı emülsüyonlu aşı olduğu belirtilmelidir

  • GÜVERCİNLER HAKKINDA ÇOK BİLİNMEYEN BİLGİLER

    -Güvercinler binlerce senedir insanlarla birlikte yaşamakta olup,ilk güvercin resimlerine Milattan Ilkin 3000’de Mezopotamya’da(günümüzde Irak) kil tabletler üstünden ulaşılmıştır.

    -Mezopotamya’da Sümerler günümüzde şehirlerde gördüğümüz yabani güvercinlerden beyaz güvercin üretmiş<lerdir.

    -Antik çağlarda insanoğlu beyaz güvercinleri mucize olarak görmüş.Onları mukaddes sayıp,tapınmışlardır.

    -1. ve 2. Dünya Savaşı esnasında haberleşmede etken olarak kullanılmışlardır.1.Dünya Savaşı esnasında Cher ami (sevgili dost) adındaki güvercin düşman hatlarından Fransızlara haber taşımış.Ayağından ve göğsünden vurulmasına rağmen 25 dakika uçmaya devam etmiştir.Binlerce askerin yaşamını kurtaran Cher ami’ye Fransız hükümeti bir madalya vermiştir.

    -Güvercinler kullanılarak oluşturulan ilk yazışma ağı Milattan Ilkin 5. yüzyılda Suriye ve Persler içinde kurulmuştur.Hemen sonra Milattan Ilkin 12. yüzyılda Suriye,Mısır,Bağdat ve öteki şehirler içinde güvercinler vesilesiyle bir komünikasyon ağı kurulmuştur.

    -Bilhassa Avrupa’da 16. 17. ve 18. yüzyıllarda güvercin gübresi oldukca değerlenmiştir.Çiftlik gübresinden daha kaliteli olduğu anlaşılmış.Çalınmasın diye güvercin kafeslerinin önüne nöbetçiler koymuşlardır.

    -Bazı güvercin türleri havada takla atmaktadır.Bunun sebebi kati olarak bilinmemekle birlikte dengeden yada eğlence amacından dolayı kaynaklandığı düşünülmektedir.

    -Güvercinler insanoğlu tarafınca evcilleştirilen ilk kuşlardır.

    -Stockholm’deki güvercinler metronun işleyiş sistemini kavramış.1990’lardan itibaren metroyu kullanmışlardır.

    -Dr. Dalila Bovet ve ekibi Paris’te güvercinler üstüne yaptıkları bir araştırmada güvercinlerin insan yüzlerini tanımış olduğu sonucuna ulaşmıştır.Güvercinleri belli aralıklarla beslemiş.Değişik zamanlarda değişik giysilerle gelseler bile güvercinlerin onları tanıdığını farketmiştir.

    -Güvercinlerin gözleri oldukca keskindir.İnsanlar çevreyi 3 ışık spektrumuyla algılarken, bu sayı güvercinlerde 5’tir.Bu da neredeyse aynı renk tonundaki renkleri ayırt edebilmelerini sağlıyor.

    -1950’lerde, psikolog B.F Skinner hayvan davranışının yalnızca içgüdüyle değil, dış etkenlerle yönlendirildiğini göstermeye çalıştı. Durumu kanıtlamaya destek olması için, güvercinlere masa tenisi oynamayı öğretmeyi başarmıştır.
    -Saatte 160 kilometre hızla uçabilirler.

    -2009’da Winston adlı bir güvercin, Cenup Afrika’nın en büyük web şirketi tarafınca sunulan ADSL hizmetinden daha süratli çıktı. Kuş, web sağlayıcısı Telkon’dan akan verilere karşı başın 60 kilometrelik bir rotada 4GB hafıza  taşıyordu. Winston, verileri bir saatten fazla bir sürede fizyolojik olarak aktarabilirken, dijital olarak yüklenmesi ortalama iki saat sürdü.

    -1840’lı yıllarda Paul Julius Reuter, en büyük internasyonal haber ajanslarından biri olmaya başlamadan ilkin bilgiyi zamanında dağıtmanın daha iyi yollarından söz ediyordu. Reuters  telgraf kullanmaya karar verdikten sonrasında yakında işinden çıkmış olmasına karşın, bir haber servisini başlatmaya yönelik ilk girişimlerinde taşıyıcı güvercin sürülerini kullanılarak yazışmalarını oldukca geniş bir kesime ulaştırmıştır.Bu şekilde güvercinler Reuters haber ajansının kurulmasına yardım etmiş oldu.

    -Tek eşli hayvanlardır.

    -Dünya’da ortalama olarak 260 milyon güvercin yaşamaktadır.

    -DNA araştırmacıları soyları tükenen dodo kuşunun güvercinlerin en yakın akrabası bulunduğunu söylüyorlar.